Single Blog Title

This is a single blog caption

Sahaya Yabancı Madde Atmak

Stadyumlar, spor müsabakalarının yapıldığı, binlerce insanı aynı anda bir araya getiren ve yüksek duygusal yoğunluğun yaşandığı mekânlardır. Taraftarların tezahüratları, heyecanı ve coşkusu sporun ayrılmaz bir parçası olsa da, zaman zaman bu coşku kontrol dışına çıkarak ciddi güvenlik riskleri doğurur. Özellikle sahaya yabancı madde atılması, patlayıcı, havai fişek veya yanıcı maddelerin kullanılması gibi eylemler, yalnızca spor müsabakasının akışını değil, aynı zamanda toplum güvenliğini ve kamu düzenini de tehdit eder.

Türk hukukunda bu tür eylemler iki temel düzenleme üzerinden değerlendirilir:

  1. Türk Ceza Kanunu m.170 – Genel güvenliği kasten tehlikeye sokma,

  2. 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun m.15 – Stadyumlarda yasaklı madde bulundurma ve kullanma.

Bu iki normun kesişim noktası, spor hukukunun ceza hukuku ile doğrudan ilişki kurduğu en önemli alanlardan birini oluşturur.


 1. TCK m.170: Genel Güvenliği Kasten Tehlikeye Sokma

Türk Ceza Kanunu’nun 170. maddesi şu hükmü içerir:

“Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ veya sel tehlikesine neden olan ya da patlayıcı madde kullanarak genel güvenliği kasten tehlikeye sokan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Maddenin devamında, “başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde gürültü veya sarsıntıya neden olan kişi” de aynı şekilde cezalandırılır.

Bu hükümden hareketle stadyumda:

  • Patlayıcı madde atılması,

  • Havai fişek veya yanıcı madde kullanılması,

  • Koltuk veya sert cisim fırlatılması,
    eylemleri “genel güvenliği tehlikeye sokma” kapsamında değerlendirilir.

Buradaki önemli nokta, suçun oluşması için mutlaka somut bir zarar doğması gerekmez; tehlikenin doğması yeterlidir. Bu nedenle, sahaya atılan bir meşale kimseyi yaralamasa bile, genel güvenliği tehlikeye soktuğu için TCK m.170 kapsamında suç oluşur.


2. 6222 Sayılı Kanun m.15: Yasaklı Madde Kullanımı

6222 sayılı Kanun, spor alanlarında güvenliği sağlamak amacıyla özel hükümler getirmiştir. Kanun’un 15. maddesi:

“Müsabaka alanına, seyircilere, sporculara, görevlilere veya tesislere zarar verebilecek nitelikte yanıcı, yakıcı, patlayıcı, kesici, delici veya bereleyici alet veya maddeyi sokan, bulunduran veya kullanan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Ayrıca, bu suçta müsabaka seyircisi olmayan kişiler dahi fail olabilir; örneğin stat çevresinde patlayıcı kullanılması hâlinde de madde uygulanır.

Bu hüküm, TCK m.170’e göre daha özel nitelikli bir düzenlemedir. Çünkü olayın spor müsabakası bağlamında meydana gelmesi şarttır. Bu yönüyle 6222 m.15, lex specialis (özel norm) niteliği taşır.


 3. İki Norm Arasındaki Kesişim

Buradaki temel sorun şudur:
Stadyumda patlayıcı veya yabancı madde kullanan kişi hem TCK m.170’ten hem de 6222 m.15’ten sorumlu tutulabilir mi, yoksa yalnızca özel kanun (6222) mu uygulanmalıdır?

Ceza hukukunun genel ilkesi olan özel norm–genel norm ilişkisi uyarınca, özel norm uygulanır. Yani olay spor alanında gerçekleşmişse, öncelikle 6222 m.15 uygulanır.
Ancak eylemin sonuçları çok ağır ise (örneğin ciddi yaralanma veya ölüm), TCK’daki diğer hükümler de devreye girebilir:

  • Kasten yaralama (TCK m.86),

  • Kasten öldürme (TCK m.81),

  • Mala zarar verme (TCK m.152).

Bu durumda fail hem 6222’den hem de TCK’dan ayrı ayrı cezalandırılabilir. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir: 6222’nin yalnızca güvenlik ve disiplin boyutunu düzenlediği, fiilin sonuçlarının ise ayrıca TCK’ya tabi olduğu kabul edilmektedir.


 4. Failin Tespiti ve İspat Sorunları

Bu suçların soruşturulmasında en büyük zorluk, failin kimliğinin tespitidir. Stadyumlarda kalabalık ortam, ışıklandırma ve kargaşa nedeniyle faillerin doğrudan belirlenmesi güçtür.

