Göçmen Kaçakçılığı Suçu
Giriş
Göçmen kaçakçılığı suçu, özellikle Türkiye’nin “göç yolları” üzerindeki coğrafi konumu nedeniyle, ceza yargılamasının en yoğun alanlarından biridir. Ege ve Akdeniz’de botlarla yapılan geçişler, kamyon veya minibüslerle sınır hattına insan taşıma faaliyetleri ve bu organizasyonun arka planında yer alan çok sayıda aktör, uygulamada “kim örgütleyici, kim yardımcı?” sorusunu sürekli gündeme getirmektedir.
Bu makalede TCK m. 79 kapsamında göçmen kaçakçılığı suçunda bot (tekne) sahibi, şoför ve rehberin hukuki sorumluluğu ayrıntılı biçimde ele alınacak; hangi durumlarda bu kişilerin organizatör (örgütleyici fail), hangi durumlarda yardım eden veya daha alt düzey bir rol üstlendiklerinin tespiti bakımından kriterler tartışılacaktır.
SEO açısından bakıldığında, makalenin ana odak anahtar kelimesi “Göçmen kaçakçılığı suçu (TCK m. 79) bot sahibi, şoför ve rehberin sorumluluğu” olup, metin boyunca bu kavramın varyasyonları (örgütleyici, yardım eden, tekne sahibi, kaptan, sürücü, rehber vs.) sistematik biçimde kullanılacaktır.
I. Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Normatif Çerçevesi
1. TCK m. 79’un sistematik konumu ve korunan hukuki değer
Göçmen kaçakçılığı suçu, 5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar” arasında değil, “Kamu düzenine karşı suçlar” ve “göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu tercih, suçun yalnızca bireysel mağdurlara değil; aynı zamanda göç rejimine, sınır güvenliğine ve kamu düzenine yönelen çok katmanlı bir tehlike oluşturduğunu gösterir.
Korunan hukuki değerler kısaca şöyle özetlenebilir:
-
Devletin göç ve sınır politikasını belirleme ve uygulama yetkisi,
-
Göçmenlerin onuru ve güvenliği,
-
Uluslararası toplumun göç rejimine ilişkin ortak düzeni.
Suçun mağduru hem devlet hem de doğrudan etkilenen göçmenlerdir. Göçmenler bazı hallerde rızalarıyla hareket ediyor gibi görünse de, çoğu kez çaresizlik, yanlış bilgilendirme ve istismar söz konusudur. Bu nedenle göçmen kaçakçılığı, “tarafların karşılıklı ve eşit pazarlık ettiği” sıradan bir sözleşme ilişkisi olarak görülemez.
2. Suçun temel unsurları
TCK m. 79’da özetle, yabancıların ülkeye yasa dışı yollarla sokulması veya ülkede bulunan yabancıların yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılması cezalandırılmaktadır. Suçun maddi unsurlarını üç ana başlıkta toplayabiliriz:
-
Fail: Her gerçek kişi fail olabilir, özel bir nitelik aranmamaktadır.
-
Mağdur: Göçmenler ve kamu düzeni.
-
Fiil:
-
Yabancının ülkeye kanuna aykırı şekilde sokulması,
-
Yabancının veya Türk vatandaşının ülke dışına kanuna aykırı çıkarılması,
-
Bu fiillerin bir menfaat karşılığı veya haksız kazanç saikiyle yapılması.
-
Manevi unsur bakımından, kasten işlenebilen bir suç söz konusudur. Fail, eyleminin hukuka aykırı olduğunu bilir ve göçmenlerin kanuna aykırı bir şekilde sınırı geçmesini bilerek ve isteyerek temin eder.
3. Nitelikli haller, teşebbüs ve içtima
TCK m. 79’da, suçun tehlikeli araçlarla işlenmesi, mağdurların hayatlarını tehlikeye sokacak şekilde ve insan onuruna aykırı şartlarda taşıma, veya eylemin örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi gibi nitelikli hallere yer verilmiştir.
