KIYI DEVLETİNİN EGEMENLİĞİNİN SINIRLARI
Kara ülkesi, hava ülkesi ve deniz ülkesi devletlerin egemenliklerini kullanabildiği coğrafya sınırlarıdır. Bu yazımızda değineceğimiz nokta devletlerin deniz ülkesinin sınırları olacaktır.
Deniz ülkesi devletin iç suları ve karasularından oluşur. İç su kavramı, gelgit sebebiyle sınırların tam olarak belirlenememesi ve karasularındaki teamül kuralı olan zararsız geçit (zararı olmayan gemilerin geçiş serbestisi) ayrıcalığının bu kısımda uygulanılmasının istenmemesi sebebiyle ortaya çıkmıştır. İç sular; esas hat ile kara arasında bulunur. Esas hattın belirlenmesi ise iki şekilde yapılabilir. Bunlar kıyının durumuna göre tayin edilecek olup iki tanedir. İlki normal esas hat olup suların en alçak olduğu zamanki çizginin takibi ile bulunur. İkincisi düz esas hattır ve yapısı itibariyle girintili çıkıntılı olan kıyılarda iki uç belirlenerek düz bir çizgi çizilmek suretiyle oluşturulur. İç sularda devletler tam bir egemenlik hakkına sahip olup devletlerin yargı yetkisini kısıtlayacak herhangi bir düzenleme bulunmaz. Karasular ise esas hattın sonrasına tekabül eder. Esas hattan itibaren maksimum 12 deniz mili sonra karasu tayini yapılabilir.
BMDHS’nin 10.maddesine göre bir körfez ancak;
1.Körfezin iki ağzı arasındaki çizginin 24 milden az olması,
2.Körfezin iki ağzı arasındaki çizgi çap kabul edilerek çizilen yarım dairenin körfez içinde kalan suyun hacminin yarım dairedeki suyun hacminden fazla olması şartlarının sağlanması durumunda iç sulara dahil edilebilecektir.
Karasuların bitiminden sonra devletlerin sular üzerindeki egemenliklerinin devamı için bazı ara rejimler ortaya çıkmıştır. Aksi halde karasularında bir suç işlenerek karasularının dışına çıkılması durumunda kıyı devletin yargı yetkisini kullanması epey zor olacaktı.Bu sebeple kıyı devletinin yargı yetkisi yetkileri sınırlı olmak şartıyla bu ara rejimlerde de devam etmektedir.
BİTİŞİK BÖLGE:
Genişliği esas hattan itibaren en çok 24 deniz milidir.
KITA SAHANLIĞI:
Ana karadan çıkınca denizin derinleşmesinin bittiği yerde kıta sahanlığı başlar, kıta yamacına kadar devam eder. Deniz tabanı ve toprak altını kapsar. Deniz tabanındaki canlı ve cansız kaynaklar ile toprak altındaki cansız kaynaklar kıyı devletine aittir.
Truman Bildirisi’ ne göre kıyı devletinin bağlı olduğu deniz tabanındaki uzantısı olan toprak parçası (kıta sahanlığı) kıyı devletine aittir.
Bir devletin kıta sahanlığına sahip olabilmesi ilan yoluyla değil bildirim yoluyla gerçekleşir.
Kıta yamacı esas hattan itibaren 200 milden önce kırılmaya başladıysa kıta sahanlığı 200 mil ilan edilebilirken 200 milden sonra kırılması durumunda kıyı devletine seçimlik iki hak verir:
1.Kıta yamacının noktası ya da
2.2500 metre derinlikten itibaren 100 mil öteye gidilerek bulunan nokta kıta sahanlığı ilan edilebilir.
Her halükarda kıta sahanlığı maksimum 350 mil olarak ilan edilebilir.
Kıta sahanlığı alanında kıyı devleti; araştırma, ölçüm ve sondaj yapma, kablo ve boru döşeme konusunda yönlendirme gibi yetkilere sahip olur.
MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE:
Münhasır ekonomik bölge esas hattan itibaren maksimum 200 mil ilan edilebilir. Su kütlesi, deniz tabanı ve toprak altını kapsar. Devletler ilan yoluyla münhasır ekonomik bölgeye sahip olurlar.
Sonuç
Türk Deniz Ticaret Hukuku’nda kıyı devletinin egemenliği, iç sular, karasular, bitişik bölge, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge gibi çeşitli deniz alanlarıyla sınırlıdır. Her bölgenin egemenlik sınırları uluslararası hukuka göre belirlenmiş olup kıyı devletleri bu alanlarda belirli haklara sahiptir. Kıyı devletleri, bu bölgelerdeki haklarını uluslararası hukuka uygun bir şekilde kullanmak zorundadır ve bu bölgelerdeki faaliyetleri, diğer devletlerin haklarını ihlal etmeyecek şekilde düzenlenmelidir.
Stajyer Hukuk Fakültesi Öğrencisi
Buse Güleser SEZENLİK