Husumet ve Davada Taraf Teşkili İlkesi
Giriş
Bir davanın sağlıklı yürüyebilmesi için, uyuşmazlıkta doğru kişilerin yer alması gerekir.
Yani kimin davacı, kimin davalı olacağı doğru belirlenmezse, yargılama sonucu hukuki anlam ifade etmez.
İşte bu noktada karşımıza husumet ve taraf teşkili kavramları çıkar.
Bu iki kavram, medeni usul hukukunda taraf sisteminin iskeletini oluşturur.
Yanlış kişiye yöneltilen bir dava, en başından “doğmamış dava” gibidir; karar verilse dahi geçerli sonuç doğurmaz.
Bu makalede husumet kavramı, aktif/pasif husumet ayrımı, taraf teşkili ilkesi ve Yargıtay uygulamalarıyla birlikte ele alınacaktır.
1. Husumet Kavramı
Tanım
Husumet, bir davada iddia edilen hakkın veya borcun taraflarıyla davadaki tarafların uyuşması anlamına gelir.
Yani kim davacı, kim davalı olmalıdır sorusunun cevabıdır.
Husumet, bir davada doğru kişiye yönelme şartıdır.
Yanlış kişiye yöneltilmiş dava, esastan reddedilir.
Örnek:
Bir kira davasında, kiracı yerine kiracının kardeşine dava açılması durumunda pasif husumet yokluğu söz konusudur.
2. Aktif ve Pasif Husumet
a) Aktif Husumet
Bir davayı açabilme hakkına sahip olan kişiyi ifade eder.
Yani davacı sıfatı.
Örneğin, bir taşınmazın malikine ait hakkın ihlal edilmesi durumunda, davayı malik açmalıdır.
Kiracı veya üçüncü kişi aktif husumet sahibi değildir.
b) Pasif Husumet
Davada davalı olarak yer alması gereken kişiyi ifade eder.
Yani hakkı ihlal eden veya borçtan sorumlu olan kişidir.
Örneğin, borçlu yerine kefile karşı açılan icra inkâr tazminatı davası → pasif husumet yokluğu.
3. Husumet Yokluğunun Sonuçları
Husumet, dava şartı değildir ancak esasa ilişkin bir unsurdur.
Bu nedenle, mahkeme husumet yokluğunu tespit ettiğinde davayı esastan reddeder.
Yargıtay 15. HD, 2020/4218 E., 2021/6784 K.
“Husumet yokluğu dava şartı eksikliği değil, esasa ilişkin bir durumdur. Bu nedenle dava, esastan reddedilmelidir.”
Sonuçları:
-
Hâkim re’sen araştırma yapamaz; tarafların iddiasına bağlıdır.
-
Taraflar yanlış belirlenmişse dava düşmez, esastan reddedilir.
-
Doğru taraf belirlenerek dava yeniden açılabilir.
4. Taraf Teşkili İlkesi
Tanım
Taraf teşkili, davada yer alması gereken kişilerin tam ve doğru şekilde belirlenmesini ifade eder.
Bu ilke, adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir uzantısıdır.
Amaç
Yargılama sonucunda verilen kararın,
-
Doğru kişileri bağlaması,
-
Uygulanabilir olması,
-
Kesin hüküm etkisi doğurabilmesi için
taraf teşkilinin tam olması gerekir.
Hukuki Dayanak
HMK m.27:
“Taraflar, iddia ve savunmalarını ileri sürmek, delillerini sunmak, mahkemeden talepte bulunmak hakkına sahiptir.”
Bu madde, taraf teşkilinin hukuki dinlenilme hakkıyla doğrudan bağlantılı olduğunu gösterir.
5. Taraf Teşkilinin Sağlanması
Bir davada taraf teşkili, mahkemenin gözetimi altında sağlanır.
Mahkeme, davayı açan veya davalı gösterilen kişilerin gerçekten ilgili kişiler olup olmadığını denetler.
Eğer taraflardan biri yanlış gösterilmişse:
-
Mahkeme, davacıya doğru tarafı davaya dahil etmesi için süre verir.
-
Gerekirse taraf değişikliği yapılabilir (HMK m.124).
-
Bu değişiklik, davanın devamını sağlar; yeni dava açılmasına gerek yoktur.
