Şirket İçinde Geliştirilen Buluşların Hak Sahibi Kimdir: Çalışan mı İşveren mi?
GİRİŞ
Şirket bünyesinde geliştirilen teknik yenilikler, günümüz bilgi ve teknoloji çağında işletmelerin rekabet gücünü doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, çalışan tarafından geliştirilen bir buluşun hukuken kime ait olduğu sorusu, hem iş hukuku hem de fikri ve sınai haklar hukuku açısından hayati öneme sahiptir. Bu yazıda, iş ilişkisi sırasında geliştirilen buluşların mülkiyeti meselesi; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde teorik ve pratik yönleriyle ele alınacak, kurgusal bir olay üzerinden örneklendirme yapılacaktır.
1. Buluş Kavramı ve Hukuki Niteliği
Bir buluş; teknik bir problemi çözmek amacıyla geliştirilen, yeni, buluş basamağı içeren ve sanayiye uygulanabilir nitelikteki fikri bir üründür. Hukuken bir “fikir ürünü” olan buluşlar, sınai mülkiyet hakları kapsamında patent ya da faydalı model korumasına tabi olabilir.
2. Sınai Mülkiyet Kanunu’nda Hizmet Buluşları
2.1. Tanım
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 113. maddesinde, çalışanların yaptığı buluşlar ikiye ayrılmıştır:
-
Hizmet buluşu: Çalışanın, işini yerine getirirken yaptığı ve işverenin faaliyet alanına giren buluşlardır.
-
Serbest buluş: İşle ilgisi olmayan, çalışanın özel çabasıyla gerçekleştirdiği buluşlardır.
2.2. Hak Sahipliği
Hizmet buluşlarında asli hak sahibi işveren sayılır. Ancak çalışanın da buluş üzerinde bazı mali ve manevi hakları vardır. İşveren, buluş üzerinde tam ya da kısmi talep hakkını kullanabilir.
İşverenin bu hakkını kullanabilmesi için çalışanın kendisine buluş bildirimi yapması gerekir. İşveren, bildirimi aldıktan sonra dört ay içinde talep beyanında bulunmazsa, buluş üzerindeki hakkını kaybeder.
3. Türk Borçlar Kanunu ve İşveren-Çalışan Arasındaki Sadakat Yükümlülüğü
Türk Borçlar Kanunu’nun 396. maddesine göre işçi, işverene sadakat borcu kapsamında işverene zarar verecek her türlü faaliyetten kaçınmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük kapsamında, çalışan, buluşunu gizli tutmalı, izinsiz olarak üçüncü kişilerle paylaşmamalı veya kendi adına tescil ettirmemelidir.
4. İş Kanunu Açısından Değerlendirme
4857 sayılı İş Kanunu doğrudan buluşlara dair hükümler içermemektedir. Ancak işçi-işveren ilişkisi bağlamında işverenin talimat verme yetkisi ve çalışanın itaat yükümlülüğü, buluşun değerlendirilmesinde dolaylı olarak rol oynar.
5. İş Sözleşmelerine Konu Edilen Buluş Hükümleri
Çalışan ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmelerinde, hizmet buluşlarına dair hükümler açıkça yer alabilir. Bu sözleşmelerde:
-
Buluş bildirimi usulü,
-
İşverenin talep süresi,
-
Çalışanın mali hakları,
-
Tescil süreçleri,
-
Gizlilik yükümlülükleri
gibi detaylar açıkça düzenlenmelidir.
Ancak sözleşme hükümleri, çalışanın vazgeçemeyeceği manevi haklarını ortadan kaldırmamalıdır.
6. Kurgusal Örnek Olay
Olay:
C Ltd. Şti. isimli yazılım firmasında çalışan M, mobil uygulamalar alanında görev yapmaktadır. M, iş saatleri dışında, ancak şirketin sağladığı donanım ve AR-GE laboratuvarını kullanarak bir veri sıkıştırma algoritması geliştirmiştir. Bu algoritmayı şirketin faaliyet alanına entegre edilebilir nitelikte olduğu için, test amaçlı olarak şirketin bir projesine dahil etmiştir.
Şirket yöneticisi algoritmanın potansiyelini fark ederek hemen ulusal patent başvurusu yapar. M ise algoritmanın kendisine ait olduğunu ve iş saatleri dışında geliştirildiğini belirterek, hak talep eder. Taraflar arasında uyuşmazlık baş gösterir.
Değerlendirme:
-
M, algoritmayı şirketin kaynaklarını kullanarak geliştirmiştir. Bu durum, hizmet buluşu niteliği taşıyabilir.
-
Zaman bakımından iş saatleri dışında geliştirilmiş olsa da, işverenin faaliyet alanına dahil olması ve şirket altyapısının kullanılması, işverenin hak iddiasını güçlendirir.
-
M, bu algoritma hakkında işverene zamanında buluş bildirimi yapmamış, doğrudan kullanıma geçmiştir. Bu durum hukuken işverenin doğrudan hak talebinde bulunabileceği bir boşluk yaratabilir.
-
Ancak M, buluşun esas yaratıcısıdır ve manevi hakları devam eder.
Bu uyuşmazlıkta mahkeme büyük ihtimalle buluşun teknik ve organizasyonel koşullarını değerlendirerek bir hizmet buluşu olduğuna hükmedecektir. Bu durumda işveren, M’ye uygun bir ücret ödemekle yükümlüdür.
7. Çalışan Hakları ve Ücretlendirme
Kanuna göre işveren, hizmet buluşu üzerinde hak talep ettiğinde, çalışana uygun bir ücret ödemekle yükümlüdür. Bu ücret, aşağıdaki kriterlere göre belirlenir:
-
Buluşun teknik değeri,
-
Buluşun ticari getirisi,
-
Çalışanın buluştaki katkısı,
-
Çalışanın pozisyonu ve maaşı
Uygulamada bu ücret, buluştan elde edilen net gelirin belirli bir yüzdesi olarak hesaplanır. Taraflar arasında anlaşmazlık çıkması halinde, mahkeme teknik bilirkişi incelemesi ile oran tayin eder.
8. İşverenin Tescil Hakkı
İşveren, hizmet buluşunu kendi adına tescil ettirme hakkına sahiptir. Ancak bu tescil sırasında çalışanın ismini “buluş sahibi” olarak belirtmek zorundadır. Çalışan bu sıfatla tescil edilmediğini öğrenirse, düzeltim talep edebilir.
9. Uyuşmazlıkların Önlenmesi İçin Tavsiyeler
-
İş sözleşmelerine “hizmet buluşları”na ilişkin açık hükümler konulmalıdır.
-
Çalışanlar, geliştirdikleri her yeniliği işverene yazılı olarak bildirmelidir.
-
Şirketler, AR-GE ortamında çalışan personele dair düzenli kayıt ve raporlama sistemi kurmalıdır.
-
Buluş ödüllendirme sistemi oluşturularak, çalışan motivasyonu artırılmalıdır.
10. Sonuç
Şirket bünyesinde geliştirilen buluşların hak sahipliği konusu, teknik detaylar, iş ilişkisinin doğası ve kullanılan kaynaklar dikkate alınarak ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Genel kural olarak, hizmet buluşlarında hak sahibi işverendir, ancak çalışanın da bu süreçte vazgeçilmez hakları ve menfaatleri mevcuttur. Bu nedenle, iş ilişkisi içinde geliştirilen buluşlarda hukuki sınırlar dikkatle belirlenmeli, sözleşmesel düzenlemelerle bu belirsizlikler önlenmelidir.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut