Single Blog Title

This is a single blog caption

Medeni Usul Hukukunun Amacı ve Niteliği

Giriş

Medeni usul hukuku, bireylerin maddi hukuktan doğan haklarını koruma altına alan ve bu hakların mahkeme önünde ileri sürülmesini düzenleyen en temel yargı alanıdır. Türk hukuk sisteminde, bir hakkın doğması, kazanılması veya sona ermesi maddi hukuk tarafından düzenlenirken, o hakkın nasıl korunacağı ve nasıl ispatlanacağı usul hukuku tarafından belirlenir. Dolayısıyla medeni usul hukuku, adaletin somut olaylarda uygulanabilmesi için vazgeçilmez bir köprü işlevi görür.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe girerek modern usul anlayışına uygun yeni bir dönemi başlatmıştır. Bu kanun, yargılamada hem hız hem de adalet dengesini sağlama hedefiyle düzenlenmiştir. Bu yönüyle medeni usul hukuku yalnızca kurallar bütünü değil; aynı zamanda hukukun uygulanma biçimini belirleyen metodolojik bir bilim dalıdır.


Medeni Usul Hukukunun Tanımı

Medeni usul hukuku, taraflar arasında doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümünü düzenleyen bir yargılama hukuku dalıdır.
Bu hukuk dalı, taraflar arasındaki hakkın gerçek varlığını ortaya çıkarmak ve maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla yargılama usullerini belirler.

HMK’nın temelinde üç ana ilke yer alır:

  1. Adil yargılanma hakkı

  2. Taraf eşitliği ilkesi

  3. Usul ekonomisi

Bu ilkeler, hem davanın taraflarını korur hem de yargılama sürecinin toplum nezdinde güvenilirliğini artırır.


Usul Hukukunun Maddi Hukukla İlişkisi

Maddi hukuk, “neye hakkım var?” sorusuna yanıt verirken; usul hukuku “bu hakkı nasıl elde ederim?” sorusuna cevap verir.
Bir başka ifadeyle, maddi hukuk hakkın kaynağıdır, usul hukuku ise o hakkın yaşama geçirilme aracıdır.

Örneğin; Türk Borçlar Kanunu’na göre bir alacak hakkı doğmuş olabilir. Ancak alacaklı, borçlu borcunu ödemediğinde bu hakkı mahkeme önünde ileri sürebilmek için usul kurallarına uymak zorundadır. Dolayısıyla, maddi hukuk hak tanırken, usul hukuku bu hakkın uygulanabilirliğini sağlar.


Medeni Usul Hukukunun Amacı

Medeni usul hukukunun temel amacı, hukuki barışı sağlamak ve adil yargılamayı güvence altına almaktır.
Bu amaca ulaşmak için üç temel hedef gözetilir:

  1. Maddi gerçeğe ulaşmak:
    Tarafların iddia ve savunmalarını değerlendirerek, olayın gerçek yönünü tespit etmek.

  2. Hakkaniyeti sağlamak:
    Taraflar arasında eşitliği gözeten, adalet duygusunu tatmin eden bir karar vermek.

  3. Yargılamada etkinlik ve ekonomi:
    Gereksiz zaman ve masraf kaybını önlemek, davaların makul sürede sonuçlanmasını sağlamak.

Bu yönüyle medeni usul hukuku, sadece bir “yargılama tekniği” değil, aynı zamanda adalet politikasının en önemli uygulama alanıdır.


Usul Hukukunun Özellikleri

  1. Emredici Nitelik:
    Usul kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflar bu kurallar üzerinde tasarruf edemez.

  2. Derhal Uygulanma:
    Yeni bir usul kanunu yürürlüğe girdiğinde, derhal uygulanır.
    (Örneğin, HMK 2011’de yürürlüğe girdikten sonra tüm yeni davalara uygulanmıştır.)

  3. Yargısal Niteliği:
    Usul hukuku, mahkemelerin işleyişini ve karar verme sürecini düzenler; bu nedenle yargısal bir nitelik taşır.

  4. Bağımsızlık:
    Usul hukuku, maddi hukuktan bağımsızdır ancak onun tamamlayıcısıdır.


Medeni Usul Hukukunun Kaynakları

Medeni usul hukukunun başlıca kaynakları şunlardır:

  1. Anayasa: Adil yargılanma hakkı, mahkemelerin bağımsızlığı gibi temel ilkeleri belirler.

  2. Kanunlar: 6100 sayılı HMK başta olmak üzere İcra ve İflas Kanunu, Tüketici Kanunu gibi özel düzenlemeler.

  3. Uluslararası Sözleşmeler: Özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) m.6 – “adil yargılanma hakkı”.

  4. İçtihatlar: Yargıtay kararları, özellikle yorum farklılıklarını gidermede önemli kaynaktır.

  5. Doktrin: Akademik görüşler, hukuk uygulamasının gelişimine yön verir.


Medeni Usul Hukukunun Uygulama Alanı

Medeni usul hukuku, özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü uyuşmazlığa uygulanır.
Buna örnek olarak şunlar gösterilebilir:

  • Boşanma ve velayet davaları

  • Kira alacağı veya tahliye davaları

  • Miras ve ortaklığın giderilmesi davaları

  • Tazminat, borç, alacak, haksız fiil uyuşmazlıkları

Buna karşılık, ceza veya idari uyuşmazlıklarda medeni usul hükümleri uygulanmaz.


Medeni Usul Hukukunun Alt Dalları

  1. Çekişmeli yargı: Taraflar arasında menfaat çatışması bulunan davalardır (örneğin boşanma davası).

  2. Çekişmesiz yargı: Uyuşmazlık bulunmayan, sadece bir durumun tespitine yönelik taleplerdir (örneğin mirasçılık belgesi).

Bu ayrım, hâkimin rolünü ve yargılama yöntemini belirlemede büyük önem taşır.


Adalet ve Usul İlişkisi

Usul, adaletin yoludur. Hatalı usul, doğru sonucu dahi geçersiz kılar.
Bu nedenle hukukta sıkça söylenen bir ifade vardır:

“Usul esasa mukaddemdir.”
Yani, bir davada usul kurallarına uyulmadığında, esasa dair haklılık dahi korunmaz.

Adaletin gerçekleşmesi için doğru karar kadar doğru yargılama süreci de şarttır. Medeni usul hukuku, tam da bu noktada adaletin teknik aracıdır.


Sonuç

Medeni usul hukuku, bireylerin hak arama özgürlüğünü sistematik hale getiren ve adaletin mekanizmasını işleten bir hukuk dalıdır.
6100 sayılı HMK ile çağdaşlaştırılmış bu alan, hem mahkemelerin etkin çalışmasını hem de tarafların adil yargılanmasını hedefler.
Kısacası, usul hukuku olmadan adalet yalnızca bir ideal olarak kalır; ancak doğru usul kurallarıyla birlikte adalet, yaşamın pratiğinde yer bulur.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button