Single Blog Title

This is a single blog caption

Görev ve Yetki Hataları Yüzünden Davanız Reddi

Giriş: Yanlış Mahkemede Açılan Davanın Bedeli

Uygulamada en çok karşılaşılan sorunlardan biri, hukuken haklı olduğu halde davası görev, yetki veya dava şartı hataları yüzünden daha baştan kaybedilen kişilerdir.
Örneğin işçilik alacağı davasını asliye hukuk mahkemesinde açmak, tüketici davasını genel mahkemede takip etmek, kesin yetkili mahkeme yerine farklı bir yerde dava açmak veya taraf ehliyeti / husumet hatası yapmak; çoğu zaman usulden ret, görevsizlik ya da yetkisizlik kararlarıyla sonuçlanmakta ve hak kayıplarına yol açmaktadır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114. maddesi “dava şartlarını”, 115. maddesi ise “dava şartı noksanlığının sonuçlarını” düzenler. Görev ve kesin yetki de, bu sistem içinde dava şartı olarak özel bir yere sahiptir. Bu nedenle, dava açmadan önce HMK m.114–115 çerçevesinde dava şartlarının ve özellikle görev–yetki kurallarının doğru analiz edilmesi, davanızın kaderini baştan belirler.

Bu makalede;

  • Dava şartı nedir,

  • HMK m.114–115 ne getirir,

  • Görev ve yetki hataları davayı nasıl etkiler,

  • Hangi hallerde dava şartı noksanlığı sebebiyle davanız usulden reddedilir,

  • Avukatlar ve taraflar dava açmadan önce hangi kontrol listesine bakmalıdır

sorularını ayrıntılı, mevzuata uyumlu ve pratik örneklerle ele alacağız.


1. Dava Şartı Nedir? (HMK m.114 Genel Çerçeve)

1.1. Dava şartının kavramsal anlamı

Dava şartı, bir davanın esasına girilebilmesi için, mahkemece bulunması zorunlu görülen ön koşullardır. Başka bir ifadeyle, dava şartları mevcut değilse, mahkeme davayı “haklı mısın haksız mısın?” noktasına gelemez; önce “bu davayı görüp göremeyeceğini” inceler.

Dava şartları;

  • Taraflara ilişkin dava şartları (taraf ehliyeti, dava ehliyeti, dava takip yetkisi gibi),

  • Mahkemeye ilişkin dava şartları (görev, kesin yetki, yargı yolunun caiz olması gibi),

  • Davaya ilişkin dava şartları (hukuki yarar, usulüne uygun açılmış dava, harç– gider gibi)

şeklinde üçlü bir tasnife tabi tutulabilir. HMK m.114, bunları tek tek saymakta; m.115 ise eksikliğin nasıl giderileceğini ve giderilemezse ne olacağını düzenlemektedir.

1.2. HMK m.114’te sayılan başlıca dava şartları

Detaylarına girmeden, uygulamada en çok karşımıza çıkan dava şartlarını özetleyelim:

  • Yargı yolunun caiz olması (adli/idari yargı ayrımı, tahkim anlaşması varlığı vb.)

  • Mahkemenin görevli olması

  • Kesin yetki hallerinde mahkemenin yetkili olması

  • Tarafların taraf ehliyetine sahip olması

  • Dava ehliyeti

  • Dava takip yetkisinin bulunması (vekilin/temsilcinin yetkisi vb.)

  • Aynı konuda daha önce açılmış ve derdest bir davanın bulunmaması

  • Kesin hüküm bulunmaması

  • Davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunması

  • Davanın usulüne uygun olarak açılmış olması (dilekçe şartları, harç, gider avansı vb.)

Bu şartlardan biri eksikse, mahkeme esas hakkında hüküm veremez; önce eksikliğin tamamlanıp tamamlanamayacağını değerlendirir. Tamamlanabilecek nitelikte ise süre vererek giderilmesini ister; giderilemeyecek nitelikte ise davayı usulden reddeder.


