Single Blog Title

This is a single blog caption

İstihkak Davası Nedir?

Haczedilen Malın Üçüncü Kişiye Ait Olması Halinde İzlenecek Yol

İcra ve iflas hukukunda haciz, alacaklının alacağına kavuşabilmesi için en temel cebrî icra araçlarından biridir. Ancak uygulamada çok sık karşılaşılan bir sorun vardır: Haczedilen mal gerçekten borçluya mı aittir, yoksa üçüncü bir kişinin mülkiyetinde midir? İşte istihkak davası tam bu noktada devreye girer ve haciz ile mülkiyet hakkı arasındaki çatışmayı çözmeyi amaçlar.

Bu yazıda, “İstihkak davası nedir?”, “Haczedilen malın üçüncü kişiye ait olması durumunda hangi yol izlenmelidir?”, “Süreler, usul, ispat yükü ve uygulamadaki riskler nelerdir?” sorularını detaylı ve uygulamaya dönük bir şekilde ele alacağız.


1. İstihkak Kavramı ve İstihkak Davasının Amacı

İstihkak, kelime anlamıyla “hak sahibi olma, hak iddia etme” demektir. İcra hukuku bakımından ise, haczedilen bir mal üzerinde mülkiyet veya sınırlı aynî hak (örneğin rehin hakkı) iddia edilmesi anlamına gelir.

İstihkak davasının temel amacı:

  • Haczedilen malın kime ait olduğunun tespiti,

  • Haczin hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesi,

  • Gerçek malikin mülkiyet hakkının korunmasıdır.

Dolayısıyla istihkak davası, bir yandan alacaklının alacağına kavuşma hakkını korurken, diğer yandan borçlu olmayan üçüncü kişiler üzerinde icra baskısı kurulmasının önüne geçmeyi amaçlayan bir denge mekanizmasıdır.


2. İstihkak Davasının Hukuki Dayanağı

İstihkak davası, İcra ve İflas Kanunu’nun 96 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ayrıca:

  • Türk Medeni Kanunu’ndaki zilyetlik ve mülkiyet karineleri,

  • Taşınır ve taşınmaz eşya üzerindeki aynî haklara ilişkin düzenlemeler,

  • Haksız hacizden kaynaklanan tazminat talepleri yönüyle Borçlar Hukuku hükümleri

de istihkak davalarının değerlendirilmesinde önem taşır.

Kanun, bazı durumlarda malın borçlu elinde olması, bazı durumlarda ise üçüncü kişi yedinde bulunması üzerinden farklı karine ve usuller öngörür. Bu nedenle, istihkak davasını anlamak için öncelikle haczedilen malın kimin elinde bulunduğu, zilyetlik durumunun nasıl olduğu ve haciz anındaki fiili durumun iyi analiz edilmesi gerekir.


3. İstihkak Davasının Tarafları: Alacaklı, Borçlu ve Üçüncü Kişi

3.1. Taraflar Kimlerdir?

İstihkak davasında tipik olarak üç aktör bulunur:

  1. Alacaklı: Takibi başlatan ve haczi talep eden kişidir.

  2. Borçlu: Aleyhine icra takibi yürütülen kişidir.

  3. Üçüncü Kişi: Haczedilen malın kendisine ait olduğunu ya da üzerinde rehin hakkı gibi bir aynî hakkı bulunduğunu iddia eden kişidir.

İstihkak davasını genellikle üçüncü kişi açar. Ancak bazı hâllerde borçlu da malın kendisine değil üçüncü kişiye ait olduğunu ileri sürerek istihkak iddiasında bulunabilir. Keza, mal üçüncü kişi yedinde haczedilmişse bu defa alacaklıya dava açma yükümlülüğü getirildiği durumlar da vardır.

3.2. Takip Taraflarının İstihkak İddiası

Bazı durumlarda istihkak iddiası üçüncü kişi değil, takip taraflarından biri tarafından ileri sürülür:

  • Borçlu, “Bu mal bana değil, eşime / kardeşime / şirket ortağıma aittir.” diyebilir.

  • Alacaklı, malın borçluya ait olduğu yönünde israrcı olabilir.

Bu durumda icra müdürlüğü, tarafların bu istihkak iddialarını da aynı usule tabi tutar; dosyaya kaydeder, diğer tarafa bildirir ve gerekli süreleri işletir.


4. Haczedilen Malın Üçüncü Kişiye Ait Olması Durumunda Genel Çerçeve

Uygulamada en çok sorun yaratan senaryo, “borçlu ile aynı evde oturan aile bireylerine, eşe, çocuğa, kardeşe ait malların haczedilmesi” veya kiralanan işyerindeki malların mal sahibine değil kiracıya ya da tersi şekilde üçüncü kişiye ait olmasıdır.

Hacizde temel mantık şudur:

  • Mal borçlunun elindeyse (fiilî zilyet borçluda ise), kanun o malın borçluya ait olduğuna dair bir karine kabul eder.

  • Mal üçüncü kişinin elindeyse, bu defa malın üçüncü kişiye ait olduğuna dair bir karine devreye girer.

Bu karineler, ispat yükünün kimde olacağını belirler. Karineye aykırı bir iddiada bulunan taraf, iddiasını güçlü delillerle ispat etmek zorundadır.


5. Haciz Sırasında Üçüncü Kişinin İstihkak İddiası

5.1. Haciz Mahallinde İstihkak Beyanı

Haciz işlemi yapılırken icra memurları borçlunun adresine gittiğinde, üçüncü kişi haciz sırasında orada ise ve malın kendisine ait olduğunu iddia ediyorsa, bu iddiasını derhâl ileri sürmelidir. Uygulamada:

  • Üçüncü kişi, haciz sırasında “Bu televizyon bana ait, faturası da benim üzerime.”,

  • Ya da “Bu makineler şirketime ait, kira sözleşmesi var, borçlu sadece kiracı.” gibi beyanlarda bulunabilir.

Bu durumda icra memuru:

  • Üçüncü kişinin istihkak iddiasını haciz tutanağına geçirir,

  • Gerekirse üçüncü kişinin elindeki belgelerin örneklerini alır,

  • Durumu alacaklıya ve borçluya bildirir.

Haciz tutanağına istihkak iddiasının geçirilmesi son derece önemlidir; zira sonraki süreçte delil başlangıcı niteliği taşır ve sürelerin belirlenmesinde de etkili olabilir.

5.2. Hacizden Sonra İstihkak İddiası

Üçüncü kişi haciz sırasında orada olmayabilir veya hacizden sonradan haberdar olabilir. Bu durumda:

  • Üçüncü kişi, hacizden haberdar olduğu tarihten itibaren kısa bir süre içinde icra dairesine başvurarak istihkak iddiasında bulunmalıdır.

  • Bu başvuru, genellikle “haczedilen malın bana ait olduğu” veya “mal üzerinde rehin hakkım bulunduğu” yönünde yazılı bir dilekçe ile yapılır.

Kanun, bu süreleri oldukça kısa tutmuştur; bu nedenle hacizden haberdar olan üçüncü kişinin gecikmeden harekete geçmesi gerekir. Aksi hâlde istihkak iddiası dinlenmeyebilir.


6. İstihkak İddiasının İcra Dairesindeki Usulü

Üçüncü kişi veya borçlu tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunda icra müdürlüğü şu yolu izler:

  1. İddia dosyaya kaydedilir ve haciz tutanağına işlenir.

  2. Alacaklıya ve borçluya bildirilir.

  3. Taraflara, istihkak iddiasına karşı itiraz için çok kısa bir süre verilir (uygulamada genellikle üç gün).

  4. Taraflardan biri bu süre içinde itiraz ederse, icra müdürlüğü istihkak uyuşmazlığını icra mahkemesine taşınacak bir dosya hâline getirir.

  5. İtiraz olmazsa, istihkak iddiası kabul edilmiş sayılabilir ve ilgili mal üzerindeki haciz kaldırılır.

Bu aşama, davanın açılıp açılmayacağı, kim tarafından açılacağı ve satışın durup durmayacağı bakımından belirleyicidir.


7. İstihkak Davasının Açılması: Süre ve Görevli Mahkeme

7.1. İstihkak Davasını Kim Açacaktır?

İcra dairesine yapılan istihkak iddiasına itiraz edilmesi hâlinde, dosya icra mahkemesine gönderilir ve taraflara belirli bir süre içinde istihkak davası açmaları gerektiği bildirilir.

