Özel Hastanede Ameliyat Öncesi İmzalanan Onam Formu
Kısa Özet:
Özel hastanede ameliyat öncesi imzaladığınız “aydınlatılmış onam formu”nu çoğu zaman “artık ne olursa olsun hastane sorumlu değil, her şeye göz yumdum” gibi algılatmaya çalışırlar.
Oysa Türk hukuku açısından bu form;
- tek başına ne hekimin ne de hastanenin tüm sorumluluğunu ortadan kaldırmaz,
- eksik/yanlış aydınlatmaya, baskıya, haksız şartlara dayanıyorsa sizi bağlamaz,
- her somut olayda içerik, imza koşulları ve aydınlatmanın nasıl yapıldığı birlikte değerlendirilir.
Aşağıda, ameliyat öncesi onam formunun hukuki niteliğini, Yargıtay kararlarını, hangi hallerde geçerli, hangi hallerde geçersiz sayıldığını ve bir hak ihlali yaşadığınızda neler yapabileceğinizi ayrıntılı biçimde bulabilirsiniz.
1. Ameliyat Öncesi Onam Formu Nedir?
Özel hastanelerde ameliyat, endoskopi, anjiyo, doğum, anestezi gibi işlemlerden önce hastaya bir veya birden fazla “onam formu” imzalatılır. Bu formlar üzerinde genellikle şu başlıklar yer alır:
- ameliyatın adı ve türü,
- tanı ve planlanan tıbbi işlem,
- olası riskler ve komplikasyonlar,
- kan, kan ürünleri, anestezi, yoğun bakım ihtiyacı gibi hususlara dair genel ifadeler,
- “tüm riskleri anladım, kabul ediyorum, hekim ve hastaneyi sorumlu tutmayacağım” benzeri standart cümleler.
Hukuken bu belge; hastanın, kendisine uygulanacak tıbbi müdahaleye aydınlatıldıktan sonra rıza gösterdiğini yazılı olarak ispatlamaya yarayan bir araçtır. Ancak form, aydınlatmanın kendisi değil; aydınlatmanın yapıldığını ispat için kullanılan bir delildir. Türk Tabipleri Birliği’nin aydınlatılmış onam kılavuzları ve tıp literatürü de bu yönde görüş ortaya koymaktadır.
Bu nedenle, üzerinde “aydınlatılmış onam formu” yazıyor olması, her zaman hukuken geçerli ve bağlayıcı bir rıza verildiği anlamına gelmez.
2. Aydınlatılmış Onam Nedir?
Aydınlatılmış onam, kişinin kendi bedeni üzerindeki tasarruf hakkının bir yansımasıdır. Sağlık hukukunda şu unsurlar öne çıkar:
- Yeterli ve anlaşılır bilgilendirme:
- teşhis,
- önerilen tedavi/ameliyatın türü ve amacı,
- alternatif tedavi imkanları,
- işlem yapılmazsa ortaya çıkabilecek sonuçlar,
- tipik ve ciddi riskler ile muhtemel komplikasyonlar,
- başarı şansı, iyileşme süreci gibi hususlar, hastanın eğitim ve sosyal düzeyine uygun, sade bir dille anlatılmalıdır.
- Bilgilerin gerçekten anlaşılması:
- sadece formu imzalamak yetmez,
- hasta soru sorabilmeli, sıra dayatılmamalı,
- acele ettirilmeden karar verebilmelidir.
- Gönüllülük (serbest irade):
- baskı, tehdit, “hemen karar vermezsen ölebilirsin / biz seni almayız” gibi korkutma yöntemleriyle alınan imza,
- hukuken geçerli bir onam sayılmaz.
- Ehliyet (karar verebilme kapasitesi):
- bilinci kapalı, ağır derecede akıl sağlığı bozuk ya da küçük yaştaki hastalarda,
- rıza kural olarak veli/vasi veya kanuni temsilcisinden alınır.
Aydınlatılmış onam, Anayasa’daki beden dokunulmazlığı, Türk Borçlar Kanunu’ndaki kişilik haklarının korunması ve Hasta Hakları Yönetmeliği hükümleriyle desteklenen temel bir hasta hakkıdır.
3. Hukuki Dayanak: Mevzuat Ne Diyor?
Ameliyat öncesi onam formunun geçerliliği değerlendirilirken birkaç temel metin dikkate alınır:
- Anayasa m.17: Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı; vücut bütünlüğüne dokunulamaz, rıza olmadıkça tıbbi zorunluluk ve kanunda yazılı haller dışında kimseye müdahale edilemez.
