Haksız Rekabet ve Dijital Pazar Hukuku
1. Giriş
Küresel ölçekte dijitalleşme, ekonomik ilişkilerin yapısını kökten değiştirmiştir.
Geleneksel piyasa rekabeti, artık fiziksel üretimden çok dijital platformların veriye dayalı hakimiyeti üzerinden şekillenmektedir.
Amazon, Google, Trendyol, Hepsiburada ve Sahibinden gibi dev platformlar, ürün satışı yanında veri akışı, algoritmik öneri sistemleri ve reklam ekonomisi üzerinden çok katmanlı bir güç odağı haline gelmiştir.
Bu durum, klasik haksız rekabet ve hakim durumun kötüye kullanılması kavramlarını dijital düzleme taşımıştır.
Türkiye’de 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve Rekabet Kurumu’nun son yıllardaki kararları, artık dijital pazarda rekabet denetiminin sınırlarını yeniden tanımlamaktadır.
2. Dijital Pazar ve Yeni Ekonomik Gerçeklik
2.1. Dijital Pazarın Özellikleri
Dijital pazarlar, geleneksel piyasalardan şu yönleriyle ayrılır:
-
Veri gücü: Kullanıcı davranış verileri üzerinden ekonomik değer üretimi,
-
Ağ etkisi: Platform büyüdükçe kullanıcı değeri artar,
-
Çok taraflı yapı: Hem satıcıları hem tüketicileri bir araya getirir,
-
Algoritmik fiyatlama: Otomatik sistemlerle rekabet koşullarının anlık değişmesi,
-
Pazarın coğrafi sınırlarının ortadan kalkması.
Bu yapıda “hakimiyet” artık üretim kapasitesiyle değil, veri ve algoritma kontrolüyle ölçülmektedir.
3. Haksız Rekabet Kavramının Dijital Boyutu
3.1. Türk Ticaret Kanunu (TTK) Çerçevesi
TTK m. 54 uyarınca haksız rekabet,
“Dürüstlük kuralına aykırı olarak ekonomik rekabetin kötüye kullanılmasıdır.”
Dijital ekonomide bu ilke, manipülatif algoritmalar, reklam sıralama adaletsizliği, veri erişim engeli ve algoritmik ayrımcılık gibi yeni tür davranışlarla ihlal edilmektedir.
3.2. Dijital Haksız Rekabet Örnekleri
-
Rakip satıcının ürününü arama sonuçlarında geriye itme,
-
Rakip platformdan elde edilen verileri kendi lehine kullanma,
-
Kullanıcı yorumlarını manipüle etme veya sansürleme,
-
Kendi ürünlerini ön plana çıkaran “self-preferencing” algoritmaları uygulama,
-
Kullanıcıyı platform dışına çıkamayacak şekilde sistem içinde tutma (“walled garden”).
Bu eylemler klasik “aldatıcı reklam” veya “ticari itibara saldırı”nın dijital versiyonlarıdır.
4. Hakim Durum ve Dijital Platformların Piyasa Gücü
4.1. Rekabet Hukuku Kapsamında Hakim Durum
4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi,
“Bir veya birden fazla teşebbüsün hakim durumunu kötüye kullanması”nı yasaklamaktadır.
Dijital ekonomide hakim durumun ölçümü artık sadece pazar payıyla değil, veri yoğunluğu ve erişim kontrolüyle belirlenmektedir.
Yani bir platformun “pazar payı %40” olsa bile, elindeki veri seti ve algoritmik erişim gücü nedeniyle ekonomik olarak baskın konumda olabilir.
4.2. Rekabet Kurumu’nun Dijital Yaklaşımı
Rekabet Kurumu 2021 yılından itibaren dijital piyasalara özel soruşturmalar yürütmektedir.
En dikkat çeken örnekler:
-
Trendyol Kararı (2021):
Kurum, Trendyol’un kendi markalı ürünlerini algoritmik olarak öne çıkararak rakip satıcılara dezavantaj sağladığını tespit etti.
Sonuçta 40 milyon TL idari para cezası ve algoritma denetimi zorunluluğu getirildi. -
Google Reklam Kararları (2018–2023):
Google’ın arama sonuçlarını kendi alışveriş hizmeti lehine manipüle ettiği, “self-preferencing” davranışıyla hakim durumunu kötüye kullandığı tespit edildi.
