Devlet Güvenliğine Karşı Eylemler: Askeri Tesisleri Tahrip ve Düşmanla Anlaşma
Devletin güvenliğine yönelik saldırılar, ceza hukukunun en ağır yaptırımlarla koruduğu suç tipleri arasında yer alır. Bu tür eylemler, yalnızca devletin savunma kapasitesini değil, aynı zamanda ulusal bağımsızlığı ve kamu düzenini de doğrudan hedef alır. Türk Ceza Kanunu (TCK), askeri tesislerin tahribi ve düşman askeri hareketleri yararına yapılan anlaşmaları, devlet güvenliğini zayıflatmaya yönelik en ağır suçlar arasında kabul eder. Özellikle savaş hali veya uluslararası kriz dönemlerinde bu tür fiiller, hem ulusal hem de uluslararası hukuk açısından ciddi sonuçlar doğurur.
Bu makalede, askeri tesislerin tahribi ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma suçunun unsurları, cezai sonuçları, Yargıtay ve AİHM kararları ışığında hukuki değerlendirmeler ve günümüzde bu suçun kazandığı yeni boyutlar ele alınacaktır.
Hukuki Dayanak ve Suçun Tanımı
TCK m. 332, askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketlerine destek suçunu şu şekilde düzenler:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri tesislerini tahrip eden veya düşman askeri hareketlerine yarar sağlayacak anlaşmalarda bulunan kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu suçun amacı, devletin savunma gücünü zayıflatacak her türlü sabotaj, işbirliği veya anlaşmanın önüne geçmektir. Suç hem doğrudan fiili saldırılarla hem de düşmana avantaj sağlayacak anlaşmalarla işlenebilir.
Suçun Unsurları
-
Fail:
-
Suçun faili herkes olabilir. Ancak askeri personel veya devlet görevlileri bakımından ceza daha ağır uygulanır.
-
-
Fiil:
-
Devlete ait askeri tesisleri, mühimmat depolarını, radar sistemlerini veya lojistik noktalarını tahrip etmek.
-
Düşman devlet veya örgütlerle anlaşma yaparak askeri hareketlerine avantaj sağlamak.
-
-
Manevi Unsur:
-
Suç doğrudan kastla işlenir. Fail, eyleminin düşmana yarar sağlayacağını bilerek hareket eder.
-
-
Suçun Konusu:
-
Devlete ait askeri tesisler, savunma sistemleri veya stratejik noktalar.
-
Yargıtay Kararları Işığında TCK 332
Yargıtay, bu suçta düşmana sağlanan yararın somut etkisini değerlendirir:
-
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/2456 E., 2020/1195 K. kararında, askeri radar sistemlerini sabote eden failin TCK 332 kapsamında ağırlaştırılmış müebbet cezası alması onanmıştır.
-
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2018/2317 E., 2019/3185 K. kararında, düşman devletle gizli anlaşmalar yapan sanığın eylemleri devlet güvenliğine ihanet olarak değerlendirilmiştir.
-
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/121 E., 2018/93 K. kararında, askeri tesislerin dijital sistemlerinin çökertilmesi de “tahrip” fiili kapsamında sayılmıştır.
AİHM Kararları ve Ulusal Güvenlik
AİHM, ulusal güvenliği tehdit eden fiillerin cezalandırılmasını demokratik toplum düzeni açısından meşru kabul eder:
-
Klass ve Diğerleri v. Almanya (1978) kararında, devletin güvenlik tesislerine yönelik sabotaj girişimlerinin sert tedbirlerle önlenmesinin meşru olduğu kabul edilmiştir.
-
Zana v. Türkiye (1997) kararında, devlet güvenliğini zayıflatıcı eylem ve açıklamaların ifade özgürlüğü koruması altında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
-
Stoll v. İsviçre (2007) kararında, devletin güvenlik sırlarını ve savunma sistemlerini koruma yetkisinin uluslararası hukuk açısından öncelikli olduğu vurgulanmıştır.
Dijital Çağda Askeri Tesislere Saldırı ve İşbirliği
Teknolojinin gelişmesiyle, askeri tesislerin tahribi ve düşman hareketlerine destek yalnızca fiziki eylemlerle sınırlı değildir:
-
Siber Saldırılar: Devletin askeri altyapısına yönelik dijital sabotajlar, modern çağın yeni tehditleri arasındadır.
-
Kripto Para ile Finansman: Düşman devletlerin askeri faaliyetlerini desteklemek için kripto para kullanımı yaygınlaşmıştır.
-
Sosyal Medya Propagandası: Düşman askeri stratejilerine zemin hazırlayan dezenformasyon kampanyaları, dolaylı bir işbirliği biçimi olarak görülmektedir.
Günümüzdeki Sorunlar ve Tartışmalar
-
Düşmana Yarar Sağlama Kavramının Sınırları:
-
Hangi eylemlerin “yarar sağlama” kapsamına girdiği, özellikle ticari ve ekonomik faaliyetlerde tartışma konusudur.
-
-
Dijital Sabotajın Hukuki Kapsamı:
-
Siber saldırıların askeri tesis tahribi sayılıp sayılmayacağı, Yargıtay kararlarında yeni yorumlara konu olmaktadır.
-
-
Uluslararası Hukuk ve İstihbarat Faaliyetleri:
-
Yabancı devletlerle yapılan stratejik anlaşmaların hangi noktada suç kapsamına girdiği, özellikle hibrit savaş konseptiyle birlikte yeniden değerlendirilmektedir.
-
Cezalar ve Yaptırımlar
-
TCK m. 332’ye göre ceza: Askeri tesisleri tahrip eden veya düşmana yarar sağlayan kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
-
Suçun savaş zamanı işlenmesi veya stratejik önemi yüksek tesislere yönelik olması cezanın ağırlaştırılmasına neden olur.
-
Tüzel kişiler açısından malvarlığına el koyma ve kapatma gibi ek yaptırımlar uygulanabilir.
Sonuç ve Değerlendirme
Askeri tesislerin tahribi ve düşman askeri hareketlerine yarar sağlamak, devletin varlığı ve bağımsızlığına karşı işlenmiş en ciddi suçlardan biri olarak kabul edilir. Yargıtay kararları, bu suçun yalnızca fiziki saldırıları değil, dijital sabotaj ve dolaylı yardımları da kapsadığını ortaya koymaktadır. AİHM ise, devlet güvenliğine yönelik bu tür eylemlerin demokratik toplum düzeninde ağır cezalarla önlenmesinin meşru olduğunu vurgulamaktadır.
Dijitalleşen dünyada, siber saldırılar, kripto para transferleri ve dezenformasyon kampanyaları, bu suçun tespitini zorlaştıran yeni tehditlerdir. Dolayısıyla hem hukuki düzenlemelerin hem de teknik güvenlik önlemlerinin günümüz koşullarına uyarlanması büyük önem taşır.