Gemilerden Kaynaklanan Deniz Kirliliği ve Hukuki Yaptırımlar
GİRİŞ
Denizler, dünya ticaretinin %90’ından fazlasının gerçekleştiği uluslararası ulaşım ve ekonomik faaliyet alanlarıdır. Ancak deniz taşımacılığı faaliyetleri, çevresel etkiler ve özellikle deniz kirliliği açısından ciddi tehditler oluşturur. Gemilerden kaynaklanan petrol sızıntıları, balast suyu boşaltımı, atık tahliyesi gibi eylemler, ekosistem üzerinde geri döndürülemez zararlara yol açmaktadır.
Bu bağlamda, uluslararası hukuk düzenlemeleri ve ulusal mevzuatlar, gemilerin neden olduğu deniz kirliliğiyle mücadele etmek amacıyla önleyici, düzenleyici ve cezalandırıcı hükümler öngörmüştür. Türkiye de bu sürece hem taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle hem de iç hukuk düzenlemeleriyle katkı sunmaktadır.
I. GEMİLERDEN KAYNAKLANAN KİRLİLİK TÜRLERİ
1. Petrol ve Tehlikeli Madde Sızıntıları
Tankerlere özgü bu kirlilik türü, taşıma sırasında yaşanan kazalar veya yükleme/boşaltma sırasında oluşan sızıntılar sonucu meydana gelir. Exxon Valdez, Prestige gibi olaylar bu tür kirliliğin dramatik örnekleridir.
2. Balast Suları
Gemilerin dengesini sağlamak için aldıkları ve tahliye ettikleri balast suları, mikroorganizmalar, patojenler ve invazif türleri taşıyarak biyolojik kirliliğe yol açar.
3. Sintine, Pis Su ve Katı Atıklar
Gemi faaliyetleri sırasında ortaya çıkan yağlı su (sintine), pis su ve evsel atıkların denize boşaltılması önemli bir çevresel risktir.
4. Hava Kirliliği
Gemilerden kaynaklanan kükürt oksit (SOx) ve azot oksit (NOx) salınımları, atmosferde asit yağmurlarına ve iklim değişikliğine katkıda bulunur.
II. ULUSLARARASI HUKUK DÜZENLEMELERİ
1. MARPOL 73/78 Sözleşmesi
Gemilerden kaynaklanan deniz kirliliğini önlemeye yönelik en kapsamlı uluslararası sözleşmedir. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından kabul edilmiştir.
-
Ek I: Petrol kirliliği
-
Ek II: Zehirli sıvı maddeler
-
Ek III: Tehlikeli maddeler
-
Ek IV: Pis sular
-
Ek V: Katı atıklar
-
Ek VI: Hava kirliliği
MARPOL hükümleri, taraf devletlerin kendi gemilerine uyguladığı kurallar kadar, liman devleti kontrolleri ile yabancı bayraklı gemilere de uygulanabilir hale getirilmiştir.
2. CLC 1969 ve FUND 1992
Petrol Kirliliğinden Kaynaklanan Zararların Hukuki Sorumluluğuna Dair Sözleşme (CLC) ve Tazmin Fonu Sözleşmesi (FUND), kirlilikten zarar görenlerin tazminat taleplerini düzenler. Gemi sahibi, belli sınırlar dâhilinde sıkı sorumluluk altındadır. FUND, bu sınırları aşan zararlar için fon temelli destek sağlar.
3. Bunker Sözleşmesi (2001)
Gemi yakıtlarından kaynaklı kirlenmeler için gemi sahibinin sigorta yükümlülüğü ve doğrudan sorumluluğu düzenlenmiştir.
III. TÜRK HUKUKUNDA GEMİ KAYNAKLI KİRLİLİK
1. Anayasal Temel
Anayasa m.56, çevreyi geliştirme, çevre sağlığını koruma ve çevre kirlenmesini önleme görevini hem devlete hem de vatandaşlara yüklemektedir.
2. Türk Ticaret Kanunu
TTK m. 1320 vd. hükümleri, deniz alacakları arasında çevre zararını da tanımaktadır. Gemiden kaynaklanan çevre zararları, öncelikli alacak olarak değerlendirilir.
3. Kabahatler ve Ceza Hükümleri
-
2872 sayılı Çevre Kanunu m.20 ve devamı gereğince, gemilerden atık boşaltılması halinde ciddi idari para cezaları uygulanır.
-
Cezalar, geminin tonajına, atığın türüne ve kirliliğin niteliğine göre artmaktadır.
-
Çevre Kanunu m. 15/A, mülkiyetin kamuya geçirilmesini bile mümkün kılar.
4. İdari Yaptırımlar
-
Gemiye el koyma
-
Denizcilik faaliyetlerinden men
-
Limanlara giriş yasağı
-
Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) yükümlülüğü
IV. DENETİM MEKANİZMALARI
1. Liman Devleti Kontrolleri (Port State Control)
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı koordinasyonunda, sahil güvenlik ve liman başkanlıkları gemileri çevre kirliliği yönünden denetlemektedir. MARPOL hükümlerine aykırılık tespitinde derhal müdahale ve raporlama zorunludur.
2. Uydu ve Radar Sistemleri
Türkiye’de deniz kirliliğinin tespiti için ULUSAL DENİZ GÖZLEM SİSTEMİ (UDGS) ve uzaktan algılama teknolojileri kullanılmaktadır. Bu sayede kaçak deşarj yapan gemiler hızlıca tespit edilerek cezai işlem uygulanabilmektedir.
V. SİGORTA VE TAZMİNAT REJİMİ
1. Zorunlu Sorumluluk Sigortası
Petrol taşıyan veya belli tonaj üzerindeki gemiler için sorumluluk sigortası zorunludur (CLC ve Bunker kapsamında).
2. Tazminat Talepleri
Çevreye zarar veren gemi sahipleri, idari para cezasına ek olarak zarar gören kişi veya kuruma karşı özel hukuk tazminatı ödemekle yükümlü olabilir.
3. Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi
Denizcilik firmaları, gemi geri dönüşüm ve atık yönetim planlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘na sunmakla yükümlüdür. Aksi hâlde lisans iptali gündeme gelebilir.
VI. YARGI UYGULAMASI
Yargıtay 3. HD, 2019/11322 E. – 2020/3280 K. sayılı kararında, petrol sızıntısı sonucu liman çevresine zarar veren gemi donatanının hem tazminata hem de idari para cezasına hükmedilmesinde isabet bulunmuştur.
Danıştay 6. Dairesi, çevre kirliliğine sebep olan geminin limana girişi yasaklanmasının hukuka uygun olduğuna karar vermiştir. Bu kararlar, çevre koruma ilkesinin yargı nezdinde ne denli önemsendiğini göstermektedir.
SONUÇ
Deniz çevresinin korunması, sadece çevresel değil aynı zamanda ekonomik ve stratejik bir zorunluluktur. Gemilerden kaynaklanan deniz kirliliği, hem uluslararası hukukta hem Türk hukukunda ağır yaptırımlarla karşılık bulmaktadır. MARPOL, CLC ve FUND gibi uluslararası sözleşmeler, Türk hukukunda iç hukuka yansıtılmış ve çevreyi kirleten gemilere karşı etkili önlemler alınması sağlanmıştır.
Türkiye’nin deniz ticareti açısından önemli bir konumda olması, bu konuda etkili ve güncel yasal düzenlemelerin uygulanmasını daha da zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda, etkin denetim, cezai müeyyideler, sigorta sistemi ve tazminat rejimi, deniz çevresinin korunmasında vazgeçilmez unsurlar olarak öne çıkmaktadır.