2. HMK m.115: Dava Şartı Eksikliği Nasıl İşletilir?

2.1. Mahkeme dava şartlarını ne zaman inceler?

HMK sistemine göre, dava şartları taraflar ileri sürmese dahi mahkemece re’sen incelenir.
Bu inceleme kural olarak;

  • Dava açıldığı anda,

  • En geç ön inceleme aşamasında,

  • Gerekirse yargılamanın ilerleyen safhalarında,

yapılmak zorundadır. Çünkü dava şartı yoksa, mahkemenin davanın esasına girmesi mümkün değildir.

2.2. Giderilebilir ve giderilemez dava şartı eksiklikleri

HMK m.115, dava şartı noksanlığında şu ayrımı yapar:

  • Giderilebilir eksiklikler: Örneğin;

    • Harç veya gider avansının yatırılmamış olması,

    • Davacı vekilinin vekaletnamesinin sunulmamış olması,

    • Dilekçede adres eksikliği, imza eksikliği gibi şekli eksiklikler.

    Bu hallerde mahkeme, davacıya uygun bir süre verir. Verilen sürede eksiklik giderilirse yargılama devam eder; giderilmezse dava usulden reddedilir veya açılmamış sayılır.

  • Giderilemez eksiklikler: Örneğin;

    • Mahkemenin görevli olmaması,

    • Yargı yolunun uygun olmaması (idari yargı konusu bir işlemin adli yargıda açılması gibi),

    • Davacının hukuki yararının bulunmaması,

    • Kesin hüküm engeli.

    Bu gibi haller, sonradan tamamlama ile düzeltilemeyeceği için, mahkeme davayı usulden reddeder veya görevsizlik/ yetkisizlik kararı verir.

2.3. Usulden ret kararı ve sonuçları

Dava şartı eksikliği sebebiyle verilen usulden ret kararı, davanın esasına girilmeden verildiği için esas hakkında kesin hüküm oluşturmaz; ancak sonradan aynı eksiklik devam ettiği sürece aynı dava yeniden açılamaz.

Önemli nokta şudur:

  • Usulden reddedilen davada, zamanaşımı veya hak düşürücü süreler işlemeye devam etmiş olabilir.

  • Özellikle yanlış görev–yetki nedeniyle mahkemenin uzun süre yargılama yapmasından sonra görevsizlik/ yetkisizlik kararı verilmesi, davacıyı kritik süreler açısından son derece zor durumda bırakabilir.

Bu yüzden, dava şartlarının ve görev–yetki kurallarının daha dava açmadan önce titizlikle incelenmesi gerekir.


3. Görev Kavramı: Yanlış Mahkemede Açmak Davayı Bitirir

3.1. Görev nedir?

Görev; aynı yargı kolu içinde (örneğin adli yargı) yer alan farklı mahkemeler arasında, hangi tür davaya hangi mahkemenin bakacağına ilişkin işbölümüdür.

Örnekler:

  • İşçilik alacağı davasının kural olarak iş mahkemesinde,

  • Tüketici işlemlerinden doğan davaların tüketici mahkemesinde,

  • Aile hukukuna ilişkin davaların (boşanma, velayet vb.) aile mahkemesinde,

  • Ticari davaların bir kısmının asliye ticaret mahkemesinde,

  • Fikri hak davalarının fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinde

görülmesi, görev kurallarının sonucudur.

3.2. Görev kamu düzenindendir

HMK’ya göre görev;

  • Kamu düzenine ilişkin olup,

  • Mahkeme tarafından re’sen gözetilir,

  • Taraflar görev konusunda anlaşarak mahkemeye yetki veremez,

  • Göreve aykırılık halinde mahkeme, davanın her aşamasında görevsizlik kararı verebilir.

Bu özellikler nedeniyle, görev hatası yapılması durumunda; tarafların “itiraz etmediği” savunması davayı kurtarmaz. Hakim, görmezden gelemez.

