Single Blog Title

This is a single blog caption

KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNUN ESKİ EŞE KARŞI İŞLENMESİ

I. GENEL OLARAK KASTEN ÖLDÜRME SUÇU

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesi, “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir. Bu suçla korunan hukuki değer, kişinin yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı; doğal, dokunulamaz, devredilemez ve vazgeçilemez nitelikte bir hak olması itibariyle ulusal ve uluslararası metinlerle garanti altına alınmıştır. Anayasa md. 17/1; “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”, AİHS md. 2/1 ise “Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur.” ifadeleriyle yaşam hakkını ilk sırada korumuştur. Yaşam hakkı, elinden alınan kişinin diğer hiçbir hakkını kullanamayacak olması sebebiyle hiyerarşik olarak tüm hakların üstünde yer almaktadır.

Suçun maddi unsurları:

Fail ve mağdur: 
Suçun konusu: Başka bir insanın hayatıdır. Suç ancak sağ ve tam doğumla dünyaya gelmiş olup hayatını sürdürmekte olan ve fail dışındaki bir kişiye karşı işlenebilir.
Fiil unsuru: Kasten öldürme, serbest hareketli bir suçtur. Kişi hayatını sonlandırmaya yönelmiş herhangi bir hareket ve araçla işlenebilir. Önemli olan fiilin ve aracın ölüm neticesini meydana getirmeye elverişli olmasıdır.
Neticeli suç: Suçun meydana gelebilmesi için ölüm neticesinin oluşması şarttır. Ayrıca ölüm neticesi ile failin fiili arasında illiyet bağı olması ve ölüm neticesinin objektif olarak faile isnat edilebilmesi gerekmektedir.

Suçun manevi unsuru:

Kast aranmaktadır. Neticenin fail tarafından öngörülmesi ve buna rağmen fiilin işlenmesi yeterli olup, neticenin ayrıca fail tarafından istenmesi beklenmez. Failin kastı doğrudan olabileceği gibi, olası kast da olabilir. Failin kastının öldürmeye mi yoksa yaralamaya mı yönelik olduğuna ilişkin ispat problemi önemlidir. Kastın hangi neticeye yönelik olduğuna ilişkin Yargıtay’ın yerleşik içtihadı uyarınca belli bir şablon uygulanmaktadır.

Hukuka aykırılık unsuru:

Anayasa’da belli hallerde gerçekleştirilen öldürmeye yönelik eylemlerin yaşam hakkı ihlali sayılmayacağı kabul edilmiştir. Meşru müdafaa, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, ayaklanma veya isyanın bastırılması ve sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlar hukuka uygunluk sebepleri olarak kabul edilmiştir. Görevin ifası, meşru savunma, hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası gibi hukuka uygunluk sebepleri bulunmaktadır.

II. KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNUN EŞE KARŞI İŞLENEN NİTELİKLİ HALİ

Cinsiyet rolleri, öldürme eyleminin başlıca sebeplerindendir. Kadın cinayetleri, cinsiyet rollerine ilişkin önyargılar nedeniyle artmaktadır. “Femicide” kavramı, kadın cinayetlerinin temelinde kadın-erkek eşitsizliğine dayandığını ifade eder. Birleşmiş Milletler’in raporları, kadın cinayetlerinin önemli bir kısmının mağdurun partneri tarafından işlendiğini ortaya koymaktadır.

TCK md. 82/1-d, “Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı işlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” ifadesiyle bu kişilere karşı işlenmesini daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal olarak kabul etmiştir.

Genel suçlar, hareket yeteneğine sahip her gerçek kişinin faili olabileceği suçlardır. Özgü suçlar, sadece belirli kişiler tarafından işlenebilen suçlardır. Kasten öldürme suçu, herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Üstsoy, altsoy, eş veya kardeşe karşı işlenmesi, suçun ağırlaştırılmış cezayı gerektiren nitelikli hali olarak kabul edilmiştir.

Yakın akrabasını öldüren failin ahlaki kötülüğünün ve kınanabilir eğiliminin fazlalığı, mağdurun savunmasındaki yetersizlik nedeniyle bu kişilere karşı suçun daha kolay işlenebilecek olması gerekçeleriyle eşe karşı işlenmesi cezada artırım gerektiren bir hal kabul edilmiştir.

III. ESKİ EŞİN MAĞDUR OLAMAYACAĞI YÖNÜNDEKİ UYGULAMA

Yargıtay, kasten öldürme suçu bakımından eş kriterinin nitelikli hal olarak kabul edilebilmesi için öldürme anında geçerli bir nikahın bulunmasını şart kabul etmektedir. Eski eşe karşı işlenen suçlar nitelikli hal kabul edilmemektedir. Ceza hukukunun suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince kıyas ve kıyasa yol açacak şekilde genişletici yorum yasaktır.

IV. ESKİ EŞİN DE MAĞDUR OLABİLMESİ GEREKTİĞİ YÖNÜNDEKİ GÖRÜŞ

Eski eşin öldürülmesinin de failin ahlaki kötülüğünü yansıttığı ve toplum nezdinde üçüncü bir kişiyi öldürmesinden daha ağır şekilde kınandığı savunulmaktadır. Eski eşin de suçun nitelikli hali kapsamında değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Kadın cinayetlerinde eski eşin fail olduğu vakaların büyük bir paya sahip olması, eski eşin de nitelikli halden sorumlu tutulmasını gerektirmektedir.

V. ESKİ EŞE KARŞI İŞLENEN KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNDA NAMUS SAİKİ, TÖRE SAİKİ VE HAKSIZ TAHRİK

Eski eşini öldüren faillerin çoğu “namus” gerekçesini ileri sürmektedir. Türk ceza mevzuatında “namus cinayeti” kavramı bulunmamakta, ancak töre saikiyle öldürme nitelikli hal kabul edilmektedir. Yargıtay ve doktrin, namus saikiyle işlenen suçların da töre saiki kapsamında değerlendirilebileceğini kabul etmektedir.

Haksız tahrik, TCK’nın 29. maddesinde ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenmiştir. Ancak töre saiki ile haksız fiilin bir arada bulunamayacağı kabul edilmektedir.

VI. ULUSLARARASI HUKUKTAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜKLER

Kasten öldürme suçu, yaşam hakkına yönelmiş bir suçtur. Ulusal ve uluslararası metinlerde koruma altına alınmıştır. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Sözleşme, eski eşe karşı işlenen suçları da kapsamaktadır. Sözleşme hükümlerinin Türk Ceza Kanunu ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.

İstanbul Sözleşmesi’nin 46. maddesi, eski veya mevcut bir eşe karşı işlenen suçların ağırlaştırıcı sebep olarak kabul edilmesini öngörmektedir. Bu hükmün Türk kanunlarıyla uyumlu hale getirilmesi, uluslararası hukuka uygun hareket edilmesini sağlayacaktır. Sözleşmenin hükümlerine uymamak, Türkiye’nin uluslararası sorumluluğunu gündeme getirebilir.

Sonuç olarak, eski eşe karşı işlenen kasten öldürme suçunun nitelikli hal olarak kabul edilmesi, cezanın toplumsal vicdana uygunluğunu ve caydırıcılığını artıracaktır. Uluslararası sözleşmelere uyum sağlanarak, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve cezalandırılması sağlanmalıdır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button