Deniz Ticareti Hukukunda Tescil Edilmiş Ayni Hakların Zamanaşımı
Deniz Ticareti Hukukunda Tescil Edilmiş ve Ayni Haklardan Doğan Talep Haklarının Zamanaşımına Tabi Olmaması
Giriş
Deniz ticareti hukuku, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde ekonomik hayatın güvenliğini sağlamayı amaçlayan özel bir hukuk dalıdır. Deniz taşımacılığı, yüksek maliyetli yatırımların ve karmaşık hukuki ilişkilerin doğmasına sebep olur. Bu ilişkilerin en önemli unsurlarından biri de gemi sicili ve bu sicile bağlı olarak doğan haklardır.
Gemiler üzerinde mülkiyet hakkı, ipotek, intifa gibi ayni haklar tesis edilebilir. Bu hakların en kritik özelliği, yalnızca taraflar arasında değil, herkese karşı ileri sürülebilir olmalarıdır. Bu nedenle kanun koyucu, ayni hakları özel bir koruma altına almış; bu haklardan doğan talep haklarının zamanaşımına tabi olmadığını düzenlemiştir.
1. Zamanaşımı Kavramı
Zamanaşımı, bir hakkın belirli bir süre kullanılmaması nedeniyle dava edilebilme imkanının kaybolmasıdır. Borçlar hukukunda zamanaşımı, borçlunun sürekli bir belirsizlik altında kalmasını engellemek ve hukuk güvenliğini sağlamak için öngörülmüştür.
Ancak zamanaşımı her hak için geçerli değildir. Özellikle ayni haklar bakımından durum farklıdır. Ayni haklar mutlak hak niteliğinde olup, herkese karşı ileri sürülebilir. Bu sebeple, kanun koyucu bu hakları zamanaşımı baskısından korumuştur.
2. Ayni Hakların Özellikleri
Ayni haklar, sahibine eşya üzerinde doğrudan hâkimiyet sağlar. Deniz ticareti hukukunda en çok karşılaşılan ayni haklar şunlardır:
- Mülkiyet hakkı (geminin malikine ait olması),
- İpotek hakkı (gemi üzerinde alacaklı lehine güvence),
- İntifa hakkı (gemiden yararlanma yetkisi),
- Rehin hakları.
Bu hakların mutlak etkisi vardır. Yani üçüncü kişiler, bu haklara saygı göstermek zorundadır.
3. Tescilin Rolü
Gemi sicili, gemiler üzerindeki ayni hakların güvence altına alındığı resmi kayıttır.
- Kurucu Etki: Gemi ipoteği gibi bazı haklar, yalnızca sicile kaydedilmekle doğar.
- Açıklayıcı Etki: Malik değişikliği gibi haklar, esasen sözleşme ile doğar; fakat sicile kaydedildiğinde üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir.
Tescil edilmiş ayni haklar, gemi sicilinde yer aldıkları için üçüncü kişiler nezdinde aleniyet kazanır. Bu sayede, gemiyle işlem yapmak isteyen herkes gemi üzerindeki hak durumunu öğrenebilir.
4. Ayni Haklardan Doğan Talep Hakları
Ayni hak sahibi, hakkını korumak için bazı taleplerde bulunabilir. Bu talepler şunlardır:
- İstihkak davası (mülkiyet hakkına dayanarak geminin iadesinin talep edilmesi),
- Elatmanın önlenmesi davası (haksız müdahalenin durdurulması),
- İpotek alacaklısının satış talebi,
- Rehnin paraya çevrilmesi istemi.
Bu tür talepler, ayni hakka dayalıdır ve mutlak niteliktedir.
5. Zamanaşımına Tabi Olmama İlkesi
Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu sistematiği çerçevesinde, ayni haklardan doğan talep hakları zamanaşımına tabi değildir.
Bunun nedeni:
- Ayni hakların mutlak nitelikte olması,
- Sicil sayesinde aleniyet kazanması,
- Üçüncü kişilerin hak durumunu bilme imkânına sahip olmasıdır.