3.3. Görev hatasının pratik sonuçları

Yanlış görevli mahkemede açılan davada;

  1. Mahkeme görevsizlik kararı verir.

  2. Karar kesinleşince, dosya görevli mahkemeye gönderilebilir (süreye tabidir).

  3. Taraflar, belirli süre içinde görevli mahkemeden dosyanın devrini istemezse;

    • Dava açılmamış sayılabilir,

    • Zamanaşımı veya hak düşürücü süreler bu süreçte işlemeye devam etmiş olabilir.

Örneğin, işçilik alacağı davasını yanlışlıkla asliye hukuk mahkemesinde açtığınızı düşünün. Yargılama aylarca sürdükten sonra görevsizlik kararı verilirse, işçilik alacakları açısından zamanaşımı tehlikesi ciddi bir risk haline gelebilir.


4. Yetki Kuralları: Hangi Şehirde Dava Açılacak?

4.1. Yetki nedir?

Yetki, görevli mahkeme türü belirlendikten sonra, coğrafi olarak hangi yer mahkemesinin davaya bakacağını ifade eder.

Genel kural:

  • HMK’ya göre, kural olarak davalının yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkemedir.

Ancak bazı hallerde:

  • Sözleşmeden doğan davalarda ifa yeri,

  • Haksız fiilde fiilin işlendiği yer,

  • Sigorta sözleşmelerinde zarar görenin yerleşim yeri,

  • Boşanma davalarında eşlerin son altı ay birlikte oturdukları yer,

gibi özel yetki kuralları öngörülmüştür.

4.2. Kesin yetki – normal yetki ayrımı

Yetki kuralları ikiye ayrılır:

  1. Kesin olmayan (normal) yetki:

    • Taraflar itiraz etmezse, yanlış yetkili mahkemede açılan dava görülmeye devam edebilir.

    • Yetki itirazı, ilk itiraz niteliğindedir ve belirli sürede yapılmalıdır.

  2. Kesin yetki:

    • Kanun, belli bir davanın mutlaka belirli bir yer mahkemesinde açılmasını emretmiştir.

    • Örneğin taşınmazın aynına ilişkin davalar, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmak zorundadır.

    • Bu hallerde yetki, dava şartıdır; mahkemece re’sen gözetilir.

Kesin yetki kuralı varsa ve dava yanlış yerde açılmışsa, mahkeme dava şartı yokluğu sebebiyle usulden ret veya yetkisizlik kararı verebilir.

4.3. Yetki itirazı ve süresi

Normal yetki hallerinde;

  • Davalı, yetki itirazını ilk itiraz olarak ve

  • Süresi içinde (ilk cevap dilekçesinde)

ileri sürmek zorundadır. Bu süre geçirilirse; yanlış yerde açılmış olsa dahi yetki itirazı dinlenmez ve mahkeme davaya bakmaya devam eder.

Bu noktada önemli ayrım şudur:

  • Görev kamu düzenindendir, her aşamada re’sen gözetilir.

  • Normal yetki kamu düzenine ait değildir; süresinde itiraz edilmezse dava o mahkemede görülür.

  • Kesin yetki ise dava şartıdır; mahkeme re’sen gözetir.


5. HMK m.114–115 Açısından Görev ve Yetkinin Dava Şartı Olarak Yeri

5.1. Görev doğrudan dava şartıdır

HMK m.114, “mahkemenin görevli olması”nı açıkça dava şartı olarak sayar.
Bu nedenle:

  • Görevli olmayan mahkemenin davaya bakması mümkün değildir.

  • Hâkim, görevli olup olmadığını kendiliğinden incelemek zorundadır.

  • Görev eksikliği giderilemeyeceği için, mahkeme görevsizlik kararı vermek zorundadır.

