Deniz Ticareti Hukukunda Kanunî Sebeplerle Sözleşmenin Feshi | TTK ve Yargıtay Kararları
Deniz Ticareti Hukukunda Kanunî Sebeplerle Sözleşmenin Feshi
Deniz ticaretinde taraflar arasında kurulan navlun sözleşmeleri, ticaretin güvenli, öngörülebilir ve hızlı şekilde ilerlemesi için en önemli araçlardan biridir. Ancak her sözleşme gibi navlun sözleşmeleri de çeşitli sebeplerle sona erebilir. Bu sona erme bazen tarafların kendi iradesiyle olurken, bazı durumlarda kanunî sebeplerle fesih gündeme gelir. Türk Ticaret Kanunu (TTK), navlun sözleşmesinin hangi hâllerde kanunî sebeplerle sona erdirilebileceğini ayrıntılı biçimde düzenlemiş, böylece hem taşıyanın hem de taşıtanın menfaatlerini korumayı amaçlamıştır.
1. Kavramsal Çerçeve
Sözleşmenin feshi, kurulmuş bir sözleşmenin taraflardan birinin iradesiyle veya kanunda öngörülen bir sebebe dayanarak sona erdirilmesidir. Deniz ticareti hukukunda fesih, özellikle navlun ve çarter sözleşmelerinde karşımıza çıkar.
- Sözleşmenin Olağan Feshi: Tarafların sözleşmede öngördüğü şartlara dayanarak fesih hakkını kullanması.
- Sözleşmenin Kanunî Sebeplerle Feshi: Kanunda öngörülen ve tarafların iradesine bağlı olmayan sebeplerle sözleşmenin sona ermesi.
TTK’da düzenlenen bu fesih halleri, esasen tarafların keyfi davranışlarını önlemek ve deniz taşımacılığında güveni sağlamak için getirilmiştir.
2. Türk Ticaret Kanunu’nda Kanunî Fesih Sebepleri
a) Geminin Denize Elverişsiz Hâle Gelmesi (TTK m. 1154)
- Eğer gemi, sefer için gerekli şartları kaybederse ve bu durum kısa sürede giderilemezse, sözleşme kendiliğinden sona erer.
- Örneğin, geminin ciddi teknik arıza yaşaması, batma tehlikesi veya uluslararası denizcilik standartlarını karşılayamaması.
- Burada amaç, taşıtanın yükünü veya çıkarlarını tehlikeye atacak bir taşımanın önüne geçmektir.
b) Yükün Taşınmasının Yasaklanması (TTK m. 1155)
- Taşınacak yükün ihracatına veya ithalatına kanunla yasak getirilmişse, sözleşme feshedilir.
- Örneğin, stratejik malzemelerin ihracatının savaş veya kriz dönemlerinde yasaklanması.
c) Mücbir Sebep Hâlleri
- Savaş, ambargo, karantina, seferin yapılmasını imkânsız kılan doğal afetler gibi durumlarda sözleşme feshedilebilir.
- Mücbir sebep, tarafların iradesi dışında gelişen ve sözleşmenin ifasını imkânsız kılan hâllerdir.
d) Taşıyanın Kusuru
- Taşıyan, yükü gemiye hazır bulundurmaz veya yüklemeye başlamazsa, taşıtan sözleşmeyi feshedebilir.
- Bu durumda taşıyan tazminat sorumluluğu altına girer.
e) Taşıtanın Kusuru
- Taşıtan yükü zamanında hazır etmezse, taşıyan sözleşmeyi feshedebilir.
- Burada taşıyan, ayrıca navlun veya uğradığı zararlar için tazminat talep edebilir.
3. Feshin Taraflara Etkileri
Taşıyan Açısından
- Gemiyi başka bir yük için değerlendirme imkânı doğabilir.
- Haklı fesih hallerinde tazminat sorumluluğu yoktur.
- Haksız fesih veya kusur hâllerinde taşıyan, yük ilgilisine karşı zarardan sorumlu tutulur.
Taşıtan Açısından
- Yükünü taşımak için yeni taşıma imkânı bulmak zorunda kalır.
