Konkordato ve İflas Hukukundaki Revizyonlar
1. Giriş
Son yıllarda Türkiye’de ekonomik dalgalanmalar, yüksek enflasyon ve finansal kırılganlık, işletmeleri ciddi şekilde etkilemiştir.
Birçok şirket borç ödeme güçlüğü içerisine girmiş, üretim ve istihdam dengesi bozulmuştur.
Bu ortamda İcra ve İflas Kanunu’nda (İİK) yapılan değişiklikler, özellikle konkordato ve iflas süreçlerinin hızlandırılması yönünde önemli revizyonlar getirmiştir.
Yapılan reformlar, bir yandan borçlu şirketlerin daha hızlı yeniden yapılandırılmasını hedeflerken, diğer yandan “iflas sürecinin gereksiz uzamasını” önlemeyi amaçlamaktadır.
Ancak bu değişikliklerin hem borçlunun korunması ilkesi, hem de alacaklının menfaat dengesine etkileri tartışmalıdır.
Bu makalede, konkordato kurumunun geçirdiği dönüşüm, iflas sürecinin sıkılaştırılması, şirketlerin yeniden yapılandırma mekanizmaları ve yeni yasal düzenlemelere ilişkin eleştirel hukuki değerlendirme yapılacaktır.
2. Konkordato Kurumunun Hukuki Temeli
Konkordato, borçlunun mali durumunun bozulması hâlinde iflasın önlenmesi ve alacaklıların tatmin edilmesi amacıyla yapılan hukuki bir yeniden yapılandırma anlaşmasıdır.
Yasal dayanak, İcra ve İflas Kanunu’nun 285–309. maddeleri arasındadır.
Konkordatonun amacı:
-
Borçlunun iyi niyetli çabasını desteklemek,
-
Alacaklıların ortak menfaatini korumak,
-
Ekonomik faaliyetlerin devamını sağlamaktır.
Ancak son yıllardaki uygulama, konkordatonun borçlular tarafından kötüye kullanılabileceği eleştirilerini gündeme getirmiştir.
3. Yeni Düzenlemelerle Getirilen Başlıca Revizyonlar
3.1. Konkordato Mühletinin Sıkılaştırılması
Önceden 3 aylık geçici mühletin ardından 1 yıl + 6 ay ek mühlet tanınabiliyordu.
2023 ve 2024 düzenlemeleriyle birlikte mahkemenin uzatma yetkisi sınırlandırılmış, artık toplam mühlet süresi en fazla 18 ay ile sınırlandırılmıştır.
Amaç: Sürecin sürüncemede kalmasını önlemek ve kötü niyetli konkordato başvurularını engellemektir.
3.2. Borçlunun Şeffaflık Yükümlülüğü
Yeni revizyonla, borçlu şirketin konkordato başvurusu sırasında;
-
Gerçek borç-alacak tablosunu,
-
Finansal analiz raporlarını,
-
İş planını ve kurtarma stratejisini sunması zorunlu hale getirilmiştir.
Bu zorunluluk, Yargıtay 19. HD 2023/1285 E., 2023/2144 K. kararında da vurgulanmıştır:
“Borçlu, konkordato talebiyle birlikte dürüst ve denetlenebilir mali tablo sunmazsa, konkordato talebi reddedilir.”
3.3. Komiser Denetiminin Güçlendirilmesi
Konkordato komiserlerinin yetkileri artırılmış, artık komiserlerin mahkemeye aylık rapor sunma zorunluluğu getirilmiştir.
Bu, suistimalin önlenmesi açısından olumlu bir gelişmedir.
3.4. Alacaklı Oylaması ve Nisap
Kabul nisabı, toplam alacak miktarının yarısından fazlası yerine üçte ikisine çıkarılmıştır.
Bu değişiklik, borçlunun lehine değil; alacaklıların ortak menfaatine yöneliktir.
4. İflas Süreçlerinde Hızlandırma ve Sıkılaştırma
Yeni düzenlemelerle birlikte, iflas davaları ve tasfiye süreçleri hızlandırılmıştır.
-
İflas kararı verildikten sonra tasfiye memurları doğrudan atanır.
-
Mahkemelerin yetkisi genişletilmiş, istinaf süresi kısaltılmıştır.
-
İflasın ertelenmesi kurumu tamamen kaldırılmış, yerini konkordato ile sınırlı yeniden yapılandırma modeli almıştır.
Bu değişiklik, özellikle “iflas erteleme yoluyla sistemin kötüye kullanılması”nı engellemeyi amaçlamaktadır.
Ancak, ekonomik kriz dönemlerinde iyi niyetli şirketlerin yeniden yapılandırma imkânını daralttığı yönünde ciddi eleştiriler bulunmaktadır.
5. Şirketlerin Yeniden Yapılandırılması: Yeni Sistem
Konkordato, sadece borçların ötelenmesi değil, aynı zamanda şirketin finansal rehabilitasyonu anlamına gelmektedir.
Yeni sistem, şu üç temel aşamayı öngörmektedir:
-
Finansal yapı analizi: Borçlunun sürdürülebilirliği incelenir.
-
Alacaklı mutabakatı: Borçların azaltılması veya vadelendirilmesi kararlaştırılır.
-
Mahkeme onayı: Plan, ticaret mahkemesince onaylanır ve bağlayıcı hale gelir.
Bu model, Amerikan “Chapter 11” sisteminden esinlenmiştir. Ancak ABD sisteminde alacaklı–borçlu uzlaşması çok daha esnektir; Türk sisteminde yargısal kontrol ağır basmaktadır.
6. Yargıtay’ın Konkordato ve Revizyon Uygulaması
Yargıtay son yıllarda konkordato taleplerine ilişkin yaklaşımını daha sıkı denetim yönünde değiştirmiştir.
Yargıtay 19. HD 2022/6548 E., 2023/1256 K.:
“Konkordato, iflası kötüye kullanma aracı olamaz; borçlunun gerçek ödeme gücü ve iyiniyetinin varlığı araştırılmalıdır.”
Yargıtay 23. HD 2023/2148 K.:
“Konkordato planı, alacaklıların makul ölçüde tatminini sağlamıyorsa mahkemece reddedilir.”
Bu kararlar, konkordatonun “borçlu koruma” amacının artık alacaklı güvenliği ile dengelendiğini göstermektedir.
7. Finansal Yeniden Yapılandırma ile Konkordato Arasındaki Fark
| Unsur | Konkordato | Finansal Yeniden Yapılandırma |
|---|---|---|
| Dayanak | İİK 285 vd. | Bankacılık Kanunu m. 98/A |
| Taraflar | Her tür borçlu–alacaklı | Banka ve finansal kuruluşlar |
| Amaç | Genel borç yapılandırması | Finansal borçların yeniden düzenlenmesi |
| Onay | Ticaret Mahkemesi | Bankalar Birliği Koordinasyonu |
Son yıllarda Finansal Yeniden Yapılandırma (FYY) modeli, özellikle büyük şirketlerde konkordato yerine tercih edilmektedir.
Ancak bu model, mahkeme denetimi sınırlı olduğu için şeffaflık sorunu taşımaktadır.
8. Yeni Düzenlemelerin Ekonomik Etkisi
8.1. Olumlu Etkiler
-
Kötü niyetli konkordato başvuruları azaldı.
-
Mahkemelerin iş yükü hafifledi.
-
Alacaklı güveni arttı.
-
Konkordato komiserliği kurumsallaştı.
8.2. Olumsuz Etkiler
-
Gerçekten zor durumda olan KOBİ’lerin konkordato şansı azaldı.
-
Süre kısıtları, borç yeniden yapılandırmasını zorlaştırdı.
-
Bazı şirketler konkordato yerine “sessiz iflas” tercih ediyor.
9. Eleştirel Değerlendirme
9.1. Aşırı Sıkılaştırma Eleştirisi
Konkordato süresinin ve nisap oranlarının artırılması, “şirket kurtarma” işlevini zayıflatmıştır.
Artık konkordato borçluyu değil, alacaklıyı koruyan bir yapıya dönüşmektedir.
9.2. Ekonomik Gerçeklerle Uyum Sorunu
Enflasyon, faiz ve döviz risklerinin yüksek olduğu bir ekonomide 18 ayda toparlanma olasılığı düşüktür.
Bu süre içinde nakit akışını düzeltmek çoğu işletme için imkânsızdır.
9.3. Hukuki Belirsizlikler
Konkordato mühletinin başlamasıyla birlikte işleyen faizlerin durup durmayacağı, kefalet sorumluluğunun kapsamı ve teminatların akıbeti gibi konular hâlâ tartışmalıdır.
Yargıtay farklı dairelerinde çelişkili kararlar bulunmaktadır.
10. Hakkaniyet ve Kamu Yararının Dengesi
Konkordato, sadece borçlunun değil ekonomik sistemin sağlığını koruma aracıdır.
Zira büyük bir şirketin çöküşü, tedarik zincirini ve binlerce istihdamı etkiler.
Bu nedenle, konkordato sürecinde “adil denge ilkesi” (balance of interests) korunmalıdır.
Yargıtay 23. HD 2022/3441 K.:
“Konkordato, ekonomik düzenin istikrarını sağlama amacını taşır; borçlunun kötü niyetli davranışları koruma görmez.”
11. Reform Önerileri
-
Konkordato ön inceleme komisyonu kurulmalı; gereksiz başvurular önceden elenmelidir.
-
KOBİ’ler için “hızlandırılmış konkordato” modeli getirilmeli.
-
Komiserlerin ataması bağımsız denetim kuruluşları aracılığıyla yapılmalı.
-
Finansal Yeniden Yapılandırma ile Konkordato arasında koordinasyon kurulu oluşturulmalı.
-
Uyarlama, faiz dondurma ve vergi affı gibi yan mevzuat destekleri entegre edilmeli.
12. Sonuç ve Değerlendirme
Konkordato ve iflas hukukundaki yeni revizyonlar, Türk hukuk sisteminde şirketlerin yeniden yapılandırılması bakımından önemli bir dönüşümü temsil etmektedir.
Amaç; ekonomik istikrarı sağlamak, borçlu–alacaklı dengesini korumak ve yargısal süreci hızlandırmaktır.
Ancak bu reformlar, pratikte bazı adalet ve hakkaniyet sorunları doğurmaktadır.
Konkordato süresinin kısalması ve koşulların ağırlaştırılması, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin “nefes alma” şansını azaltmaktadır.
Sonuç olarak:
Konkordato artık kolay bir koruma aracı değil, ciddi mali ve hukuki hazırlık gerektiren bir süreçtir.
İflas süreci hızlanmış, ancak borçluların yeniden yapılanma şansı daralmıştır.
Yargıtay, dürüst borçluyu koruyan ama suistimale izin vermeyen bir denge politikası izlemektedir.
Mevzuatın amacı iyi niyetli borçluyu yaşatmak, kötü niyetliyi sistemden ayıklamaktır.
Konkordato sisteminin etkinliği, yalnızca kanun metinleriyle değil; mahkeme pratiği, mali denetim kalitesi ve ekonomik politikaların bütünlüğüyle ölçülmelidir.