Single Blog Title

This is a single blog caption

Ceza Muhakemesi İşlemlerindeki Aykırılıkların Giderilmesi

Hukukta “Geri Al” Tuşu Var Mı? Ceza Muhakemesinde Hatalı İşlemlerin Düzeltilmesi ve İyileştirilmesi

 

Hiçbir sistem kusursuz değildir; çünkü sistemleri kuran ve işleten insandır. Hâkimler, savcılar, kâtipler veya kolluk kuvvetleri de insandır ve hata yapabilirler. Bir soruşturma veya dava sürecinde, kanunun çizdiği rotadan sapılabilir, süreler yanlış hesaplanabilir veya usuli bir işlem eksik bırakılabilir.

Peki, böyle bir hata yapıldığında hukuk sistemi “Oyun bitti, her şey iptal” mi der? Yoksa o hatayı onaracak, tamir edecek mekanizmalar mı devreye girer?

Ceza Muhakemesi Hukuku, sadece suçluyu cezalandırmayı değil, aynı zamanda yargılama sırasında yapılan hataları telafi etmeyi de hedefler. Buna “Aykırılıkların Giderilmesi” denir. Bu yazımızda, hukuk dünyasının tamir çantasını açacak; Yenileme, Düzeltme, Eski Hale Getirme ve Kanun Yolları gibi kavramların, vatandaşın hayatını ve davanın kaderini nasıl değiştirdiğini inceleyeceğiz.


I. Felsefesi: Neden Her Hata Davayı Bitirmez?

 

Hukukta iki temel değer çatışır:

  1. Hukuk Devleti İlkesi: Her işlemin kanuna milimi milimine uygun olması gerekir.

  2. Usul Ekonomisi ve Adalet: Küçücük bir şekil hatası yüzünden koca bir cinayet davasını çöpe atarsak, hem adalet gecikir hem de devletin kaynakları israf olur.

İşte bu yüzden yasa koyucu, “Ölümcül olmayan hataları tamir et, yola devam et” mantığını benimsemiştir. Bir işlem sakatsa (hukuka aykırıysa), öncelikli hedef o işlemi iptal edip davayı bitirmek değil, o işlemi hukuka uygun hale getirerek (sıhhat kazandırarak) süreci tamamlamaktır.

Şimdi bu tamir yöntemlerine yakından bakalım.


II. En Yaygın Yöntem: İşlemin Yenilenmesi (Tekrarlanması)

 

Bir ceza muhakemesi işlemi (örneğin ifade alma, keşif yapma, tebligat gönderme) kanuna aykırı yapılmışsa ve bu aykırılık “sonradan düzeltilebilecek” türden değilse, o işlem hiç yapılmamış sayılır. Bu durumda yapılacak tek şey vardır: İşlemi baştan, bu kez doğrusunu yaparak tekrarlamak.

Buna hukukta “İşlemin Yenilenmesi” denir.

Nasıl İşler?

 

Sakat işlem dosyadan çıkarılmaz (fiziken oradadır) ama hukuki sonuç doğurmaz. Hakim, sanki o işlem hiç yokmuş gibi, kurallara uygun şekilde işlemi tekrar eder.

Örnek Olay (Yasak Usul): Bir hırsızlık şüphelisi karakolda ifade verirken, polis memuru “İtiraf et, seni hemen bırakalım” diyerek yasak olan bir “vaatte” bulunmuştur. Bu ifade hukuka aykırıdır (CMK m.148). Çözüm (Yenileme): Bu ifade dosyada delil olarak kullanılamaz. Savcı veya Mahkeme, şüpheliyi tekrar çağırır. Bu kez haklarını (susma hakkı, avukat hakkı) hatırlatarak, hiçbir vaatte bulunmadan yeniden ifadesini alır. İlk ifade çöp olur, ikinci (yenilenen) ifade geçerli olur.

Örnek Olay (Tebligat): Mahkeme sanığa duruşma gününü bildiren bir tebligat gönderir. Ancak tebligat yanlış adrese gitmiş veya usulsüz yapılmıştır. Çözüm: Mahkeme duruşmayı yapmaz. “Tebligatın yenilenmesine” karar verir ve doğru adrese yeni bir tebligat çıkarır.


III. Basit Hatalar İçin: Düzeltme (Islah)

 

Her hata, işlemin baştan yapılmasını gerektirecek kadar büyük değildir. Bazen sadece bir kalem sürçmesi, bir hesap hatası veya basit bir yazım yanlışı yapılmıştır. Bu tür durumlarda işlemi iptal edip yenilemek zaman kaybıdır. Bunun yerine “Düzeltme” mekanizması devreye girer.

Bu genellikle “Maddi Hatalar” için geçerlidir.

Nasıl İşler?

 

Mahkeme veya savcılık, hatayı fark ettiğinde (veya taraflar uyardığında), bir tutanakla veya ek bir kararla hatayı düzeltir.

Örnek Olay (İsim Yanlışlığı): Mahkeme sanık “Ahmet Yılmaz” hakkında beraat kararı vermiştir. Ancak kararı yazarken kâtip yanlışlıkla sanığın adını “Mehmet Yılmaz” olarak yazmıştır. Çözüm: Kararın bozulmasına veya yeniden yargılama yapılmasına gerek yoktur. Mahkeme “Tashih Şerhi” (Düzeltme Yazısı) düzenler: “Karardaki Mehmet ismi, Ahmet olarak düzeltilmiştir” der ve altına imza atar. Hüküm geçerliliğini korur.

Örnek Olay (Hesap Hatası): Hakim sanığa 1 yıl hapis cezası vermiş, bunu paraya çevirirken çarpma işlemini yanlış yapıp 10.000 TL yerine 9.000 TL yazmıştır. Çözüm: Bu açık bir maddi hatadır. Üst mahkeme veya mahkemenin kendisi bu matematiksel hatayı düzelterek hükmü onarabilir (Düzelterek Onama).


IV. Zamanı Geri Alma: Eski Hale Getirme (Mücbir Sebep)

 

Belki de vatandaş için en hayati kurtarıcı budur. Hukukta süreler kesindir (hak düşürücüdür). Süreyi kaçırırsanız hakkınız ölür. Ancak, süreyi kaçırmanızın sebebi sizin elinizde olmayan bir olay (mücbir sebep) ise ne olacak?

Hukuk, “Kusursuzsan seni yakmam” der ve Eski Hale Getirme (Eski Halin İadesi) kurumunu devreye sokar. Bu, kaçırılan sürenin tekrar verilmesi demektir.

Şartları Nelerdir?

 

  1. Kusursuzluk: Süreyi kaçırmakta sizin bir ihmaliniz olmamalı. (Trafiğe takılmak veya unutmak bir mazeret değildir).

  2. Engel: Ağır hastalık, doğal afet, tebligatın size hiç ulaşmaması gibi elinizde olmayan bir engel olmalı.

  3. Başvuru: Engel kalktıktan sonra 7 gün içinde başvurmalısınız.

Örnek Olay (Hastane): Size verilen 7 günlük itiraz süresinin 2. gününde trafik kazası geçirdiniz ve 10 gün yoğun bakımda kaldınız. Uyandığınızda süre çoktan bitmişti. Çözüm: Hastaneden rapor alırsınız. Taburcu olduktan veya kendinize geldikten sonraki 7 gün içinde mahkemeye dilekçe verirsiniz: “Ben komadaydım (mazeret), süreyi kaçırdım. Eski hale getirme talep ediyorum ve aynı zamanda itiraz dilekçemi de sunuyorum.” Mahkeme kabul ederse, sanki süreyi hiç kaçırmamışsınız gibi itirazınızı işleme alır.

Önemli Not: Eski hale getirme dilekçesi verilirken, kaçırılan işlem (örneğin temyiz dilekçesi) de birlikte verilmelidir. “Önce kabul etsinler sonra yazarım” denilmez.


V. Üst Mahkemenin Müdahalesi: Bozma ve Düzelterek Onama

 

Yerel mahkeme (Asliye Ceza veya Ağır Ceza) yargılamayı bitirip karar verdiğinde, bu karardaki aykırılıkların giderilmesi görevi üst mahkemelere (İstinaf ve Yargıtay) düşer.

Üst mahkeme dosyayı inceler ve bir aykırılık bulursa iki yoldan birini seçer:

1. Bozma (Geri Gönderme)

 

Hata o kadar büyüktür ki, üst mahkeme bunu kendi odasında düzeltemez. Yeniden yargılama, tanık dinleme veya delil toplama gerekiyordur.

  • İşlem: Karar “bozulur” ve dosya yerel mahkemeye geri gönderilir. Yerel mahkeme, hatayı gidermek için işlemleri yeniler.

2. Düzelterek Onama (Reformasyon)

 

Hata hukuki bir hatadır, basit bir eksikliktir veya yeniden yargılamayı gerektirmez.

  • İşlem: Üst mahkeme, “Mahkeme sanığa ceza verirken TCK 62. maddeyi uygulamayı unutmuş, ben uyguluyorum” der. Cezayı kendisi yeniden hesaplar ve kararı “düzelterek onar.” Dosya yerel mahkemeye geri gitmez, süreç orada biter. Bu, usul ekonomisi için müthiş bir faydadır.


VI. Hukuka Aykırı Delillerin Akıbeti: Tedavi Edilebilir mi?

 

Ceza muhakemesindeki en kritik soru şudur: Hukuka aykırı elde edilen bir delil, sonradan düzeltilip dosyada tutulabilir mi?

Cevap, Türk hukukunda oldukça nettir: Hayır. (Zehirli Ağacın Meyvesi İlkesi).

Eğer bir delil, kanuna aykırı yöntemle elde edilmişse (örneğin; hakim kararı olmadan ev araması, işkence ile alınan ifade), bu delil “mutlak hukuka aykırı” kabul edilir. Bu sakatlık; yenileme, düzeltme veya onama ile giderilemez.

