Güneş enerjisi santrali kurulumunda lisanssız üretim yönetmeliği nasıl uygulanır?
Giriş
Son yıllarda yenilenebilir enerjiye küresel ölçekte yönelim, güneş enerjisini en umut verici enerji kaynaklarından biri haline getirmiştir. Türkiye’de yapılan yasal düzenlemeler, özellikle lisanssız elektrik üretimi kavramı sayesinde güneş enerji santrali (GES) kurulumlarını daha erişilebilir kılmıştır. Başta 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kararları olmak üzere bir dizi mevzuat, yatırımcılara lisans alma zorunluluğu olmadan elektrik üretimi yapma olanağı tanımaktadır.
Bu makalede, lisanssız güneş enerjisi üretiminin hukuki temelleri, başvuru prosedürleri, uygulama aşamaları ve karşılaşılan zorluklar teorik ve pratik boyutlarıyla ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
1. Lisanssız Güneş Enerjisi Üretiminin Hukuki Çerçevesi
Türkiye’de lisanssız elektrik üretimi modeli, ilk olarak 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu ile desteklenmiş, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili yönetmeliklerle detaylandırılmıştır. Bu modelin temel hedefleri şunlardır:
-
Küçük ölçekli yenilenebilir enerji üretimini teşvik etmek,
-
Tüketicilerin kendi elektrik ihtiyaçlarını karşılamasına olanak tanımak,
-
Lisanslı üretime kıyasla daha basit ve hızlı bir süreç oluşturmak.
Lisanssız güneş enerjisi üretimi, temel olarak şu mevzuat çerçevesinde düzenlenmektedir:
-
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (özellikle m.14),
-
Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği,
-
5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu,
-
EPDK Kararları ve Uygulama Tebliğleri,
-
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği,
-
TEİAŞ ve dağıtım şirketlerinin bağlantı prosedürleri.
2. Lisanssız Üretimin Kapsamı ve Temel İlkeleri
Lisanssız üretim modeli, kapasitesi 5 MW’a kadar olan güneş enerji santrallerinin lisans almaksızın kurulmasına imkan tanımaktadır.
Temel İlkeler:
-
Öz Tüketim Önceliği:
Üretimin temel amacı, tüketicinin kendi elektrik ihtiyacını karşılamaktır; fazlalık enerji ise şebekeye satılabilir. -
Net Sayaçlama ve Faturalama:
Fazla üretilen elektrik, tüketim ile mahsuplaştırılır ve kalan enerji piyasa fiyatından veya YEKDEM kapsamında satın alınır. -
Yerel Dağıtım Şebekesine Bağlantı:
Lisanssız GES’ler genellikle en yakın dağıtım şebekesine bağlanır ve yerel enerji üretimini destekler. -
Basitleştirilmiş Süreç:
EPDK’dan lisans alma zorunluluğu olmadığından, bürokratik yükler ve maliyetler azalır.
3. Başvuru ve Kurulum Süreci
Bir lisanssız güneş enerji santralinin kurulumu, hukuki ve teknik açıdan bir dizi adımı içerir. Süreç şu şekilde özetlenebilir:
3.1. Ön Fizibilite ve Arazi Seçimi
-
Mülkiyet Hakkı: Yatırımcı, santralin kurulacağı arazinin sahibi olmalı veya uzun süreli kira sözleşmesi yapmalıdır.
-
Güneş Potansiyeli Analizi: Bölgenin güneşlenme süresi, verimlilik ve yatırım geri dönüş hesaplamaları yapılmalıdır.
-
İmar ve Arazi Kullanımı: Tarım arazileri veya orman vasfındaki alanlar için ilgili Bakanlıklardan izin alınması gerekebilir.
3.2. Dağıtım Şirketine Başvuru
-
Başvuru Dosyası: Proje tanımı, tek hat diyagramı, bağlantı noktası önerisi, tapu veya kira belgesi, ÇED muafiyet yazısı vb. belgeler hazırlanır.
-
Kapasite Değerlendirmesi: Dağıtım şirketi (EDAŞ), bölgesel şebekenin kapasitesini inceleyerek projeyi kabul eder veya reddeder.
