Eser Sözleşmesi: Türk Hukukunda Kapsamı, Unsurları ve Uygulamadaki Önemi
Borçlar hukuku içerisinde yer alan sözleşme türlerinden biri olan eser sözleşmesi, uygulamada oldukça yaygın ve önemlidir. Özellikle mimarlık, inşaat, yazılım, sanat, sağlık ve tasarım gibi alanlarda sıkça karşımıza çıkan bu sözleşme tipi; bir sonucun ortaya konulmasını ve bu sonuca karşılık bir bedel ödenmesini temel alır.
Eser sözleşmesinde yüklenici, ortaya belirli bir “eser” koymayı, iş sahibi ise bu eser karşılığında bir bedel ödemeyi taahhüt eder. Bu karşılıklı borç ilişkisi; taraflar arasında denge, özen ve sorumluluk gerektiren bir süreçtir. Bu yazıda, eser sözleşmesinin temel unsurları, hukuki niteliği, benzer sözleşmelerden farkı ve uygulamada karşılaşılan sorunlara detaylı olarak değinilecektir.
1. Eser Sözleşmesinin Tanımı ve Amacı
Eser sözleşmesi, iki taraf arasında yapılan ve sonuç doğurmaya yönelik bir işin gerçekleştirilmesini konu alan bir sözleşmedir. Bu sözleşmede yüklenici (işi yapan taraf), iş sahibinin talebi doğrultusunda belirli bir eseri ortaya koymakla yükümlüdür. İş sahibi ise bu eserin meydana getirilmesi karşılığında kararlaştırılan bedeli ödemekle yükümlüdür.
Bu tür sözleşmelerin amacı, özgün ya da teknik bir çalışmanın sonuç olarak teslim edilmesini sağlamaktır. Eser; fiziksel bir yapı, bir dijital ürün, bir sanat eseri ya da bir onarım işlemi olabilir. Önemli olan, ortaya konulan şeyin somut bir sonuç ifade etmesidir.
2. Eser Sözleşmesinin Hukuki Niteliği
Eser sözleşmesi, çift taraflı ve ivazlı bir sözleşme türüdür. Yani her iki tarafın da karşılıklı olarak edim üstlendiği bir borç ilişkisidir. Ayrıca bu sözleşme, bir “sonuç” borcu doğurur. Bu yönüyle, yalnızca bir çabanın ortaya konduğu hizmet sözleşmesinden ayrılır. Burada yüklenici, sadece bir faaliyet yürütmekle kalmaz, belirlenen sonucu garanti eder.
Bu niteliği nedeniyle eser sözleşmesi, riskin büyük oranda yüklenicide olduğu bir yapıya sahiptir. Yüklenici, sonucu doğurmakla yükümlüdür; aksi hâlde sorumluluğu doğar. Bu durum, özellikle ayıplı işler ve gecikmeler söz konusu olduğunda önem arz eder.
3. Eser Sözleşmesinin Unsurları
Bir sözleşmenin eser sözleşmesi olarak değerlendirilebilmesi için bazı temel unsurların bulunması gerekir:
a) Taraflar
Eser sözleşmesinin tarafları yüklenici ve iş sahibidir.
-
Yüklenici, eseri meydana getirme yükümlülüğünü üstlenen kişidir.
-
İş sahibi, eserin yapılmasını talep eden ve bunun karşılığında bedel ödeyen kişidir.
Tarafların kim olduğu, taraflar arasındaki ilişkiyi ve borçların kapsamını doğrudan etkiler.
b) Eserin Meydana Getirilmesi
Sözleşmenin temel konusu, bir sonucun ortaya konulmasıdır. Bu sonucun maddi veya gayri maddi olması mümkündür. Bir binanın inşası da bir eserdir, bir yazılım kodu da, bir tablo da. Eserin ölçülebilir, değerlendirilebilir ve teslim edilebilir olması gerekir.
c) Bedel
Eser sözleşmesi karşılıklı edimler içerdiğinden, yüklenicinin ortaya koyduğu eser karşılığında iş sahibi bir ücret ödemek zorundadır. Bu bedelin belirli ya da belirlenebilir olması, sözleşmenin geçerliliği açısından önemlidir.