Deniz yoluyla, denize elverişsiz veya kapasitesinin çok üzerinde doldurulmuş botlarla taşıma yaygın bir örnektir. Bu tür olaylarda, yalnızca göçmen kaçakçılığı değil, ayrıca göçmenlerin ölümü gerçekleşmişse kasten öldürme, gerçekleşmemişse olası kastla öldürme teşebbüsü gibi tartışmalar da ortaya çıkabilmektedir.
II. İştirak Kuralları Çerçevesinde Örgütleyici ve Yardımcı Ayrımı
1. Genel iştirak hükümleri (TCK m. 37, 38, 39)
Göçmen kaçakçılığı suçu bakımından, TCK’nın genel iştirak hükümleri hayati önem taşır. Zira tek bir bot seferinde bile şu kişiler bir arada bulunabilir:
-
Göçmenleri bulan ve ikna eden kişi,
-
Parayı toplayan finansçı,
-
Botu sağlayan tekne sahibi,
-
Tekneyi kullanan kaptan/şoför,
-
Sınır bölgesinde rehberlik yapan kişi,
-
Sahte kimlik veya sahte belge temin edenler.
TCK m. 37 doğrudan fail ve birlikte faillik hükümlerini düzenler. Suçun işlenişine hâkim olan, fiili sevk ve idare eden, karar alma sürecini yöneten kişiler fail sıfatını taşır.
TCK m. 39 ise yardım eden kişileri düzenler. Suçun işlenmesini kolaylaştıran, araç sağlayan, gözetleme yapan, güzergâhı gösteren fakat suçun seyrini kontrol etmeyen ve karar alma mekanizmasında yer almayan kişi, çoğu kez yardım eden olarak nitelendirilir.
2. Örgütleyici / organizatör kimdir?
Göçmen kaçakçılığı kararlarında mahkemeler, “organizatör” veya “örgütleyici” kavramını, teknik anlamdaki suç örgütü yöneticisinden daha geniş içerikte kullanmaktadır. Bu kişi:
-
Göçmenlerin nereden alınacağını,
-
Hangi araçla, hangi güzergâhtan, hangi tarihte ve hangi fiyata taşınacağını,
-
Hangi kişinin hangi rolde görev alacağını,
-
Ödemelerin nasıl yapılacağını
planlayan ve bu işleyişe hâkim olan kişidir.
Dolayısıyla organizatör, çoğu kez birlikte fail konumundadır. Hatta kendisi bizzat sahaya hiç çıkmasa bile, suçun icrasına verdiği emirler ve kurduğu ağ nedeniyle fiil üzerinde “hâkimiyet” sahibidir.
3. Yardım edenin konumu
Yardım eden, suçun icrasına katkıda bulunmasına rağmen, suçun bütününe hâkim olmayan kişidir. Göçmenleri sınır hattına kadar kendi aracıyla bırakmak, botu belirli bir ücret karşılığında kısa süreliğine temin etmek, muhafaza yeri göstermek, telefonla haberleşme, sahilde gözcülük yapmak gibi eylemler çoğu kez yardım olarak nitelendirilir.
Ancak unutulmamalıdır ki: “Yardım” ile “fail” arasındaki çizgi, failin fiil üzerindeki hâkimiyeti ve organizasyon içindeki rolünün ağırlığına göre belirlenir.
III. Bot (Tekne) Sahipliğinin Hukuki Niteliği
1. Sadece tekne sahibi olmak sorumluluk için yeterli midir?
Uygulamada sıkça rastlanan durum, göçmenleri taşıyan botun kayıtlı malikinin veya fiilî sahibinin kim olduğu sorusudur. Soru şudur:
Sadece botun sahibi olmak, TCK m. 79 kapsamında sorumluluk için yeterli midir?