3.3. Bağlantı Anlaşması
Başvurusu onaylanan yatırımcı, EDAŞ ile bağlantı anlaşması imzalar. Bu aşamada:
-
Bağlantı ücreti ödenir,
-
Teknik şartnameler doğrultusunda inverter ve koruma sistemleri seçilir.
3.4. İnşaat ve Kabul Testleri
-
Proje onayından sonra inşaat 12 ay içinde başlar ve tamamlanır.
-
TEDAŞ tarafından geçici kabul testleri yapılır. Testten geçmeyen sistemlerde teknik eksikliklerin giderilmesi gerekir.
3.5. Ticari İşletmeye Geçiş ve Ölçüm
-
Çift yönlü sayaç ile üretim-tüketim dengesi ölçülür.
-
Fazla elektrik, aylık mahsuplaşma sonrası piyasaya satılır.
4. Teşvikler ve Finansal Avantajlar
Lisanssız GES sahipleri şu avantajlardan yararlanabilir:
-
YEKDEM Desteği: Fazla enerji, belirlenen sabit fiyat üzerinden (güneş için kWh başına 13,3 USD cent) devlet tarafından alınır.
-
Vergi Avantajları: Fazla elektrik satışında KDV muafiyeti uygulanabilir.
-
Yerli Ekipman Desteği: Yerli üretim paneller ve inverterler için 0,4 – 3,5 cent/kWh arasında ek destek sağlanır.
5. Çevresel ve İmar Gereklilikleri
Basitleştirilmiş lisanssız model, çevresel ve imar açısından bazı prosedürlerin yine de uygulanmasını zorunlu kılar:
-
ÇED Süreci: 1 MW altındaki projeler genellikle muaf olsa da, “ÇED gerekli değildir” yazısı alınmalıdır.
-
İmar Planı: Tarım arazilerinde santral kurulması için tarım dışı kullanım izni şarttır.
Bu gerekliliklere uymayan projeler idari yaptırımlarla veya bağlantı iptaliyle karşılaşabilir.
6. Hukuki Sorunlar ve Risk Yönetimi
Lisanssız GES projelerinde şu zorluklarla karşılaşılabilir:
-
Şebeke Kapasite Sorunları: Bölgesel kapasite doluluğu nedeniyle başvurular reddedilebilir.
-
Arazi İhtilafları: Tapu sorunları veya üçüncü kişilerin hak iddiaları süreci tıkayabilir.
-
Mevzuat Değişiklikleri: Tarife değişiklikleri veya kapasite sınırı güncellemeleri projeyi etkileyebilir.
-
İnşaat Gecikmeleri: Kabul testlerinin gecikmesi, teşvik haklarının kaybına yol açabilir.
Pratik Öneri: Arazi seçimi öncesi hukuki due diligence yapılmalı; EPC (Mühendislik-Tedarik-Kurulum) ve O&M (İşletme ve Bakım) sözleşmeleri uzman hukukçularca hazırlanmalıdır.
7. Örnek Uygulama: Çatı GES Kurulumu
Yıllık 1.000.000 kWh tüketimi olan bir fabrika binası, 1 MW’lık çatı GES kurarak:
-
Yıllık tüketiminin yaklaşık %70’ini karşılayabilir,
-
Fazla elektriği şebekeye satarak gelir elde edebilir,
-
YEKDEM tarifeleri sayesinde yatırımını 5-7 yılda amorti edebilir.
8. Gelecek Perspektifi
Türkiye’nin enerji politikası, yenilenebilir enerji kapasitesini artırmayı hedeflemektedir. Lisanssız üretim modelinin gelecekte:
-
Çatı ve cephe GES’ler için daha esnek hale gelmesi,
-
Enerji depolama sistemlerinin zorunlu kılınması,
-
Dijital sayaç ve akıllı şebeke entegrasyonunun hız kazanması beklenmektedir.
Sonuç
Lisanssız üretim yönetmelikleri, güneş enerjisi yatırımlarında lisans zorunluluğunu kaldırarak yatırımcıya ciddi avantajlar sağlamaktadır. Ancak projenin başarısı için hukuki planlama, çevresel uyum ve teknik standartlara dikkat edilmelidir.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut