Sigorta Sözleşmesinin Kurulması: Poliçe, Zeyilname ve Genel Şartların Yorumlanması
Sigorta Sözleşmesinin Kurulması: Poliçe, Zeyilname ve Genel Şartların Yorumlanması
Giriş
Sigorta sözleşmeleri, modern ekonominin ve ticari hayatın vazgeçilmez unsurlarındandır.
Günümüzde hemen her birey veya işletme, malvarlığını ve yaşam risklerini sigorta güvencesiyle teminat altına almaktadır. Ancak bir sigorta ilişkisi, poliçenin teslimiyle mi başlar, yoksa tarafların anlaşmasıyla mı?
Zeyilname nedir, hangi durumda düzenlenir?
Sigorta genel şartları, sigorta ettiren aleyhine nasıl yorumlanır?
Bu sorular, sigorta hukukunun en temel konularından birini oluşturur.
1. Sigorta Sözleşmesinin Hukuki Niteliği
1.1. Tanım
Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 1401’e göre sigorta sözleşmesi:
“Sigortacı, bir prim karşılığında, bir kimsenin para ile ölçülebilir menfaatini, rizikonun gerçekleşmesi halinde tazmin etmeyi veya belirli bir tutar ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.”
Bu tanıma göre sigorta sözleşmesi:
- İki taraflı,
- Sürekli borç doğuran,
- Rizikoya bağlı,
- Prim karşılığında yapılan bir sözleşmedir.
1.2. Hukuki Nitelik
Sigorta sözleşmesi rızai bir sözleşmedir; yani tarafların iradelerinin uyuşmasıyla kurulur.
Poliçe düzenlenmemiş olsa bile, taraflar rizikoyu, primi ve teminatı belirlemişse sözleşme kurulmuş sayılır.
Yargıtay 11. HD 2019/10345 E., 2021/4729 K.:
“Sigorta sözleşmesi, poliçe düzenlenmeden önce dahi taraf iradelerinin uyuşmasıyla kurulabilir; poliçe sadece yazılı ispat aracıdır.”
2. Sigorta Sözleşmesinin Kurulması
2.1. Teklif ve Kabul
Sigorta sözleşmesi, sigorta ettirenin teklifi ve sigortacının kabulü ile kurulur.
Teklif, genellikle sigorta ettirenin doldurduğu sigorta teklif formudur.
Sigortacı, bu teklifi kabul ettiğinde sözleşme hüküm doğurur. Ancak sigortacı genellikle poliçeyi düzenleyip teslim ederek kabul iradesini açıklar.
TTK m. 1421:
“Sigorta sözleşmesi, sigortacının teklifi kabul etmesiyle kurulur; sigortacı poliçeyi düzenlemekle yükümlüdür.”
2.2. Sözlü veya Yazılı Sözleşme
Sigorta sözleşmesi yazılı şekilde yapılmak zorunda değildir, ancak ispat açısından poliçe düzenlenmesi zorunludur.
Poliçe, tarafların hak ve borçlarını belgeleyen resmi nitelikte bir belgedir.
3. Poliçe Nedir?
3.1. Tanımı
Poliçe, sigortacı tarafından düzenlenen ve sigorta sözleşmesinin şartlarını içeren belgedir.
Sigorta poliçesi, TTK m. 1423’te sayılan zorunlu unsurları taşımak zorundadır.
TTK m. 1423/1:
“Sigorta poliçesinde sigortacı ve sigorta ettirenin kimliği, rizikonun konusu, sigorta bedeli, prim miktarı, süresi ve teminatın başlangıç tarihi yer almalıdır.”
3.2. Poliçenin Hukuki Niteliği
Poliçe, sigorta sözleşmesini kurmaz, sadece kanıtlar.
Ancak taraflar arasında uyuşmazlık olduğunda poliçede yer alan hükümler esas alınır.
Yargıtay 11. HD 2018/3271 E., 2020/3486 K.:
“Sigorta poliçesi, sözleşmenin varlığını ispatlayan belgedir; poliçe olmadan da sözleşme kurulmuş olabilir.”
3.3. Poliçe Teslimi ve Başlangıç
Poliçenin sigorta ettirene verilmesiyle birlikte, teminat poliçede belirtilen tarihte başlar.
Sigortacı, poliçeyi geç düzenlemişse, başlangıç tarihini sigortalı aleyhine değiştiremez.
