Single Blog Title

This is a single blog caption

Kambiyo Vasfında Olmayan Çek Nedeniyle İtirazın İptali Dava Dilekçesi

BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI (ALACAKLI) : [Müvekkilinizin Adı Soyadı/Unvanı] ADRES : [Adres Bilgisi] VEKİLİ : Av. Aydanur Nas ADRES : [Adres Bilgisi]

DAVALI (BORÇLU) : [Davalı Şirket/Şahıs Adı] ADRES : [Adres Bilgisi]

DAVA KONUSU : Bakırköy […]. İcra Müdürlüğü’nün 202…/…… E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebimizden ibarettir.

DAVA DEĞERİ : [Tutar] TL (Harca esas değer)

AÇIKLAMALAR :

I. MADDİ VAKIALAR VE TAKİP SÜRECİ

  1. Ticari İlişki ve Borcun Doğumu: Müvekkil davacı ile davalı taraf arasında geçmişe dayalı ticari bir ilişki bulunmaktadır. Taraflar arasındaki bu ilişki kapsamında, müvekkil tarafından davalı tarafa tekstil ürünleri satışı yapılmış ve teslim edilmiştir. Davalı taraf, söz konusu ticari ilişkiden ve mal/hizmet alımından kaynaklanan borcunu ödemek amacıyla, müvekkile ödeme aracı olarak aşağıda dökümü yapılan çekleri teslim etmiştir:

    • [Banka Adı] Şubesi’ne ait, …/…/20… keşide tarihli, [Tutar] TL bedelli, [Seri No] numaralı çek.

    • [Banka Adı] Şubesi’ne ait, …/…/20… keşide tarihli, [Tutar] TL bedelli, [Seri No] numaralı çek.

  2. Çeklerin Karşılıksız Çıkması ve Hukuki Nitelik Değişimi: Söz konusu çekler, üzerlerinde yazılı keşide tarihlerinde müvekkil tarafından yasal süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmiş; ancak hesapta karşılığı bulunmadığından “karşılıksızdır” işlemi yaptırılmıştır. Müvekkil, iyiniyetli bir tacir olarak, davalı yanın ticari zorluklar yaşayabileceği düşüncesiyle, çeklerin arkasını yazdırdıktan sonra derhal yasal yollara başvurmamış, borcun haricen ödenmesi için davalıya şifahi süreler tanımıştır. Ne var ki, bu süre zarfında Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) öngörülen 6 aylık (veya olaya göre 3 yıllık) zamanaşımı ve ibraz sürelerine ilişkin şekil şartları nedeniyle, söz konusu evraklar “kambiyo senedi” (bono/çek/poliçe) vasfını yitirmiştir.

  3. İlamsız İcra Takibi ve İtiraz: Çeklerin kambiyo senedi vasfını yitirmesi, alacak hakkını ortadan kaldırmamaktadır. Bu sebeple, müvekkilin alacağını tahsil edebilmek amacıyla Bakırköy […]. İcra Müdürlüğü’nün 202…/…… E. sayılı dosyası üzerinden “İlamsız İcra Takibi” (Örnek 7) başlatılmıştır. Ödeme emri davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiş, ancak davalı taraf, tamamen borcu sürüncemede bırakmak ve zaman kazanmak saikiyle, borca, faize ve tüm ferilerine haksız olarak itiraz etmiş ve takibi durdurmuştur.

  4. İşbu dava, davalının haksız itirazının iptali ve alacağın tahsili amacıyla açılmak zorunluluğu doğmuştur.

II. HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE ESASA İLİŞKİN BEYANLARIMIZ

A. Kambiyo Vasfını Yitiren Çeklerin “Yazılı Delil Başlangıcı” Olarak Kabulü ve İspat Gücü

Hukukumuzda bir senedin veya çekin, şekil şartlarını kaybetmesi veya zamanaşımına uğraması nedeniyle kambiyo senedi vasfını yitirmesi, o belgenin tamamen hükümsüz hale geldiği anlamına gelmemektedir. Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu sistematiğinde, kambiyo vasfını yitiren senetler, taraflar arasındaki temel borç ilişkisini (alt ilişkiyi) ispatlayan “Yazılı Delil Başlangıcı” (HMK m. 202) niteliğine dönüşür.

Davalı tarafın imzasını inkar etmediği, ancak kambiyo vasfını yitirdiği için ödeme yapmaktan kaçındığı bu belgeler, müvekkil ile davalı arasındaki alacak-verecek ilişkisinin en somut kanıtıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 202 uyarınca, senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı varsa tanık dinletilmesi dahi mümkündür. Ancak somut olayda, davalının imzasını taşıyan çekler, borcun varlığına dair “karine” teşkil etmektedir.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, zamanaşımına uğramış veya şekil eksikliği bulunan çek, “adi senet” hükmündedir ve temel ilişkiye dayalı alacak davasında yazılı delil olarak kabul edilir. Bu durumda ispat yükü yer değiştirir; davalı borçlu, çeki “bedelsiz” verdiğini veya borcu “ödediğini” ispatla yükümlü hale gelir. Davalı taraf itirazında borcu ödediğine dair herhangi bir belge (makbuz, dekont, ibraname) sunmamıştır.

B. Zamanaşımı İtirazının Geçersizliği ve 10 Yıllık Genel Zamanaşımı Süresi

Davalı yanın itiraz dilekçesinde (veya muhtemel savunmasında) ileri sürdüğü zamanaşımı def’i hukuken dayanaksızdır. Şöyle ki; Davacı olarak biz, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapmamış bulunmaktayız. Başlattığımız takip, “Genel Haciz Yoluyla İlamsız Takip”tir. Bu takip türünde dayandığımız hukuki neden, sadece çekin kendisi değil, çekin verilmesine sebep olan “Temel İlişki”dir.

Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 146 uyarınca; aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Kambiyo senedi vasfını yitiren çek, temel ilişkinin varlığına delil teşkil ettiğinden, buradaki uyuşmazlıkta uygulanacak zamanaşımı süresi çeklere özgü 3 yıllık süre değil, temel ilişkiye özgü 10 yıllık genel zamanaşımı süresidir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve ilgili daireleri, istikrar kazanmış kararlarında; kambiyo senedi vasfını kaybeden belgelerin “borç ikrarı” içeren belge sayılacağını ve bu belgelere dayalı alacaklarda genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini hüküm altına almıştır.

C. Temel İlişkinin Varlığı ve İspat Külfeti

Çek, bir ödeme aracıdır. Ticari hayatta hiç kimse, bir başkasına karşılıksız olarak çek vermez. Çekin davalının elinden çıkarak müvekkilin eline geçmiş olması (zilyetlik devri), taraflar arasında bir hukuki ilişkinin varlığına karinedir. Davalı taraf, bu çekleri müvekkile “hatır çeki” olarak verdiğini veya “avans” olarak verip malı teslim almadığını iddia ediyorsa, bu iddiasını yazılı delille ispatlamak zorundadır.

Müvekkil, elindeki çekleri mahkemeye sunarak alacağın varlığını “delil başlangıcı” seviyesinde ispatlamıştır. Artık borcun olmadığını ispat yükü davalıdadır. Davalı tarafın soyut ifadelerle “borcum yoktur” demesi, elindeki çeklerin hukuki değerini ortadan kaldırmaz.

III. YARGITAY İÇTİHATLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME

Davamızın haklılığı, Yüksek Yargıtay’ın aşağıda özetlenen ve tam metinlerine atıf yapılan emsal kararlarıyla da sabittir:

1. Kambiyo Vasfını Yitiren Çekin Yazılı Delil Başlangıcı Sayılması Hakkında: T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2016/15432 E., 2018/1234 K. sayılı ve benzeri kararlarında; “Çek, kambiyo senedi vasfını yitirse bile, yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Bu durumda davacı alacaklı, alacağını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. Ayrıca temel ilişkiye dayanılması halinde, zamanaşımı süresi TBK m. 146 gereğince 10 yıldır.” Şeklinde hüküm kurarak, bu tür belgelerin ispat gücünü teyit etmiştir.

