Single Blog Title

This is a single blog caption

SGK Prim Alacaklarında Zamanaşımı ve Tahsil

1) Giriş: Zamanaşımı neden SGK dosyalarında oyunun kurallarını belirler?

SGK prim alacakları, kamu alacağı niteliği gereği, basit bir “borç takibi” olmaktan öte; özel süre rejimi, sıkı usul kuralları ve güçlü cebrî tahsil araçlarıyla yürütülür. Bu dosyalarda zamanaşımı, yalnızca borcu düşürme ihtimali değil; aynı zamanda itiraz stratejisinin merkezidir. Sürenin başlangıcı, kesilmesi ve işlememesi; tek tek işlem tarihlerine, tebligat usulüne, tecil/yapılandırma geçmişine ve borçlunun statüsüne bağlı olarak değişir. Dolayısıyla doğru bir savunma, önce dönem haritası çıkararak, ardından kesme/işlememe kayıtlarını didik didik inceleyerek kurulur.


2) Temel Çerçeve: Kaç yıl, ne zaman başlar, hangi kanun?

Uygulamada kabul gören çerçeve kısaca şudur:

  • Sürenin kendisi: SGK prim ve prime ilişkin alacaklarda 10 yıllık zamanaşımı esastır.

  • Başlangıç anı: Kural olarak ödeme süresinin dolduğu tarihi izleyen takvim yılı başı esas alınır.

  • Kesme ve işlememe: Süreyi kesen ve işlememesine neden olan haller, kamu alacağı tahsil usulünün doğası gereği, ödeme, tebliğ, haciz, mal bildirimi gibi cebrî takip işlemlerine ve fiilî engellere bağlıdır.

  • Tahsil usulü: SGK alacaklarının tahsilinde kamu alacağı rejimine özgü araçlar kullanılır; bu nedenle ödeme emri–haciz–satış akışı, klasik icra dosyalarından daha sert ve hızlıdır.

Bu iskeleti doğru kurduğunuzda, her somut olay için “başlangıç–kesme–işlememe–bitiş” çizgisini hatasız okuyabilirsiniz.


3) Dönemsel Rejim: Geçiş tarihlerini niçin mutlaka ayırmalıyız?

Zamanaşımı hesabında en çok hata yapılan nokta, her borca tek kalemle 10 yıl uygulamaktır. Oysa alacağın muaccel olduğu tarih belirleyicidir. Pratikte üç parantez iş görür:

  1. 1993–2004 arası vadesi dolan alacaklar: Kamu alacağı tahsil usulünün süre rejimi ağırlıktadır; kural olarak 5 yıl yaklaşımı gündeme gelir.

  2. 2004–2008 arası vadesi dolan alacaklar: Genel 10 yıllık yaklaşımın benimsendiği dönemdir.

  3. 2008 sonrası vadesi dolan alacaklar: Güncel pratikte 10 yıl açık kural hâline gelmiştir.

Bu üçlü ayırım; yalnızca toplam süreyi değil, başlangıç anını da etkiler. Çünkü bazı alacaklar mahkeme kararı, denetim raporu veya diğer idarelerden gelen bildirim sebebiyle doğar: Bu hâllerde başlangıç, çoğu kez kararın kesinleştiği, raporun düzenlendiği ya da bilgi-belgenin SGK’ya intikal ettiği tarihle ilişkilidir. Yani her borç aynı takvimden yürümez; olayı doğuran tetikleyici belirler.


4) Başlangıç Anı: “Ödeme süresini izleyen yılbaşı” kuralı ve istisnalar

Genel kural basittir: Prim vadesi bitti, takvim yeni yıla girdi; süre işlemeye başlar. Örneğin, Kasım 2022 vadesi için zamanaşımı 01.01.2023’te başlar, hesaben 31.12.2032 sonunda dolar.
Ancak istisnalar önemlidir:

  • Mahkeme kararıyla doğan prim: Hizmet tespitinin kesinleşmesi gibi durumlarda süre, olayı doğuran kararın kesinleşmesi ile birlikte hesaplanır.

