Single Blog Title

This is a single blog caption

Ceza Hukukunda Yeni Suç Tipleri ve Tutuklama Tedbiri

1. Giriş

Teknolojinin hızla gelişmesi, insan yaşamını kolaylaştırdığı kadar suçun biçimini de dönüştürmüştür.
Artık ceza hukuku sadece “fiziksel” suçları değil, dijital ortamlarda işlenen siber suçları da kapsamak zorundadır.
Bu yeni dönemde; dijital delillerin elde edilmesi, tutuklama tedbirlerinin uygulanması ve hak arama özgürlüğüyle denge kurulması ceza adaletinin merkezinde yer almıştır.

Yapay zekâ, sosyal medya, kripto paralar ve siber saldırılar gibi fenomenler, klasik ceza kanunlarının öngörmediği eylemleri ortaya çıkarmıştır.
Bu nedenle Türk Ceza Kanunu (TCK), Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve özel düzenlemelerde yeni suç tipleri ve yeni tedbir mekanizmaları geliştirilmiştir.


2. Hukuki Çerçeve ve Yeni Suç Tipleri

2.1. Mevzuat Dayanakları

Siber suçlar, doğrudan TCK m. 243–246 arasında düzenlenmiştir.
Ancak dolaylı olarak TCK m. 135–140 (kişisel verilerin korunması), m. 142/2-e (bilişim yoluyla hırsızlık) ve m. 158/1-f (bilişim yoluyla dolandırıcılık) hükümleriyle bağlantılıdır.

Ayrıca, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) da tamamlayıcı niteliktedir.

2.2. Yeni Suç Tipleri

Dijitalleşme, klasik suçların “bilişim yoluyla işlenmesi” şeklinde yeni biçimlerini ortaya çıkarmıştır.
Güncel uygulamada öne çıkan suç tipleri şunlardır:

  • Veri ihlali (TCK m. 243) – Bilişim sistemine hukuka aykırı girme,

  • Sistemi engelleme veya bozma (m. 244/1–2),

  • Veri değiştirme veya yok etme (m. 244/3),

  • Bilişim yoluyla dolandırıcılık (m. 158/1-f),

  • Kişisel verileri hukuka aykırı kaydetme (m. 135),

  • Ses ve görüntülerin hukuka aykırı paylaşımı (m. 133),

  • Deepfake içerik üretimi (henüz doğrudan düzenlenmemiş, ancak m. 267 iftira ve m. 134 özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilmektedir).

2.3. Yargıtay’ın Genişletici Yorumları

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bilişim suçlarının kapsamını teknolojik gelişmelere göre genişletmektedir.
Örneğin;
Yargıtay 8. CD, 2022/5126 E., 2023/1011 K.

“Kredi kartı bilgilerini ele geçirip internet üzerinden alışveriş yapan failin fiili, hem bilişim sistemine girme hem dolandırıcılık suçunu oluşturur; zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.”

Bu karar, dijital eylemlerin birden fazla suç tipine temas edebileceğini göstermektedir.


3. Dijital Delillerin Kapsamı ve Hukuki Niteliği

3.1. Dijital Delil Tanımı

CMK’da “dijital delil” kavramı açıkça tanımlanmamıştır. Ancak CMK m. 134 bilgisayar ve bilişim sistemlerinde arama, kopyalama ve el koyma usulünü düzenler.

Dijital delil, elektronik ortamda saklanan her türlü veri, dosya, kayıt, e-posta, sosyal medya paylaşımı veya log bilgisidir.

3.2. Delil Toplama Usulü

Dijital delillerin toplanması üç aşamada gerçekleşir:

  1. Erişim izni (arama kararı) – Sulh ceza hâkiminden alınır,

  2. Kopyalama ve imaj alma işlemi,

  3. Hash (SHA) değeriyle veri bütünlüğünün korunması.

Yargıtay 16. CD 2021/2134 E., 2021/5865 K.:

“Dijital delillerin hash değeri alınmadan kopyalanması, delilin güvenilirliğini ortadan kaldırır ve hükme esas alınamaz.”