5.2. Kesin yetki de dava şartı olarak düzenlenmiştir

Yine HMK m.114, “kesin yetki halleri”ni dava şartları arasında sayar. Bu ne anlama gelir?

  • Kanunda “mutlaka X yer mahkemesinde açılır” denmişse, bu kural dava şartıdır.

  • Örneğin taşınmazın aynına ilişkin davalar, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmak zorundadır.

  • Bu durumda mahkeme, taraflar itiraz etmese dahi kesin yetki kuralını re’sen gözetir.

  • Yanlış yerde açılan dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilebilir veya yetkisizlik kararı verilebilir.

5.3. Normal yetki bir dava şartı değildir

Önemli bir nüans:

  • Genel yetki (davalının yerleşim yeri) ve çoğu özel yetki kuralları, dava şartı değildir.

  • Bu sebeple, dava yanlış yerde açılmış olsa bile;

    • Davalı süresinde yetki itirazı yapmazsa,

    • Mahkeme yetkisizliğini re’sen inceleyemez,

ve dava o mahkemede görülmeye devam eder.

Bu ayrımın pratiğe yansıması:

  • Eğer dava; taşınmazın aynına ilişkin değilse, aile mahkemelerindeki kesin yetki gibi özel bir kesin yetki durumu yoksa, yetki çoğu kez ilk itiraz konusudur.

  • Davalı şirket veya kişi, yetki itirazını cevap süresi içinde yapmazsa, sonradan “mahkeme yetkisizdi” demek işe yaramaz.


6. Uygulamada En Çok Yapılan Görev ve Yetki Hataları

6.1. İş davasını genel görevli mahkemede açmak

En tipik hata: işçilik alacağı, kıdem–ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücreti gibi davaların asliye hukuk mahkemesinde açılmasıdır.

Oysa:

  • İşçi–işveren uyuşmazlıkları, kural olarak iş mahkemelerinin görevi kapsamındadır.

  • İş mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesi “iş mahkemesi sıfatıyla” davaya bakar.

  • Hangi mahkemenin görevli olduğu, davanın açıldığı yerdeki “mahkeme isimlerine” değil, uyuşmazlığın konusuna göre belirlenir.

Yanlış görevli mahkemede açılan iş davalarında, genellikle bir süre sonra görevsizlik kararı verilmekte, bu da hem zaman kaybına hem de zamanaşımı riski doğmasına neden olmaktadır.

6.2. Tüketici davasını yanlış mahkemede açmak

Bir diğer sık hata:

  • Tüketici sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar için tüketici mahkemesi yerine asliye hukuk/ ticaret mahkemesinde dava açılmasıdır.

Tüketici mahkemesinin bulunduğu yerlerde, tüketici uyuşmazlıklarında görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Tüketici mahkemesi yoksa, asliye hukuk mahkemesi “tüketici mahkemesi sıfatıyla” bakar.

Davayı yanlış mahkemede açmak, özellikle tüketici hakem heyeti–tüketici mahkemesi ayrımının yanlış yapılması durumunda, ciddi süre kayıplarına yol açabilir.

6.3. Aile hukukuna ilişkin davalarda görev–yetki karışıklığı

Boşanma, velayet, nafaka gibi aile hukukundan doğan davalar;

  • Kural olarak aile mahkemelerinin görev alanına girer.

  • Aile mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesi “aile mahkemesi sıfatıyla” bakar.

Yetki bakımından da;

  • Boşanma davalarında, eşlerin son altı ay birlikte oturdukları yer veya davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.

  • Bu yetki kuralının niteliği ve kesin olup olmadığı da dikkatle analiz edilmelidir.

Aile mahkemesi yerine doğrudan asliye hukuk mahkemesinde, aile mahkemesi sıfatı belirtilmeden açılan davalarda görev–yetki karışıklıkları ortaya çıkabilmektedir.