- Türk Borçlar Kanunu m.26–27: Sözleşme serbestisi; kanuna, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı kayıtlar kesin hükümsüzdür.
- TBK m.115: Ağır kusurdan doğacak sorumluluk için önceden feragat hükümleri geçersizdir.
- Hasta Hakları Yönetmeliği:
- Bilgilendirme ve rıza başlıklı hükümler (özellikle m.15–18),
- hastanın tıbbi müdahaleye rıza verme veya reddetme, tedaviyi durdurma hakkı,
- bilgilendirmenin uygun ortamda, mahremiyete saygılı, anlaşılır şekilde yapılacağına ilişkin düzenlemeler.
- Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ve Hekimlik Meslek Etiği Kuralları: Hekimin hastayı aydınlatma ve rıza alma yükümlülüğünü ayrıntılandırır; komplikasyonlar dahil risklerin anlatılması gerektiği vurgulanır.
Bu çerçevede onam formu, tek başına “sözleşme” gibi görülse dahi, emredici hükümlere ve kişilik haklarına aykırı, baskı altında alınmış, eksik aydınlatmaya dayanan kayıtlar bakımından kesin hükümsüz sayılabilecektir.
4. Özel Hastanelerde İmzalanan Onam Formu Neden Bu Kadar Tartışılıyor?
Özel hastanelerde rutin olarak kullanılan matbu formların bir kısmı:
- herkese aynı içerikle, hastanın tanısına özel uyarlamadan,
- çoğu zaman ameliyattan hemen önce, hatta sedasyon/ilaç başlamışken,
- formu okuma ve düşünme imkanı verilmeden,
- “zaten herkes imzalıyor” denilerek,
- kimi zaman “imzalamazsanız ameliyat yapamayız” baskısıyla
imzalatılmaktadır.
Bu tablo, şu soruyu gündeme getiriyor:
“Bu şartlarda imzaladığım onam formu beni hukuken her durumda bağlar mı?”
Türk yargı pratiği ve Yargıtay kararları göstermektedir ki:
- Matbu onam formları tek başına hekimin veya hastanenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
- Formun içeriği, bilgilendirmenin nasıl yapıldığı, hastanın anlayıp anlamadığı, baskı olup olmadığı, somut risklerin anlatılıp anlatılmadığı birlikte değerlendirilmektedir.
5. Onam Formu Sizi Hangi Durumlarda “Bağlayabilir”?
Daha net söylemek gerekirse: Onam formu, aşağıdaki koşullar büyük ölçüde sağlanmışsa hasta açısından bağlayıcı sonuçlar doğurabilir:
5.1. Yeterli ve Somut Aydınlatma Yapılmışsa
- Hastaya ameliyatın türü, amacı, süreci,
- ağır ve tipik komplikasyonlar (kanama, enfeksiyon, sinir hasarı, organ kaybı, sakatlık, ölüm riski vb.),
- alternatif tedavi seçenekleri, hiç tedavi olunmaması halinde ortaya çıkabilecek riskler,
- ameliyat sonrası bakım ve iyileşme süreci,
somut ve anlaşılır bir dille, acele ettirilmeden anlatılmışsa; hekim bu aydınlatmayı hastanın eğitim ve kültürel düzeyine göre uyarlamışsa, form bu sürecin yazılı teyidi olarak önem kazanır.
5.2. Gönüllü ve Baskıdan Uzak İmza
- Hasta, akıl sağlığı yerindeyken,
- yeterli düşünecek zaman verilerek,
- korkutma, tehdit, “ameliyat olmazsanız sorumluluk kabul etmiyoruz” baskısı olmadan,
- gerçekten özgür iradesiyle imza atmışsa,
bu durumda irade sakatlığı iddiası zayıflar; formun bağlayıcılığı güçlenir.
5.3. Endikasyonu Yerinde, Tıbbi Standartlara Uygun Müdahale
Hekim, mesleki standartlara uygun, endikasyonu yerinde bir ameliyat yapmış; gerekli özeni göstermiş, komplikasyon öngörülemez veya kaçınılamaz nitelikteyse, geçerli şekilde alınmış onam, hekimin sorumluluğunu daraltabilir. Yargıtay, komplikasyon ile kusurlu tıbbi uygulamayı birbirinden ayırmakta; geçerli onamın varlığını, sorumluluk değerlendirmesinde dikkate almaktadır.