Örneğin; bir geminin mülkiyet hakkı zamanaşımına uğramaz. Malik, yıllar geçse dahi gemisini istihkak davası ile geri alabilir. Aynı şekilde, ipotek alacaklısının hakkı da zamanaşımına uğramaz; ipotek sicilde kaldığı sürece geçerliliğini korur.
6. Borçlar Hukuku ile Karşılaştırma
Borçlar hukukunda alacak hakları zamanaşımına tabidir. Örneğin, taşıma ücretinin ödenmesi talebi belli bir süre sonunda zamanaşımına uğrar.
Ancak ayni haklara dayalı talepler için durum farklıdır. Çünkü borç ilişkisi yalnızca taraflar arasında hüküm doğurur; ayni haklar ise herkese karşı ileri sürülür. Bu nedenle, borçlar hukuku ile deniz ticareti hukukunda ayni hakların farklı rejime tabi tutulması, hukuki sistemin doğası gereğidir.
7. Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme
Yargıtay, ayni hakların zamanaşımına tabi olmadığı yönündeki içtihadını istikrarlı biçimde sürdürmektedir.
- Yargıtay 11. HD, 2014/6531 E., 2016/2987 K.: “Gemi siciline tescil edilmiş ipotek, zamanaşımına tabi olmayıp sicilden terkin edilmedikçe hüküm ifade eder.”
- Yargıtay 11. HD, 2015/4122 E., 2017/5869 K.: “Mülkiyet hakkına dayalı istihkak davası zamanaşımı ile düşmez; malik her zaman hakkını ileri sürebilir.”
- Yargıtay 11. HD, 2017/3981 E., 2019/2230 K.: “İntifa hakkına dayalı talepler, ayni hak niteliğinde olup zamanaşımına uğramaz.”
Bu kararlar, tescil edilmiş ayni hakların zamanaşımı baskısından bağımsız olduğunun en somut göstergesidir.
8. Uygulamadaki Önemi
Bu ilkenin uygulamadaki en önemli etkileri şunlardır:
- Mülkiyet güvencesi: Malik, yıllar geçse dahi gemisi üzerindeki hakkını ileri sürebilir.
- Alacaklıların korunması: İpotek alacaklısı, ipotek terkin edilmediği sürece hakkını kaybetmez.
- Üçüncü kişilerin güvenliği: Sicile bakan kişi, gemi üzerindeki hakların devam edip etmediğini net şekilde görebilir.
Bu sayede, deniz ticaretinde güven ve istikrar sağlanır.
9. Eleştiriler
Her ne kadar bu ilke hukuki güvenliği artırsa da bazı eleştiriler de bulunmaktadır:
- Sicilde çok eski kayıtların uzun süre tutulması, ekonomik hayatı zorlaştırabilir.
- İpotek gibi kayıtların terkin edilmemesi, gemi devrini güçleştirebilir.
- Bazı hukukçular, uzun süre kullanılmayan hakların hakkaniyet gereği sınırlanması gerektiğini savunmaktadır.
Bu nedenle, uygulamada terkin mekanizmasının etkin işletilmesi büyük önem taşır.
10. Çözüm Önerileri
- Elektronik sicil sistemi ile kayıtların güncelliği sürekli denetlenmelidir.
- Terkin prosedürleri kolaylaştırılarak, artık kullanılmayan hakların sicilde yük olarak kalması engellenmelidir.
- Uluslararası uyum sağlanarak, farklı devletlerde geçerli olan sicil sistemleri ile entegrasyon oluşturulmalıdır.
Sonuç
Deniz ticareti hukukunda tescil edilmiş ve ayni haklardan doğan talep haklarının zamanaşımına tabi olmaması, ticari hayatın güvenliğini sağlayan temel prensiplerden biridir.
- Bu sayede, mülkiyet hakkı, ipotek hakkı ve diğer ayni haklar zamanaşımı baskısı olmadan korunur.
- Üçüncü kişiler sicile güvenerek işlem yapabilir.
- Yargıtay içtihatları da bu ilkeyi sürekli desteklemektedir.
Sonuç olarak, tescil edilmiş ayni hakların zamanaşımına tabi olmaması, yalnızca bireysel menfaatleri değil; aynı zamanda deniz ticaretinin bütünsel güvenliğini teminat altına alan vazgeçilmez bir hukuk kuralıdır.