- Haklı sebep varsa tazminat ödemek zorunda kalmaz.
- Haksız fesihte ise yarım navlun, tam navlun veya ek tazminat ödemesi gerekebilir.
4. Fesih ve Tazminat İlişkisi
Kanunî sebeplerle fesihte temel prensip, tarafların kusursuz olduğu hâllerde tazminat yükümlülüğünün doğmamasıdır. Ancak kusurlu taraf varsa, şu sonuçlar doğar:
- Taşıyan Kusurluysa: Gemi denize elverişsiz hâlde sefer yapmaya çalışmışsa veya yükü güvenceye almamışsa, taşıtan uğradığı zararları talep edebilir.
- Taşıtan Kusurluysa: Yükü zamanında teslim etmemişse veya taşınması yasak malı gizlemişse, taşıyan tam navlun ve uğradığı ek zararları talep edebilir.
- Mücbir Sebep Varsa: Taraflardan hiçbiri tazminat ödemekle yükümlü değildir; sözleşme kendiliğinden sona erer.
5. Yargıtay Kararlarında Kanunî Fesih
Yargıtay uygulamasında, kanunî fesih sebepleri dar yorumlanmakta, keyfi fesihlerin önüne geçilmektedir:
- Gemi Denize Elverişsizliği: Yargıtay, bakım ve teknik yeterlilikten yoksun gemilerin sefere çıkarılmasını taşıyanın ağır kusuru olarak değerlendirmiş ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğine hükmetmiştir.
- Mücbir Sebep: Ambargo nedeniyle yükün taşınamaması hâlinde, tarafların tazminat sorumluluğu doğmadığı kabul edilmiştir.
- Yükün Hazır Edilmemesi: Taşıtanın yükü zamanında hazırlamaması sebebiyle sözleşmeyi fesheden taşıyan lehine tazminata hükmedilmiştir.
6. Sigorta Boyutu
Kanunî sebeplerle fesihte sigorta, tarafların mali kayıplarını hafifletmede önemli rol oynar:
- Navlun Sigortası: Taşıyanın fesih nedeniyle kaybettiği navlun gelirini güvence altına alır.
- Yük Sigortası: Taşıtanın yükü için yaptığı harcamalar veya uğradığı zararları telafi eder.
- P&I Sigortaları: Taşıyanın üçüncü kişilere karşı doğan sorumluluklarını kapsar.
Sigorta sayesinde kanunî sebeplerle fesih, taraflar için daha az zararlı bir hâle gelir.
7. Uygulamadaki Önemi
Kanunî sebeplerle fesih, özellikle uluslararası ticarette tarafların öngörülemez risklerden korunması için kritik öneme sahiptir.
- Konteyner taşımacılığı, dökme yük taşımacılığı ve enerji hammaddelerinin sevki gibi alanlarda sıkça gündeme gelir.
- Ticari güvenliği sağlamak için TTK’nın ayrıntılı fesih düzenlemeleri, uluslararası kurallar ile paralellik arz etmektedir.
Sonuç
Deniz ticareti hukukunda kanunî sebeplerle sözleşmenin feshi, tarafların menfaat dengesini sağlayan bir güvence sistemidir.
- Gemi denize elverişsizse, yükün taşınması yasaklanmışsa, mücbir sebep ortaya çıkmışsa veya taraflardan biri sözleşmeye aykırı davranmışsa, fesih gündeme gelir.
- Haklı fesihte tazminat doğmaz; kusurlu fesihte ise tazminat yükümlülüğü söz konusu olur.
- Yargıtay kararları, fesih sebeplerini dar yorumlayarak keyfi fesihlerin önüne geçmekte, ticari istikrarı korumaktadır.
- Sigorta mekanizması ise tarafların mali risklerini azaltmakta ve fesih sonrası yükümlülüklerin daha adil şekilde paylaşılmasına imkân vermektedir.
Sonuç itibariyle, kanunî sebeplerle fesih, hem taşıyanın hem de taşıtanın haklarını koruyan, ticari hayatın ihtiyaçlarına uyumlu ve dengeleyici bir kurum olarak deniz ticareti hukukunda önemli bir yer tutmaktadır.