Single Blog Title

This is a single blog caption

Çekte İbraz Sürelerinin Kısalığı ve Uygulamadaki Sonuçları

Çekte İbraz Sürelerinin Kısalığı ve Uygulamadaki Sonuçları

1. Bölüm: Giriş – Çek Hukukunda İbrazın Önemi

Çek, modern ticari yaşamın en güvenilir ve aynı zamanda en tartışmalı ödeme araçlarından biridir. Hukuken kıymetli evrak niteliğinde olan çek, hem ödeme aracı hem de Türkiye uygulamasında sıklıkla görüldüğü üzere kredi aracı olarak işlev görmektedir. Ticaretin hızlı akışında, çekin “nakit gibi” kabul edilmesi, taraflar arasında güvenin tesisini sağlar. İşte bu noktada ibraz süresi kavramı, çek hukukunun kalbini oluşturur.

1.1. İbrazın Hukuki Anlamı

“İbraz”, çekin bankaya sunulması anlamına gelir. Hukuken ibraz, iki işlev taşır:

  • Tahsil işlevi: Hamilin bankadan karşılığı talep etmesi.

  • Borç ilişkisinin doğurduğu sonuçlar: İbraz edilmezse kambiyo hukukuna özgü başvuru hakları (rücu hakkı, kambiyo takibi vb.) kaybolur.

Dolayısıyla çekin ekonomik değer kazanması, ancak zamanında ibraz ile mümkündür.

1.2. Çekte İbraz Süresinin Ticari Önemi

Çekin en belirgin özelliği, ödeme aracı olarak hızlı tedavül etmesidir. Kanun koyucu bu işlevi korumak için ibraz sürelerini oldukça kısa tutmuştur. Amaç, çekin “vadeli borç senedi” gibi kullanılmasını engellemektir. Ne var ki Türkiye’de çek, yıllardır fiilen vadeli işlemekte ve “vadeli çek” adı altında bir kredi aracı hâline gelmiştir. Bu durum, ibraz süresinin kısalığını daha da tartışmalı kılmaktadır.

1.3. İbrazın İhmali ve Sonuçları

Bir çek, kanunda öngörülen süre içinde bankaya ibraz edilmezse:

  • Hamil, kambiyo senetlerine özgü takip yolunu kullanamaz.

  • Çekin karşılıksız çıkması hâlinde cezai yaptırımlar işletilemez.

  • Hamil, yalnızca genel hükümler çerçevesinde alacak davası açabilir.

Bu nedenle ibraz süresi, yalnızca usuli bir süre değil; çekin ekonomik işlevini belirleyen temel bir güven unsurudur.

1.4. Kısa Sürelerin Gerekçesi

Kanun koyucu, ibraz sürelerini kısa tutarak:

  • Çekin nakit gibi işlev görmesini sağlamayı,

  • Borçlunun uzun süre belirsizlik içinde kalmamasını,

  • Bankacılık sisteminin yükünü sınırlandırmayı,

  • Piyasada güveni tesis etmeyi amaçlamıştır.

Ancak uygulamada bu amaçların ne ölçüde gerçekleştiği ciddi bir tartışma konusudur.

1.5. Güncel Tartışmalar

Bugün, çek ibraz sürelerinin kısa olması nedeniyle pek çok sorun yaşanmaktadır. Özellikle:

  • Vadeli çek pratiği, ibraz süresi kavramını fiilen etkisiz hâle getirmektedir.

  • Teminat çekleri, çoğu kez süresinde ibraz edilmeyip daha sonra uyuşmazlığa yol açmaktadır.

  • Küçük işletmeler, ibraz süresini kaçırdıklarında alacaklarını tahsil edememektedir.

  • Elektronik çek ve dijital ödeme sistemleri, ibrazın hızını artırsa da yasal sürelerin kısalığı sorununu ortadan kaldırmamaktadır.

2. Bölüm: Çekte İbraz Sürelerinin Hukuki Çerçevesi ve Dayanakları

Çekte ibraz süreleri, çekin ticari hayatta hangi işlevle kullanılacağını belirleyen en temel unsurlardan biridir. İbraz süresinin kısa tutulması bir tesadüf değil, bilakis kanun koyucunun bilinçli tercihi olup, Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), 5941 sayılı Çek Kanunu ve yerleşmiş içtihatlarla ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. Bu bölümde, ibraz sürelerinin hukuki dayanakları ve sistem içindeki yeri ele alınacaktır.