4. Eser Sözleşmesi ile Benzer Sözleşme Türlerinin Karşılaştırılması
a) Hizmet Sözleşmesi ile Farkı
Hizmet sözleşmesinde esas olan, belirli bir işi yapma borcudur; ancak sonuç garanti edilmez. Eser sözleşmesinde ise yüklenici, belirli bir sonuca ulaşmayı taahhüt eder. Örneğin, bir doktorun hasta üzerinde yaptığı genel kontrol hizmet sözleşmesiyken, estetik bir müdahalede belirli bir görünüm taahhüt ediliyorsa bu eser sözleşmesine girer.
b) Satım Sözleşmesi ile Farkı
Satım sözleşmesi, mevcut bir malın devrine ilişkindir. Eser sözleşmesi ise henüz var olmayan bir şeyin meydana getirilmesini kapsar. Örneğin hazır bir tabloyu satın almak satım sözleşmesidir; özel bir siparişle tablo yaptırmak ise eser sözleşmesidir.
5. Tarafların Hak ve Yükümlülükleri
a) Yüklenicinin Yükümlülükleri
-
Eseri sözleşmeye uygun şekilde meydana getirmek
-
İşi zamanında ve eksiksiz tamamlamak
-
Ayıplı iş yapmaktan kaçınmak
-
İş sahibinin talimatlarına uygun hareket etmek
b) İş Sahibinin Yükümlülükleri
-
Bedeli zamanında ödemek
-
İşi kabul etmek ve ayıpları bildirmek
-
Gerekli işbirliğini sağlamak
Taraflar arasındaki yükümlülüklerin sınırları, sözleşmenin içeriğine ve işin niteliğine göre şekillenir. Bu nedenle, sözleşme yapılırken açık ve detaylı düzenlemelere yer verilmesi son derece önemlidir.
6. Eserin Teslimi, Ayıplı İş ve Sorumluluk
Yüklenici, eseri kararlaştırılan zamanda ve sözleşme koşullarına uygun biçimde teslim etmekle yükümlüdür. Teslim edilen eserde bir ayıp varsa, iş sahibi bunu belirli bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.
Ayıplı iş kavramı, eserin sözleşmeye, teknik gereklerine veya iş sahibinin haklı beklentilerine uygun olmaması durumunu ifade eder. Bu durumda iş sahibinin sahip olduğu bazı haklar şunlardır:
-
Eserin ücretsiz olarak onarılmasını talep etmek
-
Bedelden indirim istemek
-
Sözleşmeden dönmek
-
Zararın tazminini talep etmek
Ayıplı işten doğan haklar, belirli süreler içinde kullanılmalıdır. Aksi halde iş sahibi bu haklarını kaybedebilir.
7. Eser Sözleşmesinin Sona Ermesi
Eser sözleşmesi şu şekillerde sona erebilir:
-
İfa ile: Eser sözleşmesine uygun şekilde tamamlandığında.
-
Taraflardan birinin sözleşmeyi feshetmesiyle
-
Sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasıyla
-
İfa imkansızlığı nedeniyle
Ayrıca taraflar, karşılıklı anlaşma yoluyla da sözleşmeyi sona erdirebilir. Bu tür sona ermelerde hangi tarafın ne ölçüde sorumluluk taşıdığı, sözleşmenin içeriğine ve gerçekleşen olayın niteliğine göre belirlenir.
8. Uygulamada Eser Sözleşmesine İlişkin Sorunlar
a) Sözleşmelerin Yazılı Olmaması
Sözlü yapılan eser sözleşmeleri, ispat açısından taraflara büyük zorluklar yaşatmaktadır. Yazılı sözleşmelerin detaylı ve açık düzenlenmesi, uyuşmazlık durumunda büyük önem taşır.
b) Ayıplı İşlerde Delil Yetersizliği
Ayıplı iş iddialarında, tarafların çoğu zaman yeterli teknik veya görsel belge sunamaması davaların uzamasına neden olur. Bu tür durumların önüne geçmek için işin başlangıcında ve sonunda tutanaklar tutulmalı, fotoğraflar ve raporlarla süreç belgelendirilmelidir.
c) Malzemenin Kimin Tarafından Temin Edileceği
Sözleşmede bu konu açık şekilde belirtilmediğinde, malzeme temin yükümlülüğünün kimde olduğu konusunda uyuşmazlıklar çıkabilir. Bu nedenle, malzeme temini, kalitesi ve standardı açık biçimde düzenlenmelidir.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Feride Sıla HELVACI