6. Onam Formu Hangi Durumlarda Sizi Bağlamaz / Geçersiz Sayılır?
Asıl önemli nokta burasıdır. Özel hastanede ameliyat öncesi imzaladığınız onam formu, aşağıdaki hallerde hukuken tartışmalı veya geçersiz kabul edilir:
6.1. Eksik veya Yanlış Aydınlatma
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre:
- Hastanın yalnızca ameliyata “rıza göstermesi” yetmez;
- aynı zamanda risklerin, özellikle ciddi ve kalıcı sonuç doğurma ihtimali olan komplikasyonların anlatılması gerekir.
Sık görülen eksiklikler:
- Formda, ameliyata özgü riskler yerine, herkese verilen çok genel cümleler kullanılması,
- Sadece “kanama, enfeksiyon, ölüm dahil her türlü riski kabul ediyorum” şeklinde soyut ifadeler bulunması,
- Ameliyatın yöntemi, alternatif tedavi imkanları, başarı şansı, sonrası süreç hakkında bilgi verilmemesi,
- Hastanın anlayabileceği dil ve üslup kullanılmaması.
Doktrinde ve Yargıtay kararlarında, matbu bir onam formunun tek başına yeterli olmadığı; gerçek, somut ve hasta odaklı aydınlatma yapılmadıysa rızanın “aydınlatılmış rıza” sayılmayacağı vurgulanmaktadır.
Bu durumda, hasta formu imzalamış olsa bile, eksik aydınlatma nedeniyle onam hukuken geçersiz veya en azından sınırlı değerde kabul edilebilir.
6.2. Baskı, Tehdit ve Acelecilik Altında İmza
Onam formu;
- ameliyat odasına alınmadan hemen önce,
- hasta yoğun kaygı, panik veya ağrı içindeyken,
- “imzalamazsanız ameliyat yapmayız / sorumluluk kabul etmeyiz” baskısı altında,
- bilgilendirme yapılmadan ve soru sorulmasına fırsat verilmeden imzalatılmışsa,
bu imzanın serbest irade ürünü olduğunu söylemek güçtür. Yargıtay ve yüksek mahkeme kararlarında, baskı, tehdit, kandırma veya eksik aydınlatma altında alınan onamın geçersiz olacağı açıkça ifade edilmektedir.
6.3. Onamın Kapsamının Aşılması
Hasta, örneğin;
- sağ diz menisküs ameliyatına onam vermişken, cerrah aynı anda sol dizden de müdahale yapmışsa,
- planlanan ameliyat dışında ek bir organın çıkarılması veya farklı bir girişim yapılmışsa,
onam verilen sınırlar aşılmış olur. Hukuken kural, rıza verilen sınırlar içinde kalmak ve ancak tıbben zorunlu, acil ve hastanın hayatını kurtarmaya yönelik durumlarda istisnaen kapsamı genişletebilmektir.
Dolayısıyla, formdaki genel ifadeler “vücut üzerinde her türlü işlemi kabul ediyorum” gibi yazılmış olsa bile, somut olaya göre yapılan ek müdahale kişilik haklarını ihlal niteliği taşıyabilir.
6.4. Onamın Geri Alınması (Tedaviyi Reddetme Hakkı)
Hasta Hakları düzenlemeleri, hastaya tedaviyi reddetme ve durdurma hakkı tanımaktadır.
Bu şu anlama gelir:
- Hasta ameliyat öncesi onam formunu imzalamış olsa bile,
- ameliyat başlamadan önce, hatta mümkün olduğu ölçüde işlem sırasında bile (özellikle planlı işlemlerde) rızasını geri çekebilir.
Bu durumda hekim, hastanın hayatını veya hayati organlarını korumak için zorunlu ve acil olmayan bir müdahaleyi ısrarla sürdüremez. Rızanın geri alındığı andan itibaren, sonrasına ilişkin tıbbi müdahaleler hukuka aykırı hale gelebilir.
6.5. Haksız Şartlar ve Önceden Feragat Kayıtları
Özel hastane onam formlarında zaman zaman şu tür cümlelere rastlanır:
- “Her türlü zarar, sakatlık ve ölüm riskini peşinen kabul ediyorum, hastane ve hekimden hiçbir talepte bulunmayacağım.”
- “Her türlü komplikasyondan dolayı hastane ve hekim sorumlu değildir.”
