Single Blog Title

This is a single blog caption

Marka Başvurusu Yaptım, Tescil Beklerken Başkası da Aynı Markayı Kullandı: Hangimizin Hakkı Var?

Giriş

Marka tescili, işletmelerin mal ve hizmetlerini diğerlerinden ayırt etmelerine olanak sağlayan en önemli sınai mülkiyet haklarından biridir. Ancak uygulamada çok sık karşılaşılan bir durum vardır: Bir kişi marka başvurusu yaptıktan sonra henüz tescil gerçekleşmeden, başka bir kişi aynı ya da benzer markayı kullanmaya başlar. Bu gibi durumlarda en çok merak edilen soru şudur: Tescil beklerken kullanılan markada hak kime aittir?

Bu makalede; tescil başvurusu yapılmış ancak henüz kesinleşmemiş bir marka ile başkasının fiili marka kullanımı arasındaki hukuki durum, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, Yargıtay içtihatları ve uygulama örnekleri ışığında ele alınacaktır.


1. Marka Hakkı Ne Zaman Başlar?

1.1. Tescil Başvurusu Yapmak Yeterli midir?

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 3. maddesine göre, marka hakkı tescille birlikte kazanılır. Başvuru tarihinden itibaren koruma sağlanmaz; tescil kararı Resmî Marka Bülteni’nde yayımlanıp kesinleştikten sonra hukuki koruma başlar.

SMK m.3/2: “Marka tescili için yapılan başvuru, tescil edilmeden önce başvuru sahibine marka üzerinde hak sağlamaz.”

Bu hüküm çok açıktır: Başvuru sahibi, tescil gerçekleşmeden hak sahibi sayılamaz. Dolayısıyla tescil öncesi dönemde başka bir kişi aynı markayı fiilen kullanıyorsa, bu kullanım doğrudan marka hakkı ihlali sayılmaz.


2. Marka Başvurusu ile Tescilli Marka Arasındaki Fark

Tescilli marka sahibinin hakkı mutlak nitelikte olup, üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. Buna karşın, sadece başvuru yapılmış bir marka, ancak ileri tarihli bir hak kazanımı doğurabilir ve fiili kullanımı engellemek için yeterli değildir.

Yargıtay uygulamasında da bu ayrım net şekilde korunmaktadır.

Yargıtay 11. HD, 2016/3215 E., 2018/3874 K.: “Başvuru ile koruma başlar, ancak hak tescil ile doğar. Bu nedenle, başvuru sürecinde üçüncü kişilerin kullanımı engellenemez.”


3. Kötü Niyetli Kullanım İddiası ve Geçici Koruma

3.1. Tescilden Önce Kullanımın Kötü Niyetli Olması

Her ne kadar tescilden önce başvuru sahibinin markası henüz koruma altında değilse de, karşı tarafın markayı bilerek ve kötü niyetli şekilde kullanması halinde, bazı istisnai koruma yolları mevcuttur.

SMK m.6/9 gereği; başkası tarafından yurt içinde veya yurt dışında tanınmış şekilde kullanılan bir markayı bilerek başkası adına tescil ettirmek, kötü niyetli başvuru sayılır ve iptal edilebilir.

Aynı şekilde, tescilden önceki fiili kullanımlar da eğer kötü niyete dayanıyorsa, marka başvuru sahibi genel hükümler çerçevesinde haksız rekabet davası açabilir.

3.2. Haksız Rekabet Yoluna Başvurulabilir mi?

Türk Ticaret Kanunu m.54 ve devamı maddeleri kapsamında, dürüstlük kuralına aykırı biçimde başkasının marka başvurusu yaptığı işareti fiilen kullanan kişi, haksız rekabet suçu işlemiş sayılabilir.

Yargıtay 11. HD, 2015/7724 E., 2017/2341 K.: “Tescil öncesi kullanımda dahi, bilerek ve kötüniyetle yapılan fiili kullanımlar haksız rekabet teşkil eder.”


4. Önce Kullanım Hakkı ve İtiraz Hakkı

4.1. Önce Kullananın Hakkı (Prior Use)

Sınai Mülkiyet Kanunu m.6/3’e göre, bir markayı daha önce ve sürekli biçimde kullanan kişi, marka başvurusu yapılmış olsa bile, bu kullanımı belirli coğrafi alanla sınırlı olmak üzere sürdürebilir.

Ancak bu hak:

  • Yerel ölçekte kullanılabilir (ulusal değil),
  • Tescil sahibiyle çatışma hâlinde ispat yükü ağırdır,
  • Sınırlı bir koruma sağlar.

