Sınır Dışı Edilemeyecek Yabancılar
I. Giriş
Sınır dışı işlemleri, devletlerin egemenlik haklarının temel unsurlarından biridir. Ancak bu yetki, sınırsız olmayıp insan hakları hukukuyla önemli ölçüde sınırlandırılmıştır. Özellikle savunmasız durumda olan yabancılar için sınır dışı yasağı uygulanması, hukukun temel amaçlarından biridir. Türkiye’de her yıl binlerce yabancı sınır dışı işlemleriyle karşı karşıya kalırken, kimlerin hukuken korunacağı konusu hem uygulamada hem de yargı kararlarında sıklıkla tartışılmaktadır.
Bu makalede, sınır dışı edilmesi mümkün olmayan yabancıların kimler olduğu; bu durumun hangi koşullarda geçerli olduğu; ilgili kanun maddeleri, yargı kararları ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde detaylı şekilde ele alınacaktır. Ayrıca, somut vaka örnekleri ve uygulama sorunları üzerinde durulacaktır.
II. Hukuki Çerçeve ve Mevzuat
A. Türkiye İç Hukuku
Türkiye’de sınır dışı edilemeyecek kişiler temel olarak 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) madde 55’te düzenlenmiştir. Buna göre;
- İşkence ve insanlık dışı muamele riski olanlar,
- Uluslararası koruma statüsünde bulunanlar,
- Geçici koruma altındaki kişiler,
- Sağlık durumları sınır dışı edilmeye elverişli olmayanlar,
- 18 yaşını doldurmamış çocuklar,
- Türk vatandaşı ile evli olan ve küçük yaştaki çocukları,
- İnsan ticareti mağdurları sınır dışı edilmez.
YUKK m. 55, bu kişilerin sınır dışı kararlarının alınmasını yasaklamakta, aksi halde karar hukuka aykırı sayılmaktadır.
B. Uluslararası Hukuk
Türkiye, 1951 Mülteci Sözleşmesi’ne taraf olmamakla birlikte, geri gönderme yasağı (non-refoulement) ilkesine Anayasa m. 90/5 ve YUKK m. 4 ile bağlanmıştır. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesi de sınır dışı etmelerde işkence yasağını mutlak hale getirmiştir.
Bu bağlamda AİHM, işkence veya kötü muamele riski bulunan kişilerin sınır dışı edilmemesi gerektiğine dair onlarca karar vermiştir. Örneğin, Chahal v. Birleşik Krallık davasında, kişinin sınır dışı edildiği ülkede maruz kalacağı muamele türü ve yoğunluğu önemli olmaksızın, işkence riski varsa sınır dışı işleminin ihlal olduğu vurgulanmıştır.
III. Koruma Statüleri ve Somut Durumlar
A. Sağlık Durumu Nedeniyle Koruma
Sınır dışı işlemlerinde sağlık durumu önemli bir koruma sebebidir. Özellikle ağır hastalık, fiziksel veya zihinsel engellilik hali, sınır dışı edilmeyi engelleyen temel faktörlerdendir.
Örneğin, Danıştay 12. Dairesi, 2022 yılında verdiği bir kararda, ileri evre kanser hastası olan bir yabancının sınır dışı edilmesinin yaşam hakkına aykırı olduğunu ve bu nedenle kararın iptal edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
B. Aile Birliği ve Çocukların Korunması
Aile hayatının korunması, AİHS m. 8 ve Türk Anayasası m. 41 ile güvence altına alınmıştır. Türk vatandaşı ile evli olan yabancıların sınır dışı edilmesi, aile birliğinin bozulmasına yol açacağından, bu durum sınır dışı yasağı getiren istisnalardan biridir.
Ayrıca, çocukların eğitimi, sağlık durumu ve gelişim hakları gözetilerek 18 yaşını doldurmamış çocukların sınır dışı edilmemesi zorunludur. Bu hususta İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin 2023 tarihli kararı önemlidir; çocukların sınır dışı edilmesi durumunda psikolojik zarar göreceği gerekçesiyle karar iptal edilmiştir.
IV. İnsan Ticareti Mağdurları ve Sınır Dışı Edilmeme
Türkiye, insan ticaretiyle mücadele kapsamında mağdurlara özel koruma sağlamaktadır. İnsan ticareti mağduru olduğuna dair resmi rapor veya belge sunulan kişiler sınır dışı edilemez. Aksi durumda mağdur tekrar suç örgütü kontrolüne düşebileceği için bu, devletin insan haklarına aykırı hareketi anlamına gelir.
V. Somut Vaka Örneği
2024 yılında, Diyarbakır’da yaşayan Suriye uyruklu 17 yaşındaki bir çocuk, ailesinden ayrı kalma korkusuyla sınır dışı edilmek istendi. Mahkeme, çocuğun eğitiminin yarıda kalacağı ve psikolojik zarar göreceği gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu karar, koruma statüsünün somut hayata yansıtılması açısından önemlidir.
VI. Sonuç
Sınır dışı edilemeyecek yabancılar kategorisi, devletlerin uluslararası insan hakları yükümlülüklerini hayata geçirme noktasıdır. Türkiye’nin mevzuatında açık şekilde belirtilen bu istisnaların uygulamada da etkin şekilde işletilmesi gerekir. Müvekkillerin haklarının korunması için özellikle sağlık durumu, aile birliği ve insan ticareti mağdurluğu gibi durumların hukuki dayanakları ile birlikte somut olarak ortaya konması, hukuki süreçte başarıyı artıracaktır.
Stj.Öğr. Esmanur AKTAŞ