6.4. Fikri ve sınai haklar, ticari davalar ve özel mahkemeler

  • Marka, patent, tasarım, telif gibi fikri ve sınai haklara ilişkin davaların, özel yetkili mahkemelerde açılması gerekir. Yanlış yerde açılması halinde görev ve kesin yetki sorunları gündeme gelir.

  • Yine, belirli nitelikteki ticari davalar için asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. Bu ayrım gözetilmediğinde görevsizlik kararları kaçınılmaz olur.

6.5. Taşınmaz davalarında kesin yetkiyi gözden kaçırmak

Taşınmazın aynına ilişkin davalarda (mülkiyet, tapu iptal ve tescil, kat mülkiyeti uyuşmazlıkları gibi) taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

Bu tür davaların yanlış yerde açılması, doğrudan dava şartı eksikliği doğurur.
Bu nedenle özellikle:

  • Kamulaştırmasız el atma,

  • Kat mülkiyeti–ortak alan davaları,

  • Tapu iptal–tescil,

  • Kentsel dönüşüm uyuşmazlıkları

gibi davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin tespiti hayati önem taşır.


7. Görev ve Yetki Hatalarının Zaman, Maliyet ve Hak Kaybı Boyutu

7.1. Süre kaybı

Yanlış görevli veya yetkisiz mahkemede açılan dava;

  • Ön inceleme aşamasına gelene kadar uzun bir süreç geçirir,

  • Deliller toplanmaya başlanmış bile olabilir,

  • Tam “esas hakkında” beklenirken görevsizlik–yetkisizlik kararı çıkabilir.

Bu durum davacının aylarını, bazen yıllarını boşa harcamasına yol açar.

7.2. Zamanaşımı ve hak düşürücü süreler

Görev–yetki hatalarının en tehlikeli sonucu, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler açısından ortaya çıkar.

  • Her ne kadar görevsizlik veya yetkisizlik kararı sonrası, belirli sürede dosyanın görevli/ yetkili mahkemeye gönderilmesi imkanı bulunsa da,

  • Bu süreler kaçırıldığında dava açılmamış sayılabilir ve bu arada zamanaşımı dolmuş olabilir.

Özellikle:

  • İş davalarında,

  • Tazminat davalarında,

  • Sigorta uyuşmazlıklarında,

  • Taşınmaz davalarında

süre hesapları, dava şartlarıyla iç içe değerlendirilmelidir.

7.3. Masraflar ve yargılama giderleri

Hatalı mahkemede açılan davada;

  • Yapılan harç ve giderler, masraf kalemleri, tanık–bilirkişi giderleri,

  • Sonradan görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilse de tarafların üzerinde ciddi bir yük olarak kalabilir.

Her ne kadar bir kısım harçların iadesi veya mahsup edilmesi mümkün olsa da; pratikte zaman–emek–maliyet üçlüsü bakımından büyük kayıplar doğar.


8. Dava Açmadan Önce Kontrol Listesi: Görev ve Yetkiyi Nasıl Doğru Belirlersiniz?

Davanızın daha en baştan reddedilmemesi için, HMK m.114–115 çerçevesinde şu soruları sistematik olarak sormakta fayda var:

8.1. Yargı yolu doğru mu?

  • Uyuşmazlık adli yargının konusu mu, idari yargının mı?

  • Taraflar arasında tahkim anlaşması var mı?

  • Zorunlu arabuluculuk, başvuru ön koşulu (tüketici, iş, ticari uyuşmazlıklar) yerine getirildi mi?

Yargı yolu yanlış seçildiyse, dava şartı eksikliğinden usulden ret kaçınılmazdır.

8.2. Görevli mahkeme doğru mu?

  • Uyuşmazlık iş hukuku, tüketici hukuku, aile hukuku, ticaret, fikri haklar, kadastro, kira, tapu, sigorta vs. hangi alana giriyor?

  • Bu alanda özel görevli bir mahkeme var mı? (İş mahkemesi, tüketici mahkemesi, aile mahkemesi, ticaret mahkemesi, fikri ve sınai haklar mahkemesi vb.)

