Single Blog Title

This is a single blog caption

KASTEN ÖLDÜRME, ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS VE TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇLARI

Giriş

İnsan yaşamı, hem dinî hem ahlaki hem de hukuki sistemlerde en yüksek değer olarak kabul edilmiştir. Modern hukuk sistemleri gibi Türk hukuku da yaşam hakkını, “dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez” nitelikte görerek Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına almıştır. Ceza hukukunda ise yaşam hakkının ihlalini ifade eden en ağır suçlardan biri olan kasten öldürme, öldürmeye teşebbüs ve taksirle öldürme, hem toplumsal barışı hem bireysel güvenliği doğrudan ilgilendiren temel suç tipleridir. Bu suçlar, sadece ceza hukuku perspektifiyle değil; sosyoloji, teoloji, kriminoloji ve laik anayasal düzen bakımından da geniş bir inceleme gerektirir. Çünkü öldürme fiili, insanın varoluşunu, toplumun düzenini, devletin güvenlik mekanizmasını ve dinin yaşam hakkına verdiği kutsal değeri aynı anda ilgilendiren çok yönlü bir fenomendir.

Bu makale; TCK’nın 81, 82, 83 ve 85. maddeleri, Anayasa’nın yaşam hakkını güvence altına alan hükümleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve İçtihadı Birleştirme Kararları, sosyolojik ve teolojik perspektifler ile çok sayıda somut örnek ışığında kapsamlı bir değerlendirme sunmaktadır.

1. Anayasal Çerçeve: Yaşam Hakkının Mutlak Niteliği

Anayasa’nın 17. maddesi, herkesin “yaşam hakkına sahip olduğunu” belirtir. Bu hüküm, devletin hem negatif yükümlülüklerini (öldürmeme, ölüm cezası uygulamama) hem pozitif yükümlülüklerini (yaşamı koruma, gerekli tedbirleri alma, etkili soruşturma yürütme) kapsar.

AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları, yaşam hakkı ihlallerinde devletin “etkili soruşturma” yükümlülüğünü sıkça vurgulamaktadır. Örneğin AYM’nin Ali Kemal ve Diğerleri kararı, kolluk güçlerinin işkence sonucu ölümlerde etkin soruşturma yürütmemesi halinde yaşam hakkının ihlal edildiğini kabul eder.

Bu anayasal çerçeve, TCK’daki öldürme suçlarının yorumunda temel referans niteliği taşır.


2. Kasten Öldürme Suçu (TCK m.81–82)

Kasten öldürme suçu, TCK’da temel hal ve nitelikli haller şeklinde düzenlenmiştir.

2.1. Temel Hâl (TCK 81)

Kasten öldürme, failin öldürme neticesini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesidir. Bu suçta kastın doğrudan kast veya olası kast şeklinde gerçekleşmesi mümkündür.

Yargıtay, olası kast ile bilinçli taksir ayrımında şu kriteri benimser:

📌 “Fail neticeyi öngörür ve kabullenirse olası kast, öngörür fakat gerçekleşmeyeceğine güvenirse bilinçli taksir vardır.”
(Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2017/120 E., 2019/47 K.)

Somut örnek:
Bir kişi, tartışma esnasında elindeki bıçağı karşı tarafa saplarsa doğrudan kast söz konusudur. Ancak trafikte aşırı hız yaparak kırmızı ışıkta geçip bir yayayı öldüren kişi olası kast kapsamında değerlendirilebilir.


2.2. Nitelikli Haller (TCK 82)

TCK 82’de sayılan nitelikli hallerden bazıları:

  • Tasarlayarak

  • Canavarca hisle

  • Eşe veya altsoya karşı

  • Kamu görevlisine karşı

  • Bir suçu gizlemek amacıyla

  • Yangın, boğma, zehirleme gibi tehlikeli yöntemlerle

Yargıtay’a göre tasarlama, failin önceden düşünmesi, plan yapması ve bu kararında sebat etmesi demektir.

Nitelikli hal örneği:
Bir kişinin eski eşini uzun süre takip edip belirli bir gün öldürmesi tasarlamadır.


2.3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı Bağlamında Önemli İlkeler

Yargıtay’ın öldürme suçlarına ilişkin en önemli içtihadı birleştirme kararlarından biri olan İBK 1/1976, “öldürme kastının tespiti” konusunda hâkimlere geniş bir rehberlik sunar.
Karara göre:

📌 “Failin kastı, kullanılan araç, saldırının yöneldiği vücut bölgesi, darbe sayısı ve olayın gelişimi birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir.”

Ayrıca YCGK 2017/120 kararı, olası kast–bilinçli taksir ayrımının ölçütlerini net bir şekilde ortaya koymuştur.


3. Öldürmeye Teşebbüs

Kasten öldürmeye teşebbüs, failin öldürme kastıyla hareket ettiği fakat elverişli hareketlere rağmen neticenin gerçekleşmediği durumlarda söz konusudur.

Örneğin:

  • Failin bir kişiye defalarca bıçak saplaması fakat yaralının hastanede hayatta kalması

  • Silahın hedef göstermesine rağmen kurşunun isabet etmemesi

  • Zehir vermesine rağmen ölümcül dozun gerçekleşmemesi

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre:

📌 “Teşebbüsün varlığı için failin öldürme kastı bulunmalı ve icra hareketleri öldürmeye elverişli olmalıdır.”


4. Taksirle Öldürme (TCK m.85)

Taksirle öldürme, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sonucu bir kişinin ölümüne neden olmasıdır.

Taksirin unsurları:

  • Öngörülebilirlik

  • Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık

  • Neticenin istenmemesi

Örnekler:

  • Ehliyetsiz araç kullanırken bir yayaya çarpmak

  • İnşaatta güvenlik önlemleri almamak

  • Doktorun gerekli tetkikleri yapmadan hasta göndermesi sonucu ölüm meydana gelmesi

  • Tüfek temizlerken yanlışlıkla ateş alması

Yargıtay içtihadı taksirli suçlarda failin öngörülebilir özeni göstermediği sürece cezalandırılacağını sürekli vurgular.


5. Sosyolojik Perspektif: Şiddet, Kültür ve Birey

Türkiye’de öldürme suçlarının sosyolojik sebepleri analiz edildiğinde:

  • Feodal gelenekler

  • Aile içi şiddet

  • Kan davası

  • Ekonomik kriz ve işsizlik

  • Madde bağımlılığı

  • Kentsel stres

  • Silahlanmanın yaygınlaşması

  • Duygusal kontrol eksikliği

  • Toplumsal cinnet mekanizmaları

gibi unsurların önemli rol oynadığı görülür.

Örneğin, Yargıtay’a yansıyan birçok olayda “namus gerekçesiyle öldürme” gibi sosyo-kültürel kalıpların etkili olduğu görülmektedir. Bu tür olgular, modern hukuk düzeninde hiçbir şekilde mazur görülemez ve cezayı artırıcı niteliktedir.

Yargıtay’ın “haksız tahrik” uygulamasını bu tür davalarda çok sınırlı tutması da sosyolojik duyarlılık açısından önemlidir.


6. Teolojik Perspektif: Dinlerde Yaşam Hakkı ve Adam Öldürme

Teolojik açıdan bakıldığında, İslam başta olmak üzere tüm ilahi dinler, insan hayatını kutsal kabul etmiştir.

Kur’an’da yaşam hakkı

“Mâide Suresi 32” açıkça:

📌 “Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmamış bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir.”

Bu ayet, öldürme fiilinin ilahî hukuk bakımından mutlak bir yasak olduğunu vurgular.

Hristiyanlık

İncil’in “On Emir”inde:
📌 “Öldürmeyeceksin.”

Yahudilik

Tora’da adam öldürme en büyük günahlardan biri olarak kabul edilmiştir.

Dolayısıyla teolojik perspektif, öldürme fiilini açık, kesin ve tartışmasız şekilde yasaklar.


7. Laik Hukuk Perspektifi: Devletin Cezalandırma Tekeli

Türkiye’de devlet laik bir yapıya sahiptir; bu nedenle ceza hukuku dinsel gerekçelere değil, hukuki ve toplumsal gerekçelere dayanır.

