Single Blog Title

This is a single blog caption

Mülkiyetin Devri ve Muvazaa Davaları: Haklar, Uyuşmazlıklar ve Çözüm Yolları

Giriş

Mülkiyetin devri, taşınmaz ya da taşınır malların mülkiyet hakkının bir kişiden diğerine geçişini ifade eder. Bu süreç, genellikle satış, bağış, takas veya miras yoluyla gerçekleşir. Ancak, taraflar arasında yapılan mülkiyet devri işlemlerinde bazen muvazaa (danışıklı işlem) durumları söz konusu olabilir. Muvazaa, tarafların gerçek iradelerini yansıtmayan, üçüncü kişileri aldatma amacıyla yaptıkları anlaşmalar olarak tanımlanır. Mülkiyetin devri sırasında muvazaa iddiaları, taraflar ve üçüncü kişiler arasında hukuki uyuşmazlıklara yol açabilir. Bu makalede, mülkiyetin devri ve muvazaa davalarının hukuki çerçevesi, muvazaa türleri, yargı kararları ve bu davaların çözüm yolları ele alınacaktır.

1. Mülkiyetin Devri ve Hukuki Dayanaklar

Mülkiyetin devri, taşınmaz ve taşınır mallar için farklı usul ve kurallara tabi tutulmuştur. Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK), mülkiyet devrinin usul ve esaslarını düzenler:

  • Taşınmaz Mülkiyetinin Devri: Taşınmazların mülkiyeti, resmi şekilde yapılan tapu tescili ile devredilir. Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddesi uyarınca, taşınmaz satış sözleşmeleri noterde yapılmalı ve tapu siciline tescil edilmelidir.
  • Taşınır Mülkiyetinin Devri: Taşınır malların mülkiyeti ise teslim yoluyla devredilir. Türk Borçlar Kanunu’nun 763. maddesine göre, taşınır malların mülkiyeti, teslim anında yeni sahibine geçer.
  • Muvazaa Tanımı ve Hukuki Dayanak: Muvazaa, tarafların görünüşte farklı, fakat gerçekte başka bir amaç taşıyan hukuki işlem yapmalarıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi muvazaayı düzenler ve muvazaa durumunda işlemin geçersiz sayılacağını hükme bağlar.

2. Muvazaa Türleri ve Hukuki Sonuçları

Muvazaa, kendi içinde çeşitli türlere ayrılır ve her bir türün farklı hukuki sonuçları vardır:

  • Mutlak Muvazaa: Tarafların hiçbir hukuki sonuç doğurmak istemedikleri, tamamen üçüncü kişileri aldatmak amacıyla yaptıkları anlaşmalardır. Örneğin, bir kişinin mal varlığını hacizden kaçırmak amacıyla malını bir başkasına devretmesi mutlak muvazaaya örnek olabilir.
  • Nispi Muvazaa: Tarafların görünürde bir işlem yaparak, gerçekte farklı bir hukuki işlem yapmayı amaçladıkları durumdur. Örneğin, taşınmazın gerçekte satış yerine bağışlanmasına karar verilmişse ancak bu satış gibi gösterilmişse, bu nispi muvazaadır.
  • Şarta Bağlı Muvazaa: Tarafların, belirli bir şart gerçekleştiğinde hukuki işlemin geçerli hale gelmesini planladıkları muvazaadır. Ancak, şart gerçekleşmediğinde işlem geçersiz kabul edilir.

Muvazaalı işlemler, tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı için hukuka aykırıdır ve geçersiz sayılır. Muvazaanın tespiti halinde, görünürdeki işlem iptal edilir ve taraflar arasındaki gerçek ilişki dikkate alınır.

