Single Blog Title

This is a single blog caption

Ceza Muhakemesi İşlemlerindeki Sakatlıkların Yaptırımı

Hukuk, şekil şartları üzerine kurulu bir disiplindir. Özellikle kişinin özgürlüğünün, onurunun ve malvarlığının söz konusu olduğu Ceza Muhakemesi Hukukunda, şekil (usul) çoğu zaman esastan daha hayati bir rol oynar. Bir suçlunun cezalandırılması kamu yararınadır; ancak bu cezalandırmanın “hukuka uygun yollarla” yapılması, hukuk devleti olmanın birinci şartıdır.

Peki, bu yollar izlenmezse ne olur? Savcı, hakim veya polis, kanunun çizdiği rotadan çıkarsa, yapılan o işlemin akıbeti ne olur? O işlem hiç yapılmamış mı sayılır, yoksa küçük bir hatadır deyip geçilir mi?

Hukuk literatüründe “Ceza Muhakemesi İşlemlerindeki Hukuka Aykırılıklar ve Yaptırımları” olarak geçen bu konu, aslında davanın kaderini belirleyen en teknik alandır. Aşağıda, bir hukuk blogunda yayınlanmak üzere, hem hukuki derinliği olan hem de vatandaşın anlayabileceği netlikte, örneklerle zenginleştirilmiş kapsamlı bir inceleme hazırladım.


Ceza Muhakemesi İşlemlerindeki Sakatlıklar ve Yaptırımları

 

Bir inşaat düşünün. Mühendis, binanın projesini (kanunları) çizer. Ustalar (hakimler, savcılar, avukatlar) bu projeye göre tuğlaları üst üste koyar. Eğer bir usta, temel bir kolonu eksik yaparsa veya yanlış malzeme kullanırsa ne olur? Bina ya hiç oturulamaz (yokluk) hale gelir ya da ilk depremde (Yargıtay incelemesinde) yıkılır (bozma).

Ceza Muhakemesi Hukukunda her işlemin (ifade alma, arama yapma, iddianame düzenleme, hüküm verme) kanunda tarif edilmiş bir yapılış şekli vardır. Bu şekle uyulmaması, o işlemi “sakat” hale getirir. Bu sakatlığın derecesine göre de hukuk düzeni farklı tepkiler verir. Buna “Yaptırım” (Müeyyide) denir.

Bu yazıda, hukuk dünyasının “hata kabul etmeyen” yüzünü; yokluk, butlan ve usulsüzlük kavramlarını masaya yatıracağız.


I. Hukuka Aykırılık Nedir? Her Hata İşlemi İptal Ettirir mi?

 

Genel kural şudur: Bir ceza muhakemesi işleminin, kanunda öngörülen biçimde yapılmaması veya öngörülen kurallara uyulmaması hukuka aykırılıktır.

Ancak hukuk pragmatiktir. Her virgüle, her imzaya takılıp sistemi kilitlemek istemez. Bu yüzden hukukçular hataları (sakatlıkları) ağırlıklarına göre sınıflandırmışlardır. Bir işlemin hukuka aykırı olması, onun mutlaka geçersiz olacağı anlamına gelmez.

Sakatlıkları bir “Hastalık Skalası” gibi düşünebilirsiniz:

  1. Yokluk (Ölü Doğum): İşlem hiç var olmamıştır.

  2. Mutlak Butlan (Ölümcül Hastalık): İşlem vardır ama hukuk düzeni onu kabul etmez, mutlaka iptal edilmelidir.

  3. Nisbi Butlan (Tedavi Edilebilir Hastalık): İtiraz edilirse iptal edilir, edilmezse iyileşmiş sayılır.

  4. Düzensizlik (Basit Nezle): İşlem geçerlidir, sadece yapan kişi (memur/hakim) disiplin cezası alabilir.

Şimdi bu kavramları tek tek açalım.


