Çocuk Düşürtmenin (Kürtaj) Hukuki Boyutları
Çocuk Düşürtme (Kürtaj) Nedir? Hukuki Boyutları ve Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kürtaj, tıbbi literatürde gebeliğin çeşitli yöntemlerle sonlandırılması anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu’nda “çocuk düşürtme” olarak da geçen bu kavram, hem sağlık hukuku hem de ceza hukuku açısından önemlidir. Özellikle Türk Ceza Kanunu (TCK) ve 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun, kürtajın hangi koşullar altında yapılabileceğini açıkça belirlemiştir.
1. Kürtajın Tanımı ve Kapsamı
Kürtaj, gebeliğin ilaçla veya cerrahi yöntemlerle sonlandırılmasıdır. Hukuki anlamda ise kürtaj, gebeliğin yasal sınırlar dışında veya kadının rızası olmadan sonlandırılması durumunda suç teşkil eder.
Türkiye’de kürtajın yasal boyutunun anlaşılması, hem bireylerin haklarını korumak hem de tıbbi ve hukuki risklerden kaçınmak açısından önemlidir.
-
Eğer kürtaj yasal süre ve şartlar içerisinde yapılırsa, tıbbi bir işlem olarak kabul edilir ve suç teşkil etmez.
-
Ancak bu sınırlar dışında, özellikle rıza olmaksızın veya yetkisiz kişilerce yapıldığında TCK uyarınca suç sayılır.
2. Türkiye’de Kürtajın Hukuki Dayanağı
Kürtaj işleminin yasal zemini, 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ve TCK m. 99 hükümleri ile belirlenmiştir.
-
2827 sayılı Kanun m. 5 uyarınca, gebeliğin ilk 10 haftası içerisinde kadının rızası alınmak kaydıyla gebelik sonlandırılabilir.
-
On haftadan sonraki kürtaj yalnızca tıbbi zorunluluk hallerinde mümkündür. Bu durum, annenin sağlığını tehlikeye sokan durumlar veya ceninin ciddi anomaliler taşıması gibi özel haller için geçerlidir.
-
Tıbbi zorunluluk halinde, sağlık kurulu raporu alınması ve işlemin uzman bir hekim tarafından yapılması zorunludur.
3. Rıza Şartı ve Kimlerin Onayı Gerekir?
Kürtaj işlemi için rıza en kritik unsurdur:
-
Bekar kadınlarda sadece kadının kendi rızası gerekir.
-
Evli kadınlarda eşin yazılı rızası aranır.
-
18 yaşından küçük kişilerde veli veya vasinin onayı gereklidir.
-
Rıza olmadan yapılan kürtaj, TCK m. 99 kapsamında ağır suçtur ve ciddi hapis cezaları öngörülür.
4. TCK m. 99 – Çocuk Düşürtme Suçu
Türk Ceza Kanunu m. 99’a göre:
-
Kadının rızası olmadan gebeliği sonlandıran kişi 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılır.
-
Kadının rızası bulunsa dahi gebeliğin 10 haftadan sonra sonlandırılması, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası gerektirir.
-
Yetkisiz bir kişi tarafından yapılan kürtaj ayrıca cezalandırılır ve failin doktor olmaması cezada artırım sebebidir.
-
Tıbbi zorunluluk veya kadının sağlığı tehlikede ise cezai sorumluluk doğmaz.
5. 10 Haftalık Süre Sınırı
İsteğe bağlı kürtaj yalnızca gebeliğin ilk 10 haftasında yasal olarak mümkündür. Süre, kadının son adet tarihine göre hesaplanır.
Örnek: 12 haftalık gebeliğin isteğe bağlı kürtajla sonlandırılması suç teşkil eder ve hem işlemi yapan doktor hem de kadın cezai riskle karşı karşıya kalır.
6. Zorunlu Kürtaj Hallerinde Hukuki Durum
TCK m. 99/6’ya göre, tıbbi bir zorunluluk söz konusuysa kürtaj suç teşkil etmez. Örneğin:
-
Annenin hayatını tehlikeye atan ciddi sağlık sorunları,
-
Ceninde doğum sonrası yaşamla bağdaşmayan ağır anomalilerin tespit edilmesi,
-
Bu tıbbi zorunluluk, raporla belgelenmek şartıyla kürtaj yapılabilir.
7. Kürtajda Sağlık Kuruluşlarının Rolü
Kürtaj işlemi yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kurumlarda ve uzman hekimler tarafından yapılabilir.
-
Devlet hastaneleri ve özel hastanelerde gebeliğin 10. haftasına kadar, yasal koşullar yerine getirilirse kürtaj yapılabilir.
-
On haftadan sonra kürtaj için sağlık kurulunun onayı gerekir.
8. Yargıtay Kararları ve Uygulama
Yargıtay, kürtajla ilgili birçok önemli karar vermiştir.
-
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2017/1283 K. 2018/2056: “10 haftadan sonra yapılan isteğe bağlı kürtaj, rıza olsa dahi suç teşkil eder.”
-
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E. 2016/4123 K. 2017/5298: “Rızası olmayan kadına kürtaj yaptıran failin cezalandırılması gerekir; bu fiil kadına karşı işlenmiş bir suçtur ve beden dokunulmazlığı ihlal edilir.”
9. Kürtaj ve Kadın Hakları
Kürtaj konusu, sadece ceza hukuku açısından değil, kadınların beden dokunulmazlığı ve sağlık hakkı açısından da değerlendirilmelidir.
-
Anayasa m. 17: “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”
-
Kürtaj hakkı, kadının kendi bedeni üzerindeki tasarruf hakkının bir parçasıdır; ancak 10 haftalık sınır kamu düzeni ve ceninin yaşam hakkı açısından belirlenmiştir.
10. Uluslararası Kürtaj Uygulamaları
Kürtaj düzenlemeleri ülkeden ülkeye farklılık gösterir.
-
Avrupa’nın birçok ülkesinde kürtaj, belirli süre sınırlamalarıyla serbesttir (Fransa 14 hafta, Almanya 12 hafta).
-
Katolik ülkelerde daha katı düzenlemeler bulunmaktadır.
-
Türkiye, 10 haftalık sınırla dünya ortalamasının altında bir süre tanımaktadır.
12. Sonuç ve Öneriler
Kürtaj, hem hukuki hem de etik açıdan tartışmalı bir konudur. Türkiye’de isteğe bağlı kürtaj, kadının rızasıyla 10 haftaya kadar serbesttir. Bu sürenin aşılması halinde ise yalnızca tıbbi zorunluluklar çerçevesinde mümkündür. Rıza olmadan yapılan kürtaj ağır bir suç olarak kabul edilir ve ciddi cezalar öngörülür.
Kadınların kendi bedeni üzerindeki tasarruf hakkı, Anayasa ve uluslararası insan hakları belgeleriyle güvence altına alınmış olsa da, kamu düzeni ve ceninin yaşam hakkı arasındaki denge nedeniyle kürtajın sınırsız bir hak olmadığını vurgulamak gerekir.
Gözdenur Turna