Cevap hayırdır. Ceza sorumluluğu bakımından salt mülkiyet tek başına yeterli değildir. Bot, tekne veya aracın göçmen kaçakçılığında kullanılacağını bilmeyen; aracını örneğin balıkçılık veya turistik gezi için verdiğini düşünen malikin, kastı bulunmadığı ölçüde cezai sorumluluğu olmayacaktır.
Burada belirleyici olan, bot sahibinin:
-
Aracın ne amaçla kullanılacağını bilmesi,
-
Bu amaç doğrultusunda kendi iradesiyle tahsis etmesi,
-
Çoğu kez bu işten menfaat elde etmesidir.
2. Botu bilerek tahsis eden kişinin konumu: Fail mi, yardım eden mi?
Bot sahibi, teknesini bilerek ve isteyerek göçmenlerin yasa dışı geçişinde kullanılmak üzere sağlıyorsa, iki ihtimal gündeme gelir:
-
Faillik (birlikte fail):
-
Bot sahibi, güzergâhı belirleme, personeli seçme, göçmenlerle pazarlık yapma, taşıma planını kurma aşamalarına aktif katılıyorsa,
-
Tekneye kimin bineceğini, kaç kişinin alınacağını, ücretlerin nasıl paylaşılacağını belirliyorsa,
-
Kaptanı kendisi temin ediyor ve fiilin icrasına hâkim bir pozisyonda bulunuyorsa,
bu durumda organizatör / birlikte fail olarak sorumlu tutulması gerekir.
-
-
Yardım eden:
-
Bot sahibi yalnızca belirli bir bedel karşılığında, “sen şu gece tekneyi al, getir” diyerek aracı teslim etmiş,
-
Kimi taşıyacaklarını, güzergâhı ve diğer detayları organizatörlerden dinlemiş ancak bunlar üzerinde karar alıcı rol üstlenmemiş,
-
Sadece “elde ettiği kira bedeli” ile yetinmişse,
çoğu durumda yardım eden olarak sorumluluğu tartışılmalıdır.
-
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Sorumluluk, bot sahibinin kazancının “organizasyon kârı” olup olmadığına ve planlama sürecine katılım derecesine göre ağırlaşır ya da hafifler.
3. Bot sahibinin hiç sahaya çıkmaması hâli
Bazı dosyalarda bot sahibi sahaya hiç çıkmamakta, tekne bir başka kişiye devredilmekte veya kiralanmaktadır. Böyle bir durumda:
-
Bot sahibi, göçmen kaçakçılığı faaliyetini detaylarıyla biliyor ve bu faaliyet için tekneyi tahsis ediyorsa, sadece sahaya çıkmaması onu kurtarmaz;
-
Buna karşılık, aracın göçmen kaçakçılığında kullanılacağını önceden bilmeyen, hatta “denize çıkılmadığı” iddia edilen hallerde kusur aranması gerekir.
Bu ayrımı yaparken, telefon kayıtları, mesajlaşmalar, para transferleri, tanık beyanları belirleyici delil olacaktır.
IV. Şoför / Kaptan / Sürücü Konumundaki Kişinin Sorumluluğu
1. Fiili bizzat gerçekleştiren kişi olarak fail
Göçmen kaçakçılığı suçunda şoför veya kaptan, çoğu olayda suçun fiili icrasını üstlenen kişidir. Tekneyi kullanan, göçmenleri sahilden alıp açık denize taşıyan, kamyonu veya minibüsü sınır hattına süren kişi, hem göçmenlerin hem de fiilin kaderini büyük ölçüde belirler.
Eğer şoför:
-
Göçmenlerin yasa dışı şekilde taşındığını biliyor,
-
Güzergâhı bilerek seçiyor,
-
Ödenecek ücreti, güzergâhı ve yolculuğun detaylarını organizasyonla birlikte planlıyorsa,
çoğu kez birlikte fail kabul edilir.
