Single Blog Title

This is a single blog caption

GEMİLERİN NEDEN OLDUĞU ÇEVRESEL ZARARLAR VE HUKUKİ SORUMLULUKLAR: MARPOL VE SOLAS’IN ÖNEMİ

Gemilerin Neden olduğu Çevresel Zararlar ve Hukuki Sorumluluklar:

Deniz ticareti, dünya ticaretinin büyük bir bölümünü oluşturan kritik bir sektördür, ancak bu faaliyetler çevresel zararlara da neden olabilir. Gemilerden kaynaklanan çevresel zararlar, deniz ekosistemleri üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açabilir ve bu nedenle uluslararası hukuk, bu zararların önlenmesi ve zarar meydana geldiğinde sorumlulukların belirlenmesi konusunda kapsamlı düzenlemeler yapmıştır.

Çevresel Zarar Türleri

  1. Deniz Kirliliği:
    • Petrol Döküntüleri: Petrol tankeri kazaları veya operasyonel sızıntılar sonucu denize dökülen petrol, deniz canlıları için büyük bir tehdit oluşturur. Bu tür kazalar deniz kuşlarının, balıkların ve diğer deniz canlılarının yaşamını olumsuz etkiler.
    • Kimyasal ve Tehlikeli Madde Kirliliği: Gemiler, taşımakta oldukları kimyasal maddelerin kazara denize dökülmesi durumunda ciddi kirliliğe yol açabilir. Bu durum, hem insan sağlığına hem de deniz ekosistemine zarar verebilir.
    • Atık Deşarjı: Gemilerden denize bırakılan katı ve sıvı atıklar, özellikle plastikler, deniz yaşamına zarar verir ve okyanusların kirliliğine katkıda bulunur.
  2. Hava Kirliliği:
    • Gemilerin fosil yakıtlarla çalışması sonucu atmosfere salınan kükürt oksitler (SOx), azot oksitler (NOx) ve karbondioksit (CO2) gibi gazlar, hava kirliliğine ve asit yağmurlarına yol açar. Bu durum, hem deniz ortamı hem de küresel iklim değişikliği üzerinde olumsuz etkilere sahiptir.
  3. Gemi Balast Suları:
    • Gemilerin denge sağlamak amacıyla aldıkları ve sonra farklı bölgelerde boşalttıkları balast suları, yabancı türlerin deniz ortamlarına taşınmasına neden olabilir. Bu, istilacı türlerin yerel ekosistemlere zarar vermesine ve biyolojik çeşitliliği tehdit etmesine yol açabilir.
  4. Ses Kirliliği:
    • Gemilerden kaynaklanan ses, özellikle deniz memelileri üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Ses kirliliği, balinalar ve yunuslar gibi türlerin iletişim kurma yeteneklerini ve göç yollarını olumsuz etkileyebilir.

Hukuki Düzenlemeler ve Sorumluluklar:

  • MARPOL Sözleşmesi (Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi): MARPOL 73/78 olarak kısaca bilinen Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşme, gemilerden kaynaklanan deniz kirliliğini önleme amacıyla hazırlanmış kapsamlı bir uluslararası anlaşmadır. 1973 yılında kabul edilen sözleşme, 1978 yılında yapılan ek protokollerle güncellenmiş ve denizlerin korunması için en önemli hukuki araçlardan biri haline gelmiştir.

MARPOL Sözleşmesinin Amacı:

MARPOL sözleşmesinin temel amacı, denizlere petrol, zararlı sıvılar, çöpler ve diğer maddelerin boşaltılmasını önleyerek deniz ekosistemlerini korumak ve deniz kirliliğini minimize etmektir. Sözleşme, hem deniz canlıları hem de insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri göz önünde bulundurarak kapsamlı bir düzenleme sunar.