4. Zeyilname (Ek Poliçe) Nedir?
4.1. Tanım ve Amacı
Zeyilname, mevcut bir sigorta poliçesinde değişiklik yapan ek belgedir.
Zeyilname ile:
- Teminat kapsamı genişletilebilir,
- Prim tutarı değiştirilebilir,
- Sigorta süresi uzatılabilir,
- Riziko konusu değiştirilebilir.
Yargıtay 11. HD 2019/2151 E., 2020/4980 K.:
“Zeyilname, mevcut poliçenin devamı niteliğinde olup, tarafların iradesine göre sözleşmeyi değiştirir.”
4.2. Zeyilnamenin Şekli
Zeyilname de poliçe gibi yazılı olmalı ve taraflarca imzalanmalıdır.
Sigortacının tek taraflı olarak yaptığı değişiklikler sigortalı bakımından bağlayıcı değildir.
4.3. Uyuşmazlıkta Zeyilname Hükümleri
Zeyilname ile poliçe hükümleri çelişirse, zeyilname esas alınır.
Çünkü zeyilname, poliçeye sonradan yapılan değişikliktir ve tarafların son iradesini gösterir.
5. Sigorta Genel Şartları ve Yorumlanması
5.1. Genel Şartların Niteliği
Sigorta sözleşmeleri, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından belirlenen genel şartlara tabidir.
Bu şartlar, tüm sigorta şirketleri için bağlayıcıdır.
Ancak sigortalı, bu genel şartlara çoğu zaman müdahale edemez.
Bu nedenle, genel şartlar haksız şart denetimine ve lehe yorum ilkesine tabidir.
5.2. Lehe Yorum İlkesi
TTK m. 1451:
“Sigorta sözleşmesinde açık olmayan hükümler, sigorta ettiren lehine yorumlanır.”
Bu hüküm, sigorta hukukunun en önemli koruma ilkesidir.
Yargıtay 11. HD 2018/6031 K.:
“Sigorta poliçesi ve genel şartlarda yer alan belirsiz ifadeler sigortalı lehine yorumlanmalıdır.”
5.3. Haksız Şart Denetimi
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca, sigorta sözleşmeleri tüketici niteliğindeki kişiler bakımından haksız şart denetimine tabidir.
Bu durumda;
- Sigortacının sorumluluğunu sınırlayan,
- Tazminatı zorlaştıran,
- Belirsiz veya orantısız hükümler geçersiz sayılabilir.
Yargıtay 13. HD 2020/1565 E., 2021/3476 K.:
“Tüketici sıfatını haiz sigortalının rızası dışında sorumluluk sınırlaması içeren poliçe hükmü haksız şart niteliğindedir.”
6. Sigorta Genel Şartlarının Bağlayıcılığı
Genel şartlar, sözleşmenin eki niteliğinde olup, sigorta ettirenin bunları okuyup anlaması beklenir.
Ancak uygulamada çoğu sigortalı, poliçe genel şartlarını okumadan sözleşme imzalar.
Bu durumda, şeffaflık ilkesi gereği sigortacının sigortalıyı bilgilendirme yükümlülüğü devreye girer.
TTK m. 1424:
“Sigortacı, sigorta ettireni sözleşmenin kapsamı ve teminat dışı haller konusunda açıkça bilgilendirmekle yükümlüdür.”
Yargıtay 11. HD 2019/4720 K.:
“Sigortacı, genel şartlarda yer alan istisnaları sigortalıya açıkça bildirmemişse, tazminat ödemekten kaçınamaz.”
7. Poliçede Yer Alan İstisnaların Yorumu
Sigorta sözleşmelerinde “teminat dışı haller” başlığı altında birçok istisna bulunur.
Ancak bu istisnaların geçerli olabilmesi için açık, net ve anlaşılır şekilde düzenlenmiş olması gerekir.
Yargıtay 11. HD 2020/2159 K.:
“İstisna hükümleri dar yorumlanmalı; sigortalı aleyhine genişletilemez.”
Dolayısıyla sigortacılar, poliçede yer alan istisna maddelerini genişletici şekilde yorumlayarak tazminatı reddedemez.
8. Sözleşmenin Başlangıç Tarihi ve Teminatın Etkinleşmesi
Sigorta sözleşmesi, poliçede belirtilen tarihte yürürlüğe girer.
Ancak poliçe düzenlenmeden önce prim ödenmiş ve sigortacı rizikoyu kabul etmişse, teminat fiilen başlamış sayılır.