Yani, siz markayı ilk kullanan kişiyseniz ve bir başkası sizden sonra marka başvurusu yapmışsa, itiraz sürecinde “önce kullanım” iddiası ile başvurunun reddini talep edebilirsiniz.

4.2. İtiraz Süreci ve Deliller

SMK m.17 gereği, marka başvurusuna itiraz süresi, Resmî Marka Bülteni’nde yayımlanmasını takip eden iki aydır. Bu sürede:

  • Önce kullanım delilleri (faturalar, reklamlar, sosyal medya postları, web sitesi ekran görüntüleri vb.)
  • Coğrafi kapsamı ve süresi
  • Ticari bilinirlik belgeleri

sunularak marka başvurusunun reddi sağlanabilir.


5. Tescilden Sonra Ne Olur? Geriye Dönük Koruma Var mı?

5.1. Tescil Gerçekleşirse, Hüküm Geriden İşler mi?

SMK m.7/2 gereği, marka tescilinin koruması başvuru tarihinden itibaren geçerli olur. Bu durum, geriye dönük tazminat istemlerine kapı aralayabilir.

Yani marka başvurusu onaylandıktan sonra, tescilden önceki dönemde markayı izinsiz kullanan kişi aleyhine tazminat davası açılabilir ancak:

  • Kararın kesinleşmiş olması gerekir,
  • Kullanımın kötü niyetli olması gerekir,
  • Maddi zarar ve karışıklık ispatlanmalıdır.

Bu noktada tescil kararından sonra açılan tazminat davaları, haksız fiil esasına dayanarak açılır.

5.2. Tescil Öncesi Kullanımın Kesilmesi Talebi

Henüz tescil tamamlanmadan önce, mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilebilmesi sınırlı olup, mahkemeler genellikle marka tescili kesinleşmeden tedbir kararı vermekte temkinli davranmaktadır.

Ancak açık kötü niyetin ve karıştırılma ihtimalinin ispatı hâlinde ihtiyati tedbir kararı alınması mümkündür.


6. Örnek Senaryo ve Uygulama

Senaryo:

  • Ayşe Hanım 01.03.2025 tarihinde “BOLKAHVE” markasıyla kahve ürünleri için marka başvurusu yapmıştır.
  • Tescil süreci devam ederken, Mehmet Bey aynı isimle bir kafe açmış ve sosyal medyada bu isimle tanıtım yapmaya başlamıştır.
  • Ayşe Hanım, Mehmet Bey’in bu kullanımını durdurmak istemektedir.

Değerlendirme:

  • Ayşe Hanım henüz tescil sahibi değildir; dolayısıyla doğrudan marka hakkına dayanarak müdahale edemez.
  • Mehmet Bey’in “BOLKAHVE” markasını Ayşe Hanım’ın başvurusundan haberdar olarak kullanması kötü niyet sayılabilir.
  • Ayşe Hanım:
    • SMK m.6/3’e göre önce kullanım hakkı varsa itiraz edebilir,
    • Türk Ticaret Kanunu kapsamında haksız rekabet davası açabilir,
    • Tescil tamamlandığında geriye dönük tazminat talebinde bulunabilir.

7. Avukatlar ve Girişimciler İçin Hukuki Öneriler

  1. Marka başvurusundan önce fiili kullanıma başlamışsanız, tüm belgeleri arşivleyin (fatura, sosyal medya, domain, reklamlar).
  2. Marka başvurusu yaptıktan sonra markanızla ilgili fiili kullanımı sürekli takip edin.
  3. Benzer marka kullananları fark ettiğinizde, önce noter ihtarnamesi gönderin, sonra tescili bekleyin.
  4. Başvuru sonrası üçüncü kişi marka kullanıyorsa, tescil tamamlanmadan ihtiyati tedbir taleplerinde dikkatli olun.
  5. Tescil sonrasında, geriye dönük tazminat ve toplatma davaları gündeme alınmalıdır.

Sonuç

Marka tescil başvurusu yapmak, marka hakkının kazanıldığı anlamına gelmez. Ancak başvuru süreci bir ön adım olup, ilerideki tescille birlikte geriye dönük koruma ve dava hakları doğurabilir. Bu nedenle tescil süreci boyunca hukuki stratejinin titizlikle yürütülmesi gerekir.

Fiili kullanımda kötü niyetli hareket eden kişi, ileride tazminat, toplatma, marka iptali ve haksız rekabet sorumluluğu ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle yalnızca tescil değil, kullanım tarihi, delil sunumu ve hukuki adımlar da markalaşma sürecinin ayrılmaz birer parçasıdır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button