Single Blog Title

This is a single blog caption

FSEK’te Eser Sahibinin Hakları: Manevi–Mali Hak Ayrımı, Koruma ve Uygulamadaki Kritik Noktalar

1) Giriş: “Yaratma gerçeği” ve korumanın kaynağı

Türk Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda (FSEK) eser sahibinin kim olduğu, “yaratma gerçeği” ilkesine dayanır: eseri meydana getiren kişi eser sahibidir (m.8). Tescil veya şekle bağlı bir şart aranmaz; koruma eserin ortaya çıkmasıyla kendiliğinden doğar. FSEK m.13, eser sahibi lehine mali ve manevi menfaatlerin kanun dairesinde korunacağını emreder ve bu korumanın eserin bütünü kadar parçalarını da kapsadığını açıklar. Bu noktada önemle vurgulamak gerekir: eser sahibinin hakları ihlal edildiğinde yalnızca özel hukuk yolları değil, belirli hallerde ceza yaptırımları da devreye girer. Uygulamada çoğu uyuşmazlık, ihlalin süratle durdurulması için ihtiyati tedbir ve delil tespitiyle başlar; ardından tecavüzün men’i, ref’i, tazminat ve gerekiyorsa ceza süreçleri işletilir.

2) Hakların niteliği: Mutlak hak, erga omnes etki ve devredilebilirlik sınırları

Eser sahibinin hakları iki ana kümede toplanır: manevi haklar ve mali haklar. Her ikisi de üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilen mutlak nitelikte haklardır. Fark, işlemlere konu olabilme düzeyindedir. Mali haklar (işleme, çoğaltma, yayma, temsil, umuma iletim vb.) ekonomik yararlanmayı hedefler; devir, lisans, intifa, rehin ve hatta hacze konu olabilir. Manevi haklar ise eser ile eser sahibi arasındaki kişisel–ahlaki bağı korur; kural olarak devredilemez, ancak kullanma yetkisi yazılı şekilde üçüncü kişilere bırakılabilir. Bu kullanım, hiçbir koşulda eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek biçimde kullanılamaz; aksi yönde sözleşme hükümleri TBK ilkeleri gereği geçersiz sayılır.

3) Manevi haklar: Umuma arz, adın belirtilmesi, eserde değişiklik yasağı ve “asla erişim”

Umuma arz yetkisi (m.14): Bir eserin umuma sunulup sunulmayacağı, zamanı ve tarzı yalnızca eser sahibince belirlenir. Eser alenileşmemişse, eserin içeriği hakkında açıklama yetkisi de sahibine aittir. Eserin, eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek tarzda yayımlanması söz konusuysa, eser sahibi daha önce yazılı izin vermiş olsa dahi yayımlamayı men edebilir; bu “vazgeçilmez” bir yetkidir.

Adın belirtilmesi (m.15): Eserin adıyla, müstear adla veya adsız yayımlanmasına karar verme yetkisi eser sahibinindir. Kopyalarda ve işlenmelerde asıl eser sahibinin adının ve işleme/kopya niteliğinin açıkça gösterilmesi zorunludur. Sahiplik ihtilaflı ise, gerçek sahibi tespiti mahkemeden isteyebilir. Mimari eserlerde, görünür bir yere mimarın adının yazılması talep edilebilir.

Eserde değişiklik yasağı (m.16): Eser sahibinin izni olmadıkça eserde (ve hatta eser sahibinin adında) kısaltma, ekleme veya başka nitelikte değişiklik yapılamaz. Ancak tekniğin zorunlu kıldığı, temsil veya yayım tekniği gereği kaçınılmaz bazı değişiklikler—şahsiyet ve saygınlığı zedelememek şartıyla—izin aranmaksızın yapılabilir. Eser sahibi, yazılı izin vermiş olsa bile şeref ve itibarı zedeleyen her türlü değişikliği men edebilir.

Zilyet ve malike karşı haklar (m.17): Eserin aslı üzerinde (özellikle tekil ve çoğaltılması mümkün olmayan güzel sanat eserleri gibi) eser sahibi, koruma şartlarına uymak ve iade etmek kaydıyla geçici yararlanma talep edebilir. Aslın maliki eseri yok edemez, bozamaz; dürüstlük kuralı, bu ilişkinin sınırını çizer.