Yargıtay 11. HD 2019/6031 K.:
“Sigortacı, primi almış ve rizikoyu üstlenmişse, poliçenin geç düzenlenmesi teminatın başlamasını engellemez.”
Bu hüküm, özellikle yangın, kasko ve hayat sigortalarında sıkça gündeme gelir.
9. Uygulamada Görülen Uyuşmazlıklar
Uyuşmazlık Konusu | Yargıtay Uygulaması |
---|---|
Poliçede teminat başlangıcının geriye yürütülmesi | Geçersizdir, sigortacı geçmiş rizikoyu üstlenmiş sayılmaz. |
Zeyilnameyle yapılan değişikliğin tebliğ edilmemesi | Zeyilname, sigortalıya bildirilmedikçe hüküm doğurmaz. |
Genel şartta yer alan muğlak hüküm | Sigortalı lehine yorumlanır. |
Poliçe düzenlenmeden riziko gerçekleşmesi | Sigortacı, prim tahsil etmişse tazminatla sorumludur. |
10. Sigorta Hukukunda İyi Niyet İlkesi
Sigorta sözleşmeleri “en yüksek iyi niyet (uberrima fides)” ilkesine dayanır.
Taraflar, sözleşme kurulurken birbirlerine doğru bilgi vermekle yükümlüdür.
Sigortalı, rizikonun niteliğini gizlerse veya yanlış bilgi verirse, sigortacı sözleşmeden dönebilir (TTK m. 1403).
Ancak sigortacı da aynı şekilde sigortalıyı doğru bilgilendirmekle yükümlüdür.
Yargıtay 11. HD 2018/2403 K.:
“Sigorta sözleşmesi karşılıklı güven ilişkisine dayanır; tarafların dürüst davranma yükümlülüğü sözleşmenin özünü oluşturur.”
11. Genel Şartların Güncellenmesi ve Uyuşmazlık Etkisi
Sigorta genel şartları zaman zaman SEDDK tarafından güncellenmektedir.
Bu güncellemeler, sözleşmenin yapıldığı tarihten sonra yürürlüğe girerse, mevcut poliçelere uygulanmaz.
Yargıtay 11. HD 2021/4729 K.:
“Sigorta sözleşmesi tarihinde yürürlükte bulunan genel şartlar uygulanır; sonradan yürürlüğe giren değişiklikler geçmişe etkili olamaz.”
12. Uygulamada Sigortalı Lehine Yorum İlkesi
Sigorta hukuku, yapısı gereği güçlü sigortacı – zayıf sigortalı ilişkisine dayanır.
Bu nedenle, sigorta sözleşmesinin yorumunda her zaman sigortalı lehine yorum ilkesi geçerlidir.
Yargıtay 11. HD 2020/3243 K.:
“Poliçe hükümleri açık değilse, yorum sigortalı lehine yapılmalıdır.”
Bu ilke, sigorta hukukunda hakkaniyetin ve denge ilkesinin yansımasıdır.
13. Pratik Öneriler
- Poliçeyi dikkatle inceleyin: Teminat kapsamı, istisnalar ve başlangıç tarihi açık olmalıdır.
- Zeyilnameyi yazılı alın: Her değişiklik belgelendirilmelidir.
- Genel şartları okuyun: Özellikle “teminat dışı haller” bölümü önemlidir.
- Sigortacının bilgilendirme yükümlülüğünü denetleyin: Eksik bilgilendirme varsa sorumluluk doğar.
- Uyuşmazlıkta tahkim yolunu kullanın: Sigorta Tahkim Komisyonu hızlı ve ekonomik çözümler sunar.
14. Sonuç
Sigorta sözleşmesinin kurulması, poliçe düzenlenmesiyle değil, tarafların irade uyuşmasıyla gerçekleşir.
Poliçe ve zeyilname, bu iradeyi belgeleyen araçlardır.
Genel şartlar ise, her ne kadar standart hükümler içerse de sigortalı lehine yorumlanmalıdır.
Yargıtay uygulaması, bu konuda istikrarlıdır:
- Sigortacının bilgilendirme yükümlülüğü esastır,
- Belirsiz hüküm sigortalı lehine yorumlanır,
- Zeyilname son irade beyanıdır,
- Poliçe, sözleşmenin sadece belgesidir.
Sonuç olarak, sigorta sözleşmesinin kurulması sürecinde şeffaflık, dürüstlük ve denge ilkeleri sigorta hukukunun temel dayanaklarıdır.