Laikliğin gereği olarak:

  • Ceza hukukunun dayanağı dinî değil, toplumsal düzen ve kamu güvenliğidir.

  • Devlet “cezalandırma tekeline” sahiptir.

  • Bireylerin kendi adaletini kendi sağlaması yasaktır.

Bu nedenle kaçak, feodal veya töre saikiyle işlenen öldürme suçlarında cezalar oldukça ağırdır; çünkü laik hukuk düzeni “bireysel intikamı” mutlak yasaklar.


8. Somut Olaylar Işığında Kast–Taksir–Teşebbüs Ayrımı

Somut örnek 1:
Fail eve girip eşini bıçaklayarak öldürür. → Doğrudan kastla öldürme

Somut örnek 2:
Silahını temizlerken yanlışlıkla ateş alıp arkadaşını öldürür. → Taksirle öldürme

Somut örnek 3:
Fail, tartıştığı kişiyi öldürmek amacıyla ateş eder; kurşun isabet etmez. → Öldürmeye teşebbüs

Somut örnek 4:
Fail aşırı alkollü şekilde araç kullanır ve hızla yayaya çarpar. → Bilinçli taksirle öldürme

Somut örnek 5:
Fail, “sadece korkutmak amacıyla” tabancayı göğsüne doğrultup ateş eder. → Olası kastla öldürme

Yargıtay bu tür ayrımlar konusunda oldukça zengin bir içtihat geliştirmiştir.


9. Yargıtay İçtihatlarıyla Temel İlkeler

9.1. Araç – hedef – darbe sayısı kriteri

CGK 2015/312:
📌 Göğüs bölgesine bıçak saplama → öldürme kastı

9.2. Bedenin hayati bölgelerine yönelme

Baş, boyun, kalp gibi bölgelere yönelen saldırılarda kast karinesi ağırdır.

9.3. Olası kast – bilinçli taksir ayrımı

CGK 2017/120:

📌 “Neticeyi öngördüğü hâlde göze alarak hareket eden fail olası kastla sorumludur.”


10. Toplumsal Barış ve Devletin Rolü

Yargıtay’ın ağırlaştırılmış müebbet cezalarını geniş uygulaması, toplumda:

  • Caydırıcılığın artırılması,

  • Bireysel intikam kültürünün kırılması,

  • Feodal bağların zayıflatılması,

  • Kadın cinayetlerinin önlenmesi

amacına hizmet etmektedir.

Özellikle son yıllarda kadına karşı işlenen öldürme suçlarında ceza indirimlerinin daraltılması, kamuoyu baskısı ve sosyolojik dönüşümün sonucudur.


Sonuç

Kasten öldürme, öldürmeye teşebbüs ve taksirle öldürme suçları, Türk hukuk sisteminin en ağır yaptırımları içeren suç tipleridir. Bu makalede görüldüğü üzere söz konusu suç tipleri sadece ceza hukuku bakımından değil, anayasal ilkeler, dinî değerler, laik devlet anlayışı ve toplumsal yapının şekillendirdiği sosyolojik olgular bakımından da çok katmanlıdır. Yargıtay’ın içtihatları ve İçtihadı Birleştirme Kararları, özellikle kastın belirlenmesi, olası kast-bilinçli taksir ayrımı ve nitelikli hallerin değerlendirilmesi bakımından önemli bir rehber sunar.

Yaşam hakkının kutsallığı, sadece insan olmanın değil demokratik hukuk devletinin de temelini oluşturur. Bu nedenle ceza hukuku, hem koruyucu hem caydırıcı hem de rehabilite edici yönleriyle toplumsal düzenin sigortası niteliğindedir. Türkiye’deki ceza hukuku sistemi, Anayasa’nın yaşam hakkına ilişkin hükümleri, Yargıtay’ın kökleşmiş kararları ve toplumun değişen sosyolojik dinamikleriyle birlikte bu suçlara ilişkin adil, dengeli ve toplumsal barışı gözeten bir yaklaşımı benimsemektedir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button