Bu kararlar, dijital pazarda rekabet hukukunun veri ve algoritma ekseninde genişletilmesi gerektiğini göstermiştir.
5. Dijital Hakimiyetin Ölçülmesi
5.1. Klasik Ölçütlerin Yetersizliği
Geleneksel piyasalarda hakimiyet, pazar payı, üretim kapasitesi ve fiyat belirleme gücüyle ölçülürdü.
Ancak dijital ekonomide “ücretsiz hizmetler”, “veri akışı” ve “çok taraflı pazar yapısı” nedeniyle bu kriterler yetersiz kalmaktadır.
Bu nedenle yeni bir ölçüm sistemi gereklidir:
| Klasik Ölçüt | Dijital Ölçüt |
|---|---|
| Pazar payı | Kullanıcı verisi erişimi |
| Üretim hacmi | Veri işleme kapasitesi |
| Fiyat gücü | Algoritmik sıralama kontrolü |
| Giriş engelleri | Ağ etkisi ve platform kilidi |
5.2. AB Dijital Pazar Düzenlemesi (DMA)
Avrupa Birliği, 2022’de yürürlüğe giren Digital Markets Act (DMA) ile platformların rekabet dışı davranışlarına sınır getirmiştir.
DMA’ya göre, “gatekeeper” olarak tanımlanan dijital devler (örneğin Amazon, Google, Meta),
-
Rakip platformların verisini kullanamayacak,
-
Kendi hizmetlerini algoritmik olarak öne çıkaramayacak,
-
Kullanıcı verisini üçüncü taraflarla rekabeti bozacak şekilde paylaşamayacaktır.
Türkiye, henüz DMA’ya eşdeğer bir düzenleme yapmamış olsa da, Rekabet Kurumu uygulamaları bu yönde evrilmektedir.
6. Haksız Rekabetin Dijital Görünümleri
6.1. Algoritmik Fiyatlama ve Otomatik Anlaşma
Yapay zekâ destekli fiyatlama sistemleri, rakiplerin fiyatlarını anlık izleyip otomatik olarak fiyat eşitlemesi yapabilmektedir.
Bu durum, klasik “fiyat karteli”nden farklı olarak, insan iradesi olmaksızın rekabeti bozan bir yapay uyum (tacit collusion) doğurur.
Rekabet Kurumu 2022 Dijital Raporu bu konuda açık uyarı yapmıştır:
“Algoritmik sistemlerle yapılan koordineli fiyat değişiklikleri, bilinçli olmasa dahi 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında ihlal oluşturabilir.”
6.2. Platformun Kendi Ürünü Lehine Davranması
Trendyol, Hepsiburada, Amazon gibi platformlar hem “pazar yeri” hem “satıcı” konumundadır.
Bu çift yönlü rol, rakip satıcılar aleyhine sistematik avantaj yaratır.
Bu nedenle “self-preferencing” uygulamaları artık haksız rekabetin dijital biçimi olarak değerlendirilmektedir.
6.3. Veri Erişiminin Kısıtlanması
Bir platform, rakip satıcılara veya üçüncü taraf geliştiricilere veri erişimi sağlamayarak rekabeti engelleyebilir.
Bu durum, TTK m. 55/1-a-5 kapsamında “dürüstlük kuralına aykırı davranış” sayılmaktadır.
7. Rekabet Hukuku Denetiminin Dijital Bölgelere Girişi
7.1. Dijital Rekabet Denetimi
Rekabet hukuku, dijitalleşmeyle birlikte yeni araçlara ihtiyaç duymaktadır.
Bu kapsamda Rekabet Kurumu, 2021’de “Dijital Piyasalar Strateji Belgesi”ni yayımlamıştır.
Belge, dijital pazarların denetimi için üç temel strateji belirlemiştir:
-
Veri merkezli analiz,
-
Algoritma şeffaflığı,
-
Platform davranışlarının proaktif izlenmesi.
7.2. Denetim Teknikleri
-
Veri tabanı analizi: Platformların algoritmik sıralama ve fiyatlama davranışları denetlenir.
-
API incelemesi: Üçüncü taraf geliştiricilere veri kısıtlaması tespit edilir.
-
Algoritma şeffaflığı raporları: Platformların öneri ve sıralama mekanizmaları incelenir.
Bu araçlar, klasik “soruşturma” yöntemlerinin dijital uyarlamalarıdır.