2. “Sıradan şoför” savunmasının sınırları
Uygulamada sık karşılaşılan savunma, “Ben sadece şoförüm, ne taşıdığımı bilmiyordum.” şeklindedir. Bu savunmanın inandırıcı olup olmadığı şu kriterlerle ölçülür:
-
Göçmenler aracın içine veya tekneye nasıl bindirilmiştir?
-
Araç veya bot, normal yolcu taşımacılığından tamamen farklı, kalabalık ve riskli bir şekilde doldurulmuş mudur?
-
Seferin yapıldığı saat, güzergâh, kullanılan iskele veya sınır noktası olağan mı, yoksa gizli ve gece vakti mi?
-
Şoför, elde ettiği ücret bakımından olağanüstü bir menfaat mi elde etmiştir?
Bu sorulara verilen cevaplar, şoförün örgütleyiciye ne kadar yakın olduğunu gösterir. Eğer şoför, “ne yaptığını bilen”, talimat alan, ancak planlama ve menfaat paylaşımında alt düzeyde yer alan bir aktör ise, bazı durumlarda yardım eden sıfatıyla değerlendirilmesi mümkündür.
3. Kaptanın özel konumu
Deniz taşımacılığında kaptan, deniz aracının fiili yönetiminden sorumlu kişi olarak öne çıkar. Özellikle denize elverişsiz botlarla, hava şartları uygun olmayan zamanlarda, can yeleği olmayan göçmenleri taşımayı kabul eden kaptan, çoğu kez:
-
Göçmen kaçakçılığının tehlikeli şekilde icrasından,
-
Göçmenlerin hayatlarının tehlikeye sokulmasından,
-
Ölümle sonuçlanan olaylarda ayrıca ölüme neden olma suçlarından
da sorumlu tutulmaktadır.
Kaptanın “sadece motoru çalıştırdığı”, hiçbir şey bilmediği savunması, göçmenlerin sayısı, yolculuğun koşulları ve kaptanın daha önceki faaliyetleriyle test edilmelidir.
V. Rehber (Güzergâhı Gösteren, Toplayan, Konvoyu Yöneten) Kişinin Konumu
1. Rehberin tipik rolleri
Göçmen kaçakçılığı suçunda rehber, farklı fonksiyonlara sahip olabilir:
-
Göçmenleri şehir içinde veya sınır hattına kadar yönlendiren,
-
Ormanlık alanlarda “patika yol” gösteren,
-
Sahile kadar yaya konvoyu yöneten,
-
Kontrol noktalarını bildiren ve polisi atlatmaya yarayan ara yolları tanıyan kişi.
Bu kişi çoğu zaman bölgeyi iyi bilen, yerel halktan biri olup, birtakım ücretler karşılığında sınır hattında “yol göstericilik” yapmaktadır.
2. Rehber organizatör müdür, yardım eden midir?
Rehberin organizatör sayılabilmesi için, genellikle şu şartların varlığı aranır:
-
Göçmenleri bizzat bulan ve pazarlığı yapan kişi olması,
-
Ücretin önemli bölümünü alması ve diğer aktörlere pay dağıtması,
-
Güzergâhı, aracı, zamanı ve taşıma planını bizzat belirlemesi,
-
Diğer kişilere talimat veren konumda bulunması.
Buna karşılık, rehber yalnızca:
-
“Şu patikadan gidin, şurada buluşacağız” diyerek, küçük bir ücret karşılığında tek seferlik rehberlik yapmışsa,
-
Göçmenleri başka bir organizatöre yönlendirmekle yetinmişse,
-
Planlama, menfaat paylaşımı ve karar alma mekanizmasında yer almamışsa,
çoğu durumda yardım eden olarak nitelendirilmelidir.