3.3. Hukuka Aykırı Delil Sorunu

Anayasa m. 38/6 ve CMK m. 206/2-a gereğince, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen dijital delillerin hiçbir hükme esas alınamayacağı kabul edilmiştir.
Örneğin, özel mesajların mahkeme kararı olmadan elde edilmesi veya sosyal medya hesaplarına gizlice erişilmesi delil yasağı kapsamındadır.


4. Tutuklama Tedbiri ve Dijital Suçlar

4.1. Tutuklamanın Amacı ve Şartları

CMK m. 100 uyarınca tutuklama, bir koruma tedbiridir; ceza değil.
Tutuklama kararı verilebilmesi için:

  • Kuvvetli suç şüphesi,

  • Kaçma veya delil karartma tehlikesi,

  • Ölçülülük ve zorunluluk şartları gerekir.

Ancak dijital suçlarda soyut gerekçelerle verilen tutuklama kararları, hak arama özgürlüğüyle çelişmektedir.

Yargıtay 16. CD 2022/2853 E., 2023/1921 K.:

“Dijital delil toplanması sürecinde failin kaçma tehlikesi bulunmadığı hâlde tutuklama uygulanması, ölçülülük ilkesine aykırıdır.”

4.2. Tutuklamada Ölçülülük İlkesi

Tutuklama son çare olmalıdır (ultima ratio ilkesi).
Dijital suçlarda genellikle sanığın kimliği bellidir, deliller dijital kayıtlardadır; bu nedenle adli kontrol veya elektronik kelepçe gibi alternatifler tercih edilmelidir.


5. Ayırma Tedbiri (Dosya Ayırma) ve Hak Arama Özgürlüğü

5.1. Ayırma Tedbiri Nedir?

Ceza yargılamasında ayırma tedbiri, bir soruşturma veya kovuşturma dosyasının bağlantılı suçlar veya sanıklar yönünden bölünmesidir.
Amaç, yargılamanın hızlandırılması ve delil değerlendirmesinin kolaylaştırılmasıdır (CMK m. 8–11).

5.2. Uygulamadaki Sorun

Özellikle örgütlü siber suç dosyalarında binlerce sanık bulunması nedeniyle mahkemeler dosyaları bölmekte, ancak bu durum savunma hakkını zayıflatabilmektedir.
Bazı sanıklar, ana dosyadaki delillere erişememekte ve hak arama özgürlüğü (Anayasa m. 36) kısıtlanmaktadır.

Yargıtay 5. CD 2023/1211 E., 2023/2294 K.:

“Ayırma işlemi, yargılamayı hızlandırma amacıyla yapılabilir; ancak sanığın savunma hakkını ortadan kaldıracak şekilde yapılamaz.”


6. Hak Arama Özgürlüğü ve Dijital Çağ

Hak arama özgürlüğü, Anayasa m. 36’da güvence altına alınmıştır.
Bu hak, ceza yargılamasında savunma, bilgiye erişim ve etkili başvuru unsurlarını içerir.

Ancak dijital suçlarda:

  • Gizlilik kararları,

  • Delil erişim kısıtlamaları,

  • Uzun tutukluluk süreleri,
    hak arama özgürlüğünü zedelemektedir.

Örneğin, sanık müdafinin dijital imaj dosyalarına erişiminin kısıtlanması adil yargılanma hakkı ihlalidir.
Anayasa Mahkemesi 2021/1328 B. No’lu kararında,

“Müdafiin dijital delillere erişiminin engellenmesi, savunma hakkını ihlal eder.”


7. Dijital Delillerde Gizlilik ve Mahremiyet Dengesi

Dijital delillerin toplanmasında en hassas konu, özel hayatın gizliliği ile kamu güvenliği arasındaki dengedir.

CMK m. 134 ve Anayasa m. 20 gereği, dijital veriler yalnızca hakim kararıyla incelenebilir.
Fakat pratikte “acil durum” gerekçesiyle savcılık veya kolluk tarafından yapılan kopyalama işlemleri, Yargıtay tarafından sıklıkla hukuka aykırı kabul edilmektedir.

Yargıtay 16. CD 2022/4965 E., 2023/2813 K.:

“Hakim kararı olmadan yapılan dijital veri incelemesi hukuka aykırıdır; sonradan alınan karar geriye yürütülemez.”

