Lisanssız Yazılım Nedeniyle İşverenin Cezai Sorumluluğu: Şirketin Kusuru Yeterli mi?
Giriş
Yazılım lisans ihlalleri yalnızca bireyleri değil, şirketleri ve işverenleri de ciddi hukuki ve cezai risklerle karşı karşıya bırakır. Uygulamada en çok karşılaşılan sorunlardan biri; bir şirkette çalışan personelin, özellikle bilgi işlem departmanının, işveren bilgisi dışında lisanssız yazılım kurması durumunda işverenin cezai sorumluluğunun doğup doğmayacağıdır.
Bu yazıda, şirketlerin kusursuz sorumluluğu, örgütsel ihmaller, bilinçli kurulum-fiil ayrımı, iç denetim yükümlülüğü, ve Yargıtay içtihatları ışığında işverenin cezai sorumluluğu detaylı biçimde ele alınacaktır.
1. Şirketlerde Cezai Sorumluluğun Dayanağı Nedir?
Türk Ceza Kanunu sisteminde tüzel kişilere doğrudan ceza verilmez. Ancak TCK m.20/2 gereği:
“Tüzel kişiler hakkında ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler lehine işlenen bazı suçlarda güvenlik tedbirleri uygulanabilir.”
Bu bağlamda şirketin ceza alması değil; şirketin yöneticisinin, işverenin veya sorumlu kişinin şahsi cezai sorumluluğu gündeme gelir.
FSEK m.71’de ise failin yalnızca eylemi gerçekleştiren kişi değil, bu eylemi bilerek ve isteyerek engellemeyen yönetici de olabileceği kabul edilir.
2. Kusur Unsuru ve Şirket Organizasyonu
İşverenin sorumluluğu şu iki ana eksende doğar:
a) Fiili Bilme ve Onaylama (Kast)
- Yazılım korsanlığı doğrudan işverenin talimatıyla yapılmışsa açık kast mevcuttur.
b) Denetim Yükümlülüğünün İhlali (İhmal)
- Şirket, yazılım envanteri tutmamış, lisans takip sistemi kurmamış ve periyodik iç denetim yapmamışsa; örgütsel kusur söz konusudur.
Yargıtay’a göre:
Yöneticinin olaydan haberdar olmaması, denetim sistemini kurmamış olması hâlinde ihmali davranışla kusurlu fail olabilir.
3. Bilgi İşlem Personeli Yazılım Kurarsa Sorumluluk Kimde?
Sorumlu | Açıklama |
---|---|
Bilgi işlem personeli | Faildir. Teknik bilgiyle hareket ettiği için kastı vardır. |
İK, Mali İşler Müdürü | Yazılımın kurulmasına engel olmayarak ihmali sorumluluk doğurabilir. |
Şirketin müdürü/ortak | İç denetimi yapmamışsa, organizasyon zafiyetinden dolayı kusurlu sayılır. |
Önemli Not:
Kurulumun, işverene rağmen gizlice yapıldığı ispatlanabilirse, işveren sorumluluktan kurtulabilir. Ancak ispat yükü işverendedir.
4. FSEK mi, TCK mı? Hangi Kanuna Göre Sorumluluk Doğar?
FSEK m.71 – Lisanssız Yazılım Kullanımı
- Yazılımın izinsiz çoğaltılması, kurulması ve kullanılması doğrudan bu madde kapsamındadır.
TCK m.155 – Güveni Kötüye Kullanma
- Eğer işveren, yazılım üreticisiyle sözleşme yapmışsa ve bu güvene aykırı şekilde lisans dışı kullanım yapılmışsa bu madde uygulanabilir.
TCK m.244 – Bilişim Sistemine Müdahale
- Yazılım üzerinden başka veriler manipüle edildiyse (örneğin muhasebe sistemine dış kod yüklendi), TCK hükümleri devreye girer.
5. Yargı Kararları ve İçtihatlar
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2017/1125 E., 2018/4564 K.
“Sanık şirket müdürünün, şirketin kullandığı lisanssız yazılımlardan haberdar olduğu, iç denetim mekanizmasını oluşturmamış olması sebebiyle ihmali kusurla sorumlu olduğu sabittir.”
Yargıtay 11. HD, 2020/1871 E., 2021/1112 K.
“Şirket çalışanının tek başına gerçekleştirdiği lisanssız kurulumda, işverenin haberinin bulunmadığı açıkça ispatlandığından beraatine karar verilmesi isabetlidir.”
6. Denetim ve Uyumluluk Yükümlülüğü
Bir şirketin sorumluluktan kurtulabilmesi için aşağıdaki önlemleri almış olması gerekir:
- Yazılım lisans envanteri tutulması
- Periyodik denetim (iç veya dış IT denetimi)
- Çalışanlara yazılım kullanım politikası bildirimi
- Şüpheli yazılımlar için otomatik tarama sistemleri
- E-posta ve USB üzerinden kurulumlara kısıtlama
Aksi hâlde, şirket yöneticisi “şirketin faaliyet alanına ilişkin denetim görevini ihmal etmiş” kabul edilir.
Sonuç
Yazılım korsanlığı fiilinin işyeri ölçeğinde gerçekleşmesi hâlinde, işverenin sorumluluğu yalnızca bilgi dahilinde gerçekleşen eylemlerle sınırlı değildir. Şirket organizasyonundaki açıklar, iç denetim eksiklikleri ve gözetim zaafları da cezai sorumluluk doğurabilir.
Bu nedenle şirketlerin; önleyici denetim, dokümantasyon ve politika geliştirme süreçlerine ağırlık vermesi, yalnızca ceza tehdidinden değil, marka ve itibar kaybından da korunmalarını sağlar.
Stj.Öğr.Esmanur AKTAŞ