  • Bulunduğunuz yerde özel mahkeme yoksa, hangi mahkeme “o sıfatla” görev yapıyor?

Bu sorulara net cevap veremiyorsanız, görev hatası yapma riskiniz yüksektir.

8.3. Yetkili mahkeme doğru mu?

  • Genel yetkili mahkeme: davalının yerleşim yeri.

  • Uyuşmazlık türüne göre özel yetkili mahkemeler (sözleşmenin ifa yeri, haksız fiilin işlendiği yer, sigorta uyuşmazlıklarında zararın meydana geldiği yer vb.) var mı?

  • Kesin yetki düzenlemesi söz konusu mu? (Taşınmazın aynına ilişkin davalar, bazı aile hukuku davaları vb.)

  • Taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi yapılmış mı?

Bu hususlar netleşmeden dava açmak, özellikle taşınmaz ve ticari uyuşmazlıklarda ciddi risk oluşturur.

8.4. Diğer dava şartları tam mı?

  • Taraf ehliyeti, dava ehliyeti, dava takip yetkisi doğru mu?

  • Vekaletname ve temsil yetkisi tam mı?

  • Hukuki yarar açık mı? (Özellikle tespit davası, menfi tespit davası gibi davalarda)

  • Aynı konuda daha önce açılmış derdest dava veya kesin hüküm var mı?

  • Harç ve gider avansı eksiksiz yatırıldı mı?

Bu sorulara “evet” diyemediğiniz her durumda, HMK m.114–115 gereği dava şartı eksikliği riskiyle karşı karşıyasınız demektir.


9. Görev ve Yetki Hataları Bakımından Avukatlar İçin Stratejik Öneriler

9.1. Dava stratejisini belirlerken görev–yetki analizi ile başlayın

Dava stratejisi çoğu zaman “hangi delili sunacağım?” sorusundan önce, “hangi mahkemede, hangi yerde dava açacağım?” sorusuyla başlar.

Bu nedenle:

  • Her dosyada öncelikle uyuşmazlığın hukuki niteliğini belirleyin.

  • Bu niteliğe göre özel görevli mahkeme var mı, kontrol edin.

  • Taşınmaz, aile, iş, tüketici, sigorta, fikri hak gibi konularda görev–yetki hükümlerini mutlaka gözden geçirin.

9.2. Yetki sözleşmelerini dikkatle inceleyin

Özellikle ticari ilişkilerde taraflar, sözleşmelere “işbu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda X ili mahkemeleri yetkilidir” şeklinde yetki şartları koymaktadır.

  • Tacirler arasındaki yetki sözleşmeleri çoğu zaman geçerlidir.

  • Tüketici sözleşmelerinde ise tüketici aleyhine yetki şartı geçersiz olabilir.

Yetki sözleşmesinin geçerliliğini analiz etmeden dava açmak; ya gereksiz yetki itirazlarıyla uğraşmanıza ya da davanızın yetkisizlik kararlarıyla sürüncemede kalmasına neden olabilir.

9.3. Dava şartı eksikliklerini önceden giderin

  • Vekaletname, harç, gider avansı, zorunlu arabuluculuk tutanağı gibi hususları dosyaya en baştan eksiksiz koyun.

  • Dava dilekçesini HMK’daki şekil şartlarına uygun hazırlayın.

  • Taraf bilgileri, adresler, T.C. kimlik numarası gibi bilgilerde hata bırakmamaya özen gösterin.

Bu sayede mahkeme, HMK m.115 uyarınca size süre vermek zorunda kalmadan, yargılama daha hızlı ilerler.


10. Sık Sorulan Sorular: Görev ve Yetki Hataları Hakkında

Soru 1: Görev hatası yaparsam yanlış mahkemenin verdiği karar geçerli olur mu?