2.1. Türk Ticaret Kanunu’nda İbraz Süresi

TTK m. 796 hükmüne göre ibraz süreleri şu şekildedir:

  • Düzenlendiği yerde ödenecek çeklerde10 gün

  • Düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecek çeklerde1 ay

  • Avrupa dışındaki yabancı ülkelerde düzenlenen çeklerde3 ay

Bu süreler, çekin düzenleme tarihinden değil, düzenlendiği günden itibaren işlemeye başlar.

Burada dikkat edilmesi gereken iki husus vardır:

  1. Sürenin niteliği: Bu süreler, hak düşürücü niteliktedir. Yani ibraz edilmediğinde, çekten doğan kambiyo hakları sona erer.

  2. Yer bakımından ayrım: Kanun koyucu, coğrafi mesafeyi dikkate alarak farklı süreler öngörmüştür. Yakın mesafelerde süre kısadır, uzak mesafelerde daha uzundur.


2.2. 5941 Sayılı Çek Kanunu’nda İbraz Düzeni

5941 sayılı Çek Kanunu, TTK hükümlerini tamamlayıcı niteliktedir. Bu kanunla:

  • İbraz sürelerinin titizlikle uygulanacağı vurgulanmış,

  • Süresinde ibraz edilmeyen çekler için karşılıksız işlem yapılamayacağı,

  • Dolayısıyla cezai yaptırımların da devreye girmeyeceği açıkça belirtilmiştir.

Bu noktada, ibraz süresi yalnızca alacaklı açısından değil, aynı zamanda cezai sorumluluk açısından da kritik bir dönemeçtir.


2.3. Çek Hukukunda İbraz Süresinin Kamu Düzeni Niteliği

Yargıtay, ibraz süresini kamu düzenine ilişkin kabul etmektedir. Bu yaklaşımın sonucu olarak:

  • Süreler kesin olup uzatılamaz.

  • Tarafların anlaşmasıyla bile süreler değiştirilemez.

  • İbraz süresinin geçmesi hâlinde senet, kambiyo vasfını yitirir ve adi senet niteliğine dönüşür.


2.4. Karşılaştırmalı Hukukta İbraz Süreleri

  • İsviçre ve Almanya: İbraz süreleri Türkiye’ye kıyasla daha uzundur.

  • ABD: Çeklerde “reasonable time” (makul süre) ilkesi uygulanmaktadır; belirli bir gün sayısı değil, ticari teamüller esas alınır.

  • Fransa: İbraz süreleri genellikle 20 gün olarak belirlenmiştir.

Türkiye’deki 10 günlük süre, uluslararası standartlarla kıyaslandığında oldukça kısa olup, bu durum uygulamada özel tartışmalara yol açmaktadır.


2.5. İbraz Süresinin Başlangıcı ve Hesaplanması

  • Başlangıç tarihi: Düzenleme tarihidir.

  • Tatillerin etkisi: Resmî tatiller süreye dahil edilir, süre tatil gününe rastlarsa takip eden iş günü geçerlidir.

  • Zincirleme ibraz: Birden fazla kez ibraz mümkün olmakla birlikte, bu ibrazların hepsi kanuni süre içerisinde yapılmalıdır.


2.6. İbraz Süresinin Sonuçları

  1. Süresinde ibraz edilen çek:

    • Karşılıksız çıkarsa, hamil kambiyo takibi yapabilir.

    • Borçluya karşı cezai sorumluluk doğabilir.

  2. Süresinde ibraz edilmeyen çek:

    • Kambiyo hukuku hükümleri uygulanmaz.

    • Hamil, yalnızca genel hükümlere dayanarak dava açabilir.

    • Cezai sorumluluk ortadan kalkar.

3. Bölüm: İbraz Sürelerinin Kısalığının Uygulamadaki Sonuçları

Çek hukukunda ibraz süresinin kısa tutulması, ilk bakışta ticari hayatın hızına uygun ve güven artırıcı bir tercih gibi görünmektedir. Ancak uygulamada bu kısalık, çoğu kez tarafların hak kayıplarına, çekin kötüye kullanılmasına ve yargı mercilerinde yoğun uyuşmazlıklara yol açmaktadır. Bu bölümde, ibraz sürelerinin kısalığının farklı açılardan doğurduğu sonuçlar incelenecektir.


3.1. Kambiyo Takip Hakkının Kaybolması

İbraz süresi içinde bankaya sunulmayan çek, kambiyo vasfını yitirir. Bunun sonucu olarak:

  • Hamil, İcra ve İflas Kanunu’ndaki kambiyo senetlerine özgü takip yolunu kullanamaz.

  • Çek, yalnızca adi senet gibi kabul edilir.

  • Alacaklı, alacağını ancak genel hükümlere dayalı alacak davası açarak tahsil etmeye çalışabilir.

Bu durum, pratikte zaman kaybı ve ekonomik mağduriyet doğurur. Çünkü kambiyo takibinin sağladığı hız ve kolaylık ortadan kalkar.


3.2. Karşılıksız Çeklerde Cezai Sorumluluğun Düşmesi

5941 sayılı Çek Kanunu’na göre, süresinde ibraz edilen ve karşılıksız çıkan çeklerde düzenleyene adli para cezası ve hatta çek düzenleme yasağı uygulanabilir. Ancak ibraz süresi geçtikten sonra bankaya sunulan çekler bakımından:

  • Karşılıksızlık işlemi yapılamaz.

  • Dolayısıyla cezai yaptırım doğmaz.

Bu durum, kötü niyetli borçluların lehine sonuç doğurmakta; çek düzenleme disiplini zayıflamaktadır.


3.3. Ticari Güvenin Zedelenmesi

Çek, iş dünyasında nakit gibi kabul edildiği ölçüde güven verir. Ancak ibraz sürelerinin kısa olması nedeniyle:

  • Küçük işletmeler ve tacirler, süreyi bilmedikleri için ibrazı kaçırabilmektedir.

  • Bu durum, alacaklıların güvenini sarsmakta ve çekin ticari işlevini gölgelemektedir.

  • Sonuçta, taraflar çek yerine farklı ödeme araçlarına yönelmekte, çekin tedavül kabiliyeti azalmaktadır.


3.4. Bankacılık Uygulamasındaki Sorunlar

Bankalar, ibraz süresini aşan çekleri işleme koymazlar. Bu kural:

  • Yasal olarak doğru olmakla birlikte, uygulamada müşteri–banka ihtilaflarına neden olmaktadır.

  • Hamil, çoğu kez ibraz süresini bilmediğinden, bankanın çekini kabul etmemesini haksızlık olarak görmektedir.


3.5. Vadeli Çek Uygulamasıyla Çelişki

Türkiye’de çekin “vadeli” kullanılmasının yaygın olması, ibraz sürelerinin kısalığını adeta işlevsiz kılmaktadır. Zira:

  • Taraflar, çek üzerine ileri tarih atarak kredi ilişkisi kurmakta,

  • Ancak yasal sistem, çekin düzenleme tarihinden itibaren çok kısa bir sürede ibraz edilmesini zorunlu tutmaktadır.

Bu çelişki, hem alacaklı hem borçlu açısından belirsizlik yaratmaktadır.


3.6. Teminat Çeklerinde Sorunlar

Çoğu sözleşmede, alacağın güvence altına alınması amacıyla “teminat çeki” alınmaktadır. Teminat çeklerinde:

  • Çek, çoğu kez uzun süre bekletilir.

  • İbraz süresi çoktan geçmiş olduğundan, teminat çekinin hukuki işlevi tartışmalı hâle gelir.

Yargıtay uygulamasında teminat çekleri, sebebe bağlılık nedeniyle farklı değerlendirilse de, ibraz süresinin kısalığı bu çeklerin fiilen etkisiz kalmasına yol açabilmektedir.


3.7. Küçük İşletmeler ve Tüketiciler Açısından Etkiler

Büyük şirketler ve bankalar, çek ibraz sürelerine hâkim oldukları için genellikle hak kaybına uğramazlar. Ancak küçük işletmeler ve tüketiciler:

  • İbraz sürelerini bilmediklerinden, çeki zamanında bankaya sunmazlar.

  • Bu durumda kambiyo takibi yapamaz ve cezai hükümlerden yararlanamazlar.

Bu durum, sistemin zayıf taraf aleyhine işlediği yönünde eleştiriler doğurmaktadır.


