Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu ve Cezası
Türk hukuk sisteminde çek, ödeme aracı olarak en sık kullanılan kıymetli evraklardan biridir. Çek, Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) düzenlenmiş olup, kanuna uygun şekilde düzenlendiğinde tıpkı nakit gibi ödeme gücü taşır. Ancak uygulamada, çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle hem alacaklıların mağduriyeti hem de ekonomik güvenin sarsılması sıkça gündeme gelir. Bu sebeple karşılıksız çek düzenleme suçu, hem TTK’da hem de Çek Kanunu’nda özel düzenlemelere konu edilmiştir. Bu makalede, karşılıksız çek suçunun unsurları, cezası, yargılama usulü ve güncel uygulama örnekleri detaylı şekilde incelenecektir.
Karşılıksız Çek Kavramı
Karşılıksız çek, keşide edilen bir çekin bankaya ibrazında, çek hesabında ödemeye yetecek kadar karşılığın bulunmaması durumunu ifade eder. Çek, düzenlendiği anda banka nezdinde karşılığının bulunmasını gerektirir. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 2. maddesi, çek hesabında yeterli karşılığın bulunmaması halinde bu durumu “karşılıksız çek” olarak tanımlar.
Örneğin, keşideci tarafından 100.000 TL tutarında düzenlenen bir çekin ibraz günü geldiğinde banka hesabında sadece 20.000 TL bulunuyorsa, çek kısmen karşılıksızdır. Bu durumda banka, kısmi ödeme yapar ve kalan 80.000 TL için çekin üzerine “karşılıksızdır” şerhini düşer. Çek tamamen karşılıksız ise banka ödeme yapmaz ve çekin tamamı için bu şerh verilir.
Karşılıksız çek sorunu, yalnızca taraflar arasındaki özel bir borç ilişkisinin ihlali olarak görülmez. Çek, ticari güven ve nakit yerine geçen bir ödeme aracı olduğu için, karşılıksız çek düzenlenmesi toplumsal ve ekonomik güveni de zedeleyen bir eylem olarak kabul edilir.
Hukuki Düzenleme ve Karşılıksız Çek Suçu
Karşılıksız çek düzenleme fiili, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. maddesinde “suç” olarak tanımlanmıştır. Kanun maddesine göre:
-
Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilen çekin, karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması halinde, çek düzenleyen kişi hakkında ceza sorumluluğu doğar.
-
Bu suçun oluşabilmesi için çekin kanuni ibraz süresi içerisinde bankaya ibraz edilmiş olması gerekir. İbraz süresi, çekin düzenlendiği yere göre değişmekte olup, Türkiye’de düzenlenen çekler için on gün, başka bir yerde düzenlenen çekler için ise otuz gün olarak belirlenmiştir (TTK m. 796).
Karşılıksız çek düzenleme suçu, takibi şikâyete bağlıdır. Bu nedenle alacaklı kişi, karşılıksız çekin bankadan iadesi üzerine 3 ay içinde icra veya ceza yoluna başvurmazsa, bu hak düşer.
Suçun Unsurları
Karşılıksız çek suçunun oluşabilmesi için:
-
Çekin geçerli bir çek olarak düzenlenmiş olması gerekir. Kanunda öngörülen zorunlu unsurlar (keşide tarihi, imza, muhatap banka vb.) eksikse suç oluşmaz.
-
Çek, kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmelidir.
-
Çek karşılığının bankada bulunmaması gerekir.
-
Alacaklı kişi, banka tarafından verilen karşılıksızdır işlemi yapılmış çek belgesini alarak icra veya ceza yoluna başvurmalıdır.
-
Fail, keşideci yani çeki düzenleyen kişi olmalıdır.
Çek üzerinde cirantaların (ciro edenlerin) bu suçtan sorumluluğu yoktur; sadece keşideciye ceza uygulanır.
Karşılıksız Çek Suçunun Cezası
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. maddesine göre, karşılıksız çek düzenleyen kişi hakkında:
-
Adli para cezası verilir. Bu ceza, çek bedeli kadar belirlenir, ancak çek bedeli 2000 TL’nin altında ise alt sınır 2000 TL olarak uygulanır.
-
Adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilebilir.
-
Hapis cezası ise çek bedeli ne olursa olsun 3 ay ile 5 yıl arasında belirlenebilir. Ancak kanun, çoğunlukla adli para cezasını esas alır ve hapis yaptırımı son çare olarak uygulanır.
Yargıtay uygulamasında, mahkemenin doğrudan hapis cezasına hükmetmesi yerine önce adli para cezasına hükmetmesi ve bunun ödenmemesi durumunda hapse çevrilmesi gerektiği yönünde kararlar bulunmaktadır.
Karşılıksız Çek Suçunda Etkin Pişmanlık
Kanun, keşideciye belirli şartlar altında ceza almaktan kurtulma imkânı tanımaktadır. Keşideci, şikayet tarihinden itibaren ödemediği çek bedelini (veya kısmi bedeli) icra takibi veya dava sürecinde öderse, ceza davası düşer. Bu düzenleme, çekin ödeme aracı olarak işlevinin korunmasını amaçlar.
Örneğin, alacaklı çekten dolayı şikâyetçi olmuşsa, keşideci hem çek bedelini hem de ilgili faiz ve masrafları ödeyerek ceza davasının düşmesini sağlayabilir. Yargıtay, bu tür ödemeleri “etkin pişmanlık” kapsamında değerlendirir.