Bu içtihat, dijital ortamda elde edilen delillerin klasik “arama”dan farklı, özel koruma alanı gerektirdiğini ortaya koymaktadır.


8. Yeni Teknolojiler ve Ceza Hukukunda Kanunilik İlkesi

Siber suçlarla mücadelede karşılaşılan en önemli sorun, kanunilik (nullum crimen sine lege) ilkesidir.
Yeni teknolojiler, kanun koyucunun öngöremediği davranışları doğurur.
Deepfake, NFT dolandırıcılığı, yapay zekâ ile kişisel veri üretimi gibi eylemler TCK’da açıkça düzenlenmemiştir.

Bu durumda yorum yoluyla cezalandırma gündeme gelmekte, ancak bu durum ceza hukukunun temel güvenceleriyle çatışmaktadır.
Bu nedenle, öngörülebilirlik ve belirlilik ilkeleri zedelenmektedir.


9. Güncel Yargıtay ve AYM Uygulamaları

  • Yargıtay 8. CD 2022/5126 K.: Dijital delillerin doğruluğu hash değeriyle ispatlanmalıdır.

  • Yargıtay 16. CD 2023/1921 K.: Bilişim suçlarında tutuklama son çare olmalıdır.

  • AYM 2021/1328 K.: Müdafiin dijital delillere erişimi kısıtlanamaz.

  • Yargıtay 5. CD 2023/2294 K.: Ayırma tedbiri savunma hakkını zedeleyecek şekilde uygulanamaz.

Bu kararlar, dijital çağın getirdiği yeni suç tipleriyle mücadelede hukuk devleti ilkesinin korunması gerektiğini vurgulamaktadır.


10. Reform ve Uygulama Önerileri

  1. TCK’da dijital suçlara özel bölüm oluşturulmalı, “yapay zekâ destekli suçlar” açıkça düzenlenmelidir.

  2. Dijital delil toplama yönetmeliği hazırlanarak, kolluk ve savcılar için teknik standartlar belirlenmelidir.

  3. Tutuklama kararlarında ölçülülük denetimi güçlendirilmelidir.

  4. Ayırma tedbirinde savunma erişim hakkı yasal güvence altına alınmalıdır.

  5. Mahkemelere dijital delil uzmanı hâkim ve bilirkişiler atanmalıdır.

  6. CMK’da “dijital delil imhası” ve “veri saklama süreleri” açıkça düzenlenmelidir.


11. Hakkaniyet ve Denge

Ceza hukuku, toplumun güvenliği ile bireyin özgürlüğü arasında hassas bir denge kurmalıdır.
Siber suçlarla mücadelede devletin güçlü araçlara sahip olması gerekir; ancak bu araçların ölçüsüz kullanımı adil yargılanma hakkını ihlal eder.

Hakkaniyet ilkesi, devletin dijital dünyayı denetlerken bireyin özgürlük alanına keyfi biçimde girmesini engeller.

Bu nedenle ceza hukuku, “suçla mücadelede etkinlik” kadar “özgürlüklerin korunması” amacını da eşit derecede gözetmelidir.


12. Sonuç ve Değerlendirme

Teknolojinin hukuk üzerindeki baskısı, klasik ceza kurumlarını yeniden şekillendirmektedir.
Yeni suç tipleri ortaya çıktıkça, tutuklama tedbirlerinin sınırları, dijital delillerin hukuki değeri ve hak arama özgürlüğünün kapsamı da yeniden tanımlanmaktadır.

Sonuç olarak:

  • Siber suçlar artık klasik suçlardan ayrı, teknik ve delil temelli bir alan oluşturmuştur.

  • Dijital delil toplanması yargısal denetime tabi olmalı, hash değeri alınmayan veriler geçersiz sayılmalıdır.

  • Tutuklama, son çare olmalı; ölçülülük ilkesi korunmalıdır.

  • Ayırma tedbiri, savunma hakkını zedelememeli; dijital dosya erişimi güvence altına alınmalıdır.

  • Kanun koyucu, yapay zekâ ve siber alanla uyumlu yeni suç tipleri oluşturmalıdır.

Bu yaklaşımlar, ceza hukukunun teknolojik dönüşüme hukukun üstünlüğü temelinde uyum sağlamasının yegâne yoludur.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button