Rekabet Yasağı ve Cezai Şart
Kavramsal Çerçeve: Rekabet Yasağı Nedir? Cezai Şart Ne İşe Yarar?
Rekabet yasağı, bir sözleşme ilişkisi sırasında (görev süresi boyunca) veya çoğu kez sözleşme sona erdikten sonra taraflardan birinin, diğer tarafın meşru menfaatini korumak amacıyla belirli bir süre, yer ve konu bakımından rakip faaliyetlerde bulunmamasını veya karşı tarafın müşteri/çalışan çevresini ayartmamasını (non-solicitation) üstlenmesidir. İş ilişkilerinde TBK m. 444–447; acentelikte TTK m. 123–125; şirket yöneticileri/ortaklarında ise TTK m. 396 (anonim şirket yönetim kurulu üyeleri) ve TTK m. 613 (limited şirket müdürleri) gibi hükümler temel referanstır. Rekabet yasağı mutlak bir yasak değildir; ölçülülük esası ve hakim tarafından daraltılabilme/tenkis mekanizması sistemin omurgasıdır.
Cezai şart ise, borçlunun edimini hiç veya gereği gibi ifa etmemesi hâlinde peşinen kararlaştırılmış bir parasal yaptırım öngören sözleşme hükmüdür (TBK m. 179 ve devamı). Rekabet yasağı ihlalinde zararın miktarını somut olarak ispatlamak çoğu kez güç olduğundan, cezai şart ihlalin “faturasını” önceden belirleyip caydırıcılık sağlar. Ancak TBK m. 182 uyarınca fahiş nitelikteki cezai şartlar hakim tarafından indirilebilir; ayrıca iş sözleşmelerinde iki yıllık üst sınır, coğrafi ve konu bakımından makuliyet gibi ölçütler ile uyum zorunludur.
Mevzuat Haritası: Hangi Hükümler Yol Gösteriyor?
-
TBK m. 444–447: İş sözleşmesinde rekabet yasağı. Yazılı şekil, işçinin işverene önemli zarar verebilme yeteneği (müşteri çevresi, üretim sırları, özel bilgiler), konu-yer-süre sınırlaması, azami iki yıl kuralı (istisnai ağır koşullarda uzatılabilme), hakimin daraltma/tenkis yetkisi, ihlal hâlinde tazminat ve cezai şart çerçevesi.
-
TBK m. 179–182: Cezai şartın tanımı, ifa ile cezanın ilişkisi, fahiş cezanın indirimi, borçlunun kusuru vs. (İş ilişkilerinde özellikle m. 182’deki tenkis yetkisi uygulamada sıkça devreye girer.)
-
TTK m. 54–55: Haksız rekabetin genel hükmü ve örnek fiiller. Rekabet yasağının yokluğunda bile, ticari sırların hukuka aykırı elde edilmesi/kullanımı, müşteri çevresini yanıltıcı ayartma, sadakat kuralına aykırı davranışlar haksız rekabet teşkil edebilir.
-
TTK m. 396: Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketle rekabeti genel kurul izni olmadıkça yasaktır; aksi hâlde tazminat ve kazancın şirkete intikali söz konusu olabilir.
-
TTK m. 613: Limited şirket müdürlerinin rekabet yasağına ilişkin paralel düzen.
-
TTK m. 123–125: Acentelik sözleşmesinde sözleşme sonrası rekabet yasağı. Yazılı şekil, bölge/müşteri çevresi/konu sınırı, azami iki yıl; ayrıca uygulamada acenteye makul karşılık (kompensasyon) öngörülmesi beklenir.
-
RKHK ve Dikey Anlaşmalar Tebliği (güncel haliyle): Münhasırlık, rekabet etmeme ve müşteri/ bölge sınırlamaları bakımından grup muafiyeti eşikleri, rekabet hukuku riskleri.
İş Sözleşmesinde Rekabet Yasağı: Geçerlilik Şartları, Sınırlar ve Uygulama
1) Yazılı Şekil ve Meşru Menfaat
TBK m. 444’e göre rekabet yasağının yazılı olması şarttır. Sözlü taahhütler veya işyeri iç yönetmeliklerine atıf yapan muğlak hükümler geçerlilik sorunu doğurur. Ayrıca yasak, işverenin haklı/korunmaya değer menfaatinin varlığına dayanmalıdır: İşçinin görev gereği müşteri portföyü ve işletme sırlarına erişimi olmalı, bu bilgileri kullanarak işverene kayda değer zarar verme kapasitesine sahip bulunmalıdır. Basit, rutin iş yapan veya gizli bilgiye erişimi olmayan çalışanlar hakkında geniş kapsamlı yasakların geçerliliği tartışmalı hâle gelir.