3. Basit rehberlik ile suç ortaklığı arasındaki çizgi
Bazı dosyalarda rehberin iddiası, “Ben sadece yer gösterdim, parayı bile almadım” şeklindedir. Burada:
-
Göçmenler rehberi “bu işi sürekli yapan kişi” olarak tanımlıyorsa,
-
Rehber aynı gece veya birkaç gün içinde birden çok grup taşımışsa,
-
Yaptığı iş karşılığında dolaylı bir menfaat (konaklama, barınma, başka yardım) elde etmişse,
rehberin rolü, süreklilik arz eden bir suç ortaklığı seviyesine yükselir. Bu durumda artık salt yardım değil, birlikte faillik dahi tartışılabilir.
VI. Örgütleyici – Yardımcı Ayrımında Uygulanan Kriterler
Göçmen kaçakçılığı suçunda bot sahibi, şoför ve rehberin hangi durumda örgütleyici, hangi durumda yardım eden sayılacağını belirlerken, uygulamada şu kriterler kullanılmaktadır:
1. Suç üzerinde hâkimiyet
En temel ölçüt, **“suçun icrasına hâkimiyet”**tir.
-
Göçmenlerin hangi araçla, hangi tarihte, hangi güzergâhtan taşınacağını belirleyen,
-
Onları kimin nerede karşılayacağını ve nereye bırakacağını kararlaştıran,
-
Menfaatin nasıl paylaşılacağını saptayan kişi veya kişiler,
suçun hâkimi ve dolayısıyla failidir.
2. Planlama ve karar alma süreçlerine katılım
Bot sahibi, şoför veya rehber:
-
Sadece kendisine söyleneni mi yapmıştır?
-
Yoksa “nasıl yapılacağını” da kendisi mi belirlemiştir?
Eğer ikinci durum söz konusuysa, kişi örgütleyici pozisyonuna yaklaşır. Örneğin:
-
“Şu saatte gelin, hava karanlıkta çıkarsak radar görmez” diyen kaptan,
-
“Bu botla maksimum şu kadar kişi taşırız, daha fazlası batırır” diyerek planı şekillendiren tekne sahibi,
-
“Şu kontrol noktasında çevirmeler sıklaştı, farklı köy yolunu kullanalım” önerisini getiren rehber,
artık sadece “talimat alan” değil, karar alan aktörlerdir.
3. Menfaatin büyüklüğü ve paylaşım şekli
Göçmen kaçakçılığından elde edilen gelir, birçok dosyada kişi başı yüksek meblağlar şeklindedir. Menfaatin paylaşımı, kişinin organizasyon içindeki yerini gösterir:
-
En yüksek payı alan, paranın toplanmasını ve dağıtımını kontrol eden kişi genellikle organizatördür.
-
Şoför veya rehber sadece “sefer başına” sabit ve görece düşük bir ücret alıyorsa, bu, onu daha çok yardım eden konumuna yerleştirir.
4. İş bölümü ve hiyerarşi
Organize göçmen kaçakçılığı faaliyetlerinde hiyerarşik yapı az çok bellidir.
-
Bazı kişiler sürekli olarak araç temininden sorumludur.
-
Bazıları yalnızca göçmen bulur ve ikna eder.
-
Bazıları sınır hattında gözcülük, diğerleri geldi-geldi haberleşmesi yapar.
Bu yapı içinde bot sahibi, şoför ve rehberin ne kadar merkezi rolde olduğu, örgütleyici/yardımcı ayrımında belirleyicidir.
5. Tek seferlik faaliyet – süreklilik gösteren faaliyet
Ayrıca, faaliyetin:
-
Tek seferlik ve rastlantısal mı,
-
Yoksa süreklilik arz eden bir gelir kapısı haline mi geldiği de önemlidir.
Şoför veya rehber, farklı tarihlerde, benzer yöntemlerle, aynı kişilerle birlikte çok sayıda göçmen kaçakçılığı olayına karışmışsa, bu durumda artık örgütlü bir yapı içinde, en azından birlikte fail olarak sorumluluk gündeme gelir.