Bu tarz kayıtlar, özellikle:
- TKHK anlamında tüketici sayılan hastalar bakımından “haksız şart” niteliği taşıyabilir,
- TBK m.27 ve 115 anlamında kişilik haklarına aykırı veya ağır kusurdan doğan sorumluluğa ilişkin önceden feragat hükümleri olarak kesin hükümsüz sayılabilir.
Yargıtay, hekimin açık kusurunun veya tıbbi standartlara aykırı davranışının bulunduğu durumlarda, önceden imzalatılan belgelerle sorumluluğun tamamen kaldırılmasını kabul etmemektedir.
6.6. Kusur – Komplikasyon Ayrımı
Hastanın imzaladığı onam formu, hekimi “kusursuz” hale getirmez.
- Eğer hekimin tanı, ameliyat tekniği, ameliyat sonrası takip, enfeksiyon kontrolü gibi alanlarda kusuru varsa,
- ameliyat sonrası ortaya çıkan zarar “kaçınılamaz komplikasyon” değil, hatalı tıbbi uygulama niteliği taşıyorsa,
geçerli bir onam formu bulunsa dahi hekim ve hastane tazminat sorumluluğundan kurtulamaz.
7. Yargıtay Kararları Işığında Onam Formunun Değeri
Sağlık hukuku ve malpraktis davalarında Yargıtay’ın yaklaşımını özetlemek, pratiği anlamak açısından çok yararlı:
7.1. Onam Formu Tek Başına Yeterli Delil Değildir
Yargıtay; bir davada sadece matbu bir onam formunun bulunmasını, hekimin tüm aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğinin ispatı için yeterli görmemektedir. Formun içeriği, hekimin sözlü anlatımı, ameliyat öncesi süreç, hastanın sosyo-kültürel durumu, dosya kayıtları ve tanık anlatımları birlikte değerlendirilmektedir.
7.2. İspat Yükü Hekim ve Hastanededir
Yakın tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da vurgulandığı üzere, aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğini hekim ve zorunlu sorumluluk sigortacısı her türlü delille ispatlamakla yükümlüdür. Yazılı onam aranmakla birlikte, aydınlatmanın yazılı yapılmasına dair katı bir şekil şartı yoktur; ancak ispat açısından onam formu önemli bir araçtır.
7.3. Komplikasyonların da Anlatılması Gerekir
Yargıtay ve meslek etiği kuralları; salt “ameliyata rıza”nın yeterli olmadığını, olası komplikasyonların da hastaya açıklanması gerektiğini açıkça belirtmektedir.
Bu, özellikle kalıcı sakatlık, organ kaybı, felç, infertilite, ölüm gibi ağır sonuçlar doğurabilecek işlemlerde çok daha sıkı uygulanmaktadır.
7.4. Baskı, Tehdit, Eksik Aydınlatma ile Alınan Onam Geçersiz
Yüksek mahkeme ve literatürde; baskı, tehdit, eksik veya yanıltıcı bilgiyle alınan onamın geçersiz olduğu; sağlıkla ilgili her girişimin, kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılması gerektiği tekrar tekrar vurgulanmaktadır.
7.5. Küçük İşlemlerde Bile Onam Gerekebilir
Yargıtay, enjeksiyon gibi nispeten basit görünen müdahalelerde bile, belirli riskler söz konusu ise aydınlatma ve rıza alınması gerektiğine ilişkin kararlar vermiştir.
Bu bakış açısı, ameliyat gibi ağır ve yüksek riskli müdahalelerde onam alma yükümlülüğünün ne kadar ciddiye alınması gerektiğini göstermektedir.
8. Özel Hastane – Hasta Sözleşmesi ve Onam Formu İlişkisi
Özel hastaneye yatan hasta, aynı zamanda hizmet sözleşmesi / hasta–hastane sözleşmesi de imzalar. Bu sözleşmelerde genellikle:
- ücret ve fark ücreti,
- SGK kapsamı ve ek ödemeler,
- odanın türü, refakatçi, ek hizmetler,
- hastane içi kurallar,
gibi hususlar düzenlenir.
Hasta, çoğu durumda tüketici kabul edilir ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinden yararlanır. Onam formu ise, bu hizmet sözleşmesinin bir parçası olarak veya bağımsız bir hukuki işlem olarak değerlendirilir.
Şu noktalar önemlidir:
- Onam formundaki haksız şartlar, TKHK m.5 kapsamında hükümsüz sayılabilir.
- Hekimin ağır kusurunu tamamen ortadan kaldırmaya yönelik kayıtlar, TBK m.115 gereği geçersizdir.
- SGK mevzuatına aykırı şekilde alınan fark ücretleri, sırf formda yazıyor diye hukuka uygun hale gelmez; idari ve hukuki sorumluluk devam eder.
Kısacası, “imzaladınız, artık hiçbir hak iddia edemezsiniz” yaklaşımı hukuken doğru değildir.
9. Ameliyat Öncesi Onam Formunu İmzalamadan Önce Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Hastalar için pratik bir checklist:
- Formu mutlaka okuyun.
- Acele ettirme çabalarına rağmen, formu baştan sona okumayı talep edin.
- Anlamadığınız her yeri sorun.
- Ameliyatın adını ve neden yapıldığını sorun.
- “Bu ameliyatın amacı nedir?”
- “Alternatif bir tedavi yok mu?”
- Risk ve komplikasyonları netleştirin.
- “Kalıcı bir sakatlık, organ kaybı, felç, ölüm riski var mı?”
- “Bu risklerin oranı nedir, beklenen midir?”
- Ameliyat sonrası süreci öğrenin.
- İyileşme süresi, işe dönüş zamanı, fizik tedavi gerekip gerekmediği, ağrı düzeyi gibi hususları sorun.
- Anlamadığınız ifadelerin yanına not düşebilirsiniz.
- Formun boş bir yerine “Şu risk tarafıma ayrıca sözlü olarak anlatıldı” gibi notlar ekleyebilir, hekimden paraf atmasını isteyebilirsiniz.
- Baskı hissediyorsanız bunu belirtin.
- Gerekirse yazılı hale getirip altına tarih atın.
- Yakınınızdan destek alın.
- Mümkünse, ameliyat öncesi görüşmelere bir aile üyesi veya güvendiğiniz bir kişiyle girin.
Bu adımlar, hem hakkınızda ileride çıkabilecek uyuşmazlıkların daha net değerlendirilmesini sağlayacak, hem de sizin gerçek anlamda bilinçli ve özgür iradeyle karar vermenize yardımcı olacaktır.
10. Ameliyat Sonrası Hak İhlali Olduğunu Düşünüyorsanız Ne Yapabilirsiniz?
Özel hastanede yaşanan bir ameliyat sonrası sorununda, “onam formu imzaladım, artık hiçbir şey yapamam” diye düşünmek zorunda değilsiniz. Şu yollar gündeme gelebilir:
- Hastane Hasta Hakları Birimi’ne başvuru
- Önce ilgili hastanenin hasta hakları birimine yazılı şikayet yapabilirsiniz.
- İl / İlçe Sağlık Müdürlüğü ve CİMER başvuruları
- Sağlık idaresine, hekim ve hastane hakkında idari inceleme yapılmasını talep edebilirsiniz.
- Uzman hukukçudan hukuki destek alma
- Tıbbi malpraktis alanında tecrübeli bir avukattan;
- aydınlatılmış onamın geçerliliği,
- hekim kusuru,
- tıbbi raporlar, epikriz, hemşire notları ve dosyadaki belgeler ışığında
detaylı hukuki değerlendirme istemek önemlidir.
- Tıbbi malpraktis alanında tecrübeli bir avukattan;
- Zorunlu arabuluculuk (uygulanabildiği ölçüde) ve tazminat davası
- Maddi tazminat (tedavi giderleri, çalışma gücü kaybı, ek masraflar),
- Manevi tazminat,
talepli davalar açılabilir.
- Ceza şikayeti
- Özellikle ağır ihmal, kusur, yanlış organ/amputasyon, ölüm gibi durumlarda Türk Ceza Kanunu bakımından da sorumluluk gündeme gelebilir.
Her dosyada, ameliyat öncesi onam formu ve aydınlatma süreci, Yargıtay içtihatlarına göre değerlendirilecek; formun varlığı tek başına hekimin lehine “otomatik” kurtuluş sağlamayacaktır.
11. Sık Sorulan Sorular
Soru 1: Ameliyat öncesi hiçbir şey okumadan imzaladım. Bu durumda tamamen hak kaybına uğradım mı?
Hayır. Formu okumadan imzaladığınızı, aceleye getirildiğini, size gerçek anlamda açıklama yapılmadığını mahkeme önünde ispatlayabilirseniz; onamın aydınlatılmış rıza sayılmaması mümkündür.
