Single Blog Title

This is a single blog caption

Düğünde Takılan Takılar Kime Ait?

Düğünde Takılan Takılar Kime Ait?

Düğün Takılarının Hukuki Akıbeti ve Boşanma Halinde Paylaşımı

Türkiye’de boşanma davalarında en çok tartışılan konulardan biri, düğünde takılan altınlar, ziynet eşyaları ve nakit paraların kime ait olduğu meselesidir. Aileler çoğu zaman “zaten düğünde takıldı, birlikte harcadık”, “damada takılan altın damadındır”, “takı torbası ortak içindir” gibi iddialarla karşı karşıya kalmakta; özellikle boşanma sürecine girildiğinde bu hediyeler ciddi bir ekonomik ihtilaf haline dönüşmektedir.

Her ne kadar Türk Medeni Kanunu’nda düğün takılarıyla ilgili özel bir madde bulunmasa da, mal rejimi hükümleri, ziynet eşyalarının kişisel mal niteliği ve uzun yıllar içinde oluşmuş Yargıtay içtihatları, düğün hediyelerinin hukuki akıbetini belirlemede esas alınmaktadır.


1. Hukuki Çerçeve: Mal Rejimi ve Ziynet Eşyasının Kişisel Mal Niteliği

1.1. Yasal Mal Rejimi: Edinilmiş Mallara Katılma

Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler arasında aksine bir mal rejimi sözleşmesi yapılmamışsa, evlilik tarihinden itibaren geçerli olan rejim **“edinilmiş mallara katılma rejimi”**dir. Bu rejimde:

  • Evlilik süresince ücret, maaş, ticari kazanç gibi gelirlerle edinilen varlıklar edinilmiş mal sayılır ve boşanma halinde tasfiyeye konu olur.

  • Kanunda sayılan bazı malvarlığı unsurları ise kişisel mal niteliğindedir ve eşler arasında paylaşılmaz.

TMK’da ziynet eşyaları genel olarak kişisel mal kategorisine girer. Yani kural olarak, hangi eşe ait sayılıyorsa o eş yönünden kişisel mal kabul edilir ve mal rejimi tasfiyesinde “paylaşılacak mal” değil, o eşin kendine ait alacağı olarak değerlendirilir.

1.2. Düğün Takılarıyla İlgili Açık Hüküm Olmaması

Kanunda “düğünde takılan hediyeler kime aittir?” sorusuna doğrudan cevap veren bir hüküm yoktur. Bu nedenle uygulamada:

  • Örf ve adet,

  • Yargıtay’ın yerleşik ve güncel kararları,

  • Somut olayın özellikleri

birlikte değerlendirilerek sonuca gidilir. Özellikle Yargıtay’ın düğün takılarıyla ilgili kriterleri, mahkemeler için bağlayıcı nitelikte olmasa da güçlü bir yol gösterici işlevi görmektedir.


2. Genel Kural: Düğün Takıları Kural Olarak Geline Ait

Uzun yıllar boyunca Yargıtay’ın istikrar kazanmış yaklaşımı şu şekilde özetlenmiştir:

  • Aksine bir anlaşma veya yerel örf ve adet ispat edilmedikçe,

  • Düğünde kim tarafından kime takılırsa takılsın,

  • Altın, bilezik, kolye, küpe vb. ziynetler ve çoğu zaman nakit paralar,
    geline bağışlanmış sayılır.

Bu yaklaşımın temel dayanağı:

  • Türk toplumundaki “düğün takısı gelinin güvenceyi altına almak içindir” anlayışı,

  • Ziynet eşyalarının genellikle kadına özgü nitelikte olması,

  • Evlilik bozulduğunda kadının ekonomik olarak daha kırılgan durumda olma ihtimalidir.

Bu nedenle, özellikle kadına özgü ziynet eşyaları (bilezik, set, küpe, kolye vb.) kime takılmış olursa olsun çoğunlukla kadının kişisel malı kabul edilmektedir.


3. Yeni Eğilim: Erkeğe Takılan Takılar ve Takı Torbası

Son yıllarda Yargıtay kararlarında, önceki katı “her şey geline aittir” yaklaşımının kısmen yumuşatıldığı görülmektedir. Özellikle:

3.1. Erkeğe Özgü veya Açıkça Erkeğe Takılan Ziynetler

  • Damat yakasına takılan bazı altınlar,

  • Erkeğe özgü sayılabilecek saat, tespih, özel takı setleri,

somut olayın özelliklerine göre erkeğin kişisel malı olarak değerlendirilebilmektedir. Burada önemli olan:

  • Takının fiilen kime takıldığı,

  • Hangi tarafa özgü olduğunun adet ve hayat tecrübelerine göre belirlenmesi,

  • Taraflar arasında “tüm takılar ortaktır” gibi yazılı veya ispatlanabilir bir anlaşma bulunup bulunmadığıdır.

