Single Blog Title

This is a single blog caption

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Savunma Dilekçesi

İSTANBUL 145. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYA NO : 2024/…. Esas SANIK : [Sanık Adı Soyadı] MÜDAFİİ : Av. Aydanur NAS ADRES : [UETS Adresi]

MÜŞTEKİLER : 1- [Müşteki 1], 2- [Müşteki 2] SUÇ : Kasten Öldürmeye Teşebbüs (TCK 81, 35) ve 6136 SKM KONU : Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunmalarımızın ve müvekkilin BERAATİNE, aksi kanaatte suç vasfının değişmesi (Kasten Yaralama) ile lehe hükümlerin uygulanması talebimizin sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR :

Müvekkil sanık hakkında, müşteki [Müşteki 1] ve [Müşteki 2]’ye yönelik “Kasten Öldürmeye Teşebbüs” suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmış ve cezalandırılması talep edilmiştir. Ancak dosya kapsamındaki deliller, tanık beyanları, olayın oluş şekli ve hayatın olağan akışı birlikte değerlendirildiğinde; müvekkilin öldürme kastıyla hareket etmediği, eylemin ağır haksız tahrik altında ve meşru müdafaa sınırları içinde gerçekleşen bir “Yaralama” fiili olduğu açıkça görülecektir.

I. OLAYIN MADDİ GERÇEKLİĞİ VE HAKSIZ TAHRİK

1. Olayın Arka Planı (Husumet ve Tahrik): Müvekkil sanık, müşteki [Müşteki 1]’in sahibi olduğu inşaat firmasında taşeron olarak çalışmış, ancak hak ettiği yaklaşık 500.000 TL tutarındaki hakedişini aylardır alamamıştır. Müvekkil, defalarca iyi niyetle parasını istemiş, ancak müşteki tarafından sürekli oyalanmış, hakarete uğramış ve aşağılanmıştır. Olay günü müvekkil, son bir kez konuşmak ve anlaşmak amacıyla müştekinin şantiyedeki ofisine gitmiştir. Ancak ofise girdiğinde müşteki [Müşteki 1] ve yanında bulunan [Müşteki 2] (müştekinin kardeşi), müvekkili dinlemek yerine ağır hakaretlerde bulunmuşlardır.

Müşteki [Müşteki 1]; “Sana para mara yok, defol git buradan dilenci, bir daha gelirsen bacaklarını kırdırırım” diyerek müvekkilin onurunu zedelemiş, erkeklik gururunu ayaklar altına almıştır. Müvekkil sakinliğini korumaya çalışırken, diğer müşteki [Müşteki 2] masanın üzerindeki küllüğü müvekkile fırlatmış ve “Abim ne diyorsa o, seni burada gömeriz” diyerek tehdit etmiştir.

2. Olay Anı ve Ani Gelişen Eylem: Müvekkil, iki kişinin kendisine fiziki ve sözlü saldırısı karşısında büyük bir korku ve panik yaşamıştır. Müştekilerin üzerine yürümesi ve [Müşteki 1]’in belinden bir cisim (bıçak veya sopa olduğu sanılan) çıkarmaya yeltenmesi üzerine, müvekkil tamamen kendini koruma içgüdüsüyle ve ağır tahrik altında, belinde taşıdığı ruhsatsız tabancayı çekmiştir.

Müvekkilin amacı öldürmek olsaydı, aradaki 2-3 metrelik mesafeden müştekilerin hayati bölgelerini (baş, göğüs) hedef alabilirdi. Ancak müvekkil, müştekileri durdurmak ve olay yerinden kaçabilmek için yere doğru ateş etmiştir. Seken mermilerin veya hedef gözetmeksizin yapılan atışın bacak/ayak bölgelerine isabet etmesi, müvekkilin öldürme kastı taşımadığının en büyük kanıtıdır.

II. HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE SUÇ VASFI

İddia makamının “Öldürmeye Teşebbüs” suçlaması, hukuki dayanaktan yoksundur. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre bir eylemin “öldürmeye teşebbüs” mü yoksa “yaralama” mı olduğunun tespiti için belirli kriterlere bakılmalıdır.

A. ÖLDÜRME KASTININ BULUNMADIĞINA DAİR KRİTERLER:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun istikrar kazanmış kararlarında, öldürme kastının tespiti için şu hususlara bakılması gerektiği vurgulanmıştır:

  1. Suçta Kullanılan Araç: Evet, silah kullanılmıştır ancak silahın öldürmeye elverişli olması tek başına kastı göstermez.

  2. Hedef Alınan Bölge: Müvekkil, hayati organları (baş, kalp) değil, bel altını ve yere doğru ateş ederek bacakları hedef almıştır. Bu durum yaralama kastını gösterir.