Özellikle ağır komplikasyonlar hakkında bilgilendirilmemişseniz, imzanız tek başına hekim ve hastaneyi sorumsuz hale getirmez.
Soru 2: Formda “tüm riskleri kabul ediyorum, hiçbir hak talep etmeyeceğim” yazıyordu. Yine de tazminat isteyebilir miyim?
Evet. Kişilik haklarınıza açıkça aykırı, ağır kusuru tamamen bertaraf etmeye çalışan bu tür kayıtlar, TBK ve tüketici hukuku açısından çoğu durumda geçersiz sayılır.
Hekimin ağır kusuru veya açık tıbbi hata varsa, hasta aleyhine yazılmış standart cümlelerle sorumluluk tamamen kaldırılamaz.
Soru 3: Komplikasyon çıktı, ama bana “çok basit bir işlem” denmişti. Onam formu imzaladım, yine de hastaneyi sorumlu tutabilir miyim?
Somut olaya bağlıdır. Eğer risk, tıbben öngörülebilir ve ciddi nitelikteyse; hekim sadece formu imzalatarak bu riski açıklamadan ameliyat yapmışsa, aydınlatma yükümlülüğünü ihlal etmiş olabilir. Bu durumda, komplikasyonun kaçınılmaz olup olmaması yanında, bilgilendirmedeki eksiklik de tazminat sorumluluğu doğurabilir.
Soru 4: Çocuğum adına velisi olarak onam formu imzaladım. Zarar doğdu. Sorumluluk bana mı geçti?
Velinin onam vermesi, sadece çocuğun kendi başına rıza verememesi sebebiyle devreye giren kanuni temsildir. Bu onam, hekimin tıbbi standartlara aykırı davranışını ortadan kaldırmaz; sorumluluk, kural olarak yine hekime ve hastaneye aittir.
Velinin imzası, çocuğun beden bütünlüğü üzerinde hukuka uygunluk sebebi yaratabilir; ama ağır kusuru ve eksik aydınlatmayı “affetmez”.
Soru 5: Onam formunu imzaladım, ama sonradan ameliyattan vazgeçmek istiyorum. Ne yapabilirim?
Ameliyat henüz başlamamışsa, rıza beyanınızı geri aldığınızı açıkça ifade edebilir ve ameliyatı ertelemek veya iptal etmek isteyebilirsiniz.
Acil, hayatı tehdit eden durumlar hariç, hastanın tedaviyi reddetme hakkı vardır. Müdahale başlamadan önce bu hakkı kullanabilirsiniz.
Soru 6: Ameliyat sonrası “komplikasyon” denilerek geçiştirildim. Bunun gerçekten komplikasyon mu, yoksa hata mı olduğunu nasıl anlarım?
Bu ayrımı çoğu zaman yalnızca tıbbi bilgiyle yapmak mümkündür. Dosyanın;
- ameliyat notları,
- tetkik sonuçları,
- epikriz, hemşire gözlem kağıtları,
uzman bilirkişiler tarafından incelenir.
Hukuki süreçte, tıbbi hata (malpraktis) ile kaçınılmaz komplikasyon arasındaki sınır, bilirkişi raporları ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ışığında çizilir.
12. Sonuç: Onam Formu “İmzanızı Aldık, Artık Sorumlu Değiliz” Belgesi Değildir!
Özel hastanede ameliyat öncesi imzalatılan onam formu:
- Tıbbi müdahaleyi hukuken tartışmasız hale getiren sihirli bir belge değildir.
- Hekimin ve hastanenin aydınlatma, özenli davranma, tıbbi standartlara uyma borcunu ortadan kaldırmaz.
- Eksik/yanlış aydınlatma, baskı, tehdit, haksız şart, kapsamın aşılması gibi hallerde sizi her zaman bağlamaz ve geçersiz sayılabilir.
- Geçerli bir onam olsa bile, hekim kusuru varsa tazminat sorumluluğu devam eder.
Bu nedenle;
- ameliyat öncesi onam formunu bilinçli şekilde okumak,
- tüm sorularınıza tatmin edici cevaplar almak,
- tereddüt halinde ikinci görüş istemek,
hasta olarak hakkınızdır.
Bir hak ihlali yaşadığınızı düşünüyorsanız, “imza attım, artık yapacak bir şey yok” demek yerine, sağlık hukuku alanında çalışan bir avukata veya ilgili mercilere başvurarak somut dosyanızın değerlendirilmesini istemeniz en doğru adım olacaktır.