Bu nedenle 6222 sayılı Kanun’da, failin tespiti için özel önlemler öngörülmüştür:

  • Elektronik bilet (Passolig) uygulaması ile seyircilerin kimliklerinin önceden kaydedilmesi,

  • Kamera ve görüntü kayıt sistemleri ile eylemlerin kayıt altına alınması,

  • Özel güvenlik görevlilerinin raporları,

  • Tanık ifadeleri.

Yargıtay, failin kimliğinin yalnızca kamera kaydıyla tespit edilmesini yeterli görmüş; delillerin zincirleme olarak incelenmesi gerektiğini vurgulamıştır (Yarg. 8. CD, 2019/3162 E., 2020/2219 K.).

Buna rağmen uygulamada çoğu olayda fail bulunamaz ve ceza davası açılmaz. Bu durumda sorumluluk kulübe disiplin cezası olarak yansır.


 5. Kulüplerin Sorumluluğu

Taraftarın sahaya yabancı madde atması veya patlayıcı kullanması hâlinde, failin bulunamaması durumunda kulüp disiplin sorumluluğu doğar.
TFF Disiplin Talimatı uyarınca kulüp:

  • Para cezası,

  • Seyircisiz oynama,

  • Saha kapatma,

  • Puan silme cezaları alabilir.

Bu yaptırımların amacı, kulüpleri taraftarlarını kontrol etmeye ve güvenlik önlemlerini artırmaya teşvik etmektir. Ancak kulüpler çoğu zaman, “bireysel fiil nedeniyle kolektif ceza verilmesinin adil olmadığı” görüşünü savunmaktadır.

Buna rağmen FIFA, UEFA ve CAS uygulamaları, kulüplerin objektif sorumluluğu ilkesini benimsemiştir.


 6. Tehlike Suçlarının Özelliği

Stadyum olaylarında en çok tartışılan noktalardan biri, bu suçların “tehlike suçu” niteliğidir.
TCK m.170 ve 6222 m.15, somut zarar doğmasını aramaz; yalnızca genel güvenliğin tehlikeye sokulması yeterlidir.

Örneğin:

  • Sahaya atılan meşale kimseye isabet etmese bile suç oluşur.

  • Patlayıcı madde kullanılmadan yalnızca stat içine sokulması dahi cezalandırılır.

Bu durum, taraftar eylemlerinin cezai yaptırıma tabi tutulmasında caydırıcılık sağlar.


 7. Kamu Düzeni ve Hak–Özgürlük Dengesi

6222 sayılı Kanun, kamu düzenini korumak amacıyla geniş düzenlemeler içerse de, zaman zaman ifade özgürlüğü ve toplantı hakkı açısından eleştirilmiştir. Ancak sahaya yabancı madde atma veya patlayıcı kullanma gibi eylemler, hiçbir şekilde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Çünkü bu eylemler başkalarının yaşam hakkını ve güvenliğini doğrudan tehdit eder.

Dolayısıyla burada anayasal hak–özgürlük dengesi, kamu güvenliği lehine ağır basmaktadır.


 8. Uygulamadaki Sorunlar ve Öneriler

  1. Failin tespiti: Kamera sistemlerinin daha etkin kullanılması, yüz tanıma teknolojisi ve elektronik bilet entegrasyonu artırılmalıdır.

  2. Kulüp sorumluluğu: Taraftar eylemlerinden dolayı kulüplere verilen cezaların kademeli ve adil uygulanması gerekir.

  3. Eğitim ve önleyici tedbir: Taraftar gruplarıyla işbirliği yapılarak “şiddetsiz tribün” kültürü geliştirilmelidir.

  4. Hızlı yargılama: Bu tür suçların etkin cezalandırılması için spor mahkemeleri veya özel ihtisas savcılıkları kurulabilir.


9. Sonuç

Sahaya yabancı madde atma, patlayıcı veya yanıcı madde kullanma gibi eylemler, hem TCK m.170 kapsamında genel güvenliği tehlikeye sokma suçu, hem de 6222 m.15 kapsamında özel bir spor hukuku suçu niteliği taşır.
Bu suçların en belirgin özelliği, tehlike suçu olmalarıdır; yani somut zarar doğmasa dahi cezalandırılabilirler.

Failin tespiti çoğu zaman güç olsa da, elektronik bilet ve kamera sistemleri bu sorunun çözümünde kilit rol oynar. Fail bulunamasa dahi kulüpler disiplin hukuku çerçevesinde sorumlu tutulur.

Sonuçta, bu düzenlemeler spor müsabakalarının güvenli ve adil ortamda yapılmasını, taraftarların seyir hakkının korunmasını ve sporun özüne uygun bir atmosferin sağlanmasını hedeflemektedir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button