Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kapsamında Denetimli Serbestlik Tedbirleri
Giriş
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenmiş, sanıklara cezaevine girmeden topluma yeniden kazandırılma şansı tanıyan önemli bir kurumdur. Ancak bu kurum, yalnızca bir “ceza ertelemesi” değildir; sanığın yeniden suç işlememesi için belirli şartlara bağlanmış bir fırsattır. HAGB kararının en önemli ayağı ise denetimli serbestlik tedbirleridir.
Denetimli serbestlik, sanığın topluma kazandırılmasını, suç tekrarının önlenmesini ve mağdur ile toplum arasındaki adalet dengesinin sağlanmasını amaçlar. Mahkemeler, HAGB kararını verirken sanığa çeşitli yükümlülükler getirerek denetim süresini aktif şekilde işleten bir mekanizma kurar.
HAGB ve Denetimli Serbestlik İlişkisi
HAGB kararı verildiğinde sanık hakkında beş yıl denetim süresi uygulanır. Bu süre zarfında sanığın kasıtlı bir suç işlememesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere riayet etmesi gerekir. Hâkim, denetim süresini etkin hale getirmek için Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8. fıkrasına dayanarak sanığa denetimli serbestlik tedbirleri yükleyebilir.
Bu tedbirler, klasik hapis cezasının yerine geçen rehabilite edici bir işlev görür. Sanık, toplum içinde denetim altında tutularak sorumluluk bilincine sahip hale getirilir.
Uygulanabilecek Denetimli Serbestlik Tedbirleri
Eğitim ve Meslek Edindirme
Mahkeme, sanığın meslek sahibi olabilmesi veya eğitimine devam edebilmesi için kurs veya eğitim programlarına katılmasına hükmedebilir. Örneğin lise çağında suç işlemiş bir genç, meslek kursuna yönlendirilerek hem disiplin kazanır hem de toplumla yeniden bütünleşir.
Kamuya Yararlı Bir İşte Çalışma
Sanık, belirli süre kamuya yararlı bir işte çalıştırılabilir. Çevre temizliği, sosyal hizmet kurumlarında görev alma veya belediye faaliyetlerinde yer alma gibi uygulamalar, sanığın hem topluma faydalı olmasını hem de sorumluluk duygusunu geliştirmesini sağlar.
Belirli Çevrelerden Uzak Durma
Sanığın yeniden suç işlemesine yol açabilecek çevrelerden uzak tutulması, denetimli serbestlik tedbirlerinin önemli bir boyutudur. Özellikle organize suç, kavga veya uyuşturucu bağlantılı dosyalarda sanığa belirli kişilerle görüşmeme veya belirli mekânlara gitmeme yükümlülüğü getirilebilir.
Tedaviye Katılma
Uyuşturucu veya alkol bağımlılığı olan sanıkların, tedavi ve rehabilitasyon programlarına yönlendirilmesi HAGB kararının sık rastlanan uygulamalarındandır. Sanığın tedaviye düzenli devam etmesi, hem kişisel hem de toplumsal yarar sağlar.
Yargıtay Kararlarından Örnekler
-
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2018/2534 E., 2019/4789 K.
HAGB kararı verilmesine rağmen sanık hakkında somut bir denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış, bu durum Yargıtay tarafından bozma nedeni sayılmıştır. Yargıtay’a göre, HAGB kararı tedbirsiz verilemez; mutlaka sanığın topluma kazandırılmasına yönelik yükümlülük belirlenmelidir. -
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2016/4122 E., 2017/2145 K.
Sanığın denetim süresi içinde yükümlülüklere aykırı davrandığı tespit edilmiştir. Yargıtay, HAGB kararının bozulmasını hukuka uygun bulmuş, yükümlülüklere uymanın HAGB’nin geçerlilik şartı olduğunu vurgulamıştır.
Bu kararlar, HAGB’nin sadece “cezanın ertelenmesi” değil, aynı zamanda etkin bir denetim mekanizması olduğunun altını çizmektedir.
Örneğin;
Olay 1 – Genç Sanık
Ali, 19 yaşında hakaret suçundan 10 ay hapis cezası alır. Mahkeme, HAGB kararı vererek Ali’ye 5 yıl denetim süresi ve eğitim programına katılma yükümlülüğü yükler. Ali denetim süresinde yeni suç işlemez, eğitimini tamamlar ve dava düşer.
Olay 2 – Uyuşturucu Kullanımı
Ayşe, uyuşturucu madde kullanmaktan yargılanır ve 1 yıl 6 ay hapis cezası alır. Mahkeme, HAGB kararıyla birlikte Ayşe’yi tedavi programına yönlendirir. Ayşe programa düzenli devam ederse HAGB’den yararlanır; aksi halde hüküm açıklanır.