VII. Örnek Senaryolar Üzerinden Değerlendirme
1. Sadece teknesini kiraya veren bot sahibi
-
Bot sahibi, tekneyi organizatörlere günlük veya seferlik bedel karşılığında kiralamakta,
-
Teknenin göçmen taşımak için kullanılacağını bilmektedir,
-
Ancak güzergâh, göçmen sayısı, diğer aktörler hakkında bilgi sahibi değildir;
-
Geliri, yalnızca “tekne kirası” ile sınırlıdır.
Bu durumda, bot sahibinin sorumluluğu çoğu kez yardım eden olarak nitelendirilir. Çünkü suçun icrasına katkısı, sadece araç sağlamakla sınırlıdır ve fiil üzerinde belirleyici bir hâkimiyet kurmamıştır.
Fakat, teknenin her seferinde aynı kişilerce, aynı amaçla kullanıldığı, bot sahibinin sık sık bu faaliyetlerde yer aldığı, hatta yakalanma korkusuyla tekneyi başkasının adına kaydettirdiği ortaya çıkarsa, artık organizatörlük ve birlikte faillik tartışılacaktır.
2. Teknede bulunan ve motoru kullanan kişi
Bir diğer senaryo, bot üzerinde yakalanan kaptanın, “Ben sefer sırasında göçmenlerden biri tarafından zorlandım, mecburen kullandım” savunmasıdır. Bu durumda:
-
Kaptanın daha önce benzer seferlere katılıp katılmadığı,
-
Göçmenlerle ve organizatörlerle önceden telefon görüşmesi yapıp yapmadığı,
-
Ücret alıp almadığı, ayrıca botu kimin hazırladığı,
delillerle değerlendirilmelidir.
Motoru kullanan kişinin, daha önce göçmen kaçakçılığı seferlerinde kaptanlık yaptığı, göçmenlerin onu “herkesin bildiği kaptan” olarak tanımladığı, menfaat temin ettiği saptanırsa, bu kişi genellikle fail/organizatör veya en azından birlikte fail olarak sorumlu tutulacaktır.
3. Sadece sahilde karşılama ve konaklama ayarlayan kişi
Bazı dosyalarda, sahilde göçmenleri karşılayan, onlara kısa süreli konaklama sağlayan, yiyecek-içecek temin eden kişiler bulunmaktadır.
Bu kişi:
-
Göçmen kaçakçılığı organizasyonuna önceden dahil olmuş,
-
Konaklama yerlerini hazırlamış,
-
Ücretin bir bölümünü almışsa,
faillik tartışılır.
Ancak, göçmenlere sadece “insani sebeplerle” evini açtığını, para almadığını ve organizasyonla bağlantısı olmadığını ikna edici şekilde ortaya koyabilirse, suça iştirak iradesinin bulunmadığı savunulabilir.
4. Sınır hattında rehberlik yapan kişi
Rehber, ormanlık alanlardan geçen patikaları çok iyi bilen yerel bir köylü olsun. Organizatörlerle arası iyidir; her grup geçişinde sabit bir ücret alır ve bu işi uzun süredir yapmaktadır. Göçmenleri:
-
Belirli bir noktadan teslim almakta,
-
Onlara “polis nerede bekler, nereden geçilmez” bilgisini aktarmakta,
-
Sınırın diğer noktasında başka bir gruba teslim etmektedir.
Bu durumda, rehberin rolü salt yardım çizgisini aşmıştır. Artık göçmen kaçakçılığı organizasyonunun faal bir parçası, hatta bazı durumlarda bölgesel düzeyde “küçük organizatör” konumundadır.
5. Yabancı failler ve sınır dışı edilme riski
Göçmen kaçakçılığı dosyalarında bot sahibi, şoför veya rehberin bizzat yabancı uyruklu olduğu da sıkça görülür. Bu kişiler hakkında:
-
TCK m. 79 kapsamında hapis cezası,
-
Cezanın infazından sonra sınır dışı edilme,
-
İdari para cezaları ve Türkiye’ye giriş yasağı uygulamaları gündeme gelebilir.
