Senet İcra Takibine Konulduğunda Borçlunun Hakları Nelerdir?
Giriş
Ticaret hayatında en sık kullanılan kıymetli evrak türlerinden biri senettir. Bono ya da poliçe şeklinde düzenlenen senetler, alacaklının borcunu güvence altına almasına ve borcun ödenmemesi halinde hızlı bir şekilde hukuki yollara başvurmasına imkân tanır. Özellikle kambiyo senetlerine özgü icra takibi, alacaklıya büyük avantajlar sağlar.
Ancak senedin icraya konulmasıyla birlikte borçlunun tüm haklarının ortadan kalktığı düşünülmemelidir. İcra takibi sürecinde borçlunun, itiraz, şikâyet, ödeme ve süre kazanma gibi pek çok yasal hakkı vardır. Bu makalede, senet icra takibine konulduğunda borçlunun sahip olduğu haklar detaylı olarak ele alınacak ve kurgusal bir olay üzerinden açıklanacaktır.
Senedin İcra Takibine Konulması
Kambiyo senetleri (bono, poliçe, çek), İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen özel takip yoluna tabidir. Alacaklı, elindeki senedi doğrudan icra dairesine sunarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatabilir.
Bu takip türünde:
-
Alacaklı, senedi icra dairesine sunar.
-
İcra dairesi borçluya bir ödeme emri gönderir.
-
Borçluya genellikle 5 günlük itiraz ve 10 günlük ödeme süresi tanınır.
İşte bu aşamada borçlunun hakları devreye girer.
Borçlunun Hakları
1. İtiraz Hakkı
Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrine karşı 5 gün içinde icra dairesine itiraz edebilir. Bu itiraz:
-
Borçlu olunmadığı,
-
Senedin sahte olduğu,
-
Bedelsiz kaldığı (teminat senedi olduğu),
-
İmzanın kendisine ait olmadığı
gibi gerekçelere dayanabilir.
İtiraz, takibin geçici olarak durmasını sağlar.
2. İmzaya İtiraz
Borçlu, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia edebilir. Bu durumda mahkeme, imza incelemesi yapar. Eğer imza gerçekten borçluya ait değilse, takip iptal edilir.
3. Borca İtiraz
Borçlu, senedin aslında ödenmiş olduğunu veya borcun hiç doğmadığını ileri sürebilir. Örneğin, senedin mal teslim edilmeden düzenlenmiş olması ya da borcun daha önce ödendiğinin ispatı bu kapsamdadır.
4. Menfi Tespit Davası Açma
Borçlu, borçlu olmadığını düşünüyorsa icra takibinden önce veya takip sırasında menfi tespit davası açabilir. Bu davada borçlu, senet bedelinden sorumlu olmadığını mahkemeden tespit ettirmeye çalışır.
5. İcra Mahkemesine Şikâyet
Borçlu, icra dairesinin işlemlerinin kanuna aykırı olduğunu düşünürse icra mahkemesine şikâyet yoluna gidebilir. Bu yol, özellikle usulsüz tebligat veya yanlış işlem durumlarında kullanılır.
6. Ödeme ve Taksitlendirme İmkânı
Borçlu, ödeme emrini aldıktan sonra 10 gün içinde borcunu öderse takip sona erer. Ayrıca borçlu, alacaklı ile anlaşarak borcu taksitlendirme imkânına da sahiptir.
Kurgusal Olay
Şimdi bir örnek senaryo üzerinden bu hakları somutlaştıralım:
“Anonim şirket olan DEF İnşaat A.Ş., tedarikçisi MNO Malzeme Ltd.’ye olan borcu için 200.000 TL tutarında bir bono düzenlemiştir. Vade tarihinde ödeme yapılmayınca, alacaklı MNO Malzeme Ltd., bonoyu icraya koymuştur. İcra dairesi, DEF İnşaat A.Ş.’ye ödeme emri göndermiştir. Ancak şirket, borcun aslında daha önce banka havalesi ile ödendiğini iddia etmektedir. Bu durumda DEF İnşaat A.Ş., 5 gün içinde borca itiraz edebilir ve takibi durdurabilir. Eğer şirket bu sürede itiraz etmezse, alacaklı doğrudan haciz işlemlerine başlayabilecektir.”
Bu örnekte görüldüğü gibi, borçlunun haklarını süresinde ve doğru şekilde kullanması, tüm süreci değiştirebilir.
Sonuç ve Değerlendirme
Senet icra takibine konulduğunda borçlu, çaresiz bir durumda değildir. İtiraz, şikâyet, menfi tespit davası açma, ödeme ve taksitlendirme gibi haklarını kullanarak kendisini savunabilir. Ancak bu hakların büyük kısmı çok kısa süreler içinde kullanılmalıdır. Aksi halde borçlu, haciz işlemleriyle karşı karşıya kalır. Ticari hayatta, alacaklı kadar borçlunun da haklarını bilmesi önemlidir. Zira borçlu, haklarını doğru ve zamanında kullanırsa haksız yere borç altına girmekten kurtulabilir.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut