Single Blog Title

This is a single blog caption

Sağlık Turizmi için Türkiye’ye Gelen Yabancılar

1. Giriş: Türkiye Neden Sağlık Turizmi Merkezi Haline Geldi?

Son yıllarda Türkiye; estetik cerrahi, saç ekimi, diş tedavileri, göz operasyonları, ortopedi, onkoloji ve kardiyoloji gibi alanlarda sağlık turizmi açısından bölgesel bir merkez hâline geldi. Ulaşımın kolay olması, fiyatların Avrupa ve Amerika’ya göre daha uygun seyretmesi, hekimlerin ve hastanelerin nitelikli olması, aynı zamanda turistik imkânlarla birleşince Türkiye; Orta Doğu’dan Avrupa’ya, Amerika’dan Afrika’ya kadar çok geniş bir coğrafyadan hasta kabul eden bir ülke konumuna geldi.

Ancak sağlık turizmi için Türkiye’ye gelen yabancıların durumu yalnızca “uçak bileti + otel + hastane paketi” ile sınırlı bir hizmet değildir.
Bu sürecin;

  • Yabancılar Hukuku (kısa dönem ikamet izni),

  • Özel sağlık sigortası ve poliçe kapsamı,

  • Tıbbi komplikasyon ve malpraktis hâlinde hukuki sorumluluk

boyutları bulunmaktadır. Özellikle tedavi sonrası ortaya çıkan komplikasyonlar nedeniyle açılacak davalarda, yabancı hastanın Türkiye’deki hukuki statüsü, sorumlu kişi ve kurumlar, yetkili mahkeme ve uygulanacak hukuk büyük önem taşımaktadır.

Bu makalede; sağlık turizmi için Türkiye’ye gelen yabancıların kısa dönem ikameti, özel sağlık sigortası ve tıbbi komplikasyonlarda hukuki sorumluluk başlıkları, Türk hukuku çerçevesinde detaylı şekilde ele alınacaktır.


2. Sağlık Turizmi Kapsamında Türkiye’ye Gelen Yabancıların Hukuki Statüsü

2.1. Yabancı Kimdir ve Hangi Mevzuat Uygulanır?

Türkiye’de “yabancı”; Türk vatandaşı olmayan ve vatansızlar dâhil, Türkiye’de bulunan gerçek kişileri ifade eder.
Sağlık turizmi için Türkiye’ye gelen yabancılar bakımından başlıca mevzuat:

  • 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK),

  • Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turist Sağlığı Hakkında Yönetmelik,

  • 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun,

  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu,

  • 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu,

  • Hasta Hakları Yönetmeliği,

  • Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi,

  • ve yabancı unsur içeren ilişki bakımından 5718 sayılı MÖHUK (Milletlerarası Özel Hukuk) hükümleridir.

Sağlık turizmi için gelen bir yabancı; hem yabancılar hukuku bakımından “ikamet” ve “vize” rejimine, hem de tıbbi müdahale bakımından hasta–sağlık kuruluşu–hekim ilişkisini düzenleyen sağlık hukuku ve tüketici hukuku hükümlerine tabidir.

2.2. Sağlık Turizmi Kapsamındaki Yabancı Hasta Profilleri

Türkiye’ye sağlık amaçlı gelen yabancıların hukuki durumu, geliş amaçlarına ve kalış sürelerine göre değişebilmektedir:

  1. Kısa süreli estetik / diş / saç ekimi için gelen turistler,

  2. Uzun süreli tedavi (onkoloji, organ nakli, ortopedi vb.) için gelen hastalar,

  3. Turistik gezi sırasında acil sağlık hizmeti almak zorunda kalan yabancılar,

  4. Sağlık turizmi aracı kuruluşları üzerinden paket sözleşmelerle gelenler,

  5. Emekli olup Türkiye’de uzun süre kalmak isteyen ve zaman zaman sağlık hizmeti alan yabancılar.

Her bir profil için ikamet izni, sigorta zorunluluğu ve sorumluluk rejimi farklı değerlendirilmelidir.


3. Sağlık Turizmi Kapsamında Kısa Dönem İkamet İzni

3.1. Sağlık Nedeniyle Kısa Dönem İkamet İzni

YUKK uyarınca Türkiye’de tedavi görmek amacıyla bulunan yabancılara kısa dönem ikamet izni verilebilmektedir. Uygulamada bu izin, özellikle:

  • Uzun süreli tedavi gerektiren hastalıklar,

  • Rehabilitasyon,

  • Planlı cerrahi müdahaleler,

  • Organ nakli, kanser tedavisi vb.
    hâllerde gündeme gelir.

Sağlık turizmi paketleriyle 7–10 günlüğüne estetik operasyon için gelenler çoğu zaman turistik vize veya vize muafiyeti kapsamında kalmaktadır. Ancak kalış süresi uzayacaksa ya da tekrar tekrar Türkiye’ye girip çıkma ihtiyacı varsa kısa dönem ikamet izni önemli bir araç hâline gelir.

3.2. Kısa Dönem İkamet İzninin Koşulları

Sağlık turizmi kapsamında kısa dönem ikamet izni başvurularında yabancının:

  • Geçerli pasaport veya pasaport yerine geçen belgesi,

  • Türkiye’de kalacağı adres bilgisi,

  • Maddi imkânlarını gösterir belge (banka hesap dökümü, gelir belgesi vb.),

  • Sağlık sigortası poliçesi (genellikle özel sağlık sigortası),

  • Tedaviyi üstlenen sağlık kuruluşundan alınmış belge (randevu yazısı, epikriz, tedavi planı vb.)

sunması beklenmektedir.

Göç İdaresi, tedavinin niteliğine göre sağlık kuruluşundan alınan ayrıntılı rapor veya yazı da talep edebilir.
Yabancının kamu sağlığını tehlikeye düşürecek bir hastalığı olup olmadığı, kamu düzeni ve güvenliği açısından risk teşkil edip etmediği de ayrıca değerlendirilir.

3.3. Başvuru Yöntemi: E-İkamet ve Konsolosluk Süreci

Genel olarak ikamet izni başvuruları e-ikamet sistemi üzerinden yapılır. Sağlık turizmi için Türkiye’ye gelen yabancı;

  • Hâlen Türkiye’de ise ve geçerli vize/ikamet statüsü içindeyse,
    doğrudan e-ikamet üzerinden başvurabilir.

  • Türkiye dışından başvurularda ise konsolosluklar üzerinden vize + ikamet izni kombinasyonlu başvurular gündeme gelebilir.

Burada önemli husus, vize ihlali veya kaçak kalış durumuna düşmeden başvuru yapılmasıdır. Aksi hâlde, idari para cezası, giriş yasağı ve ikamet izni reddi gibi sonuçlaryla karşılaşılabilir.

3.4. Sağlık Turizmi Aracı Kuruluşlarının Rolü

Uluslararası sağlık turizmi alanında faaliyet gösteren aracı kuruluşlar; yabancı hastanın:

  • Hastane seçimi,

  • Hekim planlaması,

  • Konaklama ve transfer organizasyonu,

  • Tercümanlık ve bazen de ikamet başvurusu süreçlerine
    destek verebilmektedir.

Bu şirketlerin Ticaret Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı nezdinde belirli yetki ve ruhsat süreçlerini tamamlamış olması gerekir. Aracı kuruluşla imzalanan sözleşmelerde genellikle:

  • Paketin kapsamı,

  • Fiyat,

  • İptal koşulları,

  • Şikâyet ve uyuşmazlık çözümü,
    gibi hükümler yer alır.

İleride tıbbi komplikasyon veya hizmet kusuru iddiası gündeme geldiğinde, aracı kuruluşun sorumluluk zinciri içerisindeki yeri ve rolü önem kazanır.


4. Özel Sağlık Sigortası: Kapsam, Zorunluluk ve Uyuşmazlıklar

4.1. Kısa Dönem İkamette Özel Sağlık Sigortası Zorunluluğu

Türkiye’de kısa dönem ikamet izni almak isteyen yabancılardan Türkiye’de geçerli, asgari teminatları karşılayan özel sağlık sigortası istenir. Sağlık turizmi kapsamında gelen yabancılar bakımından da genellikle şu seçenekler gündemdedir:

  1. Türkiye’de düzenlenmiş özel sağlık sigortası poliçesi,

  2. Yurt dışında düzenlenmiş, Türkiye’de geçerli olduğu teyit edilen sigorta poliçesi,

  3. Sadece ilgili tedaviyi kapsayan sınırlı poliçeler.

Göç İdaresi, özellikle ikamet izni aşamasında, poliçenin Türkiye’de geçerli olduğunu, gerekli teminat limitlerini sağladığını ve ikamet süresini kapsadığını görmek ister.

4.2. Sağlık Turizmi Kapsamındaki Poliçe Türleri

Sağlık turizmi için Türkiye’ye gelen yabancılar açısından poliçeler genellikle iki ana grupta toplanabilir:

  • Genel Sağlık Sigortası niteliğinde geniş kapsamlı özel sigortalar:
    Ayakta ve yatarak tedavi, acil müdahale, yoğun bakım vb. teminatları içerebilir.

  • Belirli bir operasyonu veya tedaviyi hedefleyen dar kapsamlı poliçeler:
    Örneğin yalnızca estetik ameliyatı ve ameliyat sonrası belirli süredeki komplikasyonları kapsayan poliçeler.

Burada yabancı hastanın en sık karşılaştığı problem, poliçenin kapsamını yeterince anlamadan imza atmasıdır. Poliçede;

  • Hangi tedavilerin kapsam dışı olduğunun,

  • Hangi komplikasyonların “beklenen risk” kabul edilerek teminat dışı bırakıldığının,

  • Hangi hallerin “önceden mevcut hastalık” sayıldığının,
    detaylı şekilde incelenmesi gerekir.

4.3. Sigorta Şirketinin Sorumluluğunun Sınırları

Sigorta şirketi ile yabancı hasta arasındaki ilişki, sigorta sözleşmesine dayanır. Bu sözleşmede;

  • Teminat limitleri (örneğin 10.000 EUR’ya kadar yatarak tedavi),

  • Muafiyetler (örneğin bedelin %20’si sigortalıya ait),

  • Bekleme süreleri,

  • İstisna hâlleri (estetik amaçlı müdahaleler, deneysel tedaviler vb.)

açıkça düzenlenir.

Tıbbi komplikasyon veya malpraktis iddiası söz konusu olduğunda, sigorta şirketinin:

  • Tazminat ödemekle yükümlü olup olmadığı,

  • Sorumluluğun üst sınırı,

  • İlgili sağlık kuruluşuna rücu imkânı

tamamen poliçe hükümleri ve sigorta hukuku çerçevesinde değerlendirilir.

4.4. Sigorta Uyuşmazlıklarında Yabancı Hastanın Hakları

Yabancı hasta, sigorta şirketinin ödemeyi reddetmesi veya eksik ödemesi hâlinde;

  • Poliçe metninin tercüme edilmesini istemeli,

  • Red kararının yazılı olarak gerekçelendirilmesini talep etmeli,

  • Türkiye’deki hukuk yollarını (tüketici hakem heyeti, tüketici mahkemesi veya ticaret mahkemesi) kullanabilmelidir.

Sigorta sözleşmesi tüketici sözleşmesi niteliğinde ise, yabancı hastanın tüketici lehine yorum ilkesi, haksız şartların geçersizliği gibi koruyucu normlardan faydalanması mümkündür.


5. Tıbbi Komplikasyonlar ve Malpraktis: Hukuki Sorumluluk Çerçevesi

5.1. Komplikasyon ile Hekim Hatası Arasındaki Ayrım

Tıbbi müdahalelerde her zaman beklenmeyen sonuç riski mevcuttur. Modern tıpta bile sıfır risk yoktur. Bu nedenle hukuk uygulamasında;

  • Tıbbi standartlara uygun bir müdahaleye rağmen ortaya çıkan,
    önceden bilinen ve hastaya anlatılan riskler “komplikasyon” olarak,

  • Tıbbi standartlara aykırı davranış, özen eksikliği veya yanlış uygulama sonucu meydana gelen zarar ise “tıbbi malpraktis (hekim hatası)” olarak değerlendirilir.

Yabancı hasta bakımından da en kritik konu buradadır: Her olumsuz sonuç malpraktis değildir; fakat aydınlatma eksikliği, yanlış endikasyon, yanlış ameliyat, enfeksiyon kontrolündeki ihmal gibi hususlar varsa malpraktis iddiası gündeme gelir.

5.2. Hekimin ve Hastanenin Sorumluluğu

Türkiye’de özel hastanelerde çalışan hekimlerin sorumluluğu:

  • Hem hizmet sözleşmesi kapsamında hastaneye karşı,

  • Hem de haksız fiil / vekâletsiz iş görme ekseninde hastaya karşı gündeme gelebilir.

Yargıtay içtihatlarında; özel hastaneler, yabancı dahil tüm hastalar için çoğu zaman “ayıplı sağlık hizmeti veren işletme” veya “tüketiciye karşı sorumlu sağlayıcı” olarak ele alınmakta; hekim ile birlikte müteselsil sorumluluk ilkesi çerçevesinde sorumlu tutulabilmektedir.

Örneğin:

  • Yanlış protez takılması,

  • Estetik ameliyat sonrası öngörülebilir komplikasyonların yeterince yönetilmemesi,

  • Yoğun bakımda enfeksiyon kontrol eksiklikleri,
    gibi durumlarda hastane, hekim veya her ikisi birden sorumluluk altına girebilir.

5.3. Aracı Kuruluşların ve Tur şirketlerinin Sorumluluğu

Sağlık turizmi paketleri çoğu zaman:

  • Uçak bileti,

  • Otel,

  • Transfer,

  • Hastane ve hekim hizmeti,
    gibi yan unsurlarla birlikte sunulur.

Bu paketler paket tur sözleşmeleri, tüketici sözleşmeleri veya karma sözleşmeler niteliği taşıyabilir. Aracı kuruluş; yalnızca organizasyonu yapan şirket ise genellikle:

  • Sağlık hizmetinin tıbbi sonucu bakımından değil,

  • Paket organizasyonundaki eksiklikler (yanlış otel, eksik transfer, rehberlik hizmeti yokluğu vb.) bakımından sorumludur.

Fakat aracı şirket kendisini “danışman hekim” veya “tedaviyi belirleyen sağlık ekibinin parçası” gibi tanıtmış, tedavi planı üzerinde etkili olmuşsa veya reklamlarında özensiz vaatlerde bulunmuşsa, bu durumda daha geniş bir sorumluluk gündeme gelebilir.

5.4. Tıbbi Komplikasyonlarda Ceza Sorumluluğu

Tıbbi malpraktis iddiası aynı zamanda ceza hukuku boyutu olan bir iddiadır.
Hekim veya sağlık personeli:

  • Taksirle yaralama,

  • Taksirle ölüme neden olma,

  • Bilinçli taksir,
    gibi suçlamalarla karşılaşabilir.

Yabancı hasta veya yakınları, Türkiye’de suç duyurusunda bulunarak ceza soruşturması başlatılmasını talep edebilirler. Ceza yargılamasında verilecek karar, daha sonra açılacak tazminat davasında da delil olarak karşımıza çıkar.


6. Uyuşmazlıklarda Yetkili Mahkeme ve Uygulanacak Hukuk

6.1. Milletlerarası Özel Hukuk (MÖHUK) Çerçevesi

Sağlık turizmi dosyaları çoğu zaman yabancı unsurlu uyuşmazlıklardır:

  • Hasta yabancı, sağlık kuruluşu Türk,

  • Sözleşmede yabancı hukuk veya yabancı mahkeme belirtilmiş olabilir,

  • Ödeme genellikle yabancı para cinsinden yapılır,
    vb.

Bu nedenle 5718 sayılı MÖHUK, uygulanacak hukuk ve yetkili mahkemenin tespiti bakımından önemlidir.

Genel olarak, haksız fiil niteliğindeki tıbbi müdahale sonucu zarar davalarında, zarar verici fiilin işlendiği yer hukuku (yani çoğu durumda Türkiye hukuku) uygulanacaktır. Anlaşmazlığın sözleşmeden kaynaklandığı iddia edilirse, sözleşmede seçilen hukuk veya lex loci solutionis gibi bağlantı noktaları devreye girer.