3.8. Yargı Yükünün Artması

İbraz sürelerinin kısa olması, davaların niteliğini de etkilemektedir:

  • Süreyi kaçıran hamiller, alacak davası açmak zorunda kalmaktadır.

  • Bu da icra daireleri yerine mahkemelere yük bindirmektedir.

  • Davalar yıllarca sürebildiğinden, çekin hızlı ve güvenli işlevi ortadan kalkmaktadır.

4. Bölüm: Değerlendirme ve Çözüm Önerileri

Çek hukukunda ibraz sürelerinin kısalığı, kanun koyucunun ticari güvenliği ve hızını sağlama amacına hizmet etse de, uygulamada çoğu zaman tarafların hak kaybına yol açmaktadır. Bu nedenle konuyu yalnızca normatif düzlemde değil, uygulama gerçekleri ile birlikte değerlendirmek gerekir.


4.1. Genel Değerlendirme

  • Olumlu yönleri:

    • Çekin nakit benzeri işlevini korur.

    • Borçlunun belirsiz sürelerle sorumlu kalmasını engeller.

    • Bankacılık sisteminin yükünü sınırlar.

  • Olumsuz yönleri:

    • Kısa süreler, çekin fiili kullanım biçimi olan vadeli çek uygulamasıyla çelişir.

    • Hamilin küçük bir dikkatsizliği, tüm kambiyo hukukundan doğan haklarını kaybetmesine yol açar.

    • Karşılıksız çeklerde cezai yaptırımların işletilmesini engelleyebilir.


4.2. Yargıtay Uygulamalarından Çıkan Sonuçlar

Yargıtay kararları, ibraz sürelerini kesin ve hak düşürücü kabul ederek istisna tanımamaktadır. Bu yaklaşım, hukuki öngörülebilirliği sağlasa da, adalet duygusu açısından her zaman tatmin edici değildir. Özellikle teminat çekleri ve vadeli çek uygulamalarında, mahkemelerin daha esnek bir tutum sergilemesi gerektiği yönünde doktrinde görüşler vardır.


4.3. Çözüm Önerileri

  1. Sürelerin Uzatılması

    • Yurt içi çeklerde 10 gün → 20 gün,

    • Farklı şehirler arası çeklerde 1 ay → 45 gün,

    • Yabancı ülke çeklerinde 3 ay → 6 ay,
      olacak şekilde yeniden düzenleme yapılabilir.

  2. Elektronik Çek Sistemleri

    • Elektronik çek uygulaması yaygınlaştırılmalı.

    • İbraz işlemleri dijital ortamda otomatik kayda alınarak süre tartışmaları en aza indirilmeli.

  3. Teminat Çekleri İçin Özel Düzenleme

    • Teminat amacıyla verilen çekler için ibraz sürelerine ilişkin istisna veya ayrı bir hukuki rejim öngörülmeli.

  4. Bilgilendirme ve Eğitim

    • Küçük işletmeler ve tacirlere yönelik eğitim programları düzenlenerek ibraz sürelerinin bilinçli şekilde takip edilmesi sağlanmalı.

  5. Yargı İçtihatlarında Esneklik

    • Yargıtay, teminat çekleri ve açıkça kötüye kullanılan durumlarda daha geniş yorumlarla hakkaniyeti gözetmeli.


4.4. Sonuç

Çekte ibraz sürelerinin kısalığı, ticari hayatın hızını ve güvenini sağlamak için konulmuş olsa da, Türkiye’deki fiili kullanım biçimleriyle örtüşmediği için uygulamada ciddi sorunlara yol açmaktadır. Hukukun temel amacı, yalnızca ekonomik işleyişi değil, aynı zamanda adalet duygusunu da korumaktır. Bu nedenle:

  • Kanun koyucu, süreleri günümüz ticari hayatına uygun hâle getirmelidir.

  • Bankacılık sistemi, dijital çözümlerle ibraz işlemlerini kolaylaştırmalıdır.

  • Yargı mercileri, hakkaniyet çerçevesinde istisnai durumları gözetmelidir.

Ancak bu sayede, çekin hem güvenilir bir ödeme aracı hem de ticari hayatta vazgeçilmez bir enstrüman olarak varlığını sürdürmesi mümkün olacaktır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button