Single Blog Title

This is a single blog caption

Ceza Muhakemesinde Davanın Durması Kararı

Ceza muhakemesi, suç şüphesi altında bulunan kişilerin adil yargılanma hakkını gözeterek, delillerin değerlendirilmesi ve maddi gerçeğe ulaşılması amacıyla yürütülür. Ancak bazı durumlarda yargılama süreci, geçici engeller veya hukuki nedenler nedeniyle devam ettirilemez hale gelebilir. İşte bu noktada devreye “davanın durması kararı” girer. Davanın durması, bir davanın hukuken sona ermesi ya da düşmesi anlamına gelmez; yalnızca belirli bir süreliğine, ortada bulunan geçici bir engel nedeniyle yargılamanın askıya alınmasıdır. Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK), davanın durmasına yol açabilecek nedenler ve bu kararın hukuki sonuçları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.


Davanın Durması Kararının Hukuki Dayanağı

CMK m. 223/8 hükmünde davanın durması şöyle tanımlanmıştır:
Kanunlarda gösterilen diğer hâllerde, mahkeme tarafından davanın durmasına karar verilir.

Bu düzenleme, davanın durması kararının hâkim tarafından keyfi şekilde değil, yalnızca kanunda belirtilen hallerde verilebileceğini açıkça ortaya koyar. Dolayısıyla durma kararı, hukuki güvenlik açısından kanuni dayanağa sahip olmalıdır.

Durma kararı, ceza yargılamasında çoğu zaman adli gerçeğin sağlıklı bir şekilde ortaya çıkarılmasını sağlayan bir güvence olarak görülür. Zira geçici engeller ortadan kalkmadan yargılamanın sürdürülmesi, hem maddi gerçeğin ortaya çıkmasını hem de adil yargılanma hakkını zedeleyebilir.


Davanın Durmasına Neden Olan Haller

Davanın durmasına yol açan durumlar genellikle sanığın hazır bulunmasını veya yargılamanın sağlıklı yürütülmesini imkânsız kılan nedenlerle ilgilidir. Başlıca durma sebepleri şunlardır:

1. Sanığın Akıl Hastalığı (TCK m. 32, CMK m. 223/8)

Sanığın yargılamaya katılmasını ve kendisini savunmasını imkânsız kılan akıl hastalığı durumunda dava durur. Mahkeme, sanığın tedavi edilmesi ve akıl sağlığına kavuşması için sağlık kurumuna sevkine karar verir. Akıl sağlığı düzelmeden davanın devam etmesi mümkün değildir.

2. Sanığın Kaçak veya Gaip Olması (CMK m. 247)

Sanığın bulunamaması ve yargılamanın bizzat varlığını gerektirdiği hallerde dava geçici olarak durur. Özellikle sanığın savunmasının alınamaması veya zorla getirilmesine rağmen yakalanamaması durumunda durma kararı verilir.

3. Ağır Hastalık veya Tedavi Süreci

Sanığın ağır bir hastalığa yakalanması ve yargılamaya katılamayacak durumda olması halinde dava, sağlık durumu düzelinceye kadar askıya alınır. Bu, özellikle hayati tehlike arz eden hastalıklar veya uzun süreli tedavi gerektiren durumlar için uygulanır.

4. Milletvekili Dokunulmazlığı veya Geçici Hukuki Engel

Sanık bir milletvekili ise ve dokunulmazlık nedeniyle yargılama yürütülemiyorsa, dokunulmazlık kaldırılıncaya kadar dava durur. Benzer şekilde, yargılamanın devamını engelleyen herhangi bir yasal engel bulunuyorsa bu engel kalkana kadar durma kararı verilir.

5. Adli Yardım ve Yabancı Unsurlar

Bazı davalarda yargılama süreci, yabancı bir devlete adli yardım talebi gönderilmesi veya başka bir makamın cevabına bağlı olabilir. Bu gibi durumlarda cevap gelene kadar davanın durması kararı verilebilir.


Davanın Durmasının Hukuki Sonuçları

Davanın durması kararı, yargılamayı geçici olarak askıya alır ancak davayı tamamen sona erdirmez. Hukuki sonuçları şöyle sıralanabilir:

  • Yargılama işlemleri durur. Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması veya esas hakkında mütalaa verilmesi gibi işlemler yapılmaz.