6.2. Yabancı Hastanın Kendi Ülkesinde Dava Açması

Bazı yabancı hastalar, ülkesine döndükten sonra kendi mahkemelerinde dava açmak isteyebilir. Bu durumda:

  • Tedavi Türkiye’de gerçekleştiği için yetki tartışması yapılır,

  • Türkiye’deki mahkemelerin yetkisi,

  • Sözleşmede yer alan “yetkili mahkeme” şartlarının geçerliliği,
    ayrıca incelenir.

Yabancı ülkede verilen mahkeme kararının Türkiye’de icrası için ise tanıma ve tenfiz davası açılması gerekir. Sağlık kuruluşu veya hekim hakkında Türkiye’de malvarlığına yönelmeye çalışıldığında, yabancı mahkeme kararının MÖHUK şartlarını sağlayıp sağlamadığı önem taşır.

6.3. Yetki Şartları ve Tahkim Kayıtları

Sağlık turizmi paket sözleşmelerinde zaman zaman:

  • Belirli bir ülke mahkemesini yetkili kılan,

  • Tahkim yolunu zorunlu kılan kayıtlar bulunabilmektedir.

Bu hükümlerin geçerliliği; tüketici sıfatı, sözleşmenin tarafları, tacir olup olmamaları ve MÖHUK ile iç hukuk hükümleri ışığında değerlendirilir.
Yabancı hasta, tüketici sayılıyorsa, tüketicinin aleyhine olan yetki şartları geçersiz kabul edilebilir.


7. Yabancı Hastanın Hakları: Aydınlatılmış Onam ve Hasta Hakları

7.1. Aydınlatılmış Rızanın Önemi

Sağlık turizmi dosyalarında en çok tartışılan konulardan biri aydınlatılmış onamdır. Yabancı hastanın:

  • Kendi dilinde veya anlayabileceği bir dilde bilgilendirilmesi,

  • Ameliyatın amacı, süreci, olası komplikasyonlar ve alternatif tedaviler hakkında açıklama yapılması,

  • Estetik operasyonlarda sonucu abartılı vaatlerle pazarlamaya kaçılmaması,
    hukuken zorunludur.

Aydınlatma eksikliği, çoğu zaman malpraktis davalarında bağımsız bir kusur olarak değerlendirilir. Yargılama sırasında imzalanan onam formunun içeriği, ne zaman ve nasıl imzalatıldığı, hastanın gerçekten anlayıp anlamadığı detaylı şekilde incelenir.

7.2. Dil Bariyeri ve Tercüman Kullanımı

Yabancı hastaların önemli bir kısmı Türkçe bilmemektedir. Bu nedenle:

  • Onam formunun yalnızca Türkçe olması,

  • Görüşmelerin tercümansız yapılması,
    daha sonra “ben neye imza attığımı anlamadım” iddialarına zemin hazırlar.

Hukuken daha sağlıklı olan; hastanın dilinde hazırlanmış formlar veya profesyonel tercüman eşliğinde yapılan bilgilendirme süreçlerinin yazılı ve imzalı olarak kayıt altına alınmasıdır. Aksi hâlde, aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğinin ispatı zorlaşır.

7.3. Hasta Hakları Yönetmeliği ve Sağlık Turizmi

Türkiye’de Hasta Hakları Yönetmeliği, tüm hastalar gibi yabancı hastalara da;

  • Hekim seçme ve değiştirme,

  • Sağlık durumu hakkında bilgi alma,

  • Mahremiyet,

  • Onam verme veya reddetme,
    gibi haklar tanır.

Sağlık turizmi kapsamında gelen yabancı hastalar; bu haklardan aynen yararlanır. Hatta hizmetin pazarlama aşamasında “VIP hizmet”, “kişiye özel bakım” gibi ifadeler kullanılmışsa, bu durum hizmet standardının yükseltilmesi taahhüdü olarak değerlendirilebilir.