MARPOL Sözleşmesinin Kapsamı:

MARPOL sözleşmesi, aşağıdaki ana başlıkları içerir:

  • Ek I: Petrol Kirliliği: Gemilerden kaynaklanan petrol kirliliğinin önlenmesi için detaylı kurallar içerir.
  • Ek II: Zararlı Sıvı Maddeler: Zehirli sıvı maddelerin taşınması ve boşaltılması ile ilgili düzenlemeleri kapsar.
  • Ek III: Paketlenmiş Zararlı Maddeler: Paketlenmiş halde taşınan zararlı maddelerin yönetimi ile ilgili kuralları belirtir.
  • Ek IV: Çöpler: Gemilerden atılan çöplerin yönetimi ve denizlere boşaltılmasının yasaklanması konularını ele alır.
  • Ek V: Gemi Çalıştırma Sırasında Ortaya Çıkan Maddeler: Gemi çalıştırma sırasında ortaya çıkan yağlar, çamur gibi maddelerin yönetimi ile ilgili kuralları içerir.

MARPOL Sözleşmesinin Önemi: 

  • Uluslararası İşbirliği: Deniz kirliliği küresel bir sorun olduğu için, MARPOL sözleşmesi uluslararası işbirliğini teşvik eder ve tüm ülkelerin denizlerin korunması için ortak sorumluluk taşıdığını vurgular.
  • Standartların Belirlenmesi: Sözleşme, gemilerin yapımından işletilmesine kadar her aşamada uyulması gereken teknik standartları belirler ve böylece deniz kirliliğinin önlenmesi için ortak bir çerçeve oluşturur.
  • Deniz Ekosistemlerinin Korunması: MARPOL sözleşmesi, deniz ekosistemlerinin korunması ve sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adımdır.
  • Sorumluluk ve Tazminat: Sözleşme, deniz kirliliği olaylarında sorumluluğun kimde olduğu ve zarar gören tarafların nasıl tazmin edileceği konusunda düzenlemeler içerir.

Türkiye’deki Durum:

Türkiye, MARPOL sözleşmesine taraf olan ülkelerden biridir. Ülkemizde, sözleşmenin hükümlerini uygulayacak şekilde ulusal mevzuatlar hazırlanmış ve denizde faaliyet gösteren tüm gemilerin MARPOL kurallarına uygun olması zorunlu hale getirilmiştir.

Sonuç olarak, MARPOL sözleşmesi, denizlerin korunması için uluslararası çabaların en önemli göstergelerinden biridir. Sözleşmenin hedefleri doğrultusunda yapılan çalışmalar, gelecek nesillere daha temiz ve sağlıklı denizler bırakmak için büyük önem taşımaktadır.

  • SOLAS Sözleşmesi (Denizde Can Güvenliği Sözleşmesi):

SOLAS (Safety of Life at Sea) yani Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi, uluslararası deniz taşımacılığında gemilerin güvenliği ve denizde yaşayanların korunması amacıyla hazırlanmış kapsamlı bir uluslararası sözleşmedir. 1974 yılında kabul edilen bu sözleşme, deniz kazalarının önlenmesi, gemilerin güvenli bir şekilde işletilmesi ve denizde can kayıplarının azaltılması için temel standartları belirler.

SOLAS Sözleşmesinin Amacı:

SOLAS sözleşmesinin temel amacı, tüm deniz taşımacılığı yapan gemilerin inşası, ekipmanı ve işletilmesiyle ilgili minimum güvenlik standartlarını belirlemektir. Bu sayede, denizde meydana gelebilecek kazaların etkileri en aza indirgenerek insan hayatı ve mal güvenliği korunmaya çalışılır.

Sözleşmenin Kapsamı:

SOLAS sözleşmesi, oldukça geniş bir kapsamdadır ve gemilerin güvenliği ile ilgili birçok konuyu düzenler. Bu konular arasında;

  • Gemi inşaatı: Gemilerin yapımında kullanılacak malzemeler, bölmelerin yapısı, stabilite gibi konularda minimum standartlar belirlenir.
  • Gemi ekipmanı: Cankurtaran botları, can yelekleri, yangın söndürme sistemleri gibi gemide bulundurulması gereken ekipmanların türleri ve miktarları belirlenir.
  • Gemi işletme: Gemilerin güvenli bir şekilde işletilmesi için gerekli personel, eğitim, acil durum prosedürleri gibi konular düzenlenir.
  • Radyo iletişimi: Gemiler arasındaki ve kıyı istasyonları ile yapılan iletişim için gerekli radyo cihazları ve prosedürler belirlenir.
  • Gemi güvenliği yönetim sistemi: Gemilerin güvenli bir şekilde işletilmesi için gerekli yönetim sistemlerinin kurulması zorunlu hale getirilir.

