Kamu Düzenine Tehdit: Cezaevine Yasak Eşya Sokma Suçu
Ceza infaz kurumları ve tutukevleri, hem kamu güvenliği hem de hükümlü ve tutukluların topluma yeniden kazandırılması açısından önemli kurumlardır. Bu kurumlarda güvenlik ve disiplinin sağlanması, yalnızca iç düzenin değil aynı zamanda dış güvenliğin de korunması anlamına gelir. Ancak, cezaevlerine yasak eşya sokulması, hem kurum içindeki düzeni bozabilir hem de suç örgütlerinin faaliyetlerinin devam etmesine zemin hazırlayabilir. Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 297, cezaevine veya tutukevine yasak eşya sokma suçunu düzenleyerek bu tür eylemleri ağır şekilde cezalandırmaktadır.
Bu makalede, TCK 297’nin hukuki düzenlemesi, suçun unsurları, Yargıtay ve AİHM kararları ışığında değerlendirme, günümüzdeki sorunlar ve uygulamadaki zorluklar detaylı bir biçimde ele alınacaktır.
Hukuki Dayanak ve TCK 297’nin Tanımı
TCK m. 297 hükmü şu şekildedir:
“Her kim ceza infaz kurumuna veya tutukevine, güvenliği veya disiplini bozabilecek nitelikteki her türlü eşyayı sokar veya sokmaya teşebbüs ederse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu suçla korunan hukuki değerler:
-
Cezaevi güvenliği ve iç disiplini,
-
Toplumsal düzenin ve kamu güvenliğinin devamlılığı,
-
Mahpusların ve personelin güvenliği.
Suçun Unsurları
1. Fail:
-
Bu suçun faili herkes olabilir. Cezaevindeki ziyaretçiler, görevli olmayan üçüncü kişiler veya hatta bazı durumlarda görevli personel bu suçu işleyebilir.
-
Failin bir kamu görevlisi olması, cezayı ağırlaştırıcı bir durum yaratır.
2. Fiil:
-
Cezaevine yasaklı eşya sokmak veya sokmaya teşebbüs etmek.
-
Yasaklı eşyalar arasında cep telefonları, uyuşturucu maddeler, kesici aletler, alkol ve kurum güvenliğini tehlikeye atacak diğer araçlar bulunur.
-
Teşebbüs, fiilin tamamlanmaması hâlinde de cezalandırılır.
3. Manevi Unsur:
-
Suç, kastla işlenir. Fail, yasaklı eşya olduğunu bilerek cezaevine sokmaya çalışmalıdır.
-
Taksirle işlenmesi mümkün değildir.
4. Aleniyet veya Gizlilik:
-
Eylem çoğu kez gizli yapılmaya çalışılır. Ancak yakalandığında suç oluşur.
Yargıtay Kararları Işığında TCK 297
Yargıtay, cezaevine yasak eşya sokma suçunda eşyanın niteliğine ve kastın varlığına büyük önem vermektedir:
-
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/4352 E., 2020/1642 K. kararında, ziyaretçinin cezaevine cep telefonu sokması suçun oluşması için yeterli görülmüştür.
-
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/2125 E., 2019/1143 K. kararında, uyuşturucu maddenin cezaevine sokulması teşebbüs aşamasında yakalanması hâlinde bile suçun teşebbüs hükümleri uyarınca cezalandırılacağı belirtilmiştir.
-
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/241 E., 2018/93 K. kararında, kurum personelinin rüşvet karşılığı cezaevine kesici alet sokması ağırlaştırıcı sebep kabul edilmiştir.
AİHM Kararları Perspektifi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), cezaevlerine yasak eşya sokulmasıyla ilgili doğrudan davalara bakmasa da cezaevlerinde güvenlik ve insan hakları dengesini inceleyen çok sayıda karar vermiştir:
-
Kudla v. Polonya (2000) kararında, cezaevlerinde güvenlik önlemlerinin mahpusların yaşam hakkı ve güvenliği için zorunlu olduğu vurgulanmıştır.
-
Murray v. Hollanda (1994) kararında, cezaevlerinin iç güvenliğini bozabilecek eylemlere karşı devletin geniş bir takdir hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
-
Silver ve Diğerleri v. Birleşik Krallık (1983) kararında, cezaevlerinde iletişim araçlarının (örneğin cep telefonu) kısıtlanmasının, güvenlik gerekçeleriyle orantılı olduğunda insan hakları ihlali oluşturmadığı ifade edilmiştir.
AİHM’e göre, cezaevlerinin güvenliği, bireysel özgürlüklerle dengeli bir şekilde korunmalıdır.
Günümüzdeki Sorunlar ve Uygulama Zorlukları
-
Teknolojik Yasaklı Eşyalar:
-
Cep telefonları, akıllı saatler veya mini kameralar gibi yeni nesil cihazlar cezaevi güvenliği açısından büyük risk taşır.
-
Bu cihazların tespiti ve engellenmesi için X-ray, jammer ve drone önleyici teknolojilere ihtiyaç duyulmaktadır.
-
-
Uyuşturucu ve Kaçak Eşyalar:
-
Uyuşturucu ve kesici aletlerin cezaevine sokulması, hem mahpuslar hem de personel açısından ciddi güvenlik sorunları yaratmaktadır.
-
-
Kamu Görevlilerinin İhlalleri:
-
Bazı durumlarda, görevli personelin maddi çıkar karşılığı yasak eşya soktuğu görülmektedir. Bu durum hem TCK 297 hem de görevi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilir.
-
-
Ziyaretçi Kontrolleri:
-
Cezaevlerinde ziyaretçi denetimlerinin yetersiz olması, yasaklı eşyaların girişini kolaylaştırabilir.
-
İnsan hakları ihlallerine yol açmadan güvenlik taramalarının etkin şekilde yapılması, uygulamada hassas bir dengedir.
-
Cezalar ve Yaptırımlar
-
Temel Ceza: TCK 297’ye göre yasak eşya sokan kişi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
-
Ağırlaştırıcı Sebepler: Failin kamu görevlisi olması, cezanın artırılmasını gerektirir.
-
Teşebbüs: Eşya sokulmaya çalışılırken yakalanırsa, teşebbüs hükümleri uygulanır (TCK m. 35).
-
Adli Para Cezası: Bazı durumlarda ek yaptırımlar da gündeme gelebilir.
Yargıtay ve AİHM İçtihatlarının Önemi
Yargıtay, suçun oluşması için yasak eşyanın niteliğinin belirgin olması ve failin kastının açıkça ortaya konulması gerektiğini vurgulamaktadır. AİHM ise cezaevlerinde güvenliğin sağlanmasının insan haklarıyla çelişmediğini, ancak orantılı önlemler alınması gerektiğini belirtmektedir.
Sonuç ve Değerlendirme
Cezaevine yasak eşya sokma suçu, kamu güvenliği, cezaevi disiplini ve adalet sisteminin işlerliği açısından kritik öneme sahiptir. Teknolojinin gelişmesiyle yasaklı eşyaların çeşitlenmesi, bu suçun önlenmesini daha da zorlaştırmaktadır.
Bu nedenle hem güvenlik önlemlerinin güçlendirilmesi hem de personel eğitimlerinin artırılması büyük önem taşır. Yargıtay ve AİHM kararları, güvenlik önlemleriyle insan haklarının dengelenmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Toplumsal düzenin korunması ve cezaevi disiplininin sürdürülmesi için TCK 297’nin uygulanması etkin ve kararlı olmalıdır.