Due Diligence Yapılmadan Şirket Satın Almanın Hukuki Riskleri Nelerdir?
Giriş
Günümüzde şirket satın alma, birleşme ya da yatırım süreçleri yalnızca mali tabloların incelenmesiyle tamamlanamayacak kadar karmaşık ve çok boyutludur. Satın alınacak bir şirketin tüm yönleriyle analiz edilmesi ve potansiyel risklerinin değerlendirilmesi için uygulanan en önemli süreçlerden biri due diligence, yani hukuki, mali, vergi ve ticari durum tespitidir.
Ancak kimi zaman, zaman baskısı, bilgi eksikliği ya da iyi niyet varsayımı nedeniyle bu analiz yapılmadan şirket devralınabilmekte; bu da geri dönülmesi zor ve ciddi hukuki riskler doğurmaktadır. Bu makalede, due diligence yapılmadan gerçekleşen şirket satın almalarının hukuki sonuçları, teorik çerçeve ve pratik örnekler üzerinden detaylı biçimde incelenecektir.
1. Due Diligence Nedir? Hangi Alanları Kapsar?
Due diligence, şirketin mali, hukuki, vergi, çevresel ve ticari yönlerden detaylı bir incelemeye tabi tutulması sürecidir.
Genellikle şu alanlarda yapılır:
-
Hukuki due diligence: Ortaklık yapısı, pay devirleri, sözleşmeler, dava ve icra takipleri, fikri mülkiyet hakları.
-
Mali due diligence: Bilanço, gelir tablosu, borç durumu, banka hesapları.
-
Vergi due diligence: Beyannameler, ihtilaflı vergi borçları, ceza riskleri.
-
Ticari due diligence: Pazar konumu, müşteri portföyü, satış ve dağıtım yapısı.
-
Çevresel ve teknik due diligence: ÇED raporları, çevre izinleri, teknik altyapı analizi.
2. Due Diligence Yapılmamasının Başlıca Hukuki Riskleri
Due diligence yapılmadan gerçekleşen bir şirket alımı, görünmeyen yükümlülüklerin üstlenilmesi anlamına gelir. Aşağıda bu riskler başlıklar halinde açıklanmıştır:
A. Geçersiz veya Uyuşmazlık Doğuran Pay Devirleri
-
Özellikle limited şirketlerde, pay devrinin geçerli olması için noterde düzenleme, genel kurul kararı ve ticaret siciline tescil gerekir (TTK m. 595 vd.).
-
Bu şartlar incelenmeden yapılan alımlarda, devralan kişi hukuken ortak sayılmaz ve şirket haklarını kullanamaz.
B. Gizli Borçlar ve İcra Takipleri
-
Alıcı, hedef şirketin geçmiş dönemden kalma ticari borçlarını, kredi yükümlülüklerini veya icra takiplerini devralabilir.
-
Bu tür borçlar bilanço dışında kalmış ya da muhasebeleştirilmemiş olabilir.
📌 Örnek: Devralınan şirketin geçmişte tedarikçisine olan 600.000 TL borcu hakkında açılmış dava, devir sonrası alıcının sorumluluğuna geçmiştir.
C. Devam Eden Davalar ve Tazminat Riskleri
-
Şirketin taraf olduğu ya da olacak dava ve icra takipleri incelenmezse, alıcı büyük miktarda tazminat ödemek zorunda kalabilir.
-
İş hukuku, vergi hukuku, fikri mülkiyet ve rekabet davaları özel önem arz eder.
D. Lisans ve Ruhsat Sorunları
-
Şirketin faaliyet konusu için gerekli ÇED raporu, çevre izinleri, belediye ruhsatları gibi belgeler eksik olabilir.
-
Bu durum, idari yaptırımların yanı sıra faaliyetin durdurulması sonucunu doğurabilir.
E. Fikri Mülkiyet Haklarının Devralınmaması
-
Markaların, patentlerin, yazılımların veya lisansların şirkete değil üçüncü kişilere ait olması, yatırımın değerini sıfırlayabilir.
-
Telif devri yapılmamış yazılımlar nedeniyle FSEK kapsamında davalar açılabilir.