Genel olarak:

  • Mal borçlunun elinde haczedilmişse ve üçüncü kişi malın kendisine ait olduğunu iddia ediyorsa,

    • İspat yükü büyük ölçüde üçüncü kişidedir ve istihkak davasını da çoğu zaman üçüncü kişi açar.

  • Mal üçüncü kişinin elinde haczedilmiş ve alacaklı, malın borçluya ait olduğunu ileri sürerek haciz koydurmuşsa,

    • Bu defa karine üçüncü kişi lehinedir ve

    • İstihkak davasını çoğu zaman alacaklı açmak zorunda kalır; açmazsa haciz kaldırılır.

7.2. Görevli ve Yetkili Mahkeme

İstihkak davalarında:

  • Görevli mahkeme kural olarak icra hukuk mahkemesidir.

  • Yetki bakımından ise genellikle haczi yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi yetkilidir.

Bu davalar, klasik bir alacak davası gibi genel mahkemelerde uzun yıllar süren yargılama süreçleri değildir. Kanun, icra hukuk mahkemelerini görevlendirerek daha hızlı ve pratik bir uyuşmazlık çözümü hedeflemiştir.


8. İstihkak Davasında İspat Yükü ve Deliller

8.1. Zilyetlik Karineleri ve İspat Yükü

İstihkak davalarında en kritik meselelerden biri “kim neyi ispat edecek?” sorusudur.

  • Mal borçlunun elinde haczedilmişse, kanun borçlunun malik olduğu karinesini kabul eder.

    • Bu durumda, malın üçüncü kişiye ait olduğunu iddia eden üçüncü kişi bu iddiasını ispatlamalıdır.

  • Mal üçüncü kişi yedinde haczedilmişse, bu kez malın üçüncü kişiye ait olduğu karinesi devreye girer.

    • Alacaklı, malın gerçekte borçluya ait olduğunu ileri sürüyorsa iddiasını o ispatlamak zorundadır.

İşte bu nedenle, “mal kimin elinde” sorusunun cevabı, istihkak davasının kaderini belirleyen unsurlardan biridir.

8.2. Kullanılabilecek Deliller

İstihkak davasında başvurulabilecek deliller oldukça geniştir. Özellikle:

  • Faturalar ve irsaliyeler (malın kimin tarafından satın alındığını gösteren belgeler),

  • Satış sözleşmeleri ve devir protokolleri,

  • Banka dekontları, havale/EFT makbuzları,

  • Araçlar için ruhsat kayıtları,

  • Taşınmazlar için tapu kayıtları,

  • Kira sözleşmeleri, demirbaş listeleri,

  • Ticari defterler, bilanço ve envanter kayıtları,

  • Leasing ve finansal kiralama sözleşmeleri,

  • Tanık beyanları,

  • Bilirkişi incelemesi

gibi deliller, mahkeme nezdinde büyük önem taşır.

Uygulamada özellikle aile içi devirler ve faturaların sonradan düzenlenmesi ciddi şüphe doğurmakta; Yargıtay içtihatlarında muvazaalı işlemler titizlikle incelenmektedir. Dolayısıyla, sırf hacizden kurtulmak amacıyla yapılan son dakika devirleri ve gerçeği yansıtmayan belgeler çoğu zaman istihkak davasının reddiyle sonuçlanmaktadır.


9. Haczedilen Malın Üçüncü Kişi Yedinde Bulunması (İİK m. 99 Çerçevesi)

Bir diğer önemli senaryo da şudur: Mal, fiilen üçüncü kişinin elinde bulunmakta iken, alacaklı bu malın borçluya ait olduğunu iddia ederek üçüncü kişi nezdinde haciz koydurmuştur. Örneğin:

  • Borçlunun mallarının, borçluyla bağlantılı bir başka şirket deposunda bulunması,

  • Borçlunun ortak olduğu şirketteki malların borçluya ait olduğu iddiasıyla haczedilmesi,

  • Aile bireylerinin evinde bulunan eşyaların borçluya ait olduğu iddiası gibi.

Bu durumda:

  • Zilyetlik karinesi üçüncü kişi lehinedir.

  • Üçüncü kişi, malın kendisine ait olduğunu beyan ettiğinde,

    • Alacaklıya süre verilerek istihkak davası açması istenir.

