Single Blog Title

This is a single blog caption

İnanç Sözleşmesinin Hukuki Geçerliliği Nedir?

İnanç Sözleşmesi Nedir? Hukuki Niteliği ve Geçerlilik Şartları

Giriş

İnanç sözleşmesi, taraflar arasında güven ilişkisine dayalı olarak kurulan özel bir borç ilişkisidir. Günümüzde özellikle taşınmaz devri, şirket payları, mal varlığı yönetimi ve borç ilişkilerinde oldukça yaygın şekilde uygulama alanı bulan bu sözleşme, Türk Borçlar Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiş olsa da, hukuk dünyasında köklü bir uygulamaya ve kabul gören bir yapıya sahiptir.

Bu makalede inanç sözleşmesinin hukuki mahiyeti, geçerlilik şartları, ispat zorlukları ve örnek olaylar üzerinden uygulamadaki görünümü detaylı bir biçimde incelenecektir.


1. İnanç Sözleşmesinin Tanımı ve Hukuki Niteliği

İnanç sözleşmesi, bir malın mülkiyetinin, belirli bir amaçla ve sınırlı yetkiyle bir başka kişiye devredilmesini ve daha sonra bu amaca ulaşıldığında iadesini öngören, güven esasına dayanan sözleşmedir.

Buradaki en kritik unsur, devrin “görünüşte” tam bir mülkiyet devri olması, ancak arka planda inanç sözleşmesiyle bu devrin belli bir amaçla sınırlandırılmış olmasıdır.

Tipik Örnekler:

  • A, tapulu taşınmazını, ileride borcuna karşılık olmak üzere B’ye devreder.

  • Bir şirket ortağı, hisselerini teminat olarak başka bir ortağa devreder.

  • İflas tehdidi altındaki bir kişi, mallarını güven duyduğu üçüncü kişiye devreder.


2. İnanç Sözleşmesinin Unsurları

İnanç sözleşmesinin geçerli sayılabilmesi için belirli unsurların bulunması gerekir:

  1. Güven İlişkisi (İnanç): Taraflar arasında güvene dayalı bir ilişki olmalıdır.

  2. Mülkiyetin Devrine İlişkin İrade: Malın, tapuda veya resmi kayıtta devri gerçekten yapılmış olmalıdır.

  3. Amaç Sınırı: Mülkiyet devri belirli bir amaçla sınırlıdır.

  4. İade Yükümlülüğü: Amaca ulaşıldığında malın iadesi öngörülmelidir.

  5. Zımni Değil, Açık Sözleşme: Genellikle yazılı yapılması ispat kolaylığı sağlar, ancak noter şartı yoktur.


3. İnanç Sözleşmesi ile Muvazaa Arasındaki Fark

İnanç sözleşmesiyle muvazaa (TBK m.19) sıkça karıştırılır. Ancak bu iki kavram arasında esaslı farklar vardır:

İnanç Sözleşmesi Muvazaa
Gerçek irade ile yapılan devirdir. Görünüşteki işlem ile gerçek irade farklıdır.
Amaç geçici ve güvene dayalıdır. Amaç üçüncü kişileri aldatmaktır.
Taraflar arası bağlayıcıdır. Taraflar arasında dahi geçersizdir.

4. İnanç Sözleşmesinin İspatı ve Hukuki Zorluklar

İnanç sözleşmeleri genellikle yazılı yapılmadığı durumlarda ispat bakımından ciddi sorunlara yol açar. Türk Hukuku’nda kural olarak yazılı delil aranır. Yazılı belge yoksa, tanıkla ispat mümkün değildir (HMK m.200).

Ancak inkâr edilemeyen özel belgeler, tapu devrinden hemen sonra yapılan noter belgeleri veya banka kayıtları gibi delillerle ispat desteklenebilir.


5. Uygulamada İnanç Sözleşmesi: Örnek Olay

Olay:
Ali Bey, ticari faaliyetlerini sürdürebilmek için Zeynep Hanım’dan 2.000.000 TL borç alır. Güvence olarak, İstanbul’da bulunan bir dairesinin tapusunu geçici olarak Zeynep Hanım’a devreder. Taraflar arasında yazılı bir “inanç sözleşmesi” yapılır. Altı ay sonra borç ödenir ancak Zeynep Hanım tapuyu iade etmez. Ali Bey, tapunun iadesi için dava açar.

Değerlendirme:
Taraflar arasında yazılı bir inanç sözleşmesi bulunduğu için, Ali Bey tapunun inançlı devre konu olduğunu ispat edebilecektir. Mahkeme, mülkiyetin amaca hizmet ettiği tespitiyle tapunun iadesine karar verecektir.


6. İnanç Sözleşmesinin Geçerliliği

İnanç sözleşmeleri Türk hukukunda geçerlidir. Ancak bu geçerlilik bazı sınırlamalara tabidir:

  • Kamu düzenine aykırı olmamalıdır.

  • Gerçek bir devri gizleyen muvazaalı işlem olmamalıdır.

  • Mal kaçırma veya vergi kaçırma amacı taşımamalıdır.


7. İnanç Sözleşmesi En Çok Nerelerde Kullanılır?

  • Taşınmaz Devri (Tapu Üzerinden)

  • Şirket Hisse Devri (Ticaret Sicili Kaydıyla)

  • Araç Devri (Trafik Tescil İşlemlerinde)

  • İnşaat Sektöründe Teminat Amaçlı Devralmalar

  • Bankacılıkta Vekalet + Rehinli Yapılar


8. Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

  • İnanç sözleşmesi mutlaka yazılı yapılmalıdır.

  • Noter huzurunda yapılması ispat gücünü artırır.

  • Amaç ve süre açıkça belirtilmelidir.

  • Devrin ardından yapılan tüm yazışmalar, banka kayıtları ve e-posta yazışmaları saklanmalıdır.


Sonuç

İnanç sözleşmeleri, uygulamada güvene dayalı devrin hukuki temelini oluşturur. Ancak bu sözleşmelerin geçerli olabilmesi ve ileride doğacak hukuki ihtilafların önüne geçilebilmesi için dikkatle kaleme alınmaları ve yazılı şekilde belgelenmeleri büyük önem arz eder. Taraflar arası güven ilişkisi zedelendiğinde, inanç sözleşmesinin ispatı ve iade talebi davalarında başarı için delil stratejisi hayati önemdedir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button