3.2. Takı Torbasına Atılan Altın ve Nakitler

Uygulamada sıkça görülen durum, davetlilerin takıları doğrudan gelin veya damada takmak yerine, “takı torbasına” ya da kutuya bırakmasıdır. Burada:

  • Kadına özgü bilezik, set vb. takılar torbaya atılsa bile, kural olarak kadının malı sayılmaya devam eder.

  • Kime ait olduğu ayırt edilemeyen altınlar ve nakitler ise, somut olayın özelliklerine göre:

    • Eşlerin paylı mülkiyetinde değerlendirilebilir,

    • Veya tarafların yerel adet, anlaşma ve tanık beyanları çerçevesinde bir tarafa ait sayılabilir.

Bu nedenle, takı torbasına ilişkin uyuşmazlıklarda düğün videoları, fotoğraflar ve tanık anlatımları oldukça önemli hale gelmektedir.


4. Nişan Hediyeleri ile Düğün Takıları Arasındaki Fark

Nişan ve düğün çoğu zaman aynı süreçte yaşansa da hukuki sonuçları farklıdır:

  • Nişan hediyeleri, nişanın bozulması halinde Türk Medeni Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir; nişanın bozulma nedenine göre hediyelerin iadesi, kusur durumu, hatıra niteliği gibi kriterler dikkate alınır.

  • Düğün takıları ise evlilik gerçekleştikten sonra, artık eşlere bağışlanmış ziynet eşyası niteliği kazanır. Boşanma halinde tartışma, “bu ziynet kimin kişisel malıdır ve iade edilmeli midir?” ekseninde yürür.

Dolayısıyla, düğün öncesi takılan nişan hediyeleri ile düğünde takılan ziynetlerin hukukî rejimi birbirinden farklıdır.


5. Boşanma Halinde Düğün Takıları Nasıl Talep Edilir?

5.1. Ziynet Alacağı (Düğün Takıları) Davası

Boşanma sürecinde veya boşanma sonrasında taraflar arasında “takılar nerede, kimde kaldı?” tartışması yaşandığında, uygulamada en çok başvurulan yollardan biri ziynet alacağı davasıdır. Bu dava:

  • Genellikle boşanma davasıyla birlikte açılır, ancak ayrı bir dava olarak da açılabilir.

  • Görevli mahkeme çoğunlukla Aile Mahkemesidir.

  • Davacı eş, düğünde kendisine ait olduğunu iddia ettiği:

    • Altınların ve ziynet eşyalarının aynı şekilde iadesini,

    • Aynen iade mümkün değilse bedelinin (güncel rayiç değerinin) ödenmesini talep eder.

Bu alacak, mal rejimi tasfiyesinden bağımsız olarak değerlendirilen, kişisel mal niteliğindeki ziynetlerin iadesine yönelik bir taleptir.

5.2. İspat Yükü ve Kullanılan Deliller

Genel olarak kabul edilen karine şudur:

  • Düğün takıları gelinin üzerinde veya gelinin muhafazasında kabul edilir.

Bu karinenin doğurduğu sonuçlar:

  • Ziynet eşyalarının takıldığı, miktarı ve cinsi yönünden iddiada bulunan eş, düğünde bu takıların varlığını ve kendisine ait olduğunu ispat etmek zorundadır.

  • Diğer eş veya aile bireyleri, ziynetleri:

    • Kadının rızasıyla bozdurduklarını ve

    • Bir daha iade etmeme şartıyla, evin veya ortak ihtiyaçların karşılanmasında kullandıklarını iddia ediyorsa bunu kendisi ispat etmelidir.

Mahkemeler bu noktada şu delillere sıkça başvurur:

  • Düğün video kaydı ve fotoğraf albümü,

  • Düğünde takı takanların tanıklığı,

  • Kuyumcu kayıtları, satış dekontları, altın bozdurma fişleri,

  • Banka hareketleri, havale/EFT dekontları,

  • Taraflar arasındaki yazışmalar (mesaj, e-posta vb.).


6. Düğün Takıları ile Alınan Ev, Araba ve Diğer Varlıklar

Hayatta sık karşılaşılan bir durum: Düğünde takılan altınlar bozduruluyor, üzerine kredi veya ek tasarruf eklenerek ev, araba, dükkân veya benzeri bir varlık satın alınıyor.