F. KVKK Uyumsuzlukları ve Veri İhlalleri
-
Alınan şirketin VERBİS kaydı yoksa, açık rıza formları eksikse, veri sorumluluğu yükümlülükleri yerine getirilmemişse, alıcı doğrudan idari yaptırımla karşılaşır.
-
Kişisel veri ihlallerinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu, yüksek tutarda para cezaları verebilir.
G. Yüksek Vergi Borçları ve İncelemeye Alınma Riski
-
Şirketin geçmiş yıllara ait vergi inceleme raporları, uzlaşma tutanakları veya dava süreçleri incelenmezse, alıcı vergi aslı, ceza ve faizlerle karşılaşır.
H. Rehin, Haciz ve Tedbir Kayıtlarının Göz Ardı Edilmesi
-
Hisse senetleri üzerinde rehin veya haciz varsa, şirket kontrolü devralınamaz.
-
Şirketin taşınmazlarına veya demirbaşlarına konulmuş hacizler faaliyeti engeller.
3. Sözleşmesel Açıdan Doğabilecek Sorunlar
-
Mevcut ticari sözleşmelerin fesih hükümleri, cezai şartları ve devre karşı getirdiği yasaklamalar incelenmeden yapılan alımlar, şirketin ticari ilişkilerinin bozulmasına neden olabilir.
-
“Change of control” (kontrol değişikliği) maddesi bulunan sözleşmelerde, sözleşmenin devri geçersiz sayılabilir.
4. İtibar Kaybı ve Sosyal Riskler
-
Şirketin geçmişte karıştığı çevre kirliliği, işçi uyuşmazlığı, müşteri şikayetleri gibi olaylar kamuoyuna yansıdığında, yatırımcı da bu itibar kaybıyla özdeşleşir.
-
Özellikle halka açık veya sosyal sorumluluk odaklı sektörlerde bu durum pazar kaybına yol açar.
5. Pratik Öneriler: Due Diligence Yapılmadan Alım Kararı Alınacaksa Ne Yapılmalı?
Zaman darlığı ya da karşı tarafın ısrarı nedeniyle due diligence yapılmaksızın şirket alımı düşünülüyorsa:
-
Kapsamlı beyan ve garanti hükümleri sözleşmeye eklenmelidir.
-
Tazminat taahhütleri (indemnity clauses) konulmalıdır.
-
Şirket geçmişine ilişkin sigorta teminatı talep edilebilir.
-
Riskli kalemler için escrow hesabı kullanılabilir.
-
Hisse alımı yerine malvarlığı alımı (asset deal) düşünülebilir.
6. Due Diligence Yapılmadan Şirket Satın Almanın Alıcı Açısından Sonuçları
Hukuki Sonuç | Açıklama |
---|---|
Tazminat yükümlülüğü | Alıcının zarar görmesi durumunda, satıcıya karşı dava açması gerekebilir. |
Faaliyet durdurma riski | Ruhsat, izin veya ÇED raporunun eksik olması durumunda, faaliyet askıya alınabilir. |
İcra ve dava tehdidi | Gizli borçlar ve tespit edilmeyen alacaklılar tarafından takibe maruz kalma. |
Ortaklık ihtilafları | Geçersiz hisse devirleri nedeniyle şirket yönetiminde kaos. |
Kamu idareleri tarafından yaptırım | KVKK, çevre, vergi ve rekabet hukukuna aykırılıklar nedeniyle para cezası. |
Sonuç ve Değerlendirme
Due diligence yapılmadan bir şirket satın almak, buzdağının yalnızca görünen kısmını inceleyerek yatırım kararı almak gibidir. Özellikle ortaklık yapısı, mali yükümlülükler, dava geçmişi, veri güvenliği, vergi durumları ve çevresel izinler gibi konular detaylıca incelenmeden atılacak her adım, alıcı açısından büyük bir risk doğurur. Yatırımın büyüklüğü ne olursa olsun, bir avukat ve mali müşavir desteğiyle yürütülen profesyonel due diligence, ileride ortaya çıkabilecek maddi ve hukuki zararları büyük ölçüde önleyecektir.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut