Kıymetli Evrakta İyi Niyetli Hamilin Korunması İlkesi ve Kötüye Kullanım Halleri
Kıymetli Evrakta İyi Niyetli Hamilin Korunması İlkesi ve Kötüye Kullanım Halleri
1. Giriş
Ticari hayatın güvenle işleyebilmesi için tarafların ödemelerde kullandıkları araçların güvenilir olması gerekir. Çek, bono ve poliçe gibi kıymetli evraklar, bu güvenin sağlanmasında tarihsel olarak kritik rol oynamıştır. Ancak bu güven yalnızca, senedi elinde bulunduran kişilerin haklarının korunmasıyla mümkündür.
Bu noktada karşımıza iyi niyetli hamilin korunması ilkesi çıkar. Senedi eline alan bir kişi, onun hukuken geçerli ve ödeme güvencesi taşıyan bir belge olduğunu düşünerek ticari işlem yapar. Eğer her seferinde senedin önceki borç ilişkileri incelenseydi, kıymetli evrak piyasada el değiştiremezdi. Bu nedenle hukuk, dürüstlük kuralına uygun olarak senedi devralan kişiyi korur.
Fakat bu ilkenin sınırsız uygulanması, kötüye kullanımların da yolunu açar. Dolayısıyla çalışmada yalnızca koruma değil, aynı zamanda kötüye kullanım halleri de mercek altına alınacaktır.
2. İyi Niyet İlkesi ve Hukuki Dayanakları
2.1. İyi Niyet Kavramı
Türk Borçlar Kanunu m. 3’e göre iyi niyet, bir hakkın doğmasına engel olacak bir durumu bilmeyen ve dürüstlük kuralları uyarınca bilmesi de gerekmeyen kişidir.
Kıymetli evrakta iyi niyet, senedin:
-
Usulüne uygun düzenlenmiş olduğuna,
-
Devredenin hakkı bulunduğuna,
-
Senedin tedavül edebilir nitelikte olduğuna
inanarak devralmayı ifade eder.
2.2. Türk Ticaret Kanunu’ndaki Düzenleme
TTK m. 687, açıkça iyi niyetli hamili korur:
-
“Senedi iyi niyetle iktisap eden kişi, hakkın sahibi sayılır.”
-
Bu hüküm, borçlunun kişisel def’ilerini ileri sürmesini engeller.
2.3. Amaç ve İşlev
İlkenin amacı, kıymetli evrakın tedavül kabiliyetini korumaktır. Eğer hamil her seferinde önceki borç ilişkisini araştırmak zorunda kalsaydı:
-
Ticaretin hızı düşerdi.
-
Senetler ödeme ve kredi aracı olma fonksiyonunu kaybederdi.
Dolayısıyla iyi niyet koruması, yalnızca bir “bireysel hak” değil, aynı zamanda ekonomik düzenin korunması anlamına gelir.
3. İyi Niyetli Hamilin Korunmasının Kapsamı
3.1. Bono ve Poliçede Koruma
Bono ve poliçe, tedavülde en çok kullanılan senetlerdir. Ciro yoluyla devredilirler.
-
İyi niyetli hamil, senedi devraldığında, borçlu temel ilişkiden kaynaklanan itirazları ona karşı ileri süremez.
-
Örneğin, mal teslim edilmediği gerekçesiyle düzenlenen bonoya karşı borçlu itiraz edemez; hamil iyi niyetliyse alacağını tahsil eder.
3.2. Çekte Koruma
Çek, ödeme aracı olduğundan hamilin korunması daha da güçlüdür.
-
Çek karşılıksız çıksa bile hamil, düzenleyenden talepte bulunabilir.
-
İyi niyetli hamil, çeki devralırken “karşılıksız olduğunu bilmiyorsa” korunur.
3.3. Hamiline Yazılı Senetlerde Koruma
-
Zilyetliği ele geçiren kişi, hak sahibi kabul edilir.
-
Burada iyi niyet daha da önemlidir; çünkü senedin kimden geldiğine bakılmaz, sadece kimin elinde olduğuna bakılır.
4. İstisnalar: İyi Niyetin Sınırları
4.1. Kötü Niyet
Hamil, senedi devralırken borçlunun temel def’ilerini bilirse iyi niyet koruması uygulanmaz.
-
Örneğin, mal teslim edilmediğini bilerek bonoyu devralan hamil korunmaz.
4.2. Ağır Kusur
Hamil, dikkatli davranması halinde sahteciliği veya usulsüzlüğü fark edebilecek durumda ise “ağır kusurlu” sayılır.
-
Eksik imza, çelişkili rakamlar veya açık sahtecilik buna örnektir.
-
Profesyonel tüccarlar için ağır kusur ölçütü daha katıdır.
4.3. Hile ve Dolandırıcılık
-
Senet, hileli yollarla devredilmişse iyi niyet savunması geçerli değildir.
-
Bu durum, ticari hayatta “hileli tedavül” olarak bilinir.
5. Kötüye Kullanım Halleri
5.1. Zincirleme Ciro ile Sorumluluktan Kaçış
Borçlular, sorumluluktan kurtulmak için senedi sık sık el değiştirir hale getirir. Bu durumda takip zorlaşır.
5.2. Sahtecilik ve İmza İnkârı
-
Senette sahte imza varsa, o imzanın sahibi sorumlu olmaz.
-
Ancak diğer imzalar geçerliliğini korur; hamil kısmen korunur.
5.3. Kara Para Aklama Riski
MASAK raporlarına göre kıymetli evrak, kara para aklamada kullanılabilmektedir.
-
Yüksek meblağlı bonoların, temelsiz şekilde el değiştirmesi bu amaca hizmet edebilir.
-
Bu noktada iyi niyet koruması sorgulanmalı, finansal şeffaflık artırılmalıdır.
5.4. Vadeli Çek Uygulaması
Hukuken geçersiz olmasına rağmen piyasada vadeli çek yaygındır.
-
Vadeli çekin karşılıksız çıkması halinde, hamil çoğu kez mağdur olur.
-
Bu durum, kötüye kullanımın tipik örneklerinden biridir.
6. Karşılaştırmalı Hukuk
6.1. Amerika Birleşik Devletleri
-
UCC Article 3: “Holder in Due Course” (HDC) kavramı vardır.
-
HDC, iyi niyetli hamilin güçlü korumasıdır; borçlunun kişisel def’ileri ileri sürülemez.
6.2. Avrupa Birliği
-
AB’de eIDAS Tüzüğü elektronik belgelerin geçerliliğini sağlar.
-
MiFID II gibi finansal düzenlemeler, dijital kıymetli evrakta iyi niyet korumasını destekler.
6.3. İsviçre
-
Türk hukukunun kaynağı olan İsviçre Borçlar Kanunu da aynı ilkeyi benimser.
-
Burada da kötü niyet ve ağır kusur, korumayı ortadan kaldırır.
6.4. Asya Ülkeleri
-
Japonya, Singapur ve Güney Kore’de dijital senet uygulamalarında iyi niyet koruması teknoloji destekli (blokzincir, dijital kayıt) hale gelmiştir.
7. Çözüm Önerileri
-
Mevzuat Düzenlemesi:
-
TTK’da iyi niyetli hamilin korunmasının sınırları daha net çizilmeli.
-
Özellikle dijital senetlerde ayrı düzenleme yapılmalı.
-
-
Elektronik Senetlerde Koruma:
-
E-çek ve e-bonolarda iyi niyetli hamilin korunması için özel hükümler getirilmeli.
-
Blokzincir sistemleri ile kayıt altına alınan senetlerde “iyi niyet” daha güçlü kanıtlanabilir.
-
-
MASAK Denetimi:
-
Şüpheli kıymetli evrak işlemleri MASAK tarafından incelenmeli.
-
Kara para aklama amaçlı işlemlerde iyi niyet iddiası sınırlı kabul edilmeli.
-
-
Yargısal İçtihat Geliştirme:
-
Yargıtay, kötüye kullanım halleri için daha somut kriterler geliştirmeli.
-
Ağır kusur değerlendirmesi sektörlere göre (ör. profesyonel tüccar vs. tüketici) farklılaştırılmalı.
-
8. Sonuç
Kıymetli evrak hukukunda iyi niyetli hamilin korunması ilkesi, ticari hayatın devamlılığı için temel taşı niteliğindedir. Ancak bu ilkenin sınırsız uygulanması kötüye kullanımlara kapı aralayabilir.
Bu nedenle:
-
Koruma boyutu, ticaretin hızını ve güvenini sağlamak için vazgeçilmezdir.
-
Sınırlandırma boyutu, sahtecilik, dolandırıcılık ve kara para aklamanın önlenmesi için gereklidir.
Önümüzdeki dönemde yapılacak yasal değişikliklerle, özellikle dijitalleşen kıymetli evrak sisteminde iyi niyetli hamilin korunması ilkesinin yeniden tanımlanması kaçınılmazdır.