Ölümden sonra kullanma (m.19): Eser sahibi, m.14–15 kapsamındaki yetkilerin ölümünden sonra nasıl kullanılacağını belirlememişse, sırasıyla vasiyeti tenfiz memuru; o yoksa sağ kalan eş ve çocuklar, bunlar da yoksa ana–baba ve kardeşler bu yetkileri kullanır. Bu dizilim, manevi hakların miras hukukundaki klasik intikal mantığından farklı bir “kanuni sıraya” bağlandığını gösterir.

4) Mali haklar: Çerçeve (m.20) ve tek tek yetkiler

Genel kural (m.20): Alenileşmemiş bir eserden her türlü yararlanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Alenileşmiş eserlerde ise eser sahibine tanınan münhasır yararlanma, Kanun’da sayılan mali haklarla sınırlıdır ve bu haklar birbirinden bağımsızdır; biri devredildiğinde diğeri kendiliğinden geçmez.

(i) İşleme hakkı (m.21): Bir eser üzerinde, onu başka bir eser haline dönüştürerek yararlanma yetkisidir (çeviri, aranje, roman–senaryo uyarlaması vb.). İşleme de başlı başına bir eser olduğundan, işleyen kişi işleme eser üzerinde hak sahibi olur; ancak asıl eser sahibinin izin verdiği ölçüde yararlanabilir. Uyuşmazlıklarda çoğu kez “işleme mi, bağımsız eser mi?” ayrımı belirleyicidir.

(ii) Çoğaltma hakkı (m.22): Eserin aslının veya kopyalarının, her türlü yöntemle ve kısmen/tamamen çoğaltılması münhasıran eser sahibine aittir. Dijital yükleme, görüntüleme, çalıştırma, depolama gibi geçici çoğaltmalar dahi programlar bakımından kapsam içindedir. Kalıp, kalıp elde etme ve her tür kayıt vasıtası çoğaltma sayılır. İstisna olarak kişisel kullanım amaçlı çoğaltma (m.38) sınırlı bir serbestî sağlar; ancak “şahsi kullanım” sınırını aşan toplu kopyalama ya da ekonomik ikame doğuran çoğaltmalar ihlal teşkil eder.

(iii) Yayma hakkı (m.23): Eser nüshalarının satışa çıkarılması, dağıtılması, kiralanması veya ödünç verilmesi eser sahibine aittir. Türkiye’de ilk satış veya dağıtımla birlikte ülkesel tükenme ilkesi uygulanır: hak sahibi tarafından piyasaya sürülen nüshaların yeniden satışı, yayma hakkını ihlal etmez; ancak kiralama ve kamuya ödünç verme yetkisi eser sahibinde kalır. Yurt dışında çoğaltılmış nüshaların Türkiye’ye ithali ise hak sahibinin iznine tabidir; izinsiz paralel ithalat, somut koşullara göre marka/rekabet/tüketici hukuku başlıklarıyla tartışılır, telif yönünden ise FSEK m.23/2’deki ithal yasağı dikkatle incelenmelidir.

(iv) Temsil hakkı (m.24): Eserin doğrudan ya da işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umumi mahallerde okunması, çalınması, oynanması, gösterilmesi eser sahibinin iznine tabidir. Otel lobilerinde, mağazalarda, okullarda müzik çalınması gibi hallerde meslek birlikleri üzerinden lisanslama gündeme gelir; temsilin bir başka yere teknik araçlarla nakli de aynı korumaya tabidir.

(v) Umuma iletim hakkı (m.25): Eserin radyo–TV, uydu, kablo ve dijital iletim dahil olmak üzere her araçla umuma iletilmesi; iletilmiş bir yayının başka kuruluşlarca yeniden iletimi ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda esere erişimi sağlanması (ör. on-demand, platformlar) eser sahibinin iznine bağlıdır. Bu iletim, yayma hakkından bağımsızdır; biri için alınan izin, diğerini kendiliğinden kapsamaz.

5) “Pay isteme hakkı” (droit de suite) ve güzel sanat eserleri

Güzel sanat eserlerinin asılları, koruma süresi içinde eser sahibi veya mirasçılarının bir defa satışından sonra dahi, özellikle açık artırma, sergi veya sanat galerisi üzerinden fahiş değer artışıyla el değiştiriyorsa, hakkaniyet gereği eser sahibi lehine bedelden pay mekanizması (m.45) devreye girer. Mimari eserler kural olarak kapsam dışındadır; zira değer artışında lokasyon gibi dışsal unsurlar belirleyici olabilir. Uygulamada payın oranı, satışı gerçekleştiren aracının sorumluluğu ve bildirim yükümlülükleri sözleşme ve mevzuat ışığında çözümlenir.