8. Tazminat Davaları: Hangi Zararlar Talep Edilebilir?

Tıbbi komplikasyon veya malpraktis iddiasıyla Türkiye’de açılacak davalarda yabancı hasta;

  • Maddi zararlar

    • Ödenen ameliyat ve tedavi ücretleri,

    • Ek tedavi giderleri, ilaç masrafları,

    • Çalışamama nedeniyle gelir kaybı,

    • Ulaşım, konaklama, refakatçi giderleri,

  • Manevi tazminat

    • Bedensel bütünlüğün zedelenmesi,

    • Estetik açıdan ortaya çıkan deformasyon,

    • Psikolojik etkiler,
      için talepte bulunabilir.

Tazminatın hesaplanmasında:

  • Hatanın ağırlığı,

  • Kalıcı iz veya engellilik oranı,

  • Hastanın yaşı, mesleği ve sosyal durumu,

  • Yargıtay içtihatları,
    dikkate alınır.

Yabancının gelir düzeyi, kendi ülkesindeki yaşam standardı ve mesleği de zararın boyutunun tespitinde yardımcı kriterler olarak kullanılabilir.


9. Sağlık Turizmi Alanında Hukuki Riskleri Azaltmak İçin Öneriler

9.1. Yabancı Hastalar İçin Pratik Öneriler

Sağlık turizmi amacıyla Türkiye’ye gelmeyi planlayan yabancılar için öne çıkan tavsiyeler:

  1. Hastane ve hekimi araştırmak:
    Lisans, akreditasyon ve uluslararası sertifikalar kontrol edilmeli.

  2. Sözleşmeleri ayrıntılı okumak:
    Paket tur sözleşmesi, hastane sözleşmesi, sigorta poliçesi mutlaka tercüme ettirilmeli.

  3. Özel sigorta kapsamını netleştirmek:
    Komplikasyonları hangi süreyle ve hangi limitlerle karşıladığı sorulmalı.

  4. İkamet ve vize durumunu hukuka uygun yürütmek:
    Gerekirse sağlık hukuku ve yabancılar hukuku alanında deneyimli bir avukattan görüş alınmalı.

  5. Tüm belgeleri saklamak:
    Faturalar, epikriz raporları, fotoğraflar, yazışmalar ve onam formları ileride açılacak davalarda kritik delillerdir.

9.2. Sağlık Kuruluşları ve Hekimler İçin Öneriler

Hukuki risklerini azaltmak isteyen hastane ve hekimlerin:

  • Yabancı hastalara dil bariyerini aşacak şekilde aydınlatma yapması,

  • Onam formlarını ilgili dilde düzenlemesi,

  • Sigorta ve ödeme süreçlerini şeffaf yürütmesi,

  • Aracı kuruluşlarla anlaşmalarında hukuki sorumluluk sınırlarını açıkça belirlemesi,
    büyük önem taşır.

Ayrıca sağlık kuruluşlarının malpraktis sigortası ve kurumsal risk yönetimi süreçlerini güncel tutması, uyuşmazlık çıktığında hem hastayı hem de kendi haklarını koruyacak bir çerçeve oluşturacaktır.


10. Sonuç: Sağlık Turizmi, İkamet ve Hukuki Sorumluluk Üçgeni

Sağlık turizmi için Türkiye’ye gelen yabancılar, yalnızca “hasta” değil; aynı zamanda yabancılar hukuku bakımından ikamet izni sahibi, özel sigorta poliçesi olan bir tüketici konumundadır.

Bu nedenle:

  • Kısa dönem ikamet izni süreçleri,

  • Özel sağlık sigortasının kapsamı ve teminat yapısı,

  • Tıbbi komplikasyon ve malpraktis hâlinde hekim, hastane, aracı kuruluş ve sigorta şirketinin sorumluluğu,
    birbirinden kopuk değil, tam tersine birbirini doğrudan etkileyen unsurlar olarak değerlendirilmelidir.

Yabancı hasta bakımından; doğru bilgilendirme, uygun sigorta, hukuka uygun ikamet izni ve nitelikli sağlık hizmeti, hak kaybı yaşanmaması için zorunludur. Sağlık kuruluşları ve aracı şirketler açısından ise; şeffaf sözleşmeler, doğru reklam stratejileri, güçlü aydınlatma süreçleri ve hukukla uyumlu organizasyon; ileride ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların azaltılması için anahtar rol oynamaktadır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button