Pazarın Bölgelere Göre Paylaşılması: Rekabet Hukuku Açısından Derinlemesine Analiz
1. Giriş
Pazarın bölgelere göre paylaşılması, rekabet hukukunda “hardcore kartel” olarak nitelendirilen, doğrudan yasaklı eylemlerden biridir. Bu uygulama, rakip işletmelerin aralarında yaptıkları anlaşmalar ile belirli bölgelerde faaliyet göstermemeyi veya sadece kendi belirledikleri bölgelerde satış yapmayı taahhüt etmeleri şeklinde ortaya çıkar.
Türk hukukunda bu durum, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesi kapsamında rekabeti kısıtlayıcı anlaşma olarak kabul edilir ve çok ağır idari para cezaları ile sonuçlanabilir.
2. Pazarın Bölgelere Göre Paylaşımı Nedir?
Pazarın bölgelere göre paylaşılması; rakip işletmelerin, belirli coğrafi alanlarda birbirlerinin faaliyetlerini sınırlandırmak veya tamamen engellemek amacıyla yaptıkları yazılı veya sözlü anlaşmalardır.
Başlıca uygulama şekilleri şunlardır:
-
Coğrafi sınırlama: Şirketlerin belirli şehir, bölge veya ülke sınırlarını paylaşması.
-
Müşteri tabanı paylaşımı: Belirli bölgelerde yalnızca belirli müşteri gruplarına satış yapılması.
-
Satış yasağı: Rakiplerin belirlenen bölge dışında satış yapmasının engellenmesi.
Örnek: İki dağıtım firması, “Sen sadece Marmara Bölgesi’nde, ben ise sadece Ege Bölgesi’nde satış yapacağım” şeklinde anlaşırsa, bu durum açıkça pazar paylaşımıdır.
3. Hukuki Çerçeve
3.1. Türk Hukukundaki Düzenleme
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun m.4, rakipler arasında rekabeti kısıtlayıcı her türlü anlaşmayı yasaklar. Bölgesel pazar paylaşımı da bu yasağın içine girer.
Bu tür anlaşmalar:
-
Doğrudan yasaktır .
-
İhlal tespitinde pazar payı analizine gerek yoktur.
-
Şirket cirosunun %10’una kadar idari para cezası uygulanabilir.
-
İhlale katılan yöneticilere ayrıca gelirlerinin %3’üne kadar ceza verilebilir.
3.2. AB ve Uluslararası Hukuk
Avrupa Birliği hukukunda TFEU m.101 ve ABD’de Sherman Act kapsamında pazar paylaşımı ağır ihlal olarak tanımlanır. AB Komisyonu ve ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC), bu tür anlaşmaları kartel olarak nitelendirir ve ciddi yaptırımlar uygular.
4. Rekabet Kurulu Kararlarından Örnekler
Rekabet Kurulu, pazar paylaşımı vakalarında genellikle yüksek para cezaları verir:
-
2018 tarihli karar: İki beyaz eşya bayisinin bölge paylaşımı yaparak diğerinin satış alanına girmemesini kararlaştırması, doğrudan kartel olarak değerlendirildi ve ceza verildi.
-
2021 tarihli karar: İki dağıtım şirketinin Türkiye’yi doğu ve batı bölgeleri olarak paylaşması, açık ihlal sayıldı.
5. Meşru Bölgesel Sınırlama ile İhlal Arasındaki Fark
Her bölgesel sınırlama hukuka aykırı değildir.
Hukuka uygun sayılabilecek bazı istisnalar:
-
Tek yetkili distribütörlük sözleşmeleri (dikey ilişki)
-
Franchise sözleşmeleri ile marka imajını korumaya yönelik sınırlamalar
-
Bölgesel yetki sınırlaması içeren ancak rekabeti tamamen ortadan kaldırmayan anlaşmalar
Buradaki temel ayrım, rekabeti tamamen ortadan kaldıracak şekilde rakipler arasında yapılan anlaşmaların yasak olmasıdır.
6. Yatırımcı ve Şirketler Açısından Riskler
Bölgesel pazar paylaşımı yapan şirketler, sadece para cezası ile değil, başka ciddi sonuçlarla da karşılaşabilir:
-
İdari Para Cezası: Ciro üzerinden %10’a kadar.
-
Tazminat Davaları: Zarara uğrayan rakipler veya müşteriler, tazminat talep edebilir.
-
Sözleşmenin Geçersizliği: Böyle bir anlaşma hukuken geçersiz sayılır.
-
İtibar Kaybı: Kamuoyunda şirketin güvenilirliği zedelenir.
-
Yönetici Sorumluluğu: İhlale katılan yöneticiler şahsen de cezalandırılabilir.
7. Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
-
Rakipler arasında bölge veya müşteri paylaşımı yapılmamalı.
-
Sözleşmeler, rekabet hukuku uyum denetiminden geçirilmelidir.
-
Çalışanlara rekabet hukuku eğitimi verilmelidir.
-
Uluslararası faaliyetlerde AB ve ABD antitröst kurallarına uyum sağlanmalıdır.
8. Uyum Programlarının Önemi
Rekabet ihlallerini önlemenin en etkili yolu, şirket içinde rekabet hukuku uyum programı oluşturmak ve uygulamaktır. Bu programlar:
-
Riskli sözleşme maddelerini önceden tespit eder.
-
Çalışanlara ihlal risklerini öğretir.
-
Hukuka aykırı anlaşmaların engellenmesini sağlar.
9. Sonuç
Pazarın bölgelere göre paylaşılması, hem Türk Rekabet Hukuku hem de uluslararası düzenlemeler açısından ağır yaptırımlar doğuran bir ihlaldir. Şirketler, bu konuda hem hukuki hem de etik açıdan titizlikle hareket etmeli, iş birliklerini hukuka uygun şekilde yapılandırmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, rekabetin korunması sadece hukuki bir zorunluluk değil, aynı zamanda pazarın sürdürülebilirliği ve tüketici refahı için de hayati önemdedir.