  • Yapılması Gereken Tek Şey: O delilin dosyadan fiziksel olarak çıkarılması ve hükme esas alınmamasıdır. Hakim, o delili hiç görmemiş gibi karar vermek zorundadır.

  • İstisna (Tartışmalı): Bazı durumlarda Yargıtay, şekli hatalarda (örneğin arama kararında tarih hatası gibi) delili geçerli sayabilmektedir, ancak temel hak ihlallerinde (işkence, özel hayatın gizliliği) tedavi mümkün değildir. O delil ölü doğmuştur.


VII. Çevirme (Tahvil): Yanlışın İçindeki Doğruyu Bulmak

 

Ceza hukukunda çok sık uygulanmasa da, teorik olarak var olan bir diğer iyileştirme yöntemi “Tahvil”dir.

Geçersiz (sakat) olan bir işlemin, aynı amaca yönelik başka bir geçerli işlemin şartlarını taşıyorsa, o geçerli işlemmiş gibi kabul edilmesidir. Amaç, işlemi tamamen çöpe atmaktır.

Örnek: Sanık avukatı, karara itiraz etmek için “Temyiz Dilekçesi” yazmıştır. Oysa o karar için temyiz yolu kapalıdır, sadece “İtiraz” yolu açıktır. Çözüm: Mahkeme “Sen yanlış başlık attın (Temyiz dedin), dilekçeni reddediyorum” demez. O dilekçeyi, içeriği uyduğu için “İtiraz Dilekçesi” olarak kabul eder (Tahvil eder) ve incelemeye alır. Burada sakat olan temyiz işlemi, geçerli olan itiraz işlemine dönüştürülerek kurtarılmıştır.


VIII. Yokluk Durumunda Ne Yapılır?

 

Bir önceki yazımızda “Yokluk” kavramından bahsetmiştik (Örneğin sahte hakimin karar vermesi). Yokluk, en ağır sakatlıktır.

  • Tedavi: Yoklukla malul bir işlemin tedavisi, düzeltilmesi veya zamanaşımıyla geçerli hale gelmesi mümkün değildir.

  • Yol: Bu işlemin yokluğunun “tespit edilmesi” gerekir. Bu karar hiçbir zaman kesinleşmez. 20 yıl sonra bile ortaya çıksa, o işlem ve ona bağlı tüm sonuçlar ortadan kaldırılır.


IX. Vatandaş Ne Yapmalı? Hataların Peşine Düşmek

 

Bir yargılama sürecindeyseniz ve size karşı yapılan bir işlemde (arama, gözaltı, tebligat, duruşma) hata olduğunu düşünüyorsanız, sistemin bu hatayı kendiliğinden düzeltmesini beklememelisiniz.

Aykırılıkların giderilmesi için şu adımları izlemelisiniz:

  1. Hemen İtiraz Edin: Çoğu usul hatası, duruşma sırasında veya hemen sonrasında itiraz edilmezse “sürüncemede” kalabilir. Hâkime “Sayın hakim, bu işlem usule aykırı, yenilenmesini talep ediyorum” demelisiniz.

  2. Süreleri Kontrol Edin: Eski hale getirme kurumu için mazeretinizin bitiminden itibaren sadece 1 hafta vaktiniz olduğunu unutmayın.

  3. Dilekçe İçeriği: Üst mahkemeye başvururken sadece “Kararı beğenmedim” demeyin. “Şu işlemde şu usul hatası yapıldı, bu yüzden kararın bozulmasını ve işlemin yenilenmesini istiyorum” diyerek spesifik talepte bulunun.


Sonuç: Hata İnsana, Dönmek Hukuka Mahsustur

 

Ceza muhakemesi, insan hakları ile kamu güvenliği arasındaki hassas terazidir. Bu teraziyi tutan el titreyebilir, hata yapabilir. Modern hukuk sistemleri, bu hataları inkar etmek yerine, onları telafi edecek mekanizmaları (Yenileme, Eski Hale Getirme, Düzeltme) kurarak güçlenir.

Aykırılıkların giderilmesi, adaletin “geç de olsa” doğru tecelli etmesini sağlar. Sakat bir binayı makyajla ayakta tutmaya çalışmak yerine; ya tuğlayı değiştirmek (yenileme) ya da sıvayı düzeltmek (düzeltme) gerekir. Bazı durumlarda ise o binayı tamamen yıkıp (delilin reddi) yeniden başlamak en doğrusudur.

Adalet arayışınızda, sadece sonuca (karara) değil, o sonuca giden yoldaki taşların düzgün döşenip döşenmediğine de dikkat edin. Çünkü bazen sizi kurtaracak olan şey, işlenen suçun esası değil, yapılan işlemin usulüdür.


Yasal Uyarı: Bu blog yazısı genel bilgilendirme amaçlıdır. Hukuki süreçlerinizde hak kaybı yaşamamak için somut olayın özelliklerine göre bir avukattan profesyonel destek almanız tavsiye edilir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button