    • Alacaklı bu süre içinde dava açmazsa, haciz kaldırılır.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, alacaklının artık “mal borçluya aittir” iddiasını delillerle desteklemesi gerektiğidir. Aksi hâlde üçüncü kişiye yönelik haciz hukuka aykırı hâle gelir ve haksız hacizden doğan tazminat talepleri gündeme gelebilir.


10. İstihkak Davasının Sonuçları

10.1. Davanın Kabulü

Mahkeme, istihkak davasında malın üçüncü kişiye ait olduğuna veya üzerinde üçüncü kişinin rehin hakkı bulunduğuna kanaat getirirse:

  • İlgili mal üzerindeki haciz kaldırılır,

  • Mal henüz satılmamış ise satış yapılamaz,

  • Mal satılmışsa satış bedelinin üçüncü kişiye ödenmesi veya üçüncü kişinin zararının tazmini gündeme gelir.

Bu sonuç, özellikle ticari faaliyet yürüten üçüncü kişiler açısından hayati önem taşır. Zira ticari faaliyette kullanılan makine, araç veya demirbaşların haksız haczi, işletmenin durmasına ve büyük zararlara yol açabilir.

10.2. Davanın Reddedilmesi

Mahkeme istihkak davasını reddederse:

  • Haciz geçerli kabul edilir ve

  • Malın satışı ve bedelinin alacaklının alacağına mahsup edilmesi süreci devam eder.

Eğer üçüncü kişi kötü niyetli bir istihkak davası açmışsa ve bu dava alacaklıyı gereksiz yere oyalamış, takibi sürüncemede bırakmışsa, kötü niyet tazminatı ve yargılama giderleri de üçüncü kişinin üzerinde bırakılabilir.


11. İhtiyati Tedbir, Satışın Durdurulması ve Sürelerin Önemi

İstihkak davası süreci devam ederken, haczedilen malın satışa çıkarılması ve hatta satılması mümkündür. Bu nedenle:

  • Üçüncü kişi, istihkak davası açarken çoğu zaman satışın durdurulmasını talep etmeli,

  • Mahkeme de istihkak davası sonuçlanıncaya kadar, koşulları oluştuğu takdirde satış işlemlerini tedbiren durdurabilir.

Diğer yandan, istihkak iddiasının yapılması, itirazların sunulması ve davanın açılması için öngörülen süreler çok kısadır. Çoğu durumda:

  • Hacizden haberdar olduktan sonra,

  • Tebligatların içerikleri,

  • İcra müdürlüğünün verdiği süreler

yakından takip edilmelidir. Sürelerin kaçırılması hâlinde istihkak hakkı fiilen kullanılamaz hâle gelebilir.


12. Üçüncü Kişinin Haklarını Koruması İçin Pratik Öneriler

Üçüncü kişilerin istihkak davasında başarı şansını artıran en önemli faktör, malın kendilerine ait olduğunu baştan itibaren ispatlayabilecek durumda olmalarıdır. Bunun için:

  1. Satın alınan mallara ait faturalar,

    • Mümkünse isim, unvan ve adres bilgilerini doğru ve tam içerir şekilde düzenlenmelidir.

    • Fatura tarihleri ile ödeme dekontlarının uyumlu olması önemlidir.

  2. Araç ve taşınmazlarda tescil kayıtları eksiksiz olmalıdır.

    • Araç ruhsatları, tapu kayıtları zamanında güncellenmelidir.

  3. Kira sözleşmeleri, demirbaş listeleri ve envanter kayıtları düzenli tutulmalıdır.

    • Özellikle bir şirkete ait mallar başka bir depoda veya şubede bulunduğunda, bu kayıtlar kritik hâle gelir.

  4. Aile içinde yapılan devirler yazılı ve ispatlanabilir şekilde yapılmalıdır.

    • Sırf haciz öncesi kurtarma amaçlı devirler ciddi şüphe doğurur.

  5. Haciz sırasında veya hacizden haberdar olunduğunda:

    • İcra memurlarına derhâl istihkak iddiası ileri sürülmeli,

    • İcra dairesine yazılı başvuru yapılmalı,

    • Gerekiyorsa gecikmeden uzman bir avukattan hukuki destek alınmalıdır.

Bu adımlar, hem istihkak davasında ispat yükünün yerine getirilmesini kolaylaştırır hem de haksız haciz karşısında üçüncü kişinin hukuki konumunu güçlendirir.