Olay 3 – Kamuya Yararlı İş
Mehmet, mala zarar verme suçundan 8 ay hapis cezası alır. Mahkeme, HAGB kapsamında 5 yıl denetim süresi yanında 120 saat kamuya yararlı işte çalışma yükümlülüğü getirir. Mehmet yükümlülüğü yerine getirir, süresi sonunda dava düşer.
Emsal Karar 1 – Yargıtay 7. Ceza Dairesi, E.2018/2534, K.2019/4789
Sanık hakkında hakaret suçundan 1 yıl 2 ay hapis cezası verilmiş ve HAGB uygulanmıştır. Ancak mahkeme, HAGB kararına rağmen herhangi bir denetimli serbestlik tedbiri belirlememiştir. Yargıtay, bu uygulamayı hukuka aykırı bularak kararı bozmuştur.
Yargıtay’ın Gerekçesi: HAGB kararı verildiğinde, sanığın topluma yeniden kazandırılmasını sağlamak amacıyla mutlaka en az bir denetimli serbestlik tedbiri belirlenmelidir. Tedbirsiz HAGB, kuruma aykırıdır.
Emsal Karar 2 – Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E.2016/4122, K.2017/2145
Sanık hakkında verilen HAGB kararı kapsamında “kamuya yararlı işte çalışma” yükümlülüğü getirilmiş; ancak sanık bu yükümlülüğe uymamıştır. Mahkeme, HAGB kararını bozmuş ve hükmü açıklamıştır. Yargıtay bu kararı yerinde bulmuştur.
Yargıtay’ın Gerekçesi: Denetim süresi içinde yükümlülüklere aykırı davranış, HAGB’nin bozulması için yeterli sebeptir. Çünkü kurumun amacı yalnızca ceza ertelemesi değil, aynı zamanda sanığın disipline edilmesidir.
Emsal Karar 3 – Yargıtay 2. Ceza Dairesi, E.2017/1694, K.2019/5159
Sanık, kasten yaralama suçundan ceza almış; mahkeme HAGB kararı vererek tedavi ve rehabilitasyon programına katılma yükümlülüğü getirmiştir. Sanık, tedaviye düzenli devam etmiş ve denetim süresini sorunsuz tamamlamıştır. Mahkeme, davanın düşmesine karar vermiş; Yargıtay da bu kararı onamıştır.
Yargıtay’ın Gerekçesi: HAGB, yalnızca failin değil, toplumun da yararınadır. Sanığın yükümlülüklere riayet etmesi halinde, dava düşmeli ve sabıka kaydında olumsuz bir sonuç doğmamalıdır.
Değerlendirme
Bu kararlar bize şunu gösteriyor:
-
HAGB kararı tek başına verilmez; mutlaka denetimli serbestlik tedbirleri ile desteklenmelidir.
-
Yükümlülüklere aykırılık, hükmün açıklanmasına ve cezanın infazına yol açar.
-
Yükümlülüklere uyum, davanın düşmesine ve sanığın sicilinin temiz kalmasına imkân tanır.
Yargıtay içtihatları, HAGB’nin yalnızca cezadan kurtulma değil, sanığı rehabilite eden bir mekanizma olduğunu vurgulamaktadır.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
-
Sanığın isteksizliği: Bazı sanıklar kamuya yararlı iş veya eğitim programlarına katılmakta gönülsüz davranmaktadır.
-
Takip eksikliği: Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinin iş yükü fazla olduğunda sanıkların yükümlülükleri yeterince denetlenemeyebilmektedir.
-
Tedbirlerin somutlaştırılmaması: Mahkemeler bazen HAGB kararı verirken yükümlülükleri açıkça belirlemez. Bu da uygulamada belirsizlik doğurur.
Sonuç
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanığa sabıka kaydına mahkûmiyet yazılmadan ikinci bir şans tanır. Ancak bu fırsat, denetimli serbestlik tedbirleri ile desteklenmezse, kurumun rehabilite edici yönü eksik kalır.
Eğitim, kamuya yararlı iş, tedavi ve sosyal çevre kısıtlamaları gibi tedbirler, sanığın tekrar suç işlemesini önlemeyi ve topluma kazandırılmasını amaçlar. Yargıtay kararları da bu tedbirlerin uygulanmasının zorunlu olduğunu ve ihlali halinde HAGB’nin bozulacağını ortaya koymaktadır.
Bu nedenle HAGB kapsamındaki denetimli serbestlik tedbirleri, yalnızca sanığa değil, topluma da kazanç sağlayan bir uygulamadır.