Bu noktada, yabancı sanıkların savunmasında; dil bariyeri, süreçleri tam anlayamama, kendisine atfedilen örgütleyici rolünü kavrayamama gibi hususlar ceza muhakemesi hakları bakımından ayrıca önem taşır.
VIII. Deliller ve İspat Sorunları
1. İletişim ve dijital deliller
Bot sahibi, şoför ve rehberin organizasyondaki rolünün doğru tespiti için şu deliller kritik öneme sahiptir:
-
Telefon HTS kayıtları,
-
WhatsApp, Telegram vb. yazışmalar, konum paylaşımları,
-
Göçmenlerin SMS veya arama kayıtları,
-
Navigasyon kayıtları, GPS verileri.
Bu kayıtlar, kimin kime talimat verdiğini, paranın kim tarafından toplandığını ve yolculuğun hangi aşamasında hangi aktörün devreye girdiğini ortaya koyar.
2. Para hareketleri ve finansal deliller
Organizatör ile yardım eden ayrımında, paranın kimde toplandığı belirleyicidir. Banka hesapları, havale/EFT kayıtları, kripto para transferleri, “hawala benzeri” gayriresmî transfer mekanizmaları incelenmelidir.
Soruşturmalarda çoğu zaman göçmenler, parayı kime verdiklerini, bazen WhatsApp mesajları veya fotoğraflarla doğrulamaktadır. Bu nedenle, sadece olay yerinde yakalanan kişilere odaklanmak değil, arka plandaki finansal ağın ortaya çıkarılması gerekir.
3. Deniz araçlarının kayıtları ve ruhsatlar
Bot veya teknenin kime ait olduğu, hangi bayrakla kayıtlı olduğu, daha önce benzer suçlarda kullanılıp kullanılmadığı, liman kayıtları ve sahil güvenlik raporlarıyla tespit edilebilir.
Bu kayıtlar, bot sahibinin “olayla ilgim yok” savunmasını çürütebilir veya tersine, teknenin o gün kendisinden habersiz alındığını gösterebilir.
4. Örgütlü suç iddiası ve TCK m. 220 ile ilişki
Göçmen kaçakçılığı, çoğu olayda örgütlü olarak yürütülmektedir. Eğer:
-
Belirli bir hiyerarşi ve iş bölümü varsa,
-
Süreklilik arz eden faaliyet söz konusuysa,
-
Aynı kişilerle uzun süreli bir suç ilişkisi kurulmuşsa,
TCK m. 220 kapsamında suç örgütü kurma veya yönetme suçları da gündeme gelebilir. Bu durumda bot sahibi, şoför ve rehber hem göçmen kaçakçılığından hem de örgüt üyeliğinden cezalandırılabilir; bu da ceza miktarını ciddi şekilde artırır.
Son söz
Sonuç olarak, Göçmen kaçakçılığı suçu (TCK m. 79) bağlamında bot sahibi, şoför ve rehberin sorumluluğu, tek tip bir şablonla çözülemeyecek kadar karmaşık ve olay bazlıdır. Her somut olayda:
-
Kimin örgütleyici / organizatör,
-
Kimin birlikte fail,
-
Kimin yardım eden,
-
Kimin ise hiçbir ceza sorumluluğu bulunmayan üçüncü kişi olduğu,
deliller ışığında, iştirak hükümleri çerçevesinde titizlikle değerlendirilmelidir.
Bu makale, hem uygulayıcıların hem de akademik çalışma yapmak isteyenlerin, göçmen kaçakçılığı dosyalarında bot sahibi, şoför ve rehberin hukuki konumunu daha net analiz edebilmesi için geniş çerçeveli bir değerlendirme sunmayı amaçlamaktadır. İlgili yargı kararları, doktrindeki ayrıntılı tartışmalar ve uluslararası sözleşmelerle birlikte ele alındığında, uygulamada daha adil ve isabetli nitelendirmelerin yapılması mümkün olacaktır.