  3. Darbe Sayısı ve Şiddeti: Müvekkil şarjördeki tüm mermileri boşaltmamış, müştekiler yere düştüğü veya kaçtığı anda eylemine son vermiştir. “Ateş etmeye devam etme imkanı varken kendiliğinden son verme” durumu, öldürme kastının olmadığının en net ispatıdır.

  4. Failin Olay Öncesi ve Sonrası Davranışları: Müvekkil olay yerine öldürmek için değil, konuşmak için gitmiştir. Olaydan sonra müştekilerin ölmesi için engelleyici bir harekette bulunmamış, bilakis korkup kaçmıştır.

  • Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2012/3542 E. , 2013/1234 K. sayılı kararında; “Sanığın, aralarındaki mesafenin yakınlığına rağmen mağdurun hayati bölgelerini hedef almaması, eylemine kendiliğinden son vermesi ve engel hal olmaksızın olay yerinden ayrılması, suçun kasten yaralama olarak vasıflandırılmasını gerektirir” denilmektedir.

B. HAKSIZ TAHRİK (TCK m. 29):

Müvekkil, olay yerine alacağını istemeye giden mağdur bir işçidir. Müştekilerin “dilenci, seni gömeriz” şeklindeki ağır hakaretleri ve fiziki saldırı girişimleri, müvekkilde şiddetli bir elem ve gazap yaratmıştır.

TCK m. 29 uyarınca; haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimsenin cezasında indirim yapılır. Müştekilerin, müvekkilin emeğini sömürmesi yetmezmiş gibi bir de onurunu kırmaları, haksız tahrikin en ağır halini oluşturur.

  • Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2003/4694 E. sayılı kararında; “Sanığın yakınanın sövmesi üzerine yaralama suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması zorunludur” demiştir.

C. MEŞRU MÜDAFAA SINIRININ AŞILMASI (TCK m. 27/2):

Olay anında müştekiler sayıca üstündür (2 kişi) ve müvekkilin üzerine saldırmışlardır. Müvekkil, kendisine yönelecek (veya yöneldiğini sandığı) haksız bir saldırıyı defetmek amacıyla silahını kullanmıştır. Olayın heyecanı, korkusu ve telaşıyla sınırın aşılmış olması (silah kullanılması), “meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaşla aşılması” kapsamında değerlendirilmeli ve ceza verilmesine yer olmadığına veya indirimli ceza verilmesine gidilmelidir.

III. YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA SAVUNMAMIZ

Savunmamızı destekleyen ve mahkemenizce dikkate alınması gereken emsal kararlar şöyledir:

1. Öldürme Kastı ile Yaralama Kastının Ayrımı:

  • T.C. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2018/1-256 E., 2019/30 K. sayılı kararı: “Failin, mağduru öldürmek istese buna engel olacak bir durumun bulunmadığı, aradaki mesafenin atışa uygun olduğu bir ortamda, mağdurun bacaklarına ateş etmesi ve eylemine kendiliğinden son vermesi halinde, eylem öldürmeye teşebbüs değil, silahla kasten yaralama suçunu oluşturur.” Müvekkil de tam olarak bunu yapmıştır. Müştekileri öldürme imkanı varken, sadece bacaklarına ateş etmiş ve kaçmıştır.

2. Haksız Tahrikte “İlk Hareket” ve “Gazap” Unsuru:

  • T.C. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2015/1122 E. sayılı kararı: “Maktulün/Mağdurun sanığa yönelik ağır hakaretleri ve fiziki saldırı girişimi, haksız tahrik nedenidir. Tahrikin ulaştığı boyut (gazap ve elem) dikkate alınarak TCK 29. maddesi uyarınca azami oranda indirim yapılmalıdır.”

IV. SONUÇ VE İSTEM

Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve Sayın Heyetinizce re’sen gözetilecek hususlar ışığında;

  1. Müvekkil sanığın, müştekilere yönelik ÖLDÜRME KASTI ile hareket etmediği, eylemin tamamen ani gelişen bir tartışma sonucu, korku ve panik haliyle, kendini koruma saikiyle gerçekleştiği sabit olduğundan; “Kasten Öldürmeye Teşebbüs” suçundan BERAATİNE,

  2. Mahkemeniz aksi kanaatte ise; eylemin vasfının “SİLAHLA KASTEN YARALAMA” (TCK m. 86) olarak değiştirilmesine,

  3. Olayın müştekilerin ağır hakaretleri ve saldırısı sonucu meydana gelmesi nedeniyle, müvekkil lehine HAKSIZ TAHRİK (TCK m. 29) hükümlerinin azami orandan uygulanmasına,

  4. Müvekkilin duruşmalardaki saygılı tutumu, sabıkasız geçmişi ve pişmanlığı gözetilerek Takdiri İndirim (TCK m. 62) maddesinin tatbikine,

  5. Müvekkilin tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak TAHLİYESİNE,

Karar verilmesini vekaleten saygılarımla arz ve talep ederim.

Sanık Müdafii Av. Aydanur NAS (e-imzalıdır)

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button