  • Denetim raporuyla doğan prim: Rapor tarihi başlangıcı tetikler.

  • Diğer idarelerden bilgi-belge: Bilginin SGK’ya intikal tarihi kritik eşiktir.

  • Doğal afet/erteleme gibi idari düzenlemeler: Erteleme süresince zamanaşımı işlemez; bu dönem dışarıda bırakılır.

Bu istisnalar, çoğu dosyada asıl farkı yaratan başlık olur.


5) Zamanaşımını Kesme ve İşlememeyi Doğuran Haller

5.1. Kesme: “Sayaç sıfırlanır, yeni 10 yıl yılbaşıyla başlar”

Aşağıdaki işlemler zamanaşımını keser. Pratikte, her biri için ayrı tutanak ve tarih aramak gerekir:

  • Ödeme (kısmi ödeme dâhil) ve tahsilata bağlı işlemler,

  • Ödeme emrinin tebliği (borçluya, kefile, kanunî temsilciye),

  • Haciz tatbiki, ihtiyati haciz, satış işlemleri,

  • Mal bildirimi ve mal varlığına ilişkin yükümlülükler.

Kesmenin sonucu nettir: Kesmenin rastladığı yılı izleyen takvim yılı başında yeni bir 10 yıllık dönem başlar. Örneğin, 2026’da ödeme emri tebliği yapılırsa süre 01.01.2027 itibarıyla sıfırlanır.

5.2. İşlememe: “Süre donmazsa adalet de donuyor”

Bazı hâllerde zamanaşımı işlemez; yani saat durur:

  • Borçlunun yurt dışında bulunması ve takibe fiilen imkân olmaması,

  • Hileli iflas, terekenin tasfiyesi gibi hukuken takibi anlamsız kılan durumlar,

  • Resmî erteleme ve benzeri idari kararlara bağlı askı hâlleri.

Engel kalkınca, süre kaldığı yerden işlemeye devam eder. Bu def’i, özellikle uzun süreli yurtdışı olan dosyalarda belirleyicidir.


6) “5 yıl mı, 10 yıl mı?” Kısayol

  • Bugünün kuralı: 2008 sonrası vadelerde 10 yıl.

  • Geçmişe bakış: 1993–2004 arasında 5 yıl anlayışı; 2004–2008 arasında 10 yıl algısı baskın.

  • Neden 5 yıl değil?: Prim alacaklarında tahsil usulü kamu alacağı rejimiyle yürütülse de, süre rejiminde özel düzen ağır basar; bu yüzden genel tahsil hukukundaki 5 yıllık süre aynen uygulama alanı bulmaz.

Kısaca: Dosyanızın vade tarihini ve alacağı doğuran sebebi belirleyin; anahtarı orada bulacaksınız.


7) Tahsil Süreci: Ödeme Emri, İtiraz, Yetki ve Tedbir

7.1. Ödeme emri (7 gün kuralı)

SGK, kamu alacağı rejimi uyarınca ödeme emri gönderir. Tebliğden itibaren 7 gün içinde:

  • Ödeme yapılmalı, ya da

  • İtiraz davası açılmalı, ayrıca

  • Mal bildirimi yükümlülüğü işletilmelidir.

Süre hak düşürücüdür. Kaçırılan 7 gün, çoğu dosyada telafisi güç bir durum yaratır.

7.2. Görevli ve yetkili mahkeme

Uygulamada iş mahkemeleri görevli kabul edilir. Yetki, alacaklı birimin bulunduğu yer mahkemesindedir. Bu belirleme, ödeme emri iptal davalarında usul ekonomisini ve savunma stratejisini doğrudan etkiler.

7.3. Tedbir olmadan takip durmaz

Dava açmak, kamu alacağı takibini kendiliğinden durdurmaz. İhtiyati tedbir veya yürütmenin durdurulması benzeri korumalar için gerekçeli talep şarttır. Ödeme emrinin açık hatalar içerdiği, zamanaşımıyla düştüğü, borçlu sıfatının açıkça bulunmadığı hâllerde tedbir şansı yükselir.