Sözleşmenin Önemi:

SOLAS sözleşmesi, uluslararası deniz taşımacılığında güvenliğin sağlanması için hayati öneme sahiptir. Bu sözleşme sayesinde;

  • Tüm gemiler için ortak standartlar belirlenir: Bu durum, farklı bayrak altındaki gemilerin aynı güvenlik standartlarına sahip olmasını sağlar.
  • Deniz kazalarının önlenmesi için önlemler alınır: Gemilerin yapısı, ekipmanı ve işletilmesiyle ilgili belirlenen standartlar, kazaların olasılığını azaltır.
  • Denizde yaşayanların can güvenliği sağlanır: Sözleşmedeki düzenlemeler sayesinde denizde meydana gelebilecek bir kazada insanların hayatta kalma şansı artar.
  • Uluslararası ticaretin güvenliği artar: Güvenli deniz taşımacılığı, uluslararası ticaretin sürekliliği ve güvenilirliği için önemlidir.

Türkiye’deki Durum:

Türkiye, SOLAS sözleşmesine taraf olan ülkelerden biridir. Ülkemizde, sözleşmenin hükümlerini uygulayacak şekilde ulusal mevzuatlar hazırlanmış ve denizde faaliyet gösteren tüm gemilerin SOLAS kurallarına uygun olması zorunlu hale getirilmiştir.

Sonuç olarak, SOLAS sözleşmesi, denizde can güvenliğinin sağlanması için uluslararası çabaların en önemli göstergelerinden biridir. Sözleşmenin hedefleri doğrultusunda yapılan çalışmalar, deniz taşımacılığının daha güvenli hale gelmesini ve insan hayatının korunmasını sağlar.

Sorumluluk ve Tazminat:

Sorumluluk İlkesi: Gemilerin neden olduğu çevresel zararlar için gemi sahipleri, işletmeciler ve kiracılar sorumlu tutulabilir. Bu sorumluluk genellikle “sıkı sorumluluk” (strict liability) esasına dayanır, yani gemi sahibi, kusurlu olmasa bile çevresel zararlardan sorumlu tutulabilir.

Tazminat Fonları: Uluslararası hukukta, petrol dökülmesi gibi büyük çevresel kazalar için kurulmuş uluslararası tazminat fonları bulunmaktadır. Bu fonlar, zarar görenlerin tazmin edilmesini sağlamak amacıyla kullanılır.

Çevresel Temizleme Yükümlülüğü: Gemilerin neden olduğu kirlilik olaylarında, gemi sahipleri çevrenin temizlenmesi için gerekli masrafları karşılamakla yükümlüdür.

Gemilerin neden olduğu çevresel zararlar, denizcilik faaliyetlerinin kaçınılmaz bir sonucudur, ancak bu zararların en aza indirilmesi ve meydana geldiğinde sorumluların adil bir şekilde hesap vermesi için uluslararası hukukta kapsamlı düzenlemeler yapılmıştır. MARPOL ve diğer uluslararası sözleşmeler, gemilerin neden olduğu çevresel zararları önlemek için küresel standartlar belirlerken, sorumluluk ilkeleri ve tazminat fonları gibi mekanizmalar, zarar görenlerin korunmasını sağlar. Gemilerin çevresel etkilerini azaltmak ve sürdürülebilir denizcilik faaliyetlerini teşvik etmek için uluslararası işbirliği ve sürekli hukuki gelişmeler büyük önem taşımaktadır.

 

Hukuk Öğrenci Stajyeri Nursena İbanoğlu

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button