8. Türkiye’de Dijital Rekabet Hukuku Uygulamaları
8.1. Trendyol Kararı (2021)
Trendyol’un kendi ürünlerini algoritmik olarak öne çıkarması, 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında hakim durumun kötüye kullanılması sayılmıştır.
Bu karar, Türkiye’de “algoritmik rekabet ihlali”ne ilişkin ilk örnektir.
8.2. Sahibinden Kararı (2020)
Sahibinden.com’un emlak ve vasıta ilanlarında fiyatlandırma politikası yoluyla rekabeti sınırladığı tespit edilmiştir.
Kurum, platformun API erişimini engellemesini “veri tekeli oluşturma” olarak değerlendirmiştir.
8.3. Yemeksepeti Kararı (2016–2022)
Yemeksepeti’nin restoranlarla yaptığı münhasırlık anlaşmaları, rekabeti kısıtladığı gerekçesiyle ihlal sayılmış ve para cezası uygulanmıştır.
Bu karar, dijital ağ etkilerinin Türkiye’deki ilk ciddi incelemesidir.
9. Dijital Pazarların Hukuki Sorunları
-
Veri mülkiyeti: Kimin hangi veriyi kullanabileceği belirsizdir.
-
Algoritma denetimi: Ticari sır–şeffaflık dengesi zordur.
-
Küresel platformlar: Yerel düzenleyicinin yetki sınırları aşılmaktadır.
-
Tüketici korunması: Rekabet ihlali doğrudan fiyat değil, “görünürlük” yoluyla ortaya çıkar.
Bu sorunlar, hem 4054 sayılı Kanun hem de TTK’nın dijital dönüşüme uygun revizyonunu zorunlu kılmaktadır.
10. Reform ve Öneriler
-
Dijital Rekabet Kanunu:
Türkiye, AB’nin DMA’sına benzer şekilde dijital platformlara özgü bir alt düzenleme yapmalıdır. -
Veri Paylaşım Zorunluluğu:
Hakim durumdaki platformlar, belirli koşullarda rakiplere anonim veri erişimi sağlamalıdır. -
Algoritma Şeffaflığı:
Rekabet Kurumu’na algoritma denetimi yapma yetkisi açıkça tanınmalıdır. -
Haksız Rekabetin Dijital Tanımı:
TTK m. 54 ve 55, dijital pazarlardaki manipülasyon, algoritmik ayrımcılık ve self-preferencing davranışlarını açıkça kapsamalıdır. -
Uluslararası İş Birliği:
Rekabet ihlalleri sınır aşan nitelikte olduğundan, AB ve OECD ile veri paylaşımı mekanizması kurulmalıdır.
11. Hakkaniyet ve Serbest Rekabet Dengesi
Dijital pazarlarda rekabetin korunması, yalnız ekonomik değil, etik ve demokratik bir gerekliliktir.
Hakim durumdaki platformların kullanıcı davranışlarını yönlendirme gücü, sadece piyasa dengesini değil, toplumsal algıyı da etkileyebilmektedir.
Bu nedenle rekabet hukuku artık “fiyat” odaklı değil, veri odaklı adalet anlayışıyla evrilmektedir.
Hakkaniyet ilkesi, dijital çağda yalnız ekonomik değil, dijital etik düzeyde de işletilmelidir.
12. Sonuç ve Değerlendirme
E-ticaret platformlarının artan hakimiyeti, dijital ekonomide haksız rekabetin yeni biçimlerini doğurmuştur.
Artık pazar gücü, üretim değil; veri, algoritma ve erişim kontrolü üzerinden tanımlanmaktadır.
Sonuç olarak:
Dijital platformlar, haksız rekabetin yeni aktörleri haline gelmiştir.
4054 sayılı Kanun’un dijital piyasalar için özel hükümlerle güçlendirilmesi gereklidir.
Rekabet Kurumu’nun algoritmik denetim kapasitesi artırılmalıdır.
TTK’da dijital haksız rekabet tanımı açıkça yer almalıdır.
Ulusal düzenlemeler, AB Dijital Pazar Yasası (DMA) ile uyumlu hale getirilmelidir.
Bu çerçevede, dijital rekabet hukuku, yalnız ekonomi politikası değil; hukuk devletinin dijital çağdaki sınavıdır.
Adil rekabet, sadece piyasa düzeni değil, dijital özgürlüğün garantisidir.