  • Zamanaşımı süresi bazı durumlarda işlemeye devam eder. CMK m. 67/4 uyarınca, soruşturma ve kovuşturmanın durması zamanaşımını kesmez. Ancak yargılama sürelerinin hesaplanmasında durma süresi göz önünde bulundurulur.

  • Sanığın hakları saklıdır. Sanığın avukatı veya vekili, durma süresince de yargılamayı takip edebilir ve durma nedeninin ortadan kalkması için girişimlerde bulunabilir.


Durma Kararının Kaldırılması ve Davanın Devamı

Durma kararına neden olan engel ortadan kalktığında, dava kaldığı yerden devam eder. Örneğin:

  • Sanığın akıl hastalığı tedavi ile düzelirse,

  • Gaip veya kaçak sanık yakalanırsa,

  • Hukuki engel kalkarsa,
    mahkeme “davanın devamına” karar vererek yargılamayı sürdürür.

Durma kararı bir nevi bekletici mesele niteliğindedir; engel kaldırıldığında davanın tüm aşamaları yeniden gözden geçirilir ve süreç normal akışına döner.


Davanın Durması ile Düşme Kararı Arasındaki Fark

Davanın durması, davanın sona erdiği anlamına gelmez. Düşme kararı ise yargılamanın tamamen bitmesi anlamına gelir. Düşme nedenleri arasında zamanaşımı, şikayetten vazgeçme, sanığın ölümü gibi kesin sonuç doğuran sebepler bulunur. Durma kararında ise geçici bir bekleme vardır; durum ortadan kalkınca dava kaldığı yerden devam eder.


Yargıtay Kararları Işığında Davanın Durması

Yargıtay, davanın durması kararlarının gerekçeli ve hukuka uygun olmasını şart koşar. Aksi halde kararın bozulması mümkündür.

  • Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2020/4312 E., 2021/2643 K. sayılı kararında, sanığın hastalığına ilişkin yeterli tıbbi rapor bulunmadan verilen durma kararını bozmuştur.

  • Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/57 E., 2019/83 K. sayılı kararında ise, sanığın yurtdışında olması ve uzun süre getirilememesi nedeniyle verilen durma kararını yerinde bulmuştur.
    Bu kararlar, durma sebeplerinin somut ve belgeye dayalı olarak ortaya konması gerektiğini açıkça ortaya koyar.


Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

Uygulamada davanın durması kararlarında bazı sorunlar yaşanabilmektedir:

  • Raporların yetersizliği: Özellikle akıl hastalığı veya sağlık sorunları nedeniyle verilen durma kararlarında raporların güncel ve ayrıntılı olmaması sorun yaratmaktadır.

  • Zamanaşımı süresi: Durma kararı verildikten sonra zamanaşımı sürelerinin yanlış hesaplanması, davanın düşmesine yol açabilir.

  • Sanığın kaçaklığı: Kaçak sanığın bulunamaması durumunda davanın çok uzun süre askıda kalması, mağdur ve toplum açısından olumsuz etkiler doğurabilir.


Davanın Durmasında Adil Yargılanma Hakkı

Davanın durması, her ne kadar yargılamanın devamını engellese de, sanığın savunma hakkı ve adil yargılanma hakkını güvence altına alan bir tedbirdir. Sanığın akıl sağlığının yerinde olmadığı veya savunma yapamayacak durumda olduğu bir aşamada yargılamaya devam edilmesi, adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelir. Bu nedenle durma kararı, adaletin tesisi için önemli bir güvencedir.


Sonuç ve Değerlendirme

Davanın durması kararı, ceza muhakemesi sisteminde adil yargılamanın sağlanması, sanığın haklarının korunması ve maddi gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılması için getirilen bir kurumdur. Bu karar, geçici sebepler ortadan kalkana kadar yargılamayı askıya alır ve davanın hukuki varlığı devam eder.

Yargıtay’ın içtihatları, durma kararlarının somut rapor ve belgelerle desteklenmesi, gerekçeli şekilde yazılması ve sürecin takip edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Aksi takdirde bu kararlar bozma sebebi oluşturur.

Sonuç olarak, davanın durması kararı, ceza muhakemesinde hem sanık haklarını hem de yargılamanın etkinliğini gözeten bir denge unsurudur. Doğru uygulandığında, hem mağdurun hem de sanığın adil bir süreç yaşamasına katkı sağlar.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button