8) Tecil, Taksit, Yapılandırma ve Etkileri

Tecil/taksit başvurusu çoğu zaman müvekkilin nefes almasını sağlar; fakat avukat açısından daha kritik bir sonuç doğurur:

  • Kesme veya işlememe etkisi yaratabilir,

  • Gecikme rejimi yeniden düzenlenir,

  • Vade yapısı sözleşmeye bağlandığı için ilerideki itirazlar sınırlı olabilir.

Bu nedenle yapılandırma kararını, zamanaşımı takvimi ve def’i stratejisiyle birlikte planlamak gerekir. Kimi dosyada yapılandırma en iyi çözüm, kiminde ise savunmayı sıfırlar.


9) 4/1-b (Bağ-Kur) Sigortalıları: Zamanaşımının görünmeyen faturası

Bağ-Kur’lular açısından kritik bir fark vardır:

  • Zamanaşımından sonra borç ödense bile, ödenmeyen döneme ilişkin hizmet günleri sigortalılık hesabına eklenmez.

  • Yani ödeme, tahsil açısından sonuç doğursa da emeklilik ve benzeri haklar bakımından boşluk yaratır.

Pratik anlamı büyük: Müvekkil “öder kurtulurum, günler de yazılır” sanabilir. Avukat, bu varsayımı en baştan düzeltmelidir.


10) Gecikme Cezası ve Gecikme Zammı: Hangi rejime göre, nasıl hesap?

SGK alacaklarında gecikme cezası ve gecikme zammı rejimi, kamu alacağı tahsil hukukundaki genel oranlardan ayrık kurgulanmıştır. Vadenin bittiği günden itibaren:

  • Gecikme cezası: İlk aydan itibaren,

  • Gecikme zammı: Günlük/aylık bazda işleyen bir ikinci katman olarak,

müstakil hesaplanır. Uygulamada en çok çıkan hata, başlangıç gününün karıştırılması ve mükerrer hesap yapılmasıdır. Hesap bilirkişisine giden dosyalarda, özellikle mahsup ve iade kalemleri netleştirilmelidir.


11) Sorumluluk Zinciri: İşveren, Kanunî Temsilci, Üst Düzey Yönetici ve Limited Ortağı

SGK prim borcunda sorumluluk yalnızca işverende bitmez:

  • Kanunî temsilci/üst düzey yönetici: Süresinde ödenmeyen primlerde işverenle birlikte müteselsil sorumluluk mekanizması çalışır. Bu sorumluluk, görev ve yetki dönemleri ile sınırlıdır.

  • Limited şirket ortağı: Kamu alacağı şirketten tahsil edilemezse, sermaye payı oranında ortak sorumluluğu devreye girebilir. Burada iki kritik filtre vardır: dönemsellik (borcun doğduğu dönemle ortaklık dönemi örtüşüyor mu?) ve hisse oranı (fiilî sermaye payı).

  • Tasfiye–nev’i değişikliği: Tasfiyeye giren veya tür değiştiren şirketlerde, hukukî devamlılık ve tasfiye bilançosu incelenmeden sorumluluk haritası çıkarılamaz.

Bu başlık, ödeme emrinin yan borçlulara tebliğ edildiği dosyalarda en etkili savunma alanını oluşturur.

Sonuç: Doğru takvim, doğru savunma

SGK prim alacakları, “kamu alacağı” zırhıyla hızlı ve etkili araçlara sahiptir. Buna karşı en sağlam savunma; doğru dönem tespiti, başlangıç anının isabetli belirlenmesi, kesme/işlememe envanteri ve usul kurallarının disiplinle uygulanmasıdır. Her dosyada önce bir zamanaşımı kronolojisi çıkarın; ardından sıfat ve hesap denetimiyle savunmayı olgunlaştırın. Bu üç adımı doğru kurduğunuzda, ya borç zamanaşımıyla düşer ya da en azından cebrî süreci yönetilebilir seviyeye çekersiniz. Bağ-Kur özelinde sigortalılık sonuçlarını açıkça anlatmayı, limited ortak ve temsilci dosyalarında dönemsellik ve hisse filtresini ispat belgeleriyle kurmayı unutmayın.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button