Göçmen Kaçakçılığı Suçlarında Zincirleme Suç ve Suça İştirak
GİRİŞ
Göçmen kaçakçılığı, 21. yüzyılın küresel ölçekte en yoğun karşılaşılan organize suçlarından biridir. Coğrafi konumu itibarıyla Türkiye, hem hedef hem de transit ülke niteliğinde olduğundan, bu suçla mücadelede önemli bir merkez konumundadır. Özellikle son yıllarda göç hareketlerinde yaşanan artış, beraberinde göçmen kaçakçılığı suçlarında da artışı getirmiştir.
Göçmen kaçakçılığı suçları genellikle birden çok defa işlenmekte ve birden fazla kişi tarafından organize bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu sebeple Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında zincirleme suç (m.43) ve suça iştirak (m.37-39) hükümleri bu suç bakımından önem kazanmaktadır. Ancak uygulamada, bu kavramların göçmen kaçakçılığı bağlamında nasıl değerlendirileceği yönünde çeşitli hukuki tartışmalar mevcuttur.
Bu makalede, göçmen kaçakçılığı suçlarında zincirleme suç ve suça iştirakin hukuki boyutları, unsurları, Yargıtay kararları ışığında değerlendirilmesi ve uygulamada karşılaşılan sorunlar detaylı şekilde ele alınacaktır.
I. GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ
A. TCK m.79’da Düzenlenen Suç
Türk Ceza Kanunu’nun 79. maddesi göçmen kaçakçılığı suçunu şu şekilde tanımlar:
“Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan;
a) bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkân sağlayan,
b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkân sağlayan kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”
Bu suçun koruduğu hukuki değer, kamu düzeni ve devletin göç politikasıdır. Suçun mağduru genellikle devlettir, birey değil.
II. ZİNCİRLEME SUÇ (TCK m.43) KAVRAMI VE GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI
A. Zincirleme Suçun Tanımı
TCK m.43’e göre zincirleme suç:
“Aynı suçun, değişik zamanlarda bir kişiye karşı birden fazla işlenmesi halinde, faile bir ceza verilir ve ceza dörtte birden dörtte üçe kadar artırılır.”
Zincirleme suçun unsurları:
-
Aynı suç tipinin işlenmesi,
-
Belirli aralıklarla işlenmesi,
-
Aynı mağdura yönelik olması veya kamu düzenini hedef alması,
-
Suçlar arasında haksızlık içeriğinin benzerliği.
B. Göçmen Kaçakçılığı Suçlarında Uygulanabilirliği
Göçmen kaçakçılığı suçunda failin, aynı yöntemle ve menfaat temin ederek farklı zamanlarda veya farklı kişilerle aynı eylemi tekrarlaması durumunda zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Ancak uygulamada farklı görüşler mevcuttur:
-
Bir görüşe göre, her bir göçmenin kaçak geçirilmesi ayrı bir suçtur.
-
Diğer görüşe göre, aynı kast altında gerçekleştirilen eylemler zincirleme suç oluşturur.
C. Yargıtay Uygulaması
Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2018/3615 E., 2019/1308 K. sayılı kararı şu şekildedir:
“Göçmen kaçakçılığı suçunun mağduru kamu düzeni olduğundan, failin aynı yöntemle, aynı aracı kullanarak, aynı sınır hattından farklı zamanlarda göçmenleri geçirmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekir.”
Yargıtay, genellikle:
-
Aynı gün birden çok göçmenin geçirilmesini tek suç saymakta,
-
Farklı günlerde tekrarlanan eylemleri ise zincirleme suç kapsamında değerlendirmektedir.
III. SUÇA İŞTİRAK (TCK m.37-39) VE GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI
A. İştirak Türleri
TCK m.37-39’da yer alan iştirak türleri:
-
Doğrudan Faillik (m.37): Suçu bizzat ya da birlikte işleyenler.
-
Azmettirme (m.38): Başkasını suça teşvik eden kişi.
-
Yardım Etme (m.39): Suçun işlenmesini kolaylaştıranlar.
Göçmen kaçakçılığı gibi organize suçlarda bu ayrım önemlidir. Örneğin;
-
Göçmeni taşıyan kişi doğrudan fail,
-
Güzergah sağlayan azmettiren,
-
Evinde barındıran yardım eden olabilir.
B. Uygulamada Karşılaşılan Örnekler
-
Sınır bölgesinde göçmeni araçla taşıyan kişi → Fail
-
Taşıyıcıyı organize eden kişi → Azmettiren
-
Evinde barındıran kişi → Yardım eden
C. Yargıtay İçtihadı
Göçmen kaçakçılığı suçunda korunan hukuki yarar uluslararası toplum düzeni olup, menfaat karşılığı ülkeye sokulan, ülkede kalmasına veya yurt dışına çıkmasına imkan sağlanan kişilerin suçun yasal mağduru durumunda bulunmayıp suçun konusunu oluşturdukları gözetilmeden, sanık hakkında birden fazla göçmenin yurt dışına çıkışı hususunda anlaşma sağladığı gerekçesiyle, 5237 Sayılı T.C.K.nın 43/2. maddesi delaletiyle aynı Kanun maddesinin 1. fıkrası gereği zincirleme suç hükümleri uygulanarak fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2015/28).
IV. ZİNCİRLEME SUÇ VE İŞTİRAK BİRLİKTE UYGULANABİLİR Mİ?
Bu iki kurum birbirini dışlamaz. Bir suç örgütü içerisinde;
-
Bazı kişiler suçun birden çok defa işlenmesini sağlar → zincirleme suç,
-
Bazı kişiler sadece tek eyleme katkıda bulunur → iştirak.
Örneğin, aynı aracı defalarca kullanan sürücü zincirleme suçtan; ona sadece ilk seferde yol gösteren kişi yardım eden olarak cezalandırılabilir.
V. DEĞERLENDİRME VE ELEŞTİRİLER
A. Zincirleme Suçun Ceza Adaleti Açısından Sorunları
Zincirleme suç uygulaması, faile tek ceza verilip yalnızca artırımla cezalandırılmasını sağladığı için kamuoyunda ve uygulamada bazen “hafif kalmakla” eleştirilmektedir. Bu durum, özellikle çok sayıda göçmenin geçişini organize eden sanıklar açısından cezaların yeterince caydırıcı olmaması sonucunu doğurabilir.
B. Suça İştirak Sınırlarının Belirsizliği
Göçmen kaçakçılığının organize yapısı içinde azmettiren, yardım eden ve failin rolleri çoğu zaman iç içe geçmekte; bu da cezai sorumluluğun belirlenmesinde zorluklara neden olmaktadır.
VI. SONUÇ
Göçmen kaçakçılığı suçu, sınır güvenliği ve kamu düzeni açısından ciddi tehdit oluşturan, organize ve tekrar eden nitelikte bir suçtur. Bu nedenle zincirleme suç ve suça iştirak kurumları bu suçun ceza yargılamasında büyük öneme sahiptir.
Yargıtay uygulaması, bu iki kurumu genellikle isabetli şekilde ayırmakta; ancak uygulamada yeknesaklık sağlanması ve failin suça katkısının daha objektif kriterlerle ölçülmesi için mevzuatın ve yargı kararlarının geliştirilmesi gereklidir.
Ceza adaletinin tam olarak sağlanabilmesi için:
-
Suçun sürekliliği ve organizasyon yapısının iyi analiz edilmesi,
-
Her failin katkı düzeyine göre doğru iştirak türüyle cezalandırılması,
-
Zincirleme suç uygulamasının istismar edilmesinin önüne geçilmesi gereklidir.