Hayır. Görev kamu düzenine ilişkin olduğu için, görevli olmayan mahkemenin esas hakkında verdiği kararlar hukuken geçerli olmaz; istinaf veya temyiz aşamasında kaldırılabilir. Bu nedenle, görev hatası yapılmışsa, genellikle ilk derece daha baştan görevsizlik kararı vermelidir.

Soru 2: Yanlış yetkili yerde açtım ama davalı itiraz etmedi, ne olur?

  • Eğer söz konusu yetki kesin yetki değilse,

  • Davalı süresinde yetki itirazı yapmamışsa,

mahkeme davaya bakmaya devam eder; normal yetki kuralı dava şartı olmadığı için re’sen incelenmez. Ancak kesin yetki söz konusuysa, mahkeme taraflar itiraz etmese bile re’sen gözetmek zorundadır.

Soru 3: Görevsizlik kararından sonra ne kadar sürede dosyanın gönderilmesini istemeliyim?

Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verildiğinde, kanunda öngörülen süre içinde (örneğin iki hafta gibi) görevli/ yetkili mahkemeden dosyanın gönderilmesini istemek gerekir. Süre kaçırılırsa dava açılmamış sayılabilir ve zamanaşımı yönünden ciddi hak kayıpları doğabilir.

Soru 4: Dava şartı eksikliği sebebiyle reddedilen davayı yeniden açabilir miyim?

  • Eksiklik giderilebilir nitelikte ise (örneğin harç eksikliği, vekaletname vb.), eksikliği giderip davayı yeniden açabilirsiniz.

  • Ancak zamanaşımı veya hak düşürücü süreler açısından yeni davanın süresinde olup olmadığı mutlaka ayrıca değerlendirilmelidir.

Soru 5: Hâkim dava şartı eksikliğini hiç incelemeden esasa girerse ne olur?

Dava şartları re’sen incelenmesi gereken hususlar olduğu için, hâkimin dava şartı yokluğuna rağmen esasa girip hüküm kurması, üst dereceli mahkemelerde bozma sebebi olabilir. Bu da yargılamanın gereksiz yere uzamasına yol açar.


11. Sonuç: HMK m.114–115’i Doğru Okumak Davanızın Kaderini Değiştirir

Görev ve yetki hataları, çoğu zaman tarafların “nasıl olsa mahkeme bakar” diye hafife aldığı; ancak sonuçta davanın daha baştan kaybedilmesine, zamanaşımı risklerine, masraf ve zaman israfına neden olan kritik usul sorunlarıdır.

HMK m.114’te sayılan dava şartları ve m.115’te düzenlenen dava şartı noksanlığının sonuçları, her dava türü için zorunlu bir kontrol listesidir. Özellikle:

  • Görevli mahkemenin doğru tespiti,

  • Kesin yetki hallerinin gözden kaçırılmaması,

  • Normal yetki hallerinde süresinde yetki itirazı yapılması,

  • Yargı yolu, arabuluculuk, harç, hukuki yarar gibi diğer dava şartlarının eksiksiz sağlanması,

hayati önem taşır.

Davanızın daha ilk aşamada usulden reddedilmemesi, yıllarca sürebilecek bir hukuk mücadelesinin sağlam bir zemine oturması için;

  • HMK m.114–115 hükümlerini,

  • İlgili özel kanunlardaki görev–yetki düzenlemelerini,

  • Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi uygulamasını

bir bütün olarak değerlendirmek gerekir.

Hak kaybı yaşamamak, sürelere takılmamak ve davanızın usulden değil esastan karara bağlanmasını sağlamak için; dava açmadan önce mutlaka görev ve yetki analizini detaylı şekilde yapmak, aksi halde düzeltmesi bazen imkansız olabilecek usul hatalarına yol açabilir.

Bu çerçevede; doğru mahkemede, doğru yerde ve dava şartları eksiksiz tamamlanmış şekilde açılan bir dava, müvekkilin hakkına kavuşması yolunda en güçlü başlangıçtır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button