II. Yokluk: Hukuk Dünyasında “Hiçlik”

 

Sakatlıkların en ağırı ve en radikalidir. İşlemin kurucu unsurları o kadar eksiktir ki, hukuk dünyasında o işlem hiç doğmamış sayılır. Bu işlem için bir iptal kararı verilmesine bile gerek yoktur (teorik olarak), sadece “yokluğunun tespiti” istenir.

Hangi Durumlarda Olur?

 

Genellikle resmi sıfat veya yetki gaspı durumlarında karşımıza çıkar.

  • Örnek 1 (Sahte Hakim): Cübbe giymiş bir vatandaşın veya görevden ihraç edilmiş eski bir hakimin kürsüye çıkıp sanık hakkında “20 yıl hapis” kararı vermesi. Bu karar “bozulacak” bir karar değildir; bu karar yoktur. Çünkü ortada kanunen atanmış bir hakim yoktur.

  • Örnek 2 (İmza Eksikliği): Mahkeme kararının altında hakimin imzasının hiç bulunmaması. Yazılı bir kağıt parçası vardır ama hukuken bir “hüküm” yoktur.

  • Örnek 3 (Davasız Yargılama): Savcılık iddianame düzenlemeden mahkemenin kendiliğinden bir kişiyi yargılayıp ceza vermesi. (Davasız yargılama olmaz ilkesine aykırılık).

Yaptırımı: Yoklukla sakat olan bir işlem, hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Zamanaşımına uğramaz, her zaman ileri sürülebilir.


III. Butlan (Hükümsüzlük): Var Ama Hasta

 

Uygulamada en çok karşılaşılan ve Yargıtay kararlarına en çok konu olan sakatlık türüdür. İşlem hukuken var olmuştur (resmi bir memur tarafından yapılmıştır), ancak kanunun emredici kurallarına aykırıdır. Butlan da kendi içinde ikiye ayrılır.

A. Mutlak Butlan (Kesin Hukuka Aykırılık)

 

Kanun koyucu bazı kuralları o kadar önemser ki, “Bunlara uyulmazsa, kimse itiraz etmese bile ben o işlemi iptal ederim” der. Bu haller genellikle adil yargılanma hakkının özüne dokunan hatalardır.

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Madde 289’da bu haller “Hukuka Kesin Aykırılık Halleri” olarak sayılmıştır. Yargıtay (Temyiz) incelemesinde, avukat dilekçesinde yazmasa bile hakimler bu hataları kendiliğinden (re’sen) gözetmek zorundadır.

En Önemli Mutlak Butlan Sebepleri:

  1. Mahkemenin Oluşumu: Kanuna aykırı olarak kurulmuş bir mahkemenin karar vermesi.

  2. Yasaklı Hakim: Davaya bakması yasak olan (örneğin sanığın babası olan) hakimin karar vermesi.

  3. Halka Açıklık (Aleniyet): Duruşmanın geçerli bir sebep (genel ahlak veya kamu güvenliği) olmaksızın kapalı yapılması. Gizli yargılama, mutlak bozma sebebidir.

  4. Savunma Hakkı: Zorunlu müdafi (avukat) atanması gereken bir durumda (çocuklar, sağırlar, ağır cezalar vb.), avukat olmadan yargılama yapılması.

  5. Gerekçesizlik: Kararın gerekçesinin (neden bu cezanın verildiğinin) yazılmamış olması veya gerekçenin saçma olması.

Senaryo:

Bir cinayet davasında sanığın parası yoktur. Kanun gereği kendisine Baro’dan avukat atanması şarttır (CMK m.150). Ancak mahkeme “işi hızlandırmak” için avukat gelmeden sanığın ifadesini alır ve hüküm kurar. Sanık “Ben halimden memnundum” dese bile, Yargıtay bu kararı bozar. Çünkü savunma hakkı ihlali, mutlak bir sakatlıktır.

B. Nisbi Butlan (İtiraza Bağlı Hukuka Aykırılık)

 

Burada da bir hukuka aykırılık vardır, ancak bu aykırılık “kesin” nedenler (CMK 289) listesinde değildir. Bu durumda mahkeme veya üst mahkeme (Yargıtay/İstinaf) şu soruyu sorar: “Bu hata, davanın sonucunu etkiledi mi?”

Eğer hata davanın sonucunu değiştirecek nitelikte değilse ve taraflar bu konuda itiraz etmemişse, işlem geçerli sayılabilir. Buna “Sakatlığın Düzelmesi” (Sıhhat kazanması) denir.

  • Örnek: Tanığa yemin ettirilmesi unutulmuştur. Bu bir hatadır. Ancak sanık veya avukatı duruşma sırasında “İtiraz ediyorum, tanık yemin etmedi” dememişse ve tanığın ifadesi davanın tek delili değilse, Yargıtay bunu bozma nedeni yapmayabilir.

  • Kural: Nisbi butlanın bozulması için, o hatanın karar üzerinde “etkili” olması gerekir.


IV. Hukuka Aykırı Delil Sorunu

 

Ceza muhakemesi işlemlerindeki sakatlıkların en kritik sonucu deliller üzerinde görülür. Hukuka aykırı bir işlem (örneğin izinsiz arama) sonucunda elde edilen delil (örneğin suç aleti bıçak), “sakat” bir delildir.

Amerikan hukukundan dilimize geçen “Zehirli Ağacın Meyvesi de Zehirlidir” ilkesi Türk hukukunda da (kısmen yumuşatılmış olsa da) geçerlidir (Anayasa m.38/6, CMK m.217).

  • İşlem: Polisin hakim kararı olmadan, aciliyet yokken bir eve girip arama yapması (İşlem Sakattır).

  • Sonuç: Evde bulunan uyuşturucu madde (Delil).

  • Yaptırım: Mahkeme bu uyuşturucuyu delil olarak kullanamaz. Sanık uyuşturucu ticareti yaptığını ikrar (kabul) etse bile, bu ikrar tek başına yetmez ve o delil dosyadan çıkarılır. Eğer başka delil yoksa sanık beraat eder.

Bu, “usul”ün “esas”tan ne kadar önemli olduğunun en net kanıtıdır. Devlet, “suçlu yakalansın da nasıl yakalanırsa yakalansın” demez. Kurallara uymayan bir işlemin meyvesini (delilini) hukuk reddeder.


V. Usulsüzlük (Düzensizlik): Zararsız Hatalar

 

Kanunun emrettiği şekil şartlarına uyulmamıştır ancak bu uyulmama, işlemin geçerliliğini etkileyecek boyutta değildir. Genellikle “düzenleyici süreler” veya “bürokratik detaylar” ile ilgilidir.

  • Örnek: İddianamenin kabulünden sonra duruşma gününün sanığa tebliğ edilmesi gerekir. Tebligat yapılmıştır ancak tebligat zarfının rengi veya üzerindeki mührün yeri yönetmeliğe tam uymamıştır. Ancak sanık duruşma günü ve saatini öğrenmiş ve mahkemeye gelmiştir.

  • Yaptırım: Burada amaç (sanığın haberdar olması) gerçekleşmiştir. İşlem iptal edilmez. Sadece işlemi yapan memur hakkında idari soruşturma yapılabilir.


VI. Sakatlıkların Giderilmesi Yöntemleri

 

Hukuk sistemi, sakat bir işlemle karşılaştığında bunu düzeltmek için çeşitli mekanizmalar geliştirmiştir.

1. Yenileme (Tekrarlama)

 

Sakat işlemin yok sayılıp, kanuna uygun şekilde baştan yapılmasıdır.

  • Örnek: Avukatsız alınan ifadenin geçersiz sayılması ve avukat huzurunda yeniden ifade alınması. Mahkeme ilk ifadeyi çöpe atar, ikinci ifadeyi esas alır.

2. Düzeltme (Islah)

 

İşlem geçerlidir ancak küçük bir maddi hata vardır. İşlemin iptaline gerek kalmadan hata düzeltilir.

  • Örnek: Mahkeme kararında sanığın adının “Ahmet” yerine yanlışlıkla “Mehmet” yazılması. Bu bir “Maddi Hata”dır. Hüküm bozulmaz, mahkeme bir ek kararla bu ismi düzeltir.

3. Çevirme (Tahvil)

 

Sakat olan bir işlemin, şartlarını taşıdığı başka bir geçerli işleme dönüştürülmesidir. (Ceza hukukunda, özel hukukta olduğu kadar yaygın değildir ancak mantığı önemlidir).

4. İstinaf ve Temyiz (Bozma)

 

Sakatlık mahkeme hükmünü etkilemişse, dosya Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) veya Yargıtay’a gider. Üst mahkeme, “Burada hukuka aykırılık var” diyerek kararı bozar ve düzeltilmesi için yerel mahkemeye geri gönderir.


VII. Sonuç Yerine: Usul Ekonomisi mi, Adalet mi?

 

Hukuk sistemleri sürekli bir ikilem yaşar: Bir yanda yargılamaların hızlı bitmesi (Usul Ekonomisi), diğer yanda adaletin hatasız tecelli etmesi (Maddi Gerçek).

Ceza muhakemesi işlemlerindeki sakatlıklar ve bunların yaptırımları, bu terazinin dengesini sağlar. Her hatayı “yokluk” veya “mutlak butlan” sayarsak, hiçbir dava bitmez, sistem kilitlenir. Her hatayı “görmezden gelirsek” (usulsüzlük sayarsak), bu sefer de polis devleti veya keyfi yargılama ortaya çıkar.

Türk Hukuk Sistemi (CMK), bu dengeyi CMK 289 (Kesin Hukuka Aykırılıklar) maddesiyle kurmaya çalışmıştır.

  • Savunma hakkı,

  • Mahkemenin tarafsızlığı,

  • Adil yargılanma,

    kırmızı çizgilerdir. Bu çizgilerdeki sakatlıklar, affedilmez.

Vatandaş Ne Yapmalı?

 

Eğer bir soruşturma veya dava sürecindeyseniz, sadece “Suçlu muyum, değil miyim?” sorusuna odaklanmak yetmez. “Bana uygulanan işlemler hukuka uygun mu?” sorusunu da sormalısınız.

  • İfadeniz yasak usullerle (baskı, tehdit, vaat) mi alındı? (Bu bir sakatlıktır).

  • Mahkeme heyetinde, soruşturma aşamasında görev yapmış bir hakim mi var? (Bu bir sakatlıktır).

  • Gerekçeli kararda, delillerin neden reddedildiği açıklanmamış mı? (Bu bir sakatlıktır).

Bu teknik hataları tespit etmek, bir davanın gidişatını beraate, bir mahkumiyeti özgürlüğe çevirebilir. Bu yüzden ceza yargılaması, amatörce yürütülebilecek bir süreç değildir. “Şekil”deki bir hata, “esas”taki hakkınızı kurtarabilir.


Özet Tablo: Hangi Hata Neye Yol Açar?

 

Sakatlık Türü Tanım Yaptırım Örnek
Yokluk İşlem hiç doğmamıştır. Hukuki sonuç doğurmaz, tespiti istenir. Sahte hakimin karar vermesi.
Mutlak Butlan Ciddi kanun ihlali vardır. Yargıtay kendiliğinden bozar. Zorunlu avukatın olmaması.
Nisbi Butlan Basit kanun ihlali vardır. Sonuca etkiliyse ve itiraz edilirse bozulur. Tanığa yemin verilmemesi (sonuca etki etmiyorsa).
Usulsüzlük Şekli, basit hata. İşlem geçerlidir, idari yaptırım olabilir. Tebligat zarfındaki şekil eksikliği.

Bu yazı, karmaşık ceza usul kurallarını genel hatlarıyla açıklamak için hazırlanmıştır. Her somut olay, kendi içinde özel inceleme gerektirir. Hukuki süreçlerinizde mutlaka uzman bir ceza avukatından destek almanız, hak kaybı yaşamamanız adına hayati önem taşır.

Unutmayın: Usul, adaletin koruyucu zırhıdır. Zırh delinirse, adalet yara alır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button