SAĞLIKTA GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU
Sağlık hukuku, tıp alanında meydana gelen hukuki uyuşmazlıkları ve sağlık profesyonellerinin hukuki sorumluluklarını düzenleyen bir disiplin olarak günümüzde büyük bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, sağlık çalışanlarının hukuka aykırı eylemleri ve görevlerini yerine getirirken yaptıkları hatalar, “görevi kötüye kullanma suçu” başlığı altında değerlendirilebilir. Görevi kötüye kullanma suçu, sağlık profesyonellerinin hem mesleki etik kurallarına hem de kanunlara aykırı davranışlarını kapsar. Makale yazısında, sağlık hukukunda görevi kötüye kullanma suçunu, Türk Ceza Kanunu ve diğer ilgili mevzuat çerçevesinde ele alarak, sağlık çalışanlarının hukuki sorumlulukları ve bu suçun uygulanmasında karşılaşılan sorunlar incelenecektir.
I. Görevi Kötüye Kullanma Suçu
I. Türk Ceza Kanunu’nda Görevi Kötüye Kullanma Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 257. maddesi, görevi kötüye kullanma suçunu şu şekilde tanımlar:
- Madde 257: “Görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu madde, kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanarak üçüncü kişilere zarar vermesi durumunda uygulanır. Sağlık profesyonelleri, kamusal görev ifa eden kişiler olarak bu madde kapsamında değerlendirilebilir. TCK’nın 257. maddesi, sağlık çalışanlarının mesleki faaliyetleri sırasında, görevlerini ihmal etmeleri veya yetkilerini kötüye kullanmaları durumunda devreye girer. Örneğin, bir doktorun hastasına gerekli özeni göstermemesi, tıbbi hata yapması veya hastanın sağlığını tehlikeye atacak şekilde ihmalkâr davranması, bu suç kapsamında değerlendirilebilir.
II. Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Unsurları
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için belirli unsurların bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar:
- Kamu Görevlisi Olma Şartı: TCK madde 257’de düzenlenen bu suç, yalnızca kamu görevlisi olan kişiler tarafından işlenebilir. Sağlık profesyonelleri, kamu görevlisi sıfatına haizdir ve bu nedenle bu suçun faili olabilirler.
- Görevin Gereklerine Aykırı Hareket: Suçun oluşabilmesi için, kamu görevlisinin görevini yerine getirirken kanun veya düzenlemelerle belirlenmiş kurallara aykırı hareket etmesi gerekmektedir. Sağlık alanında, bu durum genellikle meslek etiği kurallarının veya tıbbi standartların ihlali şeklinde ortaya çıkar.
- Mağduriyet veya Zarar Oluşumu: Görevi kötüye kullanma suçunun gerçekleşmesi için, kamu görevlisinin hukuka aykırı eylemi sonucunda bir kişinin mağdur olması, kamunun zarar görmesi veya üçüncü bir kişiye haksız menfaat sağlanması gerekmektedir.
Bu unsurların bir arada bulunmaması durumunda görevi kötüye kullanma suçu oluşmaz. Ancak, başka suçların meydana gelip gelmediği ayrıca değerlendirilmelidir.
II. Sağlık Hukuku Kapsamında Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Uygulama Alanları
I. Tıbbi Müdahalelerde İhmal ve Kusur
Sağlık hukuku kapsamında görevi kötüye kullanma suçu, en sık olarak tıbbi müdahalelerde ihmal veya kusur nedeniyle gündeme gelmektedir. Sağlık profesyonellerinin mesleki görevlerini yerine getirirken gereken özeni göstermemeleri, bu suçun oluşmasına neden olabilir. Özellikle, hastanın bilgilendirilmemesi, yanlış tedavi uygulanması, teşhis hataları gibi durumlar bu bağlamda değerlendirilir.
Örneğin, bir doktorun hastasına gerekli tıbbi müdahaleyi yapmaması veya tıbbi müdahale sırasında ciddi bir hata yapması, hastanın yaşamını tehlikeye atacak boyutta olabilir. Bu tür durumlarda, sağlık çalışanının görevi kötüye kullanma suçundan sorumlu tutulması mümkündür.
II. Hastaların Haklarının İhlali
Hastaların haklarına saygı göstermemek, görevi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilebilecek bir diğer önemli husustur. Hasta hakları, ulusal ve uluslararası mevzuatla koruma altına alınmış olup, hastaların tedavi süreçlerinde bilgilendirilme, rıza verme, mahremiyet gibi hakları bulunmaktadır. Sağlık çalışanlarının bu hakları ihlal etmeleri, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabilir.
Örneğin, bir hastanın rızası alınmadan yapılan bir tıbbi müdahale, kişinin beden bütünlüğüne yönelik bir saldırı olarak değerlendirilebilir ve görevi kötüye kullanma suçuna vücut verebilir. Bu tür ihlaller, sağlık çalışanının hem ceza hukuku hem de tazminat sorumluluğu doğurmasına neden olabilir.
III. Tıbbi Kayıtların Manipülasyonu ve Gizlenmesi
Tıbbi kayıtların doğru ve eksiksiz tutulması, hem sağlık çalışanlarının mesleki sorumluluğu hem de hastaların haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Ancak, bazı durumlarda sağlık profesyonelleri, tıbbi kayıtları manipüle edebilir, değiştirebilir veya gizleyebilir. Bu tür eylemler, görevi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilebilir.