13. Uygulamada Sık Karşılaşılan Örnek Durumlar

13.1. Aynı Evde Yaşayan Eş ve Çocuklara Ait Mallar

En çok tartışma doğuran alanlardan biri, borçlu ile aynı evde yaşayan aile bireylerine ait eşyaların haczidir. Uygulamada:

  • Borçlu ile eşi ortak yaşam sürdüğünden, evdeki pek çok eşya “borçluya ait” kabul edilme eğilimindedir.

  • Eş veya çocuklar, kendilerine ait olduklarını iddia ettikleri mallar için fatura, ödeme dekontu, düğün takıları, çeyiz listeleri gibi deliller sunmalıdır.

Yargı uygulamasında, aile bireylerinin borçluya yardım amacıyla sonradan düzenlediği faturalar çoğu zaman inandırıcı bulunmamaktadır. Bu nedenle belgelerin doğal ticari akışa uygun tarihlerde düzenlenmiş olması önem taşır.

13.2. Kiralanan İşyeri ve İçindeki Mallar

Borçlunun kiracı olduğu bir işyerinde haciz yapıldığında:

  • İşyeri sahibinin, işyerindeki demirbaşların kendisine ait olduğunu iddia etmesi,

  • Ya da tam tersi, borçlunun, işyerine ait demirbaşlar üzerinde mülkiyet iddia etmesi sık rastlanan durumlardır.

Burada kira sözleşmesi, demirbaş listeleri, ticari defterler, envanter kayıtları belirleyici deliller hâline gelir. Yeterli delil sunamayan üçüncü kişilerin istihkak iddiaları reddedilebilmektedir.

13.3. Leasing ile Alınan Mallar

Finansal kiralama (leasing) ile alınan makineler, araçlar ve ekipmanlar:

  • Hukuken çoğu zaman leasing şirketinin mülkiyetinde kabul edilir.

  • Borçlu sadece kullanım hakkına sahiptir.

Bu tür malların haczinde, leasing şirketi istihkak iddiası ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep edebilir. Leasing sözleşmeleri ve muhasebe kayıtları bu noktada kritik delillerdir.

13.4. Banka Hesaplarındaki Paranın Üçüncü Kişiye Ait Olması

Banka hesabı borçlu adına olsa da, hesabaki paranın üçüncü kişiye ait olduğu iddia edilebilir. Örneğin:

  • Müvekkilin parayı güvenlik gerekçesiyle avukat hesabında tutması,

  • Şirket ortaklarının şirket adına gelen paraları şahsi hesaplarında bulundurması gibi.

Bu durumlarda, paranın kime ait olduğu tartışmalı hâle gelir. İstihkak davasında:

  • Havale/EFT açıklamaları,

  • Sözleşmeler,

  • Taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi gösteren belgeler

son derece önemli hâle gelir.


14. Sonuç: Haczedilen Mal Üçüncü Kişiye Aitse Ne Yapmalı?

Özetle:

  • İstihkak davası, haczedilen malın kime ait olduğunun tespiti için açılan, icra hukukuna özgü özel bir davadır.

  • Haczedilen malın üçüncü kişiye ait olduğunu iddia eden üçüncü kişi, kısa süreler içinde istihkak iddiasında bulunmak ve gerekiyorsa istihkak davası açmak zorundadır.

  • Malın kimin elinde olduğuna göre (borçlu veya üçüncü kişi) zilyetlik karineleri ve ispat yükü değişir.

  • Delillerin sağlam, belgelerin tutarlı ve tarihsel sürecin doğal ticari akışa uygun olması, istihkak davasında başarı şansını artırır.

  • Sürelerin kaçırılması hâlinde, haklı olunsa dahi istihkak iddiası sonuçsuz kalabilir.

Haciz işlemi ile karşılaşan ve haczedilen malın kendisine ait olduğunu düşünen üçüncü kişilerin, gecikmeden icra dairesine başvurarak istihkak iddiasında bulunması, ardından da uzman bir hukukçudan destek alarak istihkak davasını usulüne uygun şekilde takip etmesi hayati önem taşır.

Bu metin, genel bilgilendirme amacı taşımakta olup; somut olayın özelliklerine göre izlenecek yol, süreler ve kullanılacak deliller değişebileceğinden, her somut dosya bakımından ayrıca profesyonel hukuki danışmanlık alınması en sağlıklı yaklaşım olacaktır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button