Bu gibi hallerde:

  • Eğer tamamen düğün takılarıyla alınmış bir malvarlığı unsuru varsa, bu mal, takıların kime aitse onun kişisel malı olarak değerlendirilebilir (kişisel malın yerine geçen değer).

  • Ancak çoğu zaman hem düğün takıları hem de eşlerin emek gelirleri ve krediler bir arada kullanılır. Bu durumda:

    • Kimin ne kadar katkı yaptığı,

    • Hangi kaynağın kişisel, hangisinin edinilmiş mal olduğu,

    • Zaman içindeki değer artışları

dikkate alınarak katkı payı alacağı veya değer artış payı alacağı tartışmaları gündeme gelir.

Bu alan, teknik hesaplamalar ve bilirkişi raporları içeren detaylı bir süreç olduğundan, mal rejimi tasfiyesiyle birlikte profesyonel destek alınması özellikle önemlidir.


7. Aile Büyüklerine Emanet Bırakılan Takılar ve Sorumluluk

Uygulamada çok sık görülen bir diğer sorun da şudur:

  • Düğün sonrası takılar “kaybolmasın, çalınmasın” diye kayınvalideye, kayınpedere veya başka bir aile büyüğüne emanet bırakılır.

  • Yıllar sonra boşanma gündeme geldiğinde, takıların bir kısmının bozdurulduğu, bir kısmının kaybolduğu veya geri verilmediği iddia edilir.

Bu durumda:

  • Ziynetlerin hukuken kim adına kabul edildiğine bağlı olarak, ilgili eş aile büyüğüne karşı da ziynet alacağı davası açabilir.

  • Takıların emanet alındığına ve rızaya aykırı kullanıldığına dair durum belirginse, şartları oluştuğunda ceza hukuku bakımından da güveni kötüye kullanma vb. suç tipleri tartışma konusu olabilir.

Yine bu tür hallerde de ispat yükü, tanık beyanları ve yazılı deliller büyük rol oynar.


8. Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar ve Pratik Öneriler

Düğünde takılan hediyelerin kavga konusu olmaması için, aslında en başta alınacak önlemler çok önemlidir:

  1. Düğün kayıtlarını saklayın.
    Video ve fotoğraflar, kime ne takıldığının en açık delilidir.

  2. Takı sayımını yazılı hale getirin.
    Düğün sonrası eşler veya aile büyükleri bir araya gelerek, takıların cinsi, gramı ve sayısı konusunda basit bir liste oluşturabilir.

  3. Eşler arasında açık bir mutabakat sağlanması faydalıdır.
    Örneğin “tüm takılar gelinin olsun” veya “damada takılanlar damadın, geline takılanlar gelinin, takı torbası ortak” şeklinde yazılı bir uzlaşma ileride çıkabilecek uyuşmazlıkları azaltır.

  4. Aile büyüklerine emanet edilecekse bu durum belgeye bağlanmalıdır.
    “Teslim ettiğimiz takılar şunlardır, şu tarihte şu kişiye verildi” şeklinde bir teslim tutanağı, mesaj ve yazışmalar ispatı kolaylaştırır.

  5. Düğün takılarıyla büyük alım yapılacaksa katkı oranları netleştirilmeli.
    Ev, araba, dükkân gibi varlıkların alımında hangi kaynağın kullanıldığı, mümkün olduğunca belgelendirilmelidir.


9. Sonuç: Düğün Takıları Basit Bir Aile Tartışması Değil, Hukuki Bir Uyuşmazlık Konusudur

Düğünde takılan hediyelerin hukuki akıbeti, çoğu kişi için “aile içi mesele” görünse de, boşanma yahut miras gibi süreçlerde yüksek maddi değerler içeren ciddi bir uyuşmazlık alanıdır. Özetle:

  • Kadına özgü ziynet eşyaları kural olarak kadının kişisel malı kabul edilir.

  • Erkeğe özgü veya açıkça erkeğe takılan ziynetlerde, somut olaya göre erkeğin kişisel malı olduğu sonucuna varılabilir.

  • Takı torbası ve kime ait olduğu belirlenemeyen nakit/altınlar, örf-adet, taraf anlaşması ve delil durumuna göre ortak veya kişisel mal olarak nitelendirilebilir.

  • Boşanma halinde, düğün takıları çoğunlukla ziynet alacağı davasının konusudur; bu davada ispat yükü, delillerin niteliği ve zamanaşımı büyük önem taşır.

Bu sebeple, düğün takılarıyla ilgili ihtilaflarda, her somut olayın özellikleri dikkate alınarak, uzman bir aile hukuku avukatından hukuki destek alınması ileride telafisi güç hak kayıplarının önüne geçecektir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button