2) Konu – Yer – Süre Üçlüsü ve Ölçülülük
Rekabet yasağı konu, yer ve süre bakımından açık ve makul olmalıdır. İşverenin faaliyette bulunduğu sektör/alt-sektör, ürün/hizmet grubu, coğrafi yayılım ve rekabet baskısı dikkate alınır. Genel ve sınırsız ibareler (ör. “Türkiye’de/ dünyada her türlü rekabet faaliyetini yasaklar”) Yargıtay uygulamasında aşırı geniş bulunur ve hâkim tarafından daraltılır veya hükümsüz sayılabilir. Süre bakımından TBK genellikle en çok iki yıl öngörür; istisnai hâllerde (üst düzey yönetici, kritik know-how) daha uzun bir süre hakimce makul ölçüye indirilecektir.
3) Ücret Düzeyi, Fesih Nedeni ve Denge Testi
Yargıtay, rekabet yasağı düzenlerken işçinin ekonomik geleceği ile işverenin menfaati arasında denge arar. İşçinin ücret düzeyi, iş güvencesi, işin niteliği, sözleşmenin nasıl sona erdiği (işverenin haklı nedenle feshi mi, işçinin haksız istifası mı?) gibi faktörler uygunluk ve tenkis değerlendirmesinde önem taşır. Örneğin işverenin haksız feshi hâlinde, işçiden post-contract rekabet yasağına uymasını beklemek çoğu kez hakkaniyete aykırı görülebilir; mahkemelerce yasak süresinin kısaltılması veya cezai şartın indirimi gündeme gelebilir.
4) İhlalin Sonuçları: Tazminat, Cezai Şart ve İhtiyati Tedbir
İşçi yasağa aykırı hareket ederse işveren, uğranılan zararı (kâr kaybı, portföy erozyonu, gizli bilginin değer kaybı) talep edebilir. Zarar ispatı güç olduğundan cezai şart burada ana işlev görür: İhlal gerçekleşmişse, zarar ayrıca ispat edilmeksizin kararlaştırılan bedel istenebilir (TBK sistemi). Ancak fahiş cezalar hâkim tarafından indirilebilir; Yargıtay uygulamasında cezai şartın çalışanın brüt ücretiyle makul bir orantı içinde kurulması, ihlal sayısına göre kurgulanması ve non-solicitation gibi alt yükümlülüklere ayrı ve makul tutarlar bağlanması önemlidir. İhlal devam ediyorsa HMK m. 389 uyarınca ihtiyati tedbir talep edilerek rekabet yasağına aykırı faaliyetin geçici olarak durdurulması, reklam/ilanların yayından kaldırılması ve veri/evrak iadesi istenebilir; mahkeme çoğu kez teminat karşılığı tedbir verebilir.
5) Delil Stratejisi: Dijital İzler, Tanıklar ve Ticari Kayıtlar
Rekabet yasağı ihlallerinde tipik deliller; e-posta trafiği, çalışan telefon/BT logları, WhatsApp yazışmaları, CRM kayıtları, müşteri geçişi istatistikleri, fatura-irsaliye zinciri, LinkedIn güncellemeleri, web reklamlarına dair çıktılar, alan adı/marka başvuruları ve tanık anlatımlarıdır. Dijital delillerin hukuka uygun elde edilmesi şarttır; aksi hâlde hukuka aykırı delil yasağı devreye girer. Sır ihlali varsa ayrıca TTK’daki haksız rekabet hükümleri ve gerekirse ceza hukuku boyutları gündeme gelebilir.
Cezai Şart (TBK m. 179–182): Türler, Tenkis ve Uygulamada Denge
1) Cezai Şartın İşlevi ve Türleri
-
İfa cezası: Borçlunun edimi gereği gibi ifa etmemesi hâlinde ödenir; alacaklı, ifa + ceza veya sadece ceza arasında TBK çerçevesinde seçim yapabilir (sözleşme kurgusuna göre değişir).
-
Dönme (fesih) cezası: Taraf, bedeli ödeyerek sözleşmeden dönme hakkı elde eder.
-
Gecikme cezası: Belirlenen süreye uyulmaması hâlinde işler.