6) Hakların kullanılması ve iş ilişkileri (m.18)

Kural olarak mali hakları kullanma yetkisi eser sahibine aittir. Ancak memur, hizmetli ve işçilerin görevlerini ifa ederken meydana getirdikleri eserler üzerindeki hakların kullanımı, aksine sözleşme veya işin mahiyeti olmadıkça işverene aittir. Bu hükmün manevi haklara sirayeti öğretide tartışmalıdır. Uygulamada, özellikle kurumsal yayınlar, yazılım ve görsel–işitsel üretimler bakımından işverenin kullanım yetkisi kabul edilmekle birlikte, eser sahibinin şahsiyet değerlerini koruyan çekirdek alan (şeref–itibar, adın belirtilmesi gibi) sınırlanamaz. Bu nedenle iş sözleşmeleri ve devir/lisans metinleri, yetkilerin kapsamı, süre, yer ve tür bakımından net ve ayrıntılı kaleme alınmalıdır.

7) Sözleşmesel düzenekler: Devir, lisans, temlik ve teminat

Mali hakların devri yazılı şekle tabidir ve hak bazında açıkça sayılmalıdır. “Tüm mali haklarım devredilmiştir” gibi genel ifadeler, uygulamada yorum ihtilafı doğurur; hangi hakların hangi mecralarda, hangi süreyle, hangi ülkelerde kullanılacağı ayrı ayrı gösterilmelidir. Basit lisans–inhisari lisans ayrımı, alt lisans yetkisi, kontrol ve raporlama yükümlülükleri, telif payı (royalty), denetim hakkı ve fesih koşulları açıkça yazılmalıdır. Manevi haklarda devrin değil yalnızca kullanma yetkisinin yazılı bırakılabileceği unutulmamalıdır. Hakların finansmana konu edilmesi (rehin/temlik) mümkündür; fakat teminat ilişkilerinde üçüncü kişilerin kullanımının sınırları açık düzenlenmelidir.

8) Cayma hakkı (m.58): Hakların geri alınması için olağanüstü güvenlik supabı

Eser sahibi, devrettiği mali haklardan sözleşmede kararlaştırılan süre içinde gereği gibi yararlanılmaması ve menfaatlerinin esaslı şekilde ihlali halinde cayabilir. Cayma, karşı tarafa noter aracılığıyla makul bir mehil verilmesini gerektirir; bazı hallerde mehil gerekmeden de kullanılabilir (imkânsızlık, açık ret, menfaatlerin esaslı tehlikesi). Cayma ihbarının tebliğinden itibaren 4 hafta içinde itiraz davası açılabilir. Yayıncılıkta sık görülen “basmama veya geciktirme” vakalarında cayma, eser sahibinin ekonomik kaybını telafi eden güçlü bir araçtır; ancak üçüncü kişilerin kazanılmış haklarına ve iade–tasfiye hükümlerine dikkat edilmelidir.

9) Vazgeçme (feragat) hakkı: Kamu yararına serbest bırakma ve sınırları

Eser sahibi (veya mirasçıları), önceden yapılmış tasarrufları ihlal etmemek kaydıyla kendilerine tanınan mali haklardan resmî senetle ve Resmî Gazete ilanıyla vazgeçebilir. Vazgeçme, ilan tarihinden itibaren koruma süresinin bitmesi halinde doğacak hukukî sonuçları doğurur; başka deyişle eser, bu açıdan kamuya serbest bırakılmış gibi olur. Ancak daha önce devredilmiş veya lisanslanmış haklar varsa, vazgeçme bunların üstüne geçerek üçüncü kişilerin kazanılmış haklarını ortadan kaldıramaz.

10) Koruma süresi ve kamu malına geçiş

Kural süre, eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıldır. Sürenin dolmasıyla eser kamu malı statüsüne yaklaşır; mali haklar sona erer, fakat eser sahibine ilişkin bazı manevi değerlerin (örneğin adın doğru gösterilmesi ve eserin bütünlüğüne saygı) kültürel koruma ekseninde gözetilmesi beklenir. Süre hesabında müşterek eser sahipliği, anonim eser, ilk yayım anı gibi özel durumlar farklı kurallara tabidir; özellikle fotoğraf, sinema ve uygulamalı sanat eserlerinde süre tespitinde teknik ayrıntılar önem arz eder.

