Özel Hayata Müdahale: Ses ve Görüntülerin Rızasız Kayda Alınması Suçu
1. Giriş
Günümüzde cep telefonlarının, tabletlerin, gizli kamera ve ses kayıt cihazlarının yaygınlaşması, bireylerin özel hayatının gizliliğini korumayı her zamankinden daha zor hale getirmiştir. Artık bir ortamda yapılan konuşmalar veya gerçekleşen görüntüler, saniyeler içinde kayda alınarak sosyal medyada paylaşılabilmektedir. Bu durum, hem bireylerin kişilik hakları hem de kamu düzeni açısından ciddi tehlikeler barındırmaktadır.
Türk Ceza Kanunu (TCK), kişilerin rıza olmaksızın ses veya görüntülerinin kayda alınmasını suç olarak tanımlamış ve bu eylemi cezalandırmayı öngörmüştür. Ancak konu yalnızca teknik bir suç tipi değildir; aynı zamanda özel hayatın gizliliği, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve delil serbestisi gibi birçok temel hakkın kesiştiği bir noktadır.
2. TCK m. 133: Kanun Metni ve Hukuki Dayanak
TCK m. 133/1: “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya kayda alan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
TCK m. 133/2: Eğer konuşmanın tarafı olan en az üç kişinin gizlice kaydı söz konusuysa, bu durumda yine hapis veya adli para cezası uygulanabilir.
3. Suçun Unsurları
3.1. Fail
Herkes bu suçun faili olabilir. Özel bir sıfat aranmaz. Failin, kaydı bizzat yapması veya kaydın yapılmasına aracılık etmesi yeterlidir.
3.2. Mağdur
Mağdur, özel konuşması veya görüntüsü rızası olmaksızın kayda alınan kişidir. Mağdur sayısı birden fazla olabilir.
3.3. Konu
Suçun konusu, aleni olmayan ses veya görüntüdür.
-
Aleni olmayan konuşma: Kamuya açık olmayan, sınırlı bir çevrede gerçekleşen konuşmadır.
-
Aleni olmayan görüntü: Kişinin özel hayatına ilişkin, kamuya sunulmamış görüntülerdir.
3.4. Fiil
Fiil iki şekilde işlenebilir:
-
Aleni olmayan konuşmaları dinlemek.
-
Aleni olmayan konuşma veya görüntüleri kayda almak.
3.5. Manevi Unsur
Suç ancak kast ile işlenebilir. Fail, mağdurun rızası olmadığını bilerek ve isteyerek hareket etmelidir.
4. Hukuka Aykırılık ve İstisnalar
Hukuka uygunluk sebepleri dar yorumlanır. Bunlar:
-
Mağdurun açık rızası
-
Kanuni yetki (ör. hakim kararıyla yapılan teknik takip)
-
Hakkın kullanılması (ör. şantaj delilini elde etmek)
-
Meşru savunma
Yargıtay, delil amacıyla yapılan kayıtları hukuka uygun kabul edebilmek için ölçülülük ilkesine dikkat etmektedir.
5. Yargıtay Kararları – Somut Örnekler
-
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2019/9011 E., 2021/3093 K.
Eşinin evdeki konuşmasını boşanma davasında delil olarak sunan kişi, faili olduğu suçtan beraat etti. Çünkü kaydın delil amacıyla alındığı ve hukuka aykırı bir kast taşımadığı belirtildi. -
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2013/4‑1183 E.
Aleni olmayan konuşmaların izinsiz kaydedilmesine dair verilen ceza hükmünde hukuka aykırılık görülmesi nedeniyle bozma kararı verildi. -
Yargıtay 12. CD, 2014/2511 E.
Taraflardan biri olan kişinin diğerlerinin rızası olmadan yaptığı kayıt, suç unsurları oluştuğunda cezayı gerektirdiği kabul edildi.
6. AİHM İçtihatları ve Uluslararası Perspektif
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi, “özel ve aile hayatına saygı hakkını” güvence altına alır.
Önemli AİHM Kararları:
-
Khan/Birleşik Krallık (2000): Hukuka aykırı ses kaydının cezai yargılamada delil olarak kullanılması, gerekli güvenceler sağlanmadığı için ihlal kabul edilmiştir.
-
Peck/Birleşik Krallık (2003): Kamuya açık yerde olsa bile bireyin mahremiyetinin ihlali söz konusu olabilir.
-
Halford/Birleşik Krallık (1997): Çalışanların işyerindeki telefon görüşmelerinin izlenmesi, gerekli yasal düzenleme olmadan yapıldığında ihlal sayılmıştır.
7. Günümüzdeki Uygulama Sorunları
-
Sosyal medya: Gizlice alınan görüntü veya seslerin viral hale gelmesi.
-
Özel yaşam alanlarının diyagramı: Kameralı kapalı devre sistemlerinde kişi mahremiyeti.
-
İş yerindeki kayıtlar: Çalışanın izni olmadan yapılan kamera/ses kayıtları.
-
Kişisel verilerin korunması kanunuyla etkileşim.
8. Sonuç ve Değerlendirme
Bu suç, bireyin özel alanını korumasına yönelik bir güvence oluşturur. TCK m. 133 ile düzenlenen suç yapısı, rıza ve hukuka uygunluk kriterlerine dayandırılmıştır. Yargıtay içtihatlarında sıkça görüldüğü üzere, delil amaçlı kayıtların özel şartlarda kabul gördüğü, fakat yaygın kayıtların ciddi yaptırımlara neden olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle teknoloji çağında bireysel haklar konusunda bilinçli olmak ve hukuka uygun davranmak hayati öneme sahiptir.