Rekabet yasağı ihlallerinde çoğunlukla ifa cezası tarzında, “her bir ihlal için belirli tutar” veya “her ay/hafta süren ihlal için periyodik ceza” kurgusu tercih edilir. Toplam üst sınır koymak, orantılılık ve tenkis riskini yönetmek açısından faydalıdır.
2) Fahişlik Kriteri ve Hakimin İndirme Yetkisi (TBK m. 182)
Mahkemeler, cezai şartı ihlalin ağırlığı, ekonomik denge, tarafların güçleri, işçinin gelir düzeyi ve pozisyonu, sözleşmenin kalan süresi, coğrafi/kapsam sınırı gibi ölçütlerle değerlendirir. Aşırı görülen tutarlar indirilebilir. Uygulamada, brüt aylık ücretin birkaç katını aşan tek seferlik cezalar veya coğrafi/kapsam sınırları makul olmayan yasaklara bağlanan yüksek cezalar sıklıkla tenkis edilir. Bu nedenle cezai şartı basamaklı, makul üst sınırlı ve ihlalin gerçek etkisini yansıtan bir sistematiğe bağlamak önemlidir.
3) Kusur, Zarar ve Birikimli Talep Sorunsalı
Cezai şart genellikle zararı ispat yükünü hafifletir; ihlal varsa ceza istenir. Ancak bazı kurgularda hem ifa hem ceza birlikte istenemez; bu konuda sözleşme metni belirleyicidir. Ayrıca borçlunun kusuru yoksa (ör. işverenin haksız feshi sonrası dayatılan yasak) veya haklı nedenlerle yasak uygulanamazsa cezanın tamamı istenemeyebilir. Çoğu senaryoda cezai şart + zarar fazlası kurgusu yerine cezai şart (üst sınır) + ispatlanan zarar fazlası kombinasyonu, tenkis riskini azaltır.
Şirketler Hukukunda Rekabet Yasağı: Yöneticiler ve Ortaklar
1) Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyeleri (TTK m. 396)
Yönetim kurulu üyesi, genel kurul izni olmadıkça şirketin faaliyet konusuna giren işleri kendisi veya başkası adına yapamaz ve aynı faaliyet konusuna sahip başka bir şirkete sınırsız sorumlulukla ortak olamaz. Aksi hâlde doğan zarardan sorumluluk ve elde edilen faydanın şirkete devri gündeme gelir. Uygulamada, üyelerle imzalanan hizmet/atama sözleşmelerine ayrıca rekabet etmeme ve cezai şart hükümleri konur; bu hükümler görev süresi sonrası post-contract non-compete olarak da genişletilebilir, ancak süre/yer/konu bakımından ölçülülük burada da aranır.
2) Limited Şirket Müdürleri (TTK m. 613)
Limited şirket müdürleri için benzer nitelikte rekabet yasağı bulunmaktadır. Şirket sözleşmesine veya genel kurul kararlarına açık izin alınmadıkça, müdürler şirketle rekabet edemez. İhlalde tazminat ve kazancın şirkete intikali söz konusu olabilir. Yönetici sözleşmelerinde cezai şart ve ihtiyati tedbir mekanizmaları, pratikte en etkili koruma araçları arasındadır.
3) Pay/İşletme Devirlerinde Rekabet ve Müşteri Ayartmama (Non-Solicitation)
Hisse (SPA/Share Purchase Agreement) ve işletme/devralma (APA/Asset Purchase Agreement) sözleşmelerinde devreden ortak/kurucu için 3–5 yıl arası rekabet etmeme ve müşteri-çalışan ayartmama hükümleri yaygındır. Burada rekabet hukuku boyutu önemlidir: Pazar payı eşikleri ve grup muafiyeti şartları aşılıyorsa, post-contract non-compete rekabet hukuku bakımından risk doğurabilir. Bu nedenle coğrafi, ürün/hizmet ve süre sınırları, muafiyet şartları gözetilerek tasarlanmalıdır.
Acentelik ve Distribütörlükte Rekabet Yasağı: TTK m. 123–125 ve Dikey Anlaşmalar
Acentelik sözleşmelerinde TTK m. 123–125 uyarınca sözleşme sonrası rekabet yasağı yazılı olmalı; bölge, müşteri çevresi ve konu bakımından açıkça sınırlandırılmalı; azami iki yılı aşmamalıdır. Uygulamada, acenteye makul bir karşılık/kompensasyon öngörmek, hakkaniyet ve geçerlilik tartışmalarını azaltır. Distribütörlük ve franchise ilişkilerinde ise “dikey anlaşmalar” rejiminin güncel kurallarına uyum gerekir: asıl-yardımcı yükümlülük ayrımı, satış sonrası kısıtlamalar, müşteri ve bölge paylaşımı, pasif satış yasağı, rekabet etmeme yükümlülüğünün azami süresi gibi başlıklar rekabet hukuku denetimine tabidir. Sözleşmeye konulan cezai şartların da orantılı ve muafiyet şartlarıyla uyumlu kurgulanması gereklidir.