11) Dijital ortam, platformlar ve meslek birlikleri

Dijital iletim ve “on-demand” erişim (m.25/2) bugün uyuşmazlıkların merkezindedir. İçerik platformlarıyla yapılan lisans sözleşmelerinde coğrafi bölge, DRM/teknik koruma önlemleri, raporlama–paylaşım ve yeniden iletim (retransmission) yetkileri ayrıntılı düzenlenmelidir. Umumi mahallerde müzik–görüntü kullanımı bakımından meslek birlikleri (MSÜY, MSG, MESAM vb.) aracılığıyla lisanslama yapılır; aksi kullanım, temsil ve iletim haklarını ihlal eder ve tarife bedelleri yanında tazminat riskini doğurur.

12) İhlal halinde başvuru yolları: Proaktif ve reaktif strateji

Hak ihlallerinde izlenecek tipik yol haritası şudur: (i) delil tespiti ve teknik raporlama (zaman damgası, URL, ekran görüntüsü, hash kayıtları), (ii) ihtiyati tedbir ile ihlalin süratle durdurulması, (iii) tecavüzün ref’i ve men’i, maddi–manevi tazminat ve kazancın iadesi talepleri, (iv) gerekiyorsa ceza davası süreçleri. Dijital içeriklerde erişimin engellenmesi ve içeriğin çıkarılması mekanizmaları, platform içi bildirim–kaldırma prosedürleriyle birlikte yürütülmelidir. Uygulamada Yargıtay, manevi hakların çekirdek alanına (adın belirtilmesi, eserin saygınlığı) yapılan saldırılarda tazminata esnek yaklaşabilmekte; mali hak ihlallerinde ise uğranılan zarar ve yoksun kalınan kazancın ispatında emsal lisans bedelleri ve bilirkişi yöntemleri öne çıkmaktadır.

13) Sözleşme yazımında pratik öneriler

Eser sahipleri ve kullanıcılar açısından uyuşmazlıkların çoğu, belirsiz veya aşırı genel sözleşme maddelerinden doğar. Bu nedenle:

  • Hangi mali hakların devredildiği/lisanslandığı (işleme, çoğaltma, yayma, temsil, iletim) tek tek sayılmalı; mecra (basılı, TV, VOD, sosyal medya), coğrafya, süre, dil, format ve eser dönüşümü (adaptasyon, kısaltma, altyazı/dublaj) ayrı başlıklandırılmalıdır.

  • Adın belirtilmesi, eserde değişiklik sınırları ve görsel–işitsel düzenleme (fragman, teaser, örnekleme) açıkça yazılmalıdır.

  • Raporlama, denetim, telif payı, yenileme/opsiyon, fesih ve cayma hükümleri netleştirilmelidir.

  • Dijital koruma önlemleri, açık lisanslar (Creative Commons vb.) ve açık kaynak unsurları varsa lisans uyumluluğu ayrıca kontrol edilmelidir.

14) Sonuç: Denge, şeffaflık ve ölçülülük

FSEK düzeni, eser sahibinin kişisel bağını (manevi haklar) ve ekonomik çıkarını (mali haklar) birlikte koruyan dengeli bir mimari kurar. Umuma arz ve adın belirtilmesi gibi devredilemez alanların vazgeçilmezliği, modern içerik ekonomisinde bile koruma çemberinin çekirdeğini oluşturur. Öte yandan çoğaltma, yayma, temsil ve umuma iletim haklarının açık ve ayrıntılı lisanslanması; tükenme, ithal ve yeniden iletim ilkelerinin doğru okunması, uygulamadaki riskleri minimize eder. Eser sahipleri için strateji, proaktif (sözleşme mimarisi, kayıt–tescil, zaman damgası, eser yönetimi) ve reaktif (tespit–tedbir–tazminat) araçların birlikte ve hızlı işletilmesidir. Kullanıcı tarafında ise şeffaf lisans, meslek birlikleriyle uyumlu tarife yönetimi ve teknik–hukuki uygunluk, ihtilafın önüne geçen ana emniyet supaplarıdır.

Netice itibarıyla, eser sahibinin hakları, yalnızca “telif geliri” üretmek için değil, aynı zamanda eserin kimliği ve onurunu korumak için de vardır. Bu iki eksenin sağlıklı dengesi, hukuka uygun sözleşme tasarımı ve ölçülü kullanım ilkeleriyle sağlanabilir; uyuşmazlık doğduğunda ise FSEK’in sunduğu güçlü hukuki ve cezai koruma enstrümanları, etkin bir planlamayla kısa sürede sonuç üretebilir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button