İlaç Temin Sürecinde İşlenen Yolsuzluklar Nitelikli Dolandırıcılık Suçunu Oluşturur mu?
1. GİRİŞ
İlaç sektörü, kamu sağlığı açısından kritik bir öneme sahip olmakla birlikte, aynı zamanda yüksek parasal değer taşıyan, denetimi zor, veri manipülasyonuna açık bir sektördür. Bu özellikleri nedeniyle ilaç sektörü, yolsuzluk suçu ve nitelikli dolandırıcılık eylemleri açısından oldukça elverişli bir zemin oluşturmaktadır.
İlaç yolsuzluğu; usulsüz rapor düzenlenmesinden sahte reçetelere, usulsüz SGK ödemelerinden sahte faturalarla kamu zararına yol açmaya kadar birçok yöntemi kapsar. Bu eylemler, çoğu zaman kamu kurumlarının ve sağlık sisteminin zaaflarından yararlanarak sistematik şekilde işlenmektedir.
2. İLAÇ YOLSUZLUĞUNUN TANIMI VE UNSURLARI
A. Tanım
İlaç yolsuzluğu; kamu kurumlarını veya sağlık sigorta sistemini yanıltmak amacıyla ilaçların üretimi, temini, dağıtımı ya da hastaya sunumuna ilişkin belgelerin sahte şekilde düzenlenmesi ya da kullanılması yoluyla elde edilen haksız kazanç olarak tanımlanabilir.
B. Temel Unsurlar
-
Kamu zararının doğması veya oluşması ihtimali,
-
Hileli hareketlerle bir sistemin kandırılması (reçete, fatura, rapor, vs.),
-
Failin kasıtlı hareket etmesi ve bu eylem sonucu bir çıkar elde etmesi.
3. UYGULAMADA KARŞILAŞILAN TİPİK EYLEMLER
İlaç yolsuzluğu; bireysel veya organize şekilde çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Aşağıda Türkiye’de yaygın olarak karşılaşılan bazı eylem türleri sıralanmıştır:
-
Sahte reçete düzenlenmesi (özellikle raporlu ilaçlarda),
-
Kurum personeli aracılığıyla SGK sisteminin manipüle edilmesi,
-
Kamu hastanelerinden alınan ilaçların ikinci el piyasada satılması,
-
Adına reçete yazılan kişinin ilacı hiç almaması,
-
Eczane – doktor – hasta arasında zincirleme sahtecilik yapılması,
-
Yurtdışına ihraç edilmesi gereken ilaçların usulsüz şekilde piyasaya verilmesi,
-
Sahte barkod ya da karekod ile piyasaya sürülme,
-
Sahte belgelerle fiyat farklarının geri alınması.
4. HUKUKİ NİTELENDİRME
A. TCK m.158 – Nitelikli Dolandırıcılık
TCK m.158/1-f: “Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” suçu kapsamında değerlendirilmektedir.
TCK m.158/1-c: Bilişim sistemleri kullanılarak yapılan eylemler (örneğin e-reçete).
B. TCK m.204 – Resmi Belgede Sahtecilik
Reçete, rapor veya fatura gibi belgelerin gerçeğe aykırı şekilde düzenlenmesi veya kullanılması, resmi belgede sahtecilik suçu kapsamında ayrıca cezalandırılabilir.
C. 4736 ve 4734 Sayılı Kanunlar
Kamu kurumları zararına yapılan bu eylemler, kamu ihale mevzuatını ve kamu kaynaklarının kötüye kullanılmasına ilişkin idari yaptırımları da gündeme getirmektedir.
5. ÖRNEK OLAY
Bir devlet hastanesinde görevli doktor, aynı zamanda tanıdığı bir eczacı ile iş birliği kurar. Eczacı, doktorun bilgisi dahilinde adı geçen ama gerçekten hasta olmayan kişiler adına reçete yazar. Bu reçeteler, eczane tarafından sisteme işlenir ve ilaçlar SGK tarafından karşılanmış gibi gösterilir. İlaçlar fiziksel olarak teslim edilmez ancak parasal karşılık alınır. Elde edilen kazanç, eczacı ve doktor arasında paylaşılır.
Eylem 1 yıl boyunca sürer ve yaklaşık 1.5 milyon TL’lik kamu zararı oluşur. SGK denetimi sonucu sistem dışı hastaların ilaç almadığı fark edilir ve soruşturma başlatılır.
6. HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Yukarıdaki örnekte hem nitelikli dolandırıcılık hem de resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaktadır. Fail, kamu kurumu zararına bir fiil gerçekleştirmiş ve belgeler üzerinde sahtecilik yaparak haksız kazanç elde etmiştir. SGK’nın zararının boyutu dikkate alındığında mahkemenin cezada alt sınırdan uzaklaşması beklenir.
Yargıtay 15. CD, kararında şu ifadeye yer verilmiştir:
“Adına reçete düzenlenen kişilerin gerçekte ilaç almadığı, SGK sisteminde usulsüzlük yapıldığı sabit ise, suç nitelikli dolandırıcılık ve belgede sahtecilik kapsamında birlikte değerlendirilmeli, zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır.”
7. FAİLİN SAVUNMASI VE DEĞERLENDİRME
Sanık savunmasında, “Hastaların ilaca ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla böyle bir yönteme başvurduğunu”, “eczacıya güvendiğini”, “herhangi bir maddi menfaat elde etmediğini” ileri sürebilir. Ancak bu tür savunmalar, sistematik şekilde yapılan hileli işlemler karşısında inandırıcı bulunmamaktadır.
Mahkeme değerlendirmesinde, failin;
-
Kamu görevini kötüye kullanıp kullanmadığı,
-
Hileli hareketin sistematikliği,
-
Elde edilen maddi menfaat,
-
Kamu zararının büyüklüğü gibi kriterleri göz önüne alarak nitelikli dolandırıcılık suçunu sabit kabul edebilir.
8. SONUÇ
İlaç yolsuzluğu, hem kamu sağlığını tehlikeye atan, hem de devlet bütçesinde büyük zararlara yol açan ciddi bir suç tipidir. TCK’da bu eylemlerin hem dolandırıcılık hem de belgede sahtecilik olarak düzenlenmesi, yargı organlarının da bu çifte değerlendirmeyi yerleşik hale getirmesi önemlidir. Uygulamada cezaların caydırıcı olması ve denetim mekanizmalarının sıkılaştırılması, sistematik ilaç yolsuzluğunun önlenmesi açısından elzemdir.