Haksız Rekabet Boyutu (TTK m. 54–55): Sözleşme Olmasa da Koruma
Rekabet yasağı hükmü bulunmasa dahi, ticari etik ve dürüstlük kurallarına aykırı davranışlar haksız rekabet oluşturur. Müşteri/çalışan ayartma, aldatıcı reklam, gizli bilgi ve üretim sırlarının izinsiz kullanımı, itibar zedeleyici beyanlar gibi fiiller TTK m. 54–55 kapsamında men, tespit, maddi-manevi tazminat ve haksız kazancın iadesi taleplerine zemin sağlar. Böylece sözleşmesel rekabet yasağının hiç olmadığı veya geçersiz sayıldığı hâllerde dahi, genel haksız rekabet hükümleri bir güvenlik ağı işlevi görür.
Yargıtay Uygulamasının Ana Hatları: Ölçülülük, İki Yıl Sınırı ve Tenkis
Yargıtay kararları, şu eksenlerde istikrarlı bir hat çizer:
-
İki yıl üst sınır (iş sözleşmesi sonrası) kural olarak aşılmamalı; aşan hallerde hakim daraltır.
-
Coğrafi ve konu sınırları muğlak/çok genişse (örn. tüm Türkiye, “her türlü faaliyet”), hüküm daraltılır veya geçersiz görülebilir.
-
Cezai şart fahişse TBK m. 182 uyarınca indirime gidilir. Brüt ücretle orantılı ve somut etkiyi yansıtan kademeli tutarlar tercih edilir.
-
İşverenin haksız feshi veya işçinin gizli bilgiye erişiminin sınırlılığı gibi durumlar, yasak ve ceza değerlendirmesinde hakkaniyet gerekçesiyle işçi lehine sonuç doğurabilir.
-
Non-solicitation (müşteri-çalışan ayartmama) ayrı bir yükümlülük olarak daha dar ve makul süreli düzenlendiğinde geçerlilik şansı artar.
İhtiyati Tedbir ve Delil Tespiti: Hızlı Koruma Mekanizmaları
Rekabet yasağı ihlalinde zaman faktörü belirleyicidir. HMK m. 389 ve devamı uyarınca mahkemeden ihtiyati tedbir istenerek:
-
İhlale konu faaliyetin geçici olarak durdurulması,
-
Reklam/ilanların yayından kaldırılması,
-
Müşteri listelerinin ve belgelerin iadesi,
-
Şirket içi verinin (laptop, telefon, e-posta) imaj alınarak saklanması,
talep edilebilir. Tedbir için teminat şartı gündeme gelebilir. İhlal şüphesi güçlü ise delil tespiti yoluyla sunucu/log kayıtlarının ve fiziki evrakın acil tespiti ilerideki tazminat davasının kaderini belirler.
KVKK ve Ticari Sır Boyutu: Rekabet Yasağının Veri ve Sır Korumasıyla Kesişimi
Rekabet yasağı çoğu kez müşteri verisi, fiyatlandırma, AR-GE notları ve algoritmik performans gibi kişisel veri ve ticari sır unsurlarına dayanır.
-
KVKK kapsamında, işten ayrılan çalışanın kendi kişisel verilerini alabilmesi ile şirketin müşteriye ait kişisel verileri koruma yükümlülüğü farklıdır. Kişisel verilerin hukuka uygunluk sebepleri ve imha politikaları net olmalıdır.
-
Ticari sır niteliği olan bilgiler için erişim yetkileri, gizlilik sözleşmeleri (NDA), loglama, ayrılış prosedürleri (cihaz iadesi, hesap kapatma, sır olmayan bilginin kişisel kopyası ayrımı) önden planlanmalıdır.
-
Sır ihlali, hem haksız rekabet hem de ceza hukuku (ör. güveni kötüye kullanma, hırsızlık benzeri eylemler, bilişim suçları) ekseninde sonuç doğurabilir.