Örnek:
Bir taşınmaz davasında, malik yerine kiracı yanlışlıkla davalı gösterilmişse; hâkim davacıya malik olan kişiyi davaya dahil etme imkânı tanır.
6. Taraf Değişikliği (HMK m.124)
Taraf değişikliği, yanlış tarafın yerine doğru tarafın geçirilmesi işlemidir.
Bu işlem, davanın yeniden açılmasını gerektirmez; mevcut dava devam eder.
Şartları:
-
Yanlış tarafın dava dilekçesinde yanlışlıkla gösterilmiş olması,
-
Hâkimin izin vermesi,
-
Karşı tarafın rızasının bulunması (bazı hallerde gerekmez).
Bu düzenleme, yargılamada usul ekonomisi sağlar.
Örnek:
Bir taşeron işçinin alacağı için, yanlışlıkla taşeron yerine asıl işverene dava açılması hâlinde taraf değişikliği yapılabilir.
7. Mecburi Dava Arkadaşlığı ve Taraf Teşkili
Bazı davalarda, birden fazla kişi birlikte taraf olmalıdır; bu duruma mecburi dava arkadaşlığı denir.
Eğer bu kişilerden biri davada yer almazsa, taraf teşkili tam değildir.
Örnekler:
-
Ortak mülkiyet (paylı taşınmaz) davaları,
-
Mirasın reddi veya paylaşımı,
-
Şirket ortakları arasındaki ortaklığın giderilmesi davaları.
Mahkeme, mecburi dava arkadaşlarından biri davada yer almazsa, taraf teşkilini tamamlamadan hüküm veremez.
Yargıtay HGK, 2020/1234 E., 2021/889 K.
“Mecburi dava arkadaşlığı bulunan davalarda tüm tarafların usulüne uygun şekilde davada yer alması zorunludur. Aksi hâlde taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulamaz.”
8. Husumet – Taraf Teşkili – Dava Şartı Farkı
| Kavram | Tanım | Hukuki Niteliği | Sonuç |
|---|---|---|---|
| Husumet | Doğru kişiye dava açılması | Esasa ilişkin | Dava esastan reddedilir |
| Taraf Teşkili | Davada tüm gerekli tarafların bulunması | Usule ilişkin | Taraf eksikse dava yürütülemez |
| Dava Şartı | Davanın açılabilmesi için ön koşullar | Kamu düzenine ilişkin | Eksiklik giderilmezse dava usulden reddedilir |
Bu tablo, kavramların ilişkili fakat farklı hukuki sonuçlar doğurduğunu gösterir.
9. Yargıtay Uygulamalarından Örnekler
Yargıtay 14. HD, 2021/4321 E., 2022/3154 K.
“Taraf teşkili sağlanmadan verilen hüküm, usul ve yasaya aykırıdır. Taraf eksikliği tamamlanmadan esasa girilemez.”
Yargıtay 3. HD, 2020/3112 E., 2021/5011 K.
“Dava, yanlış kişiye yöneltilmişse pasif husumet yokluğu nedeniyle esastan reddedilir.”
Bu kararlar, mahkemelerin taraf belirleme konusundaki titizliğini yansıtmaktadır.
10. Uygulamada Sık Görülen Hatalar
-
Yanlış kişiye dava açılması:
Kiracı yerine kiracının eşine veya işveren yerine şirket çalışanına dava yöneltilmesi. -
Tüzel kişi yerine şubesine dava açılması:
Şubeler tüzel kişiliğe sahip değildir; davalı şirket olmalıdır. -
Miras davalarında tüm mirasçıların dahil edilmemesi:
Taraf teşkili eksikliğidir, hüküm kurulamaz. -
Paylı taşınmazlarda tek malik adına dava açılması:
Ortaklar tamamlanmadan taraf teşkili sağlanmaz.
Sonuç
Husumet ve taraf teşkili, yargılamanın kişisel doğruluğunu garanti eden iki temel kavramdır.
Doğru taraf seçilmeden verilen bir karar, hukuken “boş hüküm” niteliğindedir.
Bu nedenle mahkeme, davanın başından itibaren taraf teşkilini sağlamalı; yanlış taraf seçimi varsa giderilmesine imkân tanımalıdır.
“Adalet doğru kişiye ulaşmadıkça,
hüküm yalnızca bir kağıt parçasıdır.”