Karşılıksız Çek Suçunda Zamanaşımı ve Takip Süreci
Karşılıksız çek suçunda zamanaşımı süresi 2 yıldır. Şikayet hakkı ise bankanın “karşılıksızdır” şerhinden itibaren 3 ay içinde kullanılmalıdır. Alacaklı bu süre içinde şikâyet etmezse, ceza davası açılamaz.
Takip süreci genellikle şu şekilde işler:
-
Çek ibraz edilir.
-
Banka “karşılıksızdır” şerhi verir.
-
Alacaklı, bu şerhli çeki alarak Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyette bulunur.
-
Savcılık, 5941 sayılı Kanun kapsamında iddianame düzenler ve ceza mahkemesinde yargılama yapılır.
Hukuki ve Ekonomik Etkiler
Karşılıksız çek düzenlemek, yalnızca ceza yaptırımı doğurmakla kalmaz; keşideci açısından ticari güvenin kaybına, hatta çek hesabı açma yasağına da yol açabilir. Çek Kanunu’nun 6. maddesine göre, karşılıksız çek düzenleyen kişiler hakkında 5 yıl süreyle çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı getirilir. Bu yasak, ticari faaliyetlerde ciddi bir kısıtlamaya yol açar.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kayıtlarında bu yasaklı kişiler listelenir ve tüm bankalar tarafından görülür. Bu da keşidecinin finansal kredibilitesini olumsuz etkiler.
Yargıtay Kararları Işığında Karşılıksız Çek Suçu
Yargıtay, karşılıksız çek davalarında genellikle şekil şartlarının tamlığını, ibraz süresine riayeti ve çek defteri sorumluluğunu denetler. Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2022/3456 E., 2022/7891 K. sayılı kararında, kanuni ibraz süresinden sonra bankaya sunulan bir çekin karşılıksız çıkması halinde ceza sorumluluğunun doğmayacağına hükmedilmiştir.
Yine Yargıtay, bazı kararlarında bankanın kısmi ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesini keşidecinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayan bir husus olarak değerlendirmiştir. Keşideci, her halükârda çekin karşılığını bankada bulundurmakla yükümlüdür.
Uygulamada Sık Karşılaşılan Sorunlar
-
Çek yapraklarının kaybolması veya çalınması, karşılıksız çek suçunun sınırlarını zorlayan durumlar yaratabilir.
-
Keşide tarihi ile ibraz tarihi arasındaki uyumsuzluklar, davanın reddine sebep olabilir.
-
Tacir olmayan kişilerin karşılıksız çek düzenlemesi halinde, mahkemelerin ceza ölçümü farklılaşabilir.
Bunun yanı sıra, ticari hayatın pratik ihtiyaçları doğrultusunda çeklerin ileri tarihli olarak düzenlenmesi (post-date) sıkça rastlanan bir durumdur. Ancak bu tür çeklerin de vadesinde karşılığının bulunmaması durumunda, keşideci hakkında ceza sorumluluğu doğar.
Karşılıksız Çek Suçu ve Ekonomik Düzenlemeler
Türk ekonomisinin belirli dönemlerinde, karşılıksız çek suçlarına ilişkin bazı af düzenlemeleri veya yapılandırma imkanları getirilmiştir. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde çek suçlarına ilişkin hapis cezalarının ertelenmesi veya yeniden yapılandırma fırsatları verilmiştir. 2020 yılında çıkarılan kanuni düzenlemeler, çek borçlularına belirli sürelerde ödeme kolaylığı sağlayarak cezaların ertelenmesini öngörmüştür.
Bu tür düzenlemeler, bir yandan borçluların cezalandırılmasını önlerken, diğer yandan alacaklıların alacaklarını tahsil etme imkânını güçlendirmektedir. Ancak, sık yapılan bu tür erteleme ve af düzenlemelerinin ticari güveni zedelediği de eleştirilmektedir.
Sonuç ve Değerlendirme
Karşılıksız çek düzenleme suçu, hem bireysel hem de ekonomik anlamda önemli sonuçlar doğuran bir fiildir. Ticari güvenin sağlanması, çekin ödeme aracı olarak işlevini koruyabilmesi için bu suçun etkin şekilde cezalandırılması önem taşır. Ancak uygulamada, cezalandırmanın tek başına sorunu çözmediği; borçlunun ödeme gücünün artırılması, çek sisteminin daha güvenli hale getirilmesi gibi önlemlerin de alınması gerektiği açıktır.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, keşidecinin çek bedelini karşılamakla olan yükümlülüğü, çekin düzenlenmesinden önce başlar ve ibraz tarihine kadar devam eder. Aksi halde, hem cezai hem de hukuki sorumluluk doğar.
Sonuç olarak, karşılıksız çek düzenlemek yalnızca bireysel bir borç ihlali değil, ekonomik düzeni ve ticari güveni de sarsan bir fiildir. Bu nedenle, hem 5941 sayılı Kanun hem de TTK düzenlemeleri ile sıkı şekilde kontrol altına alınmıştır. Keşideciler açısından en önemli husus, çek defteri kullanırken hesap bakiyelerini titizlikle takip etmeleri, aksi halde ağır cezalarla karşılaşabileceklerini bilmeleridir.