3. Muvazaa Davaları ve İspat Yükü

Muvazaa iddiasıyla açılan davalarda, iddiayı ileri süren tarafın muvazaa durumunu ispat etmesi gerekir. Ancak, bu davalarda delil getirmenin güçlüğü nedeniyle Yargıtay, tanık deliline başvurulmasını kabul etmektedir. Muvazaa davalarında, özellikle şu hususlar dikkate alınır:

  • Görünürdeki İşlemin Geçersizliği: Muvazaalı olduğu iddia edilen görünürdeki işlem geçersiz sayılır ve gerçek irade ortaya konur. Örneğin, bir taşınmazın muvazaalı olarak devredildiği tespit edilirse, tapu kaydı iptal edilerek gerçek duruma göre düzeltilir.
  • Gerçek İlişkinin Tespiti: Muvazaa davasında, görünürdeki işlem iptal edildikten sonra taraflar arasındaki gerçek hukuki ilişki tespit edilir. Örneğin, bağış gibi gösterilen bir taşınmaz satışında, aslında tarafların bağış yapmak istemediği ve bir bedel karşılığında satış yaptığı belirlenirse, bu durum dikkate alınır.
  • Üçüncü Kişilerin Hakları: Muvazaa davalarında, üçüncü kişilerin iyi niyetli olması halinde bu kişilerin kazanılmış hakları korunabilir. Örneğin, bir taşınmaz muvazaalı olarak bir başkasına devredildikten sonra, üçüncü bir kişi bu taşınmazı iyi niyetle satın almışsa, bu kişinin mülkiyet hakkı korunabilir.

4. Yargıtay Kararları ve Emsal Durumlar

Yargıtay, muvazaa davalarına ilişkin çeşitli kararlar vermiştir. Bu kararlar, muvazaalı işlemlerin tespitinde ve hukuki sonuçların belirlenmesinde önemli bir rehber niteliği taşır:

  • Muvazaalı İşlemin Geçersizliği: Yargıtay, muvazaalı işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağına ve işlemin geçersiz sayılacağına hükmetmiştir. Örneğin, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılan satışların muvazaalı olduğu tespit edilirse, bu işlemler iptal edilir.
  • İyi Niyetli Üçüncü Kişilerin Korunması: Yargıtay, muvazaalı işlemlerde iyi niyetli üçüncü kişilerin kazanılmış haklarının korunması gerektiğini vurgulamıştır. İyi niyetle mal edinen kişilerin haklarının ihlal edilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
  • Delil Serbestisi ve Tanık Delili: Yargıtay, muvazaanın tespiti için tanık deliline başvurulabileceğini kabul etmiştir. Bu durum, özellikle taraflar arasındaki muvazaa ilişkilerinin ortaya çıkarılmasında önemlidir.

5. Muvazaa Davalarında Çözüm Yolları

Muvazaa davalarının çözümünde, yargı süreci ve alternatif çözüm yolları kullanılabilir:

  • Mahkeme Süreci: Muvazaa davaları, sulh hukuk mahkemelerinde görülür. Taraflar, muvazaalı olduğunu iddia ettikleri işlemin iptalini talep edebilirler. Mahkeme, delilleri değerlendirerek muvazaa iddiasını inceler ve karar verir.
  • Arabuluculuk: Tarafların aralarındaki uyuşmazlıkları mahkemeye gitmeden çözmeleri için arabuluculuk yöntemi kullanılabilir. Ancak, muvazaa gibi aldatma amaçlı işlemler söz konusu olduğunda, arabuluculuğun sınırlı etkisi olabilir.
  • Muvazaanın Tespiti İçin Uzman Görüşü: Özellikle taşınmaz değerlemelerinde, muvazaanın tespiti için uzman görüşüne başvurulabilir. Uzmanlar, işlemin piyasa değerine uygun olup olmadığını değerlendirerek mahkemeye rapor sunabilirler.

Sonuç

Mülkiyetin devri sırasında muvazaa iddiaları, taraflar arasında ciddi hukuki uyuşmazlıklara yol açabilir. Muvazaalı işlemler, tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı için hukuka aykırı kabul edilir ve geçersiz sayılır. Yargıtay kararları, muvazaa davalarının çözümünde rehberlik sağlar ve muvazaalı işlemlerin tespitinde tanık deliline başvurulmasına izin verir. Tarafların haklarının korunması ve uyuşmazlıkların adil bir şekilde çözülmesi için, mülkiyet devri işlemlerinin açık, şeffaf ve yasal düzenlemelere uygun yapılması büyük önem taşır. Muvazaanın önlenmesi, hem tarafların hem de üçüncü kişilerin haklarının korunmasına katkı sağlar ve hukuki güvenliğin tesisine hizmet eder.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button