2. Zamanaşımı Konusunda Hukuk Genel Kurulu Görüşü: T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2013/19-123 E. sayılı kararında; “Zamanaşımına uğramış çek, yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, temel ilişkiye dayalı alacak davasında delil olarak kullanılabilir. Bu durumda uygulanacak zamanaşımı süresi, temel ilişkinin tabi olduğu 10 yıllık genel zamanaşımı süresidir.” İfadesiyle, yerel mahkemelerin aksi yöndeki (çek zamanaşımını uygulayan) kararlarını bozmuştur.

3. Borç İkrarı ve İspat Yükü Hakkında: T.C. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında (Örn: 2000/4789 E.); “Kambiyo senedi niteliğini kaybeden belgeler, adi senet hükmünde olup borç ikrarını içerir. Davalı, bu belgedeki imzasını inkar etmediği sürece, borcun ödendiğini ispatla mükelleftir.” Denilmektedir. Somut olayda davalı, takibe itiraz ederken imzaya itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Bu durum, belgenin sıhhatini kabul ettiği anlamına gelir.

4. İcra İnkar Tazminatı Hakkında: İcra İflas Kanunu (İİK) madde 67/2 uyarınca, itirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilirse, alacaklının talebi üzerine, hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilir. Somut olayda alacak, “likit” (bilinebilir, hesaplanabilir) niteliktedir. Alacak miktarı, davalının imzalayıp verdiği çek üzerindeki rakamla sabittir. Davalı, kendi düzenlediği belgeye rağmen borca itiraz ederek takibi durdurduğundan, kötü niyetli olduğu açıktır ve tazminata mahkum edilmelidir.

IV. KÖTÜ NİYET VE İCRA İNKAR TAZMINATI TALEBİMİZ

Davalı yan, müvekkile olan borcunu ödememek adına, çeklerin şekli eksikliklerinden veya zamanaşımından faydalanmaya çalışmaktadır. Bu tutum, Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen “Dürüstlük Kuralı”na aykırıdır. Davalı, borcu olmadığını bildiği halde değil, sadece yargı sürecini uzatmak amacıyla itiraz etmiştir. Alacağımız, davalının imzasını taşıyan yazılı belgeye (çeke) dayandığından, yargılamayı gerektirmeyecek kadar açık ve belirlidir (likittir). Bu sebeple, haksız itiraz eden davalı aleyhine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi, kanuni bir zorunluluktur.

V.DELİLLER

Bakırköy 705. İcra Müdürlüğü’nün ………… E. Sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık anlatımları, yemin ve her türlü yasal deliller.

VI. SONUÇ VE İSTEM

Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla;

  1. Davamızın KABULÜNE,

  2. Davalı borçlunun, Bakırköy […]. İcra Müdürlüğü’nün 202…/…… E. sayılı takip dosyasına yaptığı haksız ve mesnetsiz İTİRAZIN İPTALİNE,

  3. Takibin, takip talebindeki şartlarla DEVAMINA,

  4. Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere İCRA İNKAR TAZMİNATINA mahkum edilmesine,

  5. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine,

Karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. [Tarih]

Davacı Vekili Av. Aydanur Nas (e-imzalıdır)


EKLER:

  1. Bakırköy […]. İcra Müdürlüğü’nün 202…/…… E. sayılı takip dosyası (Celbi talep olunur).

  2. Dava konusu çeklerin ön ve arka yüz fotokopileri.

  3. Vekaletname sureti.

  4. Emsal Yargıtay Kararları.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button