Vergisel ve Damga Vergisi Etkileri: Cezai Şart Ödemeleri
Cezai şart ödemeleri niteliğine göre farklı vergisel sonuçlar doğurabilir:
-
KDV yönünden, genel yaklaşım “hizmet ifası karşılığı olmayan saf tazminat” ödemelerinde KDV doğmaması; ancak sözleşme sistematiği ve uygulamadaki muhasebeleştirme önem arz eder.
-
Damga vergisi, cezai şartı içeren sözleşme üzerinden binde oranında gündeme gelebilir.
-
İş ilişkilerinde ücret benzeri kurgular ile tazminat nitelikli kurguların ayrımı, stopaj ve diğer yükümlülükler açısından değerlendirilmeli; mali müşavirle metin uyumu sağlanmalıdır.
Uluslararası Boyut: Hukukun Uygulanması, Yetki ve Tahkim
Çapraz sınır ekipler ve çok uluslu gruplarda hukuk seçimi ve yetki maddeleri kritik önemdedir. Türkiye’de ifa edilen iş için kural olarak Türk hukuku uygulanır; ancak pay devri, lisans, distribütörlük gibi sözleşmelerde yabancı hukuk ve tahkim (ICC, ISTAC, LCIA) seçenekleri değerlendirilebilir. Kamu düzeni ve rekabet hukuku normları, seçilen hukuk ne olursa olsun sınır çizebilir. Veri aktarımı (KVKK/GDPR) ve ticari sırların uluslararası paylaşımı ayrıca sözleşmeye işlenmelidir.
Örnek “Non-Solicitation” (Müşteri/Çalışan Ayartmama) Maddesi
Çalışan/Taraf, sözleşmenin sona ermesinden itibaren 12 (on iki) ay süreyle, İşveren’in son 24 ay içinde hizmet sunduğu müşterileri ile aktif aday/müşteri listesinde yer alan kişi ve kuruluşları bizzat veya üçüncü kişiler aracılığıyla ayartmayacağını, doğrudan pazarlama yapmayacağını, çalışanları istihdama yönlendirmeyeceğini ve başka bir işverene transfer etmeyeceğini kabul eder. Aykırı her fiil için [brüt aylık ücretin X katı] cezai şart uygulanır; ihlalin devamı hâlinde her ay için [Y] tutarında ek ceza doğar; toplam [Z] üst sınırı aşamaz. İşveren, ispatlanan zarar fazlasını talep edebilir; ihtiyati tedbir talep hakkı saklıdır.
Rekabet Yasağının Dijital Dönemdeki Yeni Sınavları
-
Uzaktan çalışma ve BYOD: Şirket dışı cihazlarda veri kontrolü, sır yönetimi protokolleri ve çıkış imha prosedürleri olmadan rekabet yasağı zayıflar.
-
LinkedIn ve sosyal medya: “Yeni iş” duyuruları, müşteri ve ekip ayartma iddialarının dolaylı delili olabilir; sözleşmede sosyal medya davranış kurallarına atıf yapılmalıdır.
-
Yapay zekâ ve kod/süreç sızıntısı: LLM/AI araçlarına şirket içeriği yüklenmesi politikaları net olmalı; aksi hâlde sır kaybı ve rekabet ihlali geri döndürülemez hâle gelir.
-
Bulut tabanlı CRM: Ayrılışta erişim kapatma ve veri ayrıştırma saatler içinde tamamlanmalıdır; gecikme, müşteri portföyünün taşınmasına yol açabilir.
Sonuç: Ölçülü, Somut ve Uygulanabilir Hükümler Kazandırır
Rekabet yasağı ve cezai şart, doğru kurgulandığında işletmenin müşteri çevresi, know-how’ı ve pazardaki konumu için etkili bir sigorta işlevi görür. Başarının anahtarı; ölçülülük, somutlaştırma, kademeli ve orantılı cezai şart, net delil-tedbir mekanizmaları ve rekabet/şirketler hukuku ile uyumdur. Sözleşmelerinizi bu prensiplerle revize ederek uyuşmazlık anında mahkeme nezdinde ayakta kalacak, tenkise takılmayacak, caydırıcı ama hakkaniyetli bir koruma kalkanı oluşturabilirsiniz.
İş gücü hareketliliğinin yüksek olduğu, veri ve müşteri çevresinin şirket değerinin merkezine yerleştiği günümüz piyasasında, rekabet yasağı ve cezai şart hükümlerinin tasarlanması, uygulanması ve güncellenmesi bir lüks değil; sürdürülebilir rekabet gücü için stratejik zorunluluktur.