Örneğin, bir doktorun hatalı bir tedavi uyguladığını gizlemek amacıyla tıbbi kayıtlarda değişiklik yapması veya bu kayıtları saklaması, hastanın haklarını ihlal ettiği gibi hukuka da aykırıdır. Bu tür durumlarda, sağlık profesyonelinin görevi kötüye kullanma suçundan yargılanması söz konusu olabilir.
III. Sağlık Hukukunda Görevi Kötüye Kullanma Suçu ile İlgili Yargı Kararları
Türk yargı sistemi, sağlık hukukunda görevi kötüye kullanma suçu ile ilgili pek çok emsal karar vermiştir. Bu kararlar, sağlık profesyonellerinin sorumluluklarının sınırlarını belirlemekte ve uygulamada ortaya çıkan sorunların çözümüne ışık tutmaktadır.
I. Danıştay Kararları
Danıştay, sağlık çalışanlarının idari sorumluluklarını değerlendirirken, görevi kötüye kullanma suçunun idari yaptırımlar açısından da değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Danıştay kararlarında, özellikle kamu hastanelerinde görev yapan sağlık profesyonellerinin ihmalleri ve yetkilerini kötüye kullanmaları durumunda, idari soruşturma ve disiplin cezaları uygulanmasının gerekliliği vurgulanmaktadır.
IV. Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Önlenmesi: Hukuki ve Mesleki Önlemler
Sağlık hukukunda görevi kötüye kullanma suçunun önlenmesi, hem hukuki düzenlemeler hem de mesleki etik kuralları çerçevesinde mümkündür. Bu bağlamda, sağlık profesyonellerinin mesleki eğitimleri, etik kuralların benimsenmesi ve hukuki yaptırımların etkin bir şekilde uygulanması büyük önem taşır.
I. Mesleki Eğitim ve Etik Kurallar
Sağlık çalışanlarının mesleki eğitim süreçlerinde, tıbbi hataların ve hukuka aykırı davranışların sonuçları hakkında bilgilendirilmeleri, görevi kötüye kullanma suçunun önlenmesinde önemli bir adımdır. Ayrıca, sağlık profesyonellerinin meslek etiği kurallarını benimsemeleri ve bu kurallara uygun hareket etmeleri teşvik edilmelidir.
II. Hukuki Düzenlemeler ve Yaptırımlar
Görevi kötüye kullanma suçu ile ilgili hukuki düzenlemelerin ve yaptırımların etkin bir şekilde uygulanması, sağlık profesyonellerinin hukuka aykırı davranışlarını engelleyebilir. Bu bağlamda, sağlık çalışanlarının görevlerini yerine getirirken hukuki sorumluluklarının farkında olmaları sağlanmalıdır. Ayrıca, ihmal veya kusur nedeniyle ortaya çıkan olaylarda, adil ve etkili bir yargılama süreci işletilmelidir.
15. Ceza Dairesi 2017/4805 E. , 2019/1288 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 62, 50, 52 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükmolunan ceza miktarlarına nazaran sanığın duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Suç tarihinin iddianamede ve diğer celse kararlarında 01/09/2013 olarak yazıldığı ancak gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak 09/2013 olarak yazılmasının mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olduğuna kanaat getirilmiştir.
Katılanların ve sanığın olay tarihinde Sultanbeyli ilçesi … Yesevi Mahallesindeki Gazi Mahallesi Aile Sağlığı Merkezinde sözleşmeli aile hekimi olarak çalıştıkları, hekimlerin kendi aralarında dönem dönem olmak üzere sorumlu hekim olarak aralarından birini seçtiklerini, bu seçim kapsamında sanığın 03.08.2011 ile 31.12.2011 tarihleri arasında sorumlu hekim olarak belirlendiği, bu hususun karar defterine de işlendiği, sorumlu hekimin aile sağlık merkezinin hekim dışındaki personel giderlerini ve diğer giderleri ödeme görevinin olduğunu, bu kapsamda katılanların aile sağlığı merkezi faturalarının ödenmesi gayesi ile kendi paylarına düşen paraları ilgili kurumlara yatırması için sanığa ödedikleri, sanığın bu paradan personel giderleri ve diğer giderleri ödemesi gerekirken sadece personel maaşını ödeyip, sağlık merkezine ait elektrik, su, vergi vb diğer giderleri ödemeyip 3.366,00 TL’yi uhdesine geçirdiği, bu durumun Sağlık Bakanlığı 28.12.2011 tarihli inceleme raporu ile de tespit edildiği olayda; TCK 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu anlaşılmış olup, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 26/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
V. Sonuç
Sağlık hukuku, sağlık profesyonellerinin görevlerini yerine getirirken karşılaşabilecekleri hukuki sorumlulukları düzenleyen önemli bir disiplin olarak karşımıza çıkmaktadır. Görevi kötüye kullanma suçu, sağlık çalışanlarının hukuka aykırı eylemleri sonucunda hem hastaların haklarını koruma altına almakta hem de sağlık hizmetlerinin güvenilirliğini sağlamaktadır. Bu nedenle, sağlık profesyonellerinin görevlerini yerine getirirken hukuki ve etik kurallara uygun hareket etmeleri büyük önem taşır. Sağlık hukukunda görevi kötüye kullanma suçunun önlenmesi için hem mesleki eğitimlerin artırılması hem de hukuki